Evlenen Çiftlerin İş Yaşamları

Evlenen çiftlerin iş yaşamlarıyla ilgili fazla bir sorunlarının olmadığım sanmak geçekten, fantastik bir sanıdır. Bazen evli çiftlerin her ikisi bazen de biri çalışmak durumunda olabilir.

Çalışan eş, çalışmayan eşe yaşamın hemen her sahasında yardımcı olmalıdır. İş yaşamında bu ilke sarsılmaz bir şart olarak, hemen her ailenin mefkûresi olmalıdır. Bazılarının söylediği gibi "Çalışsın getirsin işte, ben yemeye bakana!" şeklinde dillendirilen sakat ve tutulabilecek hiçbir temiz yanı bulunmayan bir düşünce, evlilik kurumuyla alakalı bir düşünüş değildir.

Evli çiftlerin her ikisi de, çalışmak zorunda olabilir. Bunun garipsenecek bir yanı yoktur Ama her ikisi de çalışan eşler, yine yaşamın hemen her sahasında birbirlerinin yardımcısı olmak zorundadır. Eşlerden hiçbiri, "Ben de çalışıyorum" söyleminin arkasına gizlenmemelidir. Bu durumda gidilecek sonuç, hiç de hoş neticelere gebe değildir. Ayım zamanda, "ben de çalışıyorum" söylemi ile birtakım ukalalıkların cereyan ettiği ailelerde de karşılaşılan sorunlar vardır ve bu sorunları hiçbir şekilde kişiler dışında kimse çözemez. Kişinin çalışıyor olması, onu imtiyaz sahibi yapmaz. Hele bu imtiyazlar, kabul edilecek türden imtiyaz talepleri değilse... Çalışan hemen herkesin iş alanında, işiyle ilgili sorundan olabilir. Bundan aile içinde mütalaa edip, sıkıcılık üretmemelidir. Bu paylaşım, dört köşesi mamur bir biçimde, eşler arasında paylaşılmalıdır. Bu paylaşım, eşlerin gün boyunca ne tür zorluklan göğüsleyip, akşam aynı çatı altında birleştiklerini, o gün hangi haleti ruhiye içinde olduklannı eşlerine ifade ve arz etmeleri açısından önemlidir.

Bu eş ister çalışan eş olsun, isterse de çalışmayan eş olsun, fark gözetilmeksizin, paylaşılmalıdır. Tabi burada önemli bir husus vardır ki, çoklan burayı görmezlikten gelir. O da; eşlerin iş alanını konu ettiklerinde, hep olumsuzluksan paylaşmadan ve bunu da, bir sübjektiflik, kendilerini haklı kılıcı tarafgirlik içinde paylaşmalarıdır. Bu durumun devamlılığı eşlerin, birbirlerinin işlerine ve birlikte iş yaptıksan kimselere veya iş arkadaşlanyla üstlerine karşı gizli bir kin ve nefretle dolmalarına neden olur. Bu durumun meydana gelmemesi için, eşler iş yaşamlannın keyifli taraflarını da paylaşmalı, çalışmadan esnasında, eşleriyle paylaşmak istedikleri güzellikleri bir kenara not etmelidirler. Bunu yaparken de fazla abartıya gitmemeye özen göstermelidirler. Bazı çalışan bayanların, iş alanlarında cereyan eden olumsuzlukları veya olumlulukları, kendi mantık süzgecinden geçirerek, "erkeğe her şey söylenmez!" felsefesiyle davranıp, tıpkı kapalı rejim sansürcüleri gibi naklettikleri, konuyu sansürleyerek söylemeye çalışma meraklan vardır. Bu sansürleme durumunda, anlattıksan konunun bölük pörçük ve anlaşılmaz bir hal aldığının farkına bile varmazlar.

Tabi bu durumda, eşleri onların anlattıksan konudan bir şey anlamadıklanndan, soru sorma ihtiyacı duyarlar. Sansürlenmiş bir konu hakkında kim tatsılatlı cevap verir ki? Elbette erkek sorusuna cevap alamayacaktır. Bu durum birkaç kez tekrar ettiğindeyse, erkek eşinin iş alanı konularına kayıtsız kalacaktır. Bu durumda kadın: "benim anlattıklarımı enteresan bulmuyor, sözlerime kıymet vermiyorsun" şeklinde serzenişlerde bulunmakta gecikmeyecektir. Burada söylenecek söz şudur ki, çalışan bayanlar çok dikkatli olmak zorundadırlar. Tam olarak paylaşmayacaksan konuyu katiyen, eşlerine açmamalıdırlar. Bu ister iş alanı içinden bir konu olsun, isterse de, yaşamın diğer bir sahnesinden gelen bir konu olsun. Eşleriyle paylaştıkları konularda net olsunlar. Naklettikleri mesele her neyse, ne abartıya ne de eksiltrneye gitsinler. Bir de kadın, "erkeğe her şey söylenmez!" felsefesinden uzak durmalıdır. Erkeğe söylenmeyecek hiçbir şey yoktur. Bir kadının eşinden saklayacağı veya "belki bir yerden duyar" düşüncesiyle, alabildiğine sansürleyerek aktardıksan meselelerin bu biçimi, aslında eşlerini daha fazla yıpratmaktadır. Bazı erkekler de, evliliklerinde yoğun ve yıpratıcı iş yaşamının sıkıntılarını, aile ortamına taşımaktan imtina ederler. Kadın buna anlayış göstermelidir. Belki kişinin gerçekten çok sıkıntılı bir iş yaşamı vardır ve o, bu iş sıkıntılannı, tek kişilik görüyordur.

Eşinin, sıkıntılarını paylaşmakla bunalımlar yaşayabileceği düşüncesiyle, bir miktar ketum olabilir. Bilhassa çalışmayan ve iş yaşamında da herhangi bir tecrübesi bulunmayan bayanlar, bu konuda eşlerinin üstlerine gitmemelidirler. Çünkü bazı konularda, herhangi bir bilgisi olmayan kimseler, bilgileri olmadığı konunun açmazlanyla karşılaştıklarında daha fazla panik olabilirler. Onlar, eşlerinin dirayet ve maharetlerine güvenip, bir miktar sabır göstererek, pek çok meseleyi halledebilirler. Bazen sabırlılık, paylaşımdan daha çok işe yarayabilir. Mamafih, saban ölüm dışında, deva olmadığı hiçbir illet yoktur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp