Evlenecek Çiftlerin Aileleri Yeni Kurulan Aileye Nasıl Bakılmalı

Evlenecek Çiftlerin Aileleri Yeni Kurulan Aileye Nasıl Bakılmalı :

Bazen kız ve erkek tarafının, evlenen çiftlerin yeni oluşturdukları aileyi, bir rekabet ortamına çekereesine sahiplenme yoğunluğu yaşadıklarını görebiliyoruz. Evlenen çiftlerin ailelerinin, bu sahiplenme yönelişleriyle birlikte, evlilerin yeni oluşturmaya çabaladıkları aileye yön verme ve kendi aileleri düzeneğinde bir aile oluşturma, kendilerine benzetme, kendi anlayışlarının adeta bir uzantısı olması için, uğraş içinde oldukları gözlenmektedir. Burada söz konusu edilen taraf, ister kız tarafının ailesi isterse de, erkek tarafının ailesi olsun, bu tutumlarıyla bir yanlışı geliştirme gayretinden başka bir gayret sergileyemezler. Tabi yanlışı tesis etmek her zaman kolay bir iş olmadığından, istemleri başka istemlerle çarpışınca da, girilen gergin atmosferde, huzursuzluklar, kınlamalar ve gönül yaralayıcı söz ve eylemlerin vuku bulması kaçınılmaz olmaktadır. Oysaki yeni tesis edilen aile, bu aile içinde yaşayacak bireylerin istem, arzu ve anlayışlanna göre şekillerımelidir. O aileye hiçbir taraf, her ne gaye ve maksatla olursa olsun, müdahil olmamalıdır.

Bir alana yapılan herhangi bir müdahale, karşıt bir müdahaleyi doğuracağından, yeni tesis edilen aile, huzur dolu bir atmosfer yerine, müdahalelerin çarpıştığı bir arena oluvermektedir. Böyle bir ortamda, herhangi bir huzurdan söz etmek mümkün değildir. Yeni evlenen veya evlenecek olan çiftleri huzursuz edecek düşünce, yorum, hal, fiil ve müdahale hakkı, hemen hiçbir aile tarafında özel bir imtiyazlılıkla yoktur. Aileler ancak kendilerine bir fikir sorulduğunda, orta yollu bir yorumda bulunabilirler ama kesinlikle, yeni tesis edilen ailenin şekillenmesinde, herhangi bir kesin kanaat ve hüküm içeren beyanda bulunmamalıdırlar, Evlenen çiftlerin oluşturacakları veya oluşturdukları yeni aile ister kız tarafı olsun, isterse de erkek tarafının ailesi olsun, hiçbirinin yedi altında değildir. Hiçbir taraftaki ailenin de arka bahçesi konumunda olmamalıdır.

Bu aile, bağımsızlığı kadar özgür, özgürlüğü kadar da, sorumlulukla huzurlu ve mutlu olabilir. Hiçbir aile, akrabalık bağları her ne olursa olsun, bir başka ailenin, gözetim ve hegemonyası altında, özgür, sorumlu ve huzurlu olamaz. Aile oluşturan kişiler, yetişkin kişilerdir ve yetişkin kişiler de kendi aileleri için, kendileri belirleyici ve yön verici olabilirler; Belki bir müddet için yanlış bazı uygulamalarda bulunabilirler ama kendi imkânlarını kendileri en iyi değerlendirme yöntemini, kendi kurdukları aile anlayış ve yorumu çerçevesinde, kısa zamanda öğrenirler. Doğru veya yanlış uygulamalarıyla, kendilerine özgü bir tecrübenin sahibi olurlar. Bu tür tecrübe, bilgilerin en iyisidir. Bireylerin, kendi tecrübeleriyle oluşturduksan bilgi birikimi kadar kalıcı, hiçbir bilgi birikimi yoktur.

Aile atmosferine ait bilişim ve gelişim, ailenin kendine özgü karakteristik anlayışıyla şekillendiği zaman, insan kümelerinin bir araya gelişi, aile biçimini alır. Yoksa bir iki kişinin bir araya gelişiyle, kümeler oluşturan her insan topluluğu bir aile hüviyeti kazanmış olmaz. Aile hüviyeti, özgün bir karakter sergilemelidir. Bu tez çerçevesinden baktığımızda, aile atmosferinin şekillenmesi sürecine hitap eden, pek çok farklı çizgi ve biçimde ailelere dönük eşyanın tasarlanıp, piyasaya arz edildiğini görürüz. Hâlbuki aile tek bir veya birkaç anlayış çerçevesinde şekillenecek olsaydı, o zaman bir iki modelle yetinen ailelere yönelik eşya üreten tasarımcılar, tasarım için uzun müddet uğraş ve muazzam masraflarla farklı ürünler imal etme sıkıntısı içine düşmezlerdi. öte yandan, ailelerin kendine özgü karakteristik bir anlayış ve yorumu olmasaydı, yetişen insan türlerinin karakterleri de birbirinin taklidinden başka bir faklılık sergilemez, iyi taklit veya kötü taklitten öte gidemezdi.

Evlenen çiftlerin aileleri, yeni tesis olunan aileye ayın mesafede ve ayım anlayış içinde bakmakla yükümlüdür. Tabi bu telkirı de, yeni oluşturulan aileye karşı hiçbir yükümlülükleri olmayacağı anlamına gelmemelidir. Bunun için, aile olma çabası içinde olan evlenecek kimselere gerekli anlayış, evlenme çağına gelinceye kadar geçen süreç içinde, aileler tarafından muntazam bir idrakle öğreti biçiminde sunulmalıdır. Böylelikle, onlar da hangi taraftaki aileye hangi mesafede duracaklarını bilir ve herhangi bir beklenti ve yaklaşım içine girmezler.

Aksi halde, yeni oluşturulan aile fertlerinin, birtakım beklenti ve yaklaşımına, hangi tarafın ailesi olursa olsun, bir şekilde cevap vermek durumunda kahır ve bu da karşı taraftaki ailenin de, benzer bir cevap hakkını, yeni oluşturulan aileye aynı şekilde müdahil olma gerekliliğini doğurabilir. çünkü hemen her ailenin anlayış ve idraki farklıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp