Çocuk Biyolojik Bir İmalat Mı?

Çocuk Biyolojik Bir İmalat Mı? :

İnsanı maddi varlığıyla boyutlandırarak değerlendirdiğimizde, onun estetik yaratılışlılığıyla birlikte, mükemmel bir biyolojiye de sahip olduğunu, böylece de biyolojik bir varlık olduğunu da anlamış oluruz. İnsan, dünyayla tanıştığında genellikle bir biyolojik varlık olarak değerlendirilir.

İnsan yavrusu, dünyaya geldiğinde, sadece bir bebektir. Annesinin ve babasının isim ve unvanıyla tanımlanıp, anımsanan bir bebektir. Bebeğin doğum anında insanların ilk akıllarına gelen soru, "sağlıklı mı?" sözcüğüdür. Burada sorgulanan sağlık hiç kuşkusuz ki, bebeğin, organizması ve biyolojik yapısının sağlığıdır. 0, sağlıklı veya sağlıksız olmasıyla değerlendirilir. Aileler, be beklerinin sağlıklı oluşuyla öğünmezler ama derin bir rahatlama içine girerler.

İnsanı, oluşumunun ilk anından, yaşamının son anına kadar, biyolojik bir imalat ürünü olarak de değerlerıdirebiliriz. Bazıları, insanın bu şekilde yorumlanmasına karşı çıkıyor olsalar da, insanın biyolojik bir ürün olarak analiz edilmesinin, onu herhangi bir eşya, sıradan canlı türlerinden bir tür veya bir bitki olarak yorumlamadığımız ve insan olarak muhterem sayıp, ona hak ettiği değeri verdiğimiz sürece, biyolojik bir imalat olarak kritik etmemizin, herhangi bir sakıncası yoktur. İnsan psikolojik olarak, bir ruhsal sağlığın ve gelişimin sahibi olmazdan önce, biyolojik bir bünyenin sahibidir.

İnsanın biyolojik geçmişi, psikolojik geçmişinden daha eski bir tarihi kapsar. İnsan psikolojik kimlik sahibi değilken, biyolojik bir kimliğin sahibidir. Hamileliğin ilk aşaması, biyolojik bir aşamadır. İnsanın ilk oluşumu ve bu oluşumunun gelişim evreleri hep birer biyolojik aşamalarla doludur. İnsanın biyolojik bir imalat olması ve bu imalatın aşamalannın bulunması, bizi insanın biyolojisi üzerinde düşünmeye, bu imalat aşamalannda da dikkatli olmaya sevk eder.

Erkek bedeninde milyarlarca biyolojik gelişimin ve erkeğin binlerce biyolojik faaliyetinin sonucu olarak yapılaşan spermin, kadının yine milyarlarca bedensel gelişim ve faaliyetinin bir neticesi olarak vücut bulan, dişilik yumurtasının birbiriyle buluşup kaynaşmasıyla başlayan bu biyolojik faaliyeti, insanlar döllenme, daha sonraki aşamalarda da hamilelik veya gebelik gibi aşamalarla tanımlarlar. Evet, insanın biyolojik imalatı, erkek spermi ve kadın yumurtasının buluşup, kaynaşmasıyla başlamış olur. Bu gelişim sıradan bir gelişim olarak yorumlanacak olursa, bunun olağanüstülüğü veya söz konusu edilecek bir yanı yoktur. Ancak, bu gelişim ve eylemlerin, hemen dikkatimizi çeken başka bir yönü vardır ki, orada, düşünen akıl için ilginçliklerle dolu bir yaşam mücadelesi vardır.

Kadın, her ay yenilediği organizmasıyla, kendisini adeta bu imalat için hazırlar. Erkek spermlerinin, kadının döl yoluna düşmesiyle birlikte; spermler kendi boyutlarıyla hiç de orantılı olmayan, büyük bir Yolculuğa çıkmış olurlar. Bu yolculuk, döl yolundan, rahme uzanan yaklaşık sekiz saatlik bir yolculuktur. Spermin fiziki yapısı ve rahmin boyutu orantılandınldığında, gerçekten de hayret verici bir yolculuktur bu. çünkü spermler bu yolculuk esnasında, büyük bir enerjiye ve önemli bir dinamizme sahip olmak zorundadır. Hijyen açısından da, kendilerine zararlı olabilecek, her türlü asidik ortamdan arındırılmış bir yola ihtiyaçsan vardır. Spermin kendi yapısı içinde, bu uzun YOlculukesnasında, ihtiyaç duyabilecek azık veya dinamizm kaynağı olacak, früktoz maddesi, onun sekiz saatlik enerjisini, tam olarak karşılayabilecek miktarda, hilkaten bulunur. Bu yarışta yaklaşık yarım milyon sperm, adeta bir maraton başlatırlar.

Bu maratonda ikincilik veya üçüncülük gibi unvanlar yoktur. Bu maratonun galibi, sadece tek bir sperm, çok istisna olarak da birkaç spermdir. İşte bu seyirle başlayıp biten insanın biyolojik imalatında, hırs ve gazap, sevgi ve arzu, şehvete bürünmüş bir bütünlükle, çiftleri o biyolojik imalata sevk eder. İnsanın bidayetinde şehevi yönelişlerin yerleşik olması bir noktada da şarttır. 0, biyolojik eylemi tetikleyen, bu iç içe geçmiş Duygulara şahikaya ulaşmasıyla, bir anlamda da bireylerin şuurları geçici bir bulanıklık yaşar. İnsanın biyolojik üretiminin temelinde, iç içe geçmiş bu duyguların varlığı dikkatimizi çektiğinde ve insanın bidayetinde, her türlü hijyenin teminin mutlak şart haline gelmesi, (spermin erkek tarafındaki yolculuğunda ise) geçeceği yollan, kısa bir zaman önce ve çok ani bir kararlılıkla asidik durumlardan arındınlmış olması da, insanın temizlik ötesi, hijyenik bir ortamda üremesinin şart olduğunu, temiz bir ortamda vücut bulması, temiz bir ortamda gelişip, büyümesi ve temiz bir ortamda hayat bulmasının gerekliliğini gözler önüne serer. Bu temizlik, gerek fiziki ve biyolojik manada olsun ve gerekse, madde ötesi bir temizliğin, insanın biyolojik yaşam sürecinin başlatılıp, sürdürülmesi açısından, önemli bir koşul olarak ortaya çıkması bizi şaşırtmamalıdır.

İnsanın bidayetinde, gerek erkek sperminin oluşumunda ve gerekse kadın yumurtasın oluşumunda, bireylerin hem maddi hem de manevi açıdan temiz ve pak bir şekilde beslenmeleri, ortaya koyacakları biyolojik ürünün, nitelik ve niceliğinin verimliliği için büyük önem arz eder. Kişi, dengesiz beslenme, yetersiz gıdalaşma ve başkalarıma haklarını gasp ederek, geliştirdiği bir bünyede, biyolojik bir yapı oluşturup, orada gelişen sperm ve yumurtanın döllenmesinde, başkalarının haklarından hiçbir parçanın bulunmadığım iddia edemez. Başkalarının haklarını yiyen bir bedende, en küçük zerresine kadar, başkalanmn haklan, o haklar sahip veya sahiplerine, hakkınca iade edilinceye kadar mevcuttur. Bu hakları, insanın biyolojik üretiminde de bir katkı olarak değerlendirmiş olmak, nesillerin bekası için, maddeten olmasa bile, manen tehlikelidir. İnsanın biyolojik üretiminde, her türlü hijyen ve temizlik, olmazsa olmaz koşuludur. Sonra bu üretimin diğer her türlü gelişiminde sürdürülen, o arî ve duru paklık, kişinin yaşamı boyunca devam ettirildiğinde ortaya çıkan sonuca, hemen herkes, 'işte insan!' demeye kendini adeta zorunlu hisseder.

Belki şahsiyetlerinin yüceliğiyle insanlığı olduğu kadar, tüm kâinatı etkileyen insan, yaşamında fırsatsan değerlendiren kişilerden çok, bünyesi biyolojik üretim aşamalarımda görülen ve görülmeyen temizliğe dikkat etmiş olan, ebeveynlerinin salt kendi emek ve enerjileriyle. katıksız bir an ve paklığının sahibi olmuş ve bu katıksız paklığım daha sonraları da kendisi sürdürebilmiş, maddi ve manevi bünyesine, hiçbir hak ve hukuk kanştırmamış insandır. Evet, insan aynı zamanda, biyolojik bir üründür ve bu ürün, diğer her türlü biyolojik üründen apayn bir özelliğin ve güzelliğin sahibidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp