Taylan Kümeli Anti-oksidan Besinler Ve Yaşlanma

Taylan Kümeli Anti-oksidan Besinler Ve Yaşlanma :

 Anti-oksidan Besinler Ve Yaşlanma



Serbest radikaller bedeninizin anti-oksidan aktivitesinden daha yoğun olduklarında bir dengesizlik oluşmakta ve hücrelerinizde oksidatif hasar meydana gelmektedir. Bu şu anlama gelir: Serbest radikallerin üstün gücü anti-oksidan potansiyelinizden fazlaysa vücudunuzdaki hücreler paslanıp yaşlanır, yenilgiye uğrar. Yaşla birlikte vücut daha fazla serbest radikale maruz kalır ve daha fazla serbest radikal üretir.
 
 Diğer taraftan bedeninizin doğal anti-oksidan üretimi siz yaşlandıkça azalır. Sonuçta bedensel vezihinsel gücünüzde bir düşüş meydana gelir.Bazı uzmanlara göre anti-oksidan üretimi 25yaşından itibaren yavaşlamaktadır.Yaşlandıkça daha fazla ek antioksidanalmalısınız ki, gençlik dengesini daha iyiyakalayabilesiniz. Antioksidanların serbest radikallerle savaşma yetenekleri farklıdır. Ne kadar güçlü ve etkili olurlarsa "anti-oksidan kapasite güçleri" de o kadar fazladır. Bu nedenle her besin aynı güçte anti-oksidan etki gösterememektedir. Antioksidanlardan yüksek olan besinler "Oksijen Radikali Emme Kapasitesi" (ORAC) yüksek olan besinler olarak bilinirler.

Tufts Üniversitesi'nde yapılan çalışmalarda hemen hemen her besinin ORAC değeri araştırılmış ve sebze ve meyvelerin en yüksek anti-oksidan içeriğine ve ORAC değerine sahip oldukları bulunmuştur. Ancak henüz çoğu kişi günlük olarak önerilen beş porsiyon sebze ve meyveyi tüketmedikleri için bu doğal anti-oksidanların gücünden mahrum kalmaktadır. Yüksek ORAC içeren sebze ve meyvelerin tüketilmesi ya da ORAC içeriğine bakılmaksızın genel olarak tüketimin iki katına çıkarılması durumunda, kandaki anti-oksidan gücün yüzde 13-25 oranında arttığı belirlenmiştir.

Antioksidan besinler ile yaşlanma etkilerini azaltın


Yaşlanıyoruz... Yüzümüzdeki çizgiler belirginleşiyor, cildimiz kuruyor... Bunları engellemek için çeşit çeşit kozmetik ürünler kullanıyoruz. Oysa doğal besinlerden faydalanarak bu etkileri azaltmak mümkün...

Günümüzde ağırlaşan yaşam şartları ve stres yaşlanma etkilerinin çok daha erken görülmesine neden oluyor. Bu sebeple çoğu kadın belli bir yaşa gelince, yaşlanma etkilerini geçirecek anti-aging kremler, serumlar kullanmaya başlıyor. Peki ya bedenimize iyi bakarsak, doğru beslenmeyi ihmal etmez, doğanın bize sunduğu sağlıklı besinleri tüketirsek? İşte o zaman hem kozmetik ürünlere ve bu ürünlerin sağlayacağı yapay desteğe çok daha geç ihtiyaç duyar hem de daha sağlıklı bir cilde sahip oluruz. Aslında hiç bir şey için geç kalınmış değil. Alışveriş listelerinizde yapacağınız ufak değişikliklerle ihtiyacınız olan antioksidanları doğal besinlerden alabilirsiniz.

Neler mi bu mucizevî besinler?



Yabanmersini, kızılcık ve çilek
Antioksidan bakımından son derece zengin olan bu meyveler, yaşın ilerlemesiyle ciltte meydana gelen bozulmaları engelleyici özelliğe sahipler. Özellikle yabanmersini bu listenin başında geliyor. Her gün tüketeceğiniz yaklaşık 100 gr kadar yabanmersini, kızılcık ya da çilek hem yaşlanma etkilerini azaltıyor hem de beyin hücrelerinin yenilenmesini sağlıyor.

Kırmızıbiber, portakal, çam fıstığı, kavrulmuş ayçiçeği tohumu
Bu sebze ve meyvelerde bulunan C vitamini ciltte meydana gelen yaşlanma etkilerini geciktirici özelliğe sahip. Ayrıca çam fıstığı da içerdiği linoleik asit sayesinde yaşlanmayı geciktiriyor. Yapılan araştırmalara göre, yaşı ne olursa olsun, güneş ışını veya diğer etkilere maruz kalan bir kadının, bu besinlerden yeterli derecede C vitamini ve linoleik asit aldığında, cildinde daha az kırışma ve kuruluk oluşuyor.

Kakao
Antioksidan olarak yeşil çayı tercih ediyorsanız artık bundan vazgeçebilirsiniz. Çünkü bu konuda kakao, kırmızı şarap, yeşil çay ve siyah çaydan önde geliyor. İçerdiği antioksidan maddeler sayesinde kakao cildinizi yaşlanma etkilerinden koruyor hatta yağsız sütle birlikte tüketildiğinde kemiklerinizi de güçlendiriyor.

Ispanak, lahana ve karalahana
Yapılan araştırmalara göre özellikle yeşil yapraklı sebzeleri fazla tüketen insanlarda hafızanın daha kuvvetli olduğu, unutkanlığın azaldığı ve zihinsel fonksiyonların daha iyi çalıştığı gözlemleniyor. Ayrıca bu mucizevî besinler içerdikleri antioksidanlar sayesinde yaşlanma etkilerini de azaltıyor.

Antioksidan bitkiler

Serbest radikaller ve bunların zararlarından bizleri koruyan antioksidanlardan sık sık bahsediyoruz. C ve E vitamini, beta karoten ilk akla gelenler. Bunlara ilaveten coenzym Q-10 gibi antioksidanlar da çok tanınıyor. Bu tip görevleri üstlenebilen çok çeşitli bitkiler de var. Ancak unutulmaması gereken, her bitkisel maddenin zararsız olmadığıdır. Bazı durumlarda, tıpkı ilaç etkileşimi gibi, yan etkilere de neden olabilirler. Antioksidan özelliği olan bu bitkilere bazı örnekler şunlardır:

Ginkgo Biloba: Hafızayı ve konsantrasyon yeteneğini güçlendirmeye yardımcı olur. Yorgunluğu, baş dönmesini ve kulak çınlamasını azaltır.

Sarımsak:
Antioksidan olan organosülfür bileşikleri, gallik asit içerir. Virüs ve bakteri enfeksiyonlarından korur, hazımsızlığı önler. Üst solunum yolu hastalıklarında akciğerlerdeki ve bronşlardaki mukusu inceltir. İdrar söktürücüdür. Tansiyonu dengeler. Total kolesterolü düşürür. Kan pıhtılaşmasını azaltıcı özellik taşır. Her gün 1-2 diş sarımsak bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olabilir.

Ginseng: Uyarıcı etkisi vardır. Afrodizyak olarak kullanılabilir, zihinsel ve fiziksel iyi hali artırabilir. Menopoz şikayetlerine iyi gelir.

Üzüm çekirdeği ekstresi: Damar sertliğini, serbest radikallerin zararlarını önler, kan dolaşımını artırır. İltihap giderici etkisi vardır. Yara iyileşmesini hızlandırır.

Soya fasulyesi: İçinde genistein, daidzein denilen güçlü antioksidan olan isoflavonlar vardır. Fasulyesi, filizi, sütü, unu, eti ve kıyması vardır. Soya fasulyesindeki fitoöstrojenler, menopoz sıkıntılarının ve semptomlarının hafifletilmesinde yardımcı olabilir.

Çay:
İçerisinde kateşinler ve kuarsetin adı verilen çok güçlü antioksidanlar vardır. Bir bardak yeşil çayda 375 miligram, bir bardak siyah çayda 210 miligram kateşin bulunur. Çayın konsantrasyonu artırıcı etkisi vardır. Kalp ve damar sistemi hastalıklarını önlemede yararları bulunmaktadır.

Soğan, kereviz, pırasa, lahanagiller: Bunlarda da çeşitli antioksidan polifenoller bulunur. Kansere karşı koruyucu etkileri vardır. Kanserojen nitrozaminlerin oluşumunu engellerler.

Yaban mersini, çilek, ahududu, böğürtlen:Güçlü bir antioksidan olan antosiyanin ve flavonoidleri içerirler. İnflamasyonlara karşı koruyucu olup, lutein içerikleriyle katarakt ve retinopati gibi gözle ilgili hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak kullanılırlar.

Domates, kayısı, greyfut, karpuz:
Çok güçlü bir antioksidan olan likopen bakımından zengindirler. Likopen meme, prostat kanseri gibi bazı kanser türlerinin riskini azaltır. Kalp-damar sistemi hastalıklarına karşı koruyucudur.

Turunçgiller: Limonen, fenolik asid gibi antioksidanları içerirler. Deri, meme ve akciğer kanserleri başta olmak üzere kanser riskini azaltırlar. C vitamini kaynağı olduklarından cildin elastikiyetini korurlar. Vücutta, demir gibi bazı besin öğelerinin emilimini artırırlar.

Yabani enginar:
Silmarin denilen bir kimyasal bileşik içerir. Karaciğer hücrelerini hasardan korur. Safra üretimini ve bunun bağırsağa akışını artırır. Kronik inflamatuar hepatitlerde (karaciğer iltihabı) ve karaciğer yağlanmasında tedaviye yardımcı olarak kullanılabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp