Zihin Ve Mide-Bağırsak Sistemi

Bu, hem hekimler hem de sıradan insanlarca içinde duygusal etkenlerin rolü olduğunun kabul edile geldiği bir alandır. Ancak hala pek çok kimsenin işlerinin gerilim kaynaklı olduğunu söylemesine karşın bunun aksini ısrarla kanıtlamaya çalışan pek çok doktor bulunmaktadır. Mide-bağırsak sistemi konusuna odaklanan herhangi bir tıbbi dergiyi (ilginç bir ada sahip olan Cu! (Bağırsak) bunlardan biridir) incelerseniz tamamen "bedensel" nedenleri öne süren ve asla duygulara değinmeyen pek çok makale bulabilirsiniz. Bu sözünü etmiş olduğumuz, hastalığın fizik ve kimyasının gitgide daha da odak haline getirmeye yönelik tavrın bir uzantısıdır.

Bu konu üzerinde yürüttüğüm on yedi senelik çalışmalarım süresince mide-bağırsak durumsan ve GMS arasında sürekli bir bağlaşıklık olduğunu gördüm. En yaygın olarak hastalarda mide ekşir nesi, mide fıtığı (ki bu mide ülserinin bir parçası gibi görünmektedir), huzursuz bağırsak sendromu, spastik kolon, kabızlık ya da gaz sorunlar görülmektedir.

GMS'de de olduğu gibi bunlar anormal otonom işlev olarak adlandıracağı şeyin sonuçlandır ve bana kalırsa GMS'den sorumlu olan duygusal etkenlerin aynıları tarafından harekete geçirilmektedir. Bu rahatsızlıklar otuz-kırk sene öncesine göre seyrelmiştir ancak bunun nedeni endişe ve öfkeye karşı bedensel savunma olarak GMS'nin tercih edilir olmasıdır. Artık ilaçlar bu rahatsızlıklar giderebildiklerinden hastanın dikkatini bu yöne çekecek bir şey de kalmamaktadır ve psikofizyolojik bir sürecin temel ereği de budur; dolayısıyla beyin GMS gibi yeni yollara yönelmektedir. Görülme sıklığındaki bu düşüş tıp literatüründe de belgelenmiştir.

Mide-bağırsak sorunlarının duygularla ilişkili olduğunun en vurucu örneği de GMS öykülerinden birinde seminerlerde eşine eşlik eden bir adamın bu sırada yaşam boyu çektiği mide belirtilerinin zihnin bedeni nasıl etkilediğini öğrenmesi üzerine kaybolduğunu görmesidir (bölümün başlarında değinilmiştir).