Hasta Mektupları

Hasta Mektupları :

GMS deneyimleriyle ve benim kitabımla yakaladıkları başarılı sonuçlarla ilgili pek çok hasta mektubu aldım.

Şimdi bırakıyım da onlar anlatsın kendilerini ...

Sevgili Dr. Sarno:
Bu size 1987'de yazdığım mektubun devamı ... Benim sırt sorunumun GMS olduğunu ve ağrımdan yüzde 95 oranında kurtulduğumu memnuniyetle bildirmek istiyorum. Çok uzun zaman aralıklarıyla bir ağrı duyduğum oluyor ama stresin nedenlerini aklımdan çıkardıktan sonra (yaşamımdan olmasa da) çok büyük ilerleme kaydettim. Benim en büyük sorunum oturamamamdı ve büro işinde çalıştığımdan bu çok zor oluyordu. Aylarca ağırlığı dizlerime verecek biçimde tasarlanmış bir sandalyede oturdum ancak artık normal sandalyelerde uzun süreler oturabiliyorum ve sırtım aklıma bile gelmiyor!

Sevgili Dr. Sarno:
Mektubunuz ... sonunda elime ulaştı ... yani son üç haftadır hasta anneme baktığım eve. Bu benim için kesinlikle sırtımın yeniden ağrıyıp ağrımayacağına dair bir sınav oldu!... Ortada yaşlı birine durmadan bakmamın yorgunluğu, onu erkek kardeşimin bulunduğu bakımevine yerleştirme karan almanı, sonra eve dönüp tüm eşyalarını toplamam ve evi satılığa çıkarmam gibi bir durum olmasaydı sırtımın ağarmayacağını biliyorum. Bu strese davetiye gibiydi!

Her neyse, iyi haber şu ki bu olayın beni strese sokmasına izin vermedim .. Biliyorum ki eve dönünce ... birkaç günlük dinlenmeyle tekrar iyi olacağım . .. . Sanırım sizin GMS kuramınız gerçek. Dileğim olabildiğince çok kimsenin sizin bu araştırmanızdan fayda sağlaması.

Dr. Sarno:
... Sırt ağrısı yirmili (şu anda otuz dört yaşındayım) yaşlarımın ortasında başladı. Otuzuma geldiğimde ağrı sırtım, boynum ve omuzlanma yayılmıştı. Ağrı kronik ve genellikle güçten düşürücüydü. Aile hekimim ve nöroloji uzmanımla olan bir dolu yararsız görüşmeden sonra bir arkadaş tavsiyesi üzerine kayropraktik bakıma başladım. İki buçuk yıl boyunca haftada üç kez uygulanan "düzeltme-dengelemeler" sonucunda ağrı azalmış ve denetim altına alınmış ancak kalıcı tedavisi gerçekleşmemişti. Bir donanma çalışanı olarak işim denizaşırı ya da yakın mesafede ancak denizde olduğundan meslek yaşantıma devam etmek istiyorsam kayropraktik bakımı bırakmam gerektiğinin farkındaydım.

Tam bu ikilemin ortasındayken bir akrabanın arkadaşı bana sizin çalışmanızı önerdi.

.. . Farkına vardım ki sizin beylik GMS hastası örneğiniz bana tamı tamına uyuyordu. Dahası GMS üzerine yaptığınız tüm psikolojik açıklamalar da bana bu konuda o ana dek duyduğum (doktorlardan) ya da okuduğum her şeyden daha anlamlı geldi. Sonunda birinin benim ne yaşadığımı anlaması bir yana tıbbi akıl yürütmeler ve deneyimler aracılığıyla bana umut da veriyor olması ne büyük rahatlamaydı. Derhal GMS'yi kendi tanım olarak kabul ettim. (Benim bu hızlı kabulüm büyük olasılıkla kısa süre önce emekli bir donanına sırt uzmanının üzerimde ayrıntılı bir inceleme yapmış, bütün sırt ve boyun filmlerimi çektirmiş ve sonunda ne omurga dizilimimde bir bozukluk, ne anormal bir disk ne de..Benim GMS'min denetim altında olduğu kanısındayım.

Belki de asla tamamen yok olmayacağını biliyorum ancak bunu bir kayropraktik uzmanı ya da tıp doktoru ya da herhangi birine bağımlı olmadan denetim altına alabileceğime dair güvenim tam. Bir kez daha eşim ve çocuklarımla olan yaşantımın tadını çıkarabiliyorum, donanmada meslek yaşantım da rayına oturdu ve geleceğe dair büyük umutlarım var, eklem iltihabı işareti gösterdiğimi söylemiş olmasıyla da bağlantılıdır.) Kitabınızı iki kez daha okuduktan sonra, iki ay gibi bir süre içerisinde sırt ve boyun ağrı hissedilir derecede azaldı. Birkaç hafta sonra ise ağrı geri döndü ancak ben yalnızca GMS tanısına tekrar odaklandım ve bir hafta kadar sonra ağrı bir kez daha yok oldu. O zamandan bu yana birkaç geri dönüş yaşadıysam da aynı biçimde bilgi tedavisiyle bunların da ortadan kalktıklarına tanık oldum; ayrıca zaman geçtikçe bu geri dönüşlerin bedenimde kalma süresi de gitgide kısaldı.

Sevgili Dr. Sarno:
... 1970' de bana fıtıklaşmış disk tanısı konmuştu. 1979' da kötü bir nöbet geçirinceye dek her şey yolunda gidiyordu. İkinci doktor (yıl içerisinde dört doktora başvurdum, bunlardan ikisi fıtıklaşmış disk, ikisi değil, dedi) bana omurlarımın birbirine çok yakın olduğunu ve bunun kaslarda dengesizliğe yol açtığını söyledi. Düzenli bir şekilde günde iki kez egzersiz yapıyordum (bunu o zamandan bu bahara dek sürdürdüm). Bunlar sayesinde yataktan çıktım (1979'un epey bir kısmını yatakta geçirmiştim) ancak hiçbir zaman iyi olmadım. Sonra 1986'da daha da kötüleştim. Üst bacaklarımın iç kısımlan titriyor ve çok ağrıyordu. Korkmaya başlı-yordum. Ameliyatından korkuyordum çünkü kişiden kişiye alınan sonuçlar oldukça farklıydı.

Sizin kitabımızı okuduktan sonra ağrıyı göz ardı etmeye başladım ve daha da önemlisi ağrıdan korkmayı bıraktım ve artık istediğimi yapıyorum. Hala rahatsız hissettiğim oluyor ancak devam ediyorum ve ağrı da dağılıp gidiyor.

Bu harika bir kitap.Bu sendromun içine girmek ağrının kısırdöngüsüne girmektir, sonra yatak dinlenmeleri, daha fazla ağrı, korku, korku, korku gelir. Sizi kıskıvrak yakalar ve oldukça keyif kaçıncıdır. Bunun uzun vadede işe yarayıp yaramayacağını görmek için birkaç ay bekledim ve gördüm ki yarayacak, bu yüzden de size bu mektubu, Teşekkürler, demek için yazıyorum.

Sevgili Dr. Sarno:
... Siyatik sinir ağrısıyla birlikte beşinci bel omurunda fıtıklaşma tanısının belirtilerini atlatmanın üzerinden ortalama on altı ay geçti. Sizin kitabınızı okumadan önce iki saygın ortopedi uzmanına ve ünlü bir tıp fakültesinden bir kayropraktik uzmanına baş-vurdum, bunların hepsi de bana BT taramalarım ve klinik belirtilerimin bu tanıyı kesinlediğini onayladı. Bunun üzerine haftalarca yatakta kalmam buyruldu; iltihap giderici ilaçlar yazıldı ve ne zaman olacağı belirsiz bir iyileşme için umut beslemem söylendi.

Neredeyse dört ay boyunca ciddi bir ağrıyla ve hareketim korkunç sınırlanmış biçimde yaşadım. Ben klinik psikiyatr olarak çalışıyorum ve o zaman hastalarımla görüşmelerimi uzanarak yapmak zorunda kaldım. Araba kullanmak fena bir acı veriyordu ve yalnızca kısa mesafeleri yürüyebildiğimi fark ettim. Benim önceki hareketli, sportif yaşam tarzım anı olmaktaydı. Bu acizliğim sürüp giderken sonucu belirsiz bir ameliyat serüvenine atılmam gerekeceğinden endişelenmeye başladım.

Kitabınızı ilk okumamda kuşkuluydum, ancak kendimi heyecanlanmaktan da alıkoyamadım. Psikiyatri eğitimime karşın ortopedi uzmanlarının yaptığı disk sakatlığı gibi mekanik bir açıklamayı sorgusuz sualsiz kabul etmiştim. Gergin olduğumda ağrımın kötülediğini fark etmiştim ancak bu da benim "sakatlık" kanımı değiştirmedi. Sizin kitabınız bilimsel açıdan akla yatkın bir başka açıklamayı göz önüne almamı sağladı.

Sırt ve bacak ağrımdan başkasını düşünmediğim ve en ufak hareketten fazlasıyla korkar olduğum ortadaydı. Omurgamı daha da incitme korkum hep benimleydi. Kitabınızı okuyunca, ilk belirtilerimin duygusal açıdan stres yüklü bir olay sırasında belitmiş olduğunu fark ettim. Daha önce de stresli zamanlarımda mide bağırsak sorunları yaşamış olmam sırt ağrımın da bir somatizasyon (bedenselleştirme) rahatsızlık olarak başlamış olabileceği savını mantıklı kılıyordu.

Sizin kitabınız sayesinde "tedavi olan" bir arkadaşının tavsiyesi üzerine ağrıma karşın daha hareketli olmayı denedim. İlk hareket artırma girişimlerim ürkütücü olmasına öyleydi ancak bunların ağrımı kötüleştirmediğini de bu sırada fark ettim. Ayırtına vardığım bir diğer şey ise BT taramalarımda çıkıntının yalnızca sağ bacakta görülmesine karşın ağrımın bacak değiştirmiş olmasıydı. Yaşadığım muhitin civarında yürüyüş yaparken ağrının hem sağ hem de sol bacağımda olduğunu fark etmem üzerine keyifle kahkaha attığım o anı anımsıyorum.

Sevgili Dr.Sarno:
Size sağlığım, dolayısıyla da yaşam kalitem açısından bana sağladığınız yardımlar için teşekkür etmek amacıyla yazıyorum. Sizi aradığımda yedi yıldır şiddetli sırt ağrısı (hem üst hem alt bölgelerde, siyatik de dahil) çekiyordum. Ayrıca düzenli olarak şiddetli bağırsak kramplar, göğsümde yoğun şiddette ağrılar; dizlerim, dirseklerim, ayak-el bileklerimde, parmaklarının ve bir omzumda ağrı duyuyordum.

Teşekkürler...

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp