İlk Nöbette Zamanlama

İlk Nöbette Zamanlama :

Peki ağrı ister akut nöbetle ister yavaş yavaş gelsin, neden bu zamanları seçer? Unutmayın, bedensel kazalar, her ne kadar büyük olursa olsunlar birer tetikleyicidir. Yanıt elbette ki kişinin psikolojik durumunda bulunacaktır. Kimi zaman yanıt ortadadır: maddi bunalım ya da bir sağlık sorunu veya bir kimsenin çoğunlukla mutluluk verici olarak nitelendirdiği evlilik, doğum olayları.

Hayli rekabetçi yapıda birkaç hastam olmuştu ve buların ağrıları, örneğin, tenis maçı gibi bir spor müsabakası sırasında ortaya çıkmıştı. Doğal olarak olayları bu durumdan çıkardıkları sonuç bir yerlerini incitmiş olduklarıydı. Şikayetlerinin GMS olduğunun farkına vardıklarında müsabaka sırasında nasıl da gergin olduklarının itiraf etmişlerdi.

Sonuçta bedensel bir tepkinin ortaya çıkıp çıkmayacağım olayın kendisi değil, bu sırada kişide doğurduğu gerginlik ve sinirlilik derecesi belirler. Önemli olan üretilen ve bastırılan duygudur. ne de olsa hoş olmayan, acı ya da utanç veren duyguları bastırmaya yönelik yerleşik bir eğilim gösteririz. Bu bastırılmış duygular GMS ve daha başka rahatsızlıkların ortaya çıkışında uyaran görevi görür. Gerginlik ve öfke farkında olmamayı yeğlediğimiz haz edilmeyen iki duygu türüdür ve zihin, eğer başarabilirse, bunları bilinçaltının kapalı dehlizlerinde tutmaya çabalar. Tüm bunlara psikoloji bölümünde ayrıntılarıyla değinilmiştir.

Bir de şu tümceyi kuran hasta tipi vardır; "Bu olay meydana geldiğinde yaşamında hiçbir şey olduğu yoktu." Ancak kişiyle günlük yaşamın dert ve sıkıntılarından söz etmeye başladığımızda çoğunlukla bu kişinin gerilimi zaten her an yaşamakta olduğu ortaya çıkar. Sanıyorum ki bu tip insanlarda yavaş yavaş gelinen ve burada belirtilerin baş gösterdiği bir eşik noktası bulunmaktadır. Bu gibi kimselere durum bir kez izah edildiğinde, kendilerinin günlük yaşamın baskılarına karşı bilinçaltında aşırı öfke ve gerilim üreten, bir nevi mükemmeliyetçi, aşırı sorumluluk sahibi kimseler olduklarını farkına varmakta hiç güçlük çekmezler.

(Gecikmeli Başlangıç Tepkisi) Sık sık karşılaştığımız ilginç bir işleyiş daha vardır. Bu durumlarda hastalar haftalar ya da aylar süren, tıpkı maddi bir bunalım ya da ailevi bir sağlık sorunu karşısında olduğu gibi, aşırı stresli bir dönemden geçerler. Sorunu yaşarken bedensel olarak sağlıklıdırlar ancak olay bittikten bir-iki hafta sonra bir sırt ağrısı nöbetiyle karşılaşırlar. bu nöbet akut da olabilir yavaş yavaş da gelebilir. Olay meydana gelirken üzerine eğilir ve ne yapmaları gerekiyorsa yaparlar ancak olay sonlandığında biriken gerilim onlara aşırı bir yük bindirir ve bu da ağrının başlamasına neden olur.

Bu duruma başka bir açıdan bakıldığında, bunalım yaşanırken onların hastalanmaya vakti olmadığı, sahip oldukları tüm enerjiyi sorunla başa çıkmaya harcadıkları söylenebilir.

Üçüncü bir olasılık için şu söylenebilir: Bir bunalım ya da stresli bir durum onlarda o denli duygusal acı ve dikkat dağınıklığı yaratır ki, bedensel bir acı gerekliliğini yitirir. Ağrı sendromunun işlevinin kişinin ilgisini öfke ve endişe gibi istenmeyen duygulardan uzaklaştırmak olduğu görülmektedir. Kişi bir bunalımdan geçtiği sırada zaten gereğinden fazla hoşa gitmeyen şey olduğundan ilgi dağıtacak bir başka şeye gereksinimi olmaz.

Psikolojik açıklama ne olursa olsun, bu yaygın bir işleyiştir ve bunu kabul etmek sırt ağrılarından bedensel durumları sorumlu tutmayı engellemek adına önem taşır. (Hafta Sonu-Tatil Sendromu) Ne zamanlar endişe duyduğumuz bizim kişilik yapımızın ayrıntılarıyla ilişkilidir. Tatildeyken neredeyse bir ağrı nöbeti geçirdiklerini ya da zaten ağrılardan yakınıyorlarsa bunun hafta sonu şiddetlendiğini söyleyen insanların sayısı hiç de az değildir. Kimilerinin sorunu açıktır. işlerinden uzaktayken bu konuda büyük endişe duyarlar. Bu gecikmeli başlangıcı andırır: İşteyken ürettikleri gerginliği "tüketirler" ancak bundan uzaklaştıklarında, rahatlama vakti gelip çattığında, biriken gerginlik üzerlerine çullanır.

Rahatlamadan söz edecek olursak, sanki bu insanın istenciyle kolaylıkla gerçekleştirilebilecek bir şeymiş gibi sık sık "rahatla hadi" sözünü işitirsiniz. Bunun yanı sıra etrafta rahatlamayı teşvik edici ilaç, meditasyon ve biyolojik geri besleme gibi bir dolu teknik de mevcuttur. Ancak rahatlama süreci baskılanan öfke ve endişe azaltılmaksızın gerçekleştirilmeye çalışıldığında, rahatlamaya çalışılıyor dahi olsa, insanlarda GMS ve gerilim kaynaklı baş ağrıları görülecektir. Bazı kimseler günlük meselelerini nasıl arkalarında bırakacaklarını ve ilgilerini daha hoş şeylere yöneltebileceklerini bilmezler. Ne zaman bir içecek hazırlayıp rahatlamaya kalkışsa istisnasız ağrılarının başladığından yakınan bir bayan hastam olduğunu anımsıyorum.

Son zamanlarda tatil sendromunun belirtilerini çok iyi ortaya koyan bir erkek hastam oldu. Uzun süredir çok büyük stres altında olduğunu ancak sırt ağrısından şikayetçi olmadığını söylüyordu. Bu durum, balayındayken bir gece kabusa benzer bir rüya ile uyanması ve bunu hemen bir sırt spazmının izlemesiyle son buldu. Hasta bunu, "Sırtım tamamen yerinden çıktı," şeklinde tanımlıyordu. Elbette bunun nedeni yeni evli olması ve bunun stres ve gerginliği olabileceği gibi, aşırı titiz yapısı bunun işiyle ilintili olduğu kanısına varmama neden olmuştu.

Üç ay sonra yine aynı hastayla karşılaştığımda belirtileri göstermeye devam ediyordu; bunda girdiği MR muayenesinde omurganın alt kısmında bir disk fıtıklaşmasına rastlanması ve ameliyat olasılığının tartışılmasının etkisi olduğuna şüphe yoktu. (MR ya da diğer deyişle manyetik rezonans görüntülerine, tanı sürecinde bedendeki yumuşak dokuda oluşabilecek bir tümör ya da disk fıtıklaşmasını görüntülenmesine yardımcı olan hayli gelişmiş bir yöntemdir.)

Ancak bu hastam benim GMS kitabımı okuyup kendinin orada tanımlanan hasta tipine bir örnek olduğu kanısına varınca beni ziyarete geldi. Muayenenin sonucunda sorununun GMS olduğunda karar kıldım. Aslında gösterdiği belirtilerin disk fıtıklaşmasından ileri gelemeyeceği ortadaydı, çünkü bacağındaki iki grup kasta güçsüzlük duyuyordu ve bunu yaratan şey fıtıklaşma disk olamazdı. Bu nörolojik tabloyu ancak GMS'de çok yaygın olan siyatik sinirinin devreye girmesi yaratıyor olabilirdi. Sonuçta, hastam sırt sorunlarının kaynağının GMS olduğunu öğrendiğine gayet memnun olarak hızlı bir iyileşme gösterdi.

İnsanların genellikle kendi kendilerine kabullenmekte zorlandıkları diğer bir açıklama ise hayatlarında gerginlik ve öfkeye kaynak oluşturan pek çok şey olduğudur; örneğin, kötü evlilik, çocuklarla yaşanan sorunlar, yaşlanmış ebeveynlere bakma yükümlülüğü gibi. Bunun birçok örneğine rastlamışızdır: kötü evliliklerine saplanıp kalmış, eşlerine olan duygusal ya da maddi bağımlılıkları yüzünden harekete geçmeyen kadınlar; yaptıkları işte sonsuz yetkin hisseden ancak zor bir eş ya da çocukla mücadele yetersiz kalan kimseler.

Çok zor bir erkek kardeşle yaşayan ve mutlak sırt ağrılarından yakınan bir kadınla tanışmıştım, Psikoterapiye karşın ağrısı devam etmişti. Bir gün bana hiç alışık olmadığı bir şey yaptığını söyledi; erkek kardeşine öfkelenmiş, bağırıp söylenmiş sonra da kapıyı çekip çıkmıştı. Bununla birlikte ağrı yok olmuştu. Ne yazık ki daha sonra bu güçlü duruşunu koruyamamış ve ağrısı geri dönmüştü.

(Önemli Gün Sendromu) Önemli günlerin stresli olabileceğini bir yerlerde duyar ya da okuruz. Rahatlama ve eğlence anlamına gelen bir zaman dilimi neden kimileri için hoş olmayan bir sürece dönüşür? Pek çok hastanın GMS nöbetlerinin başlangıcının bayram öncesine, bayram sırasına ya da hemen bayram ardına rastladığını bildirmesi benim için çarpıcı veriler olmuştur. Bunun nedeni açıktır: Önemli günler örneğin bizim kültürümüzde büyük sorumluluk, düzenlenecek ve hazırlanacak bir yığın şey anlamına gelir. Ve elbette toplum bunun neşe içinde, yüzde bir gülümsemeyle yapılmasını şart koşar. Çoğunlukla kadınlar bu şekilde büyük çaplı küskünlükler yaşadıklarının farkında olmazlar ve ağrının başlangıcı tam bir sürpriz olur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp