Sindirim Nedir ?

Sindirim Nedir ? : Sindirim sistemi, her zaman bitkisel tedavilerin odağında olup, sindirimin ve besinlerin bağırsaklarda emilmesinin gerçekleştiği, besin enerjisinin iyileştirildiği ve hayati enerjinin yenilendiği yerdir. Vücudun doğal etkinliklerine dayanan herhangi bir tedavi sistemi, bu işlemleri yerine getirmek için yeterince canlılık ve enerji depolaması gerekmektedir. 
 
Hastalıktan ya da rahatsızlıktan kurtulmak için yeterli besin qi’sine sahip olmalısınız.Sonuç olarak, bitkisel reçeteler bazen sindirim sisteminde önemli etkisi olan bitkilerle başlar. İki şifalı bitki sınıfı sindirimi ve emilimi oldukça etkiler; güzel kokulu sindiri- ciler ve keskin sindiriciler. Bu konuya önümüzdeki bölümlerde daha fazla açıklık getireceğim ama şimdilik sindirim düzenleyiciden yoksun her bitkisel karışımın neredeyse eksik olduğunu bilmeniz yeterlidir.
 
Periferik vazodilatörler (damarların çapını genişleten ilaçlar) ve dolaşım düzenleyiciler gibi dolaşımı hızlandıran şifalı bitkiler, vücudun her yerine hayati enerjinin ve besin öğelerinin ulaşmasına yardımcı olurlar.Antik toplumlardaki hayati enerji kavramının fiziksellikten öte olduğuna dikkat edilmelidir. 
 
Geleneksel toplumlar- da, hayati enerjinin arkadaşlıkla, sanatla, güzellikle, aşklave tinsellikle çevrelenip desteklendiğine inanılır. Bunların hepsi sağlıklı yaşam için gerekli olarak görülür; bu alanların bir ya da daha fazlasının eksik yönlerinin yoksunluğunun hastalığa yol açacağına inanılmaktadır.

Sindirim Nedir?

En basit tanımıyla sindirim, “besin maddelerinin, vücudumuz tarafından kullanılabilir hale gelinceye kadar küçük parçalara bölünmesidir.”
difizyonBesinlerin küçük parçalara bölünmesinin asıl nedeni hücre içine girebilmelerini sağlamaktır. Eğer besin maddeleri hücre içine giremiyorsa vücudun işine yaramazlar.
Yandaki animasyonda hücre dışındaki maddelerin hücre içine nasıl girdiklerini görebilirsiniz.
Hücre zarındaki por adı verilen gözenekler madde alışverişi yapmayı sağlarlar.

Sindirin Çeşitleri

1 Mekanik Sindirim Fiziksel etkilerle besinlerin daha küçük parçalara ayrılmasıdır. Besinlerin kimyasal yapısı değişmez. Bu olaylarla enzimlerin etki yüzeyi artırıldığı için, esas sindirim kolaylaştırılır ve hızlandırılır.

2 Kimyasal Sindirim Hücrelerin, protein, yağ ve karbonhidratlı bileşiklerden faydalanabilmesi için bunların hidroliz edilmesi gerekir.Hidroliz; besin maddelerinin su yardımıyla parçalanması reaksiyonlarına denir. Bununla proteinler amino asitlere, yağlar yağ asiti ve gliserole, karbonhidratlar monosakkaritlere, nükleik asitler ise, pentoz, organik baz ve fosfata indirgenir.

Sindirim Sistemi Organları

Ağız : Besinlerin dişler yardımıyla koparılıp, çiğnenip parçalanarak ve tükürükle ıslatılarak yumuşatıldığı yerdir. Ağızda hem mekanik hem kimyasal sindirim gerçekleşir. Besinlerin mekanik sindirimi, dişler yardımı ile kesilip parçalanarak ve çiğneme ile gerçekleşir. Besinlerden sadece karbonhidratların kimyasal sindirimi ağızda başlar. Bu ise tükürük içinde bulunan tükürük salgısı (amilaz) sayesinde gerçekleşir. Dil ise lokmaları ağız içinde çevirir ve yutağa atar.

Yutak : Ağız boşluğundan sonra gelen kısımdır. Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar. Ağız ve burun boşluğuyla, yemek ve soluk borusunun birleştiği bir kavşak gibidir. Yutma sırasında küçük dil soluk borusunu kapatarak besinlerin soluk borusuna kaçmasını engeller ve besinler yemek borusuna geçer. Bu sırada solunum kısa bir süre için durur. Yutakta mekanik ve kimyasal sindirim olmaz.

Yemek Borusu : Yutakla mide arasında yaklaşık 20 - 25 cm kadar uzunlukta düz kaslardan yapılmış bir organdır. Yemek borusu kaslarının kasılıp gevşemesi ile besinlerin mideye iletilmesini sağlar. Bu kasların ters yönde kasılması kusmaya neden olur. Yemek borusunda fiziksel veya kimyasal sindirim gerçekleşmez.

Mide : Besinler burada uzun süre bekletilir. Besinlerin mekanik sindirimi midenin kasılıp gevşeme hareketi ile; kimyasal sindirim ise mide özsuyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler ile gerçekleştirilir. Böylece besinler parçalanarak küçük moleküller hâline getirilmiş olur. Proteinlerin kimyasal sindirimi midede başlar ve ince bağırsakta sonlanır.

İnce Bağırsak : Yetişkin insanlarda yaklaşık 6 - 8 m uzunluğundadır. Yağların kimyasal sindirimi ince bağırsakta başlar. İnce bağırsağa gelen safra, pakreas özsuyu ile yağların, karbon hidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesi olayına emilim adı verilir. ince bağırsak sindirim sistemimizin en uzun bölümüdür. İnce bağırsakların iç yüzeyi villüs adı verilen ince parmak şeklindeki çıkıntılarla kaplıdır. Emilim, villüslerde gerçekleşir. Villüsler ince bağırsaklardaki emilim yüzeyini artırır. İnce bağırsağın mideden sonra gelen başlangıç kısmına oniki parmak bağırsağı denir.

Kalın Bağırsak : Yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır. Kalın bağırsak besinlerde kalan su, vitamin ve minerallerin emilerek kana geçirilmesini sağlar. Böylece yararlı maddelerin dışarı atılmasını önler. Besin maddelerinin parçalanmayan bölümleri olan atık maddeleri ise anüse doğru hareket ettirir. İnce bağırsakla kalın bağırsağın birleştiği yere kör bağırsak, kör bağırsağın ucundaki çıkıntıya apandis adı verilir.

Sindirim Sistemi Hastalıkları Nelerdir?

Kolera :Kolera (Vibrio cholerae) bakterisinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonu ve şiddetli ishal ile ortaya çıkan bir hastalıktır.

Dizanteri :İnsanlarda kanlı ishal, şiddetli karın ağrısı, gerekmediği halde dışkılama isteği duyma hastalığıdır.

Ülser : Mide mukozasının alkol, sigara ve asitli içecekler nedeniyle zedelenmesiyle oluşur.

Siroz : Alkol ve sigara sayesinde karaciğer hücrelerinin kendini yenileyememesi sonucu oluşur.

Tifo :Kirli içme suları ve pis yiyeceklerden bulaşan bulaşıcı bir hastalıktır.

İshal : Dışkının sık olarak sulu veya yumuşak çıkması durumudur.

Sarılık :Kandaki vücuda renk veren maddelerin değerinin değişmesi sonucu deri ve mukozaların sarı renk alması durumudur.

Gastrit :Alkol, tütün, kimyasal maddeler ile bakteriler ve virüslerden dolayı oluşan hastalıktır..

Hıçkırık :Diyafram kasının birden kasılması sonucunda ses tellerinin arasındaki açıklığın istem dışı kapanması ile gerçekleşen ani soluk alımı ve bu sırada bir ses dışarı çıkmasıdır.

Kabızlık :Kabızlık, bağırsak hareketlerinin normale göre azalması durumudur.

Reflü :Mide asidinin mideden yemek borusuna kaçması hastalığıdır.

Gıda Zehirlenmeleri: Besin kaynaklı hastalık, içine yabancı etmen karışmış besin tüketimi sonucu meydana gelen herhangi bir hastalıktır. Genelde besin zehirlenmesi de kullanılsa da bu genelde hatalıdır. Gerçek besin zehirlenmesi besinde bulunan yabancı bir kimyasal madde veya doğal toksini yemek yoluyla meydana gelir. Besin kaynaklı hastalıkların çoğu aslında patojen bakteri, virüs, prion veya parazitlerin neden olduğu besin yollu enfeksiyondur. Bu tür enfeksiyonlar genelde besinin hatalı depolanması, hazırlanması veya servisinin yapılmasından kaynaklanır. Yemek hazırlanması sırasında, onda evvel ve sonra hijyen kurallarına uyulması bir hastalığın bulaşma olasılığını azaltır.

Mide kanseri : Sindirim sistemi organlarından midenin herhangi bir parçasından gelişebilen bir kanser türü. Başta yemek borusu ve ince bağırsak olmak üzere başka organlara da metastaz yapabilir. Nedenleri Beslenme alışkanlığının önemli rol oynadığı mide kanseri, gereğinden çok tuz tüketimi, sebze ve meyve alımının yetersizliği gibi alt yapılara dayanır. Yanmış ya da yeterince pişmemiş kırmızı et tüketimi de bu nedenler arasındadır. Sigara içenlerin içmeyenlere oranla yakalanma riski iki kat daha yüksektir. Aşırı kilolu olmak bazı kanser türlerinde riski artırır. Mide kanseri bunlardan biridir. Ailede görülmüş olması da mide kanseri riskini artıran unsurlardandır.

Kolon kanseri : Kolon diye adlandırdığımız kalın bağırsak, yaklaşık 2 metre uzunluğundaki sindirim sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Özellikle batılı ülkelerde sık karşılaşılan kolon kanseri oldukça büyük bir öneme sahiptir. Toplumda görülme sıklığı 10000 de 5 dolayındadır. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri bütün kanserler içinde görülme sıklığı bakımından 3. sırada yer alır. Kolon kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir fakat oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik nedenler vardır. Kalıtsal etkenler bu konuda büyük öneme sahiptir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanserini geçirmiş kişilerde ve ailelerinde kolon kanseri sıklığı daha fazladır. Beslenme, kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Batı tipi diyet kanser ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır. Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.

Pankreas kanseri: yağ ve proteinlerin sindirilmesine yardımcı olan enzimlerin üretilmesi ve aralarında insülinin de bulunduğu hormonları salgılamak gibi temel işlevleri bulunan pankreastaki sağlıklı hücreler anormalleşerek hızla çoğalmaları sonucu ortaya çıkan hastalık. Anormal hücreler, pankreas`ta kist olarak adlandırılan bir kütle meydana getirirler. Belirtileri Sarılık, karaciğer büyümesi, sindirim güçlüğü, kilo kaybı, ağrı, iştahsızlık, kaşıntı, diabetes mellitus, bulantı, karında hassasiyet, karın boşluğunda sıvı birikmesi. Hastalık sarılık olarak kendini gösterdiğinde, genellikle tehlikeli safhada olduğunu göstermektedir.

Kimyasal Sindirim Nedir
Besinlerin su ve salgı (enzim) kullanılarak küçük parçalara ayrılmasına (kana veya hücrelere geçebilecek hale getirilmesine) kimyasal sindirim denir.
Kimyasal sindirim ağızda, midede ve ince bağırsakta gerçekleşir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp