Peri Ferik Damar Yaralanmaları

Peri Ferik Damar Yaralanmaları : Periferik damar yaralanmaları travmatik damar yaralanmalarının % 75' ini oluşturmaktadır. Periferik damar yaralanmalarının ise % 75' inde yandaş arter ve ven birlikte yaralanmaktadırlar.Künt travmalara bağlı periferik damar yaralanmalarında lezyon sıklıkla intima tabakasından başlamaktadır. Yaralanma, travmanın ciddiyetine göre intimada küçük bir lezyondan, tüm damar duvarının ezilmesine kadar değişik boyutlarda olabilir.

Bu geniş yelpaze içerisinde, hastada akut ya da subakut dönemde arter tıkanıklığı gelişebilir. Bu durumda ise periferik nabızlar alınamaz, soğukluk ve solukluğun hakim olduğu iskemi tablosu yerleşir.Ateşli silah ya da kesici-delici aletlere bağlı penetran periferik damar yaralanmalarında ise lezyon adventisya tabakasından başlayıp lümene doğru ilerlemektedir.

Bu tür yaralanmalarda da, lezyon sadece adventisyada lokalize olabildiği gibi, damarın tam keşişine kadar değişik boyutlarda olabilir. Damarın tam keşişinde kesik uçların kasılması ile kan kaybı azaltılmaya çalışılmaktadır. Ancak tam olmayan damar kesilerinde ise bu mekanizma kan kaybının azaltılmasında başarılı olamamaktadır.Periferik damar yaralanmalarında tam, anemnez ve fizik muayene ile konulabilir. Periferik nabız muayeneleri mutlaka diğer taraf nabızları le kıyaslanarak yapılmalı, böylece daha önceden var olan tıkayıcı damar hastalıkları ekarte edilmiş olmalıdır. Yaralı bölgenin ve distal ekstremitenin görünümü, soğuk ve soluk olması, bölge venlerinin boş görülmesi arteriyel bir yaralanma şeklinde yorumlanmalıdır.

Ekstremitede trofik bozuklukların saptanması ise daha önceden var olan bir tıkayıcı damar hastalığını düşündürmelidir. Periferik damar yaralanmalarında arteriografi en emin ve kesin tanı koydurucu yöntemdir. Hastanın durumu ve teknik olanaklar uygun ise mutlaka arteriografi uygulanmalı ve var ise yaralanma bölgesi ortaya konulmalıdır.

Periferik damar yaralanmalarında tedavinin esas amacı, kanamanın durdurulması ve bozulmuş damarsal bütünlüğün yeniden sağlanması şeklinde olmalıdır. Bunun için eğer damarsal yapı tek bir yerde zarar görmüş ve bütünlüğü tamamen bozulmamış ise pirimer sütür ile yaralanma onarılabilir. Ancak, damarda tam keşi ya da künt travmalarda sık görüldüğü gbi segmenter yaralanma söz konusu ise bu durumda uç uca anas-tomoz ya da suni damar ile devamlılık sağlanmalıdır.

Ekstrakraniyal beyin damarlarının izole künt veya penetran yaralanmaları nadir olarak görülmektedir. Genellikle bu yaralanmalarla beraber olan beyin yaralanmalarıyla birlikte oluşmaktadırlar.Künt travmalar sonucu olan karotis yaralanmaları boyun bölgesine olabilecek direkt travmalar bağlı olabileceği gibi, trafik kazalarında olduğu gibi başın sert biçimde bir yöne olan ani hareketiyle de ortaya çıkabilir.

Arerioskleroz gibi damar elastikiyetinin azaldığı durumlarda bu tip yaralanmalar daha sık olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yine arterioskleroz varlığında travmaya bağlı aterom plağı kopması ve serebral emboli nedeni olabilmesi de mümkündür.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp