Mesane Tedavisi

Mesane Tedavisi: Mesane kanseri olan hastalar için birçok tedavi seçeneği söz konusudur.Bazı tedavi yöntemleri halen daha klinikte tedavi amacıyla kullanılan standartlaşmış tedaviler iken, bazı tedaviler klinik uygulamaları için değerlendirme ve araştırma aşamasındadır. Günümüzde mesane kanserinde dört tip standart tedavi seçeneği söz konusudur.

Cerrahi

Burada sözü edilen cerrahi yöntemlerden biri hastalığın evresindeki duruma göre uygulanabilir.
Transuretral tümör rezeksiyonu (TUR): Uretra denilen idrar kanalından (Şekil-1 ve -2) mesane içine yerleştirilen endoskop (ışıklı ve optik sistemi olan ince uzun cihaz) ile bu endoskopun ucunda yer alan ve elektirik enerjisi ile dokuyu kesen ve kanama kontrolünü yapan sistem ile mesane içindeki tümörün kazınmasıdır (Bakınız: Mesane kanseri Video-1).

Radikal sistektomi: Kanseri içinde barındıran mesanenin ve mesane etrafındaki ak kan bezlerinin açık cerrahi yoldan çıkartılmasıdır. Bu radikal sistektomi tedavisi

a. mesanede yüzeysel ancak agresif ilerleme potansiyeli olan,
b. yüzeyel ancak geniş ya da mesanenin kas tabakalarına ilerlemiş kanser olgularında
kür (tam tedavi) sağlamak uygulanır.

Radikal sistektomi ameliyatında genellikle erkeklerde mesaneye komşu olan prostat ve meni kanalları da çıkartılırken, kadınlarda mesane ile beraber rahim ve yumurtalarda çıkartılır.

Mesane çıkartıldıktan sonra ameliyatı yapan hekimin tercihine ve hastanın durumuna göre kısa bir barsak bölümünden yapay mesane yapılarak idrar kanalına bağlanabilir. Biz buna “Ortotopik Yeni Mesane” demekteyiz. Hastalar bu ameliyat ile torba takmaksızın, normal yoldan idrar fonksiyonlarını yerine getirebilmektedir.

Açık cerrahi olarak uygulanabilen bu ameliyat, Avrupa ve Amerika‘da olduğu gibi, yakın geçmişten beri ve ülkemizde de, Dr. Tibet Erdoğru tarafından, Laparoskopik teknikle yani kapalı sistemle gerçekleştirilmektedir.

Laparoskopik sistemle yapılan bu ameliyat sonrasında hastalarda daha az kan kaybı, hızlı iyileşme, ameliyat sonrası ağrı ve kozmetik açıdan büyük avantalara sahiptir.

Mesaneyi aşmış durumlarında da radikal sistektomi, kanser hücrelerinin tamamı çıkartılamasa bile, mesanedeki şikayetleri (kanama, idrar yapamama, idrar yollarında tıkanma gibi) nedeniyle hastayı rahatlatmak için de yapılabilir. Bu hastalığı tümüyle vücuttan uzaklaştırmak amacıyla değil, sadece hastaya kanserin mesanedeki durumu nedeniyle ek sorun çıkartmaması için yapılmaktadır. Buna “Salvage Sistektomi” denir.

Parsiyel sistektomi:Mesane kanseri olan bölümün çıkartılmasıdır. Bu cerrahi yöntem çok sınırlı hasta grubunda uygulanabilir. (Örnek: düşük ilerleme potansiyeli olan, mesane duvarına ilerlemiş ve çok küçük bir alanda sınırlı tümörlerde). Zira mesanenin bir bölümü çıkartıldıktan sonra, diğer mesane kısmı ile hasta normal idrar yapma fonksiyonuna devam edebilir.
Üriner diversiyon: Mesane çıkartıldıktan sonra idrarı depolayacak yeni bir depo görevi görecek rezervuar yapma işlemidir. Genellikle bu amaçla bir kısım barsak kullanılır.

Hastanın ve hastalığın durumuna göre üç şekilde bu oluşturulabilir:

1.İnce barsağın bir kısmında yeni bir mesane yapılır ve çıkartılan mesanenin yerine konulur. İdrar kanalları bu barsaktan yapılmış yeni mesaneye bağlanır. Hasta bu sayede yine normal idrar kanalından idrar fonksiyonunu gerçekleştirir. Buna “Ortotopik Yeni Mesane” denilmektedir.

Kanserli mesanenin çıkartılması ve bu ortotopik yeni mesanenin yapılması, açık ve ciddi yan etkileri olan bir cerrahi ile yapılabilecek iken, son yıllarda ABD ve Avrupa‘da uygulanan ve ülkemizde Dr. Tibet Erdoğru tarafından gerçekleştirilen ve halen birçok hastada yapılmış olan Laparoskopik yöntemle, önemli avantajlara sahip olarak, gerçekleştirilebilir. Ameliyat görüntüleri için tıklayınız.

2. Kanserli mesane çıkartıldıktan sonra, böbrekten gelen idrar kanalları kalın barsak son kısmına bağlanır. Hasta idrar fonksiyonunu kalın barsak kanalı yardımıyla gerçekleştirir. Burada amaç hastanın idrar tutma fonksiyonunu, büyük abdest tutma fonksiyonunu kullanarak sağlanmasıdır. Almanya‘nın MAINZ kentindeki hastanede tanımlandığı için “MAINZ II” tekniği olarak adlandırılır. İdrarın kalın barsak içeriğiyle karışması nedeniyle bazı infeksiyon yan etkilerine sahip olabilir.
Kanserli mesanenin çıkartılması ve bu “MAINZ II” yapılması, açık ve ciddi yan etkileri olan bir cerrahi ile yapılabilecek iken, son yıllarda ABD ve Avrupa‘da uygulanan ve ülkemizde Dr. Tibet Erdoğru tarafından gerçekleştirilen ve halen birçok hastada yapılmış olan Laparoskopik yöntemle, önemli avantajlara sahip olarak, gerçekleştirilebilir.

3. Kanserli mesane çıkartıldıktan sonra, kanserli mesanenin olduğu bölgeye ameliyat sonrası ışın tedavisi verilecek ise ya da diğer başka teknik ve onkolojik nedenlerden dolayı, ilk iki teknik gerçekleştirilemeyebilir. Bu durumda, ince barsaktan ufak bir kısım alınır ve böbrekten gelen idrar kanalları buna bağlanır. Bu barsak kanalıda karın cildine bağlanır. Buradan gelen idrar karın cildine yapıştırılan bir torbaya boşalır. Bu tekniğe “ileal loop” denilmektedir.

Kanserli mesanenin çıkartılması ve bu “ileal loop”un yapılması, açık ve ciddi yan etkileri olan bir cerrahi ile yapılabilecek iken, laparoskopik teknikle de yapılabilir.

Mesanenin ya da mesanedeki kanserli dokunun tümüyle çıkarıldığı söz konusu olsa dahi, bazı hastalara cerrahi sonrası geride kalmış olma olasılığı söz konusu kanser hücrelerinin de öldürülmesi için ek bir kemoterapi uygulanabilir. Buna adjuvant kemoterapi denilmektedir

Radyoterapi (Radyasyon -Işın- Tedavisi)


Radyasyon tedavisinde, yüksek enerjili X-ışınları ya da diğer tip radyasyon enerjisi ile kanser hücrelerinin öldürülmesi planlanır. Dışarıdan uygulanan radyasyon tedavisinde, vücudun dışından bir radyasyon cihazı kullanılarak vücudun kanserli bölgesine radyasyon ışınları gönderilir. İçeriden radyasyon tedavisinde ise, iğnelere ya da çekirdekciklere yüklenmiş olan radyoaktif maddeler doğrudan kanserli doku içine ve yanına yerleştirilir ve radyasyon uygulanır. Radyasyon tedavisinin verilip verilemeyeceği, hangi tip radyasyon tedavisinin verileceği hastanın sağlık durumuna, klinik evresine göre değişmektedir.

Kemoterapi

Kemoterapide verilen ilaçlar ile kanser hücrelerinin gelişimini ve kanser hücrelerinin çoğalmasını durdurmak ya da kanser hücrelerini öldürmek istenir. Ağızdan alınan ya da injeksiyon ile damardan uygulanan kemoterapilerde, ilaç tüm vücuda yayıldıktan sonra kanserli dokuya ulaşarak etkisini göstermektedir (sistemik kemoterapi). Doğrudan kanserli hücrelerin bulunduğu organa ya da bölgeye verilen kemoterapiye ise bölgesel kemoterapi denir.
Özellikle TUR ameliyatı sonrasında, mesane içindeki tümörlü dokunun tamamen kazınmış olduğu düşünülse bile, mesane içine belirli aralıklarla uygulanan kemoterapi ya da immünoterapi ile kanserin tekrar etme olasılığı en aza indirilir. Zira eski tümör alanından ya da kenarından olduğu kadar, mesanenin başka bir yerinden de ileri de mesane kanseri gelişimi söz konusu olabilir. Mesane uygulanan bu bölgesel tedavide, en az yan etki ile bu olasılık azaltılmaktadır.
TUR sonrası patoloji değerlendirme sonucu göre yüzeyel olan mesane kanserlerinde kanserin yeniden gelişimini (nüks etmesini) azaltmak amacıyla mesane içine 6 hafta boyunca haftada bir -her birinde 2 saat ilaç mesane içinde kalacak şekilde- BCG ya da Mitomycin_C gibi ilaçlar verilmektedir.

Biyolojik Tedavi

Mesane kanserine karşı vücudun daha aktif şekilde savaşabilmesi için immün sistemi (bağışıklı sistemini) aktive ederek kanserli hücrelere karşı etki eden tedavi anlaşılmaktadır.
TUR sonrası mesane içine verilen BCG -verem aşısı- tedavisinde bu amaçlanmaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp