Geleneksel (Uzlaşımsal) Tanılar

Bunu yapmaktan hoşlanmasam da çokça karşımıza çıkan boyun, omuz, sırt, bel ve uzuv ağrısının olağan biçimde ilişkilendirildiği rahatsızlıklara bir kez daha göz atmamız gerekmektedir. Okur bu tanıların, onları koyan kimseler için, onlar tedavi eden pek çok bilim dalı ve kendilerine bu tanıların konulduğu kimseler için ne anlam ifade ettiğini bilmelidir.

GMS hastalarına verdiğim seminerler süresince ağrıya neyin yol açtığı ve neyin yol açmadığının açıklığa kavuşturulmasının önemi vurgulanmaktadır, çünkü sözü edilecek pek çok tanı korku yaratmaktadır ve önceki bölümlerde de belirtildiği gibi korku da ağrı sendromunun kötümsememesi ve şiddetlenmesi açısından en temel etkendir.

Bu ülkede yaşayan ortalama bir vatandaş alt sırtın hassas, kırılgan bir yapı olduğuna, kolay incinebilir ve bunu sürekli tekrarlanabilir olduğuna inanmaktadır. Bu algılama biçimi geniş kitlelere yayıldıkça toplumda sırt ağrısı vakaları da artış gösterir, dolayısıyla yetişkin nüfusun % 80 ila 8S'lik bir kesiminin geçmişte bu ağrı sendromlarını denetimlemiş olduğuna ilişkin hayret verici istatistikleri durmadan işitir hale geliriz. Sırtın hassasiyetiyle ilgili yargı büyük ölçüde hekimlerin koyduğu tanılarla ilişkilidir. Fıtıklaşma, dejenerasyon, bozulma ve ayrılma gibi sözcükler sürekli olarak omurganın aşağı ucundan söz ederken, korku uyandırmak, "sakatlığa" ve şiddetli ağrı nöbetine hazır bir açıklama sunmak adına kullanılmaktadır. Ayrıca insanların hekim ve diğer uzmanlarla, kimi zaman da aile ve arkadaşlarla olan etkileşimlerinden öğrendiği düzinelerce uyarı ve yasak da mevcuttur:

Eğilmeyin.
Otururken bedeninizi gevşek bırakmayın.
Yumuşak sandalye ya da koltukta oturmayın.
Sırtınızı geriye doğru bükmeyin.
Kurbağalama ya da kelebeklere yüzmeyin.
Topuklu ayakkabı giymeyin.
Bir şey kaldırırken daima sırtınız düz olsun.
Koşu omurganıza iyi gelmez.
Asla sert yüzeylerde koşmayın.
Güçsüz sırt kasları ağrıya neden olur.
Güçlü karın kaslar sizi sırt ağrısından korur.
Hareket yapmadan önce daima esneyin.
Sırt ağrısı çekiyorsanız, güç gerektiren sporların tümünden
Uzak durun.

Bu listenin sadece bir kısmı. Boyun, omuz ve sırt ağrısının nedenine dair temel bir yanlış anlama söz konusu olduğundan, insanların karşısında korumasız kaldığı ve ağrı serüvenlerinin uz ayıp şiddetlenmesine fazlasıyla katkı sağlayan yanlış bilgilerden devasa bir duvar oluşmuş durumdadır.

Aslına bakılırsa sırt sağlam bir yapıdır, günlük yaşantımızda ve onun da ötesinde bizi idare edecek tüm yeri onda mevcuttur. Sırtımız durmadan hareket halindedir, ayakta durma eylemi paradoksal bir biçimde GMS' de etkin tek kas olan postür kasları aracılığıyla sağlanmakta olduğundan bunlar gövdenin bacaklar üzerinde ve başın gövde üzerinde dik durabilmesi için daima hareket halindedir. Hızlı bir yürüyüşe ya da koşuya çıktığımızda bu kaslar daha da fazla çalışır. Bunların bedendeki en güçlü kaslar olduğuna kuşku yoktur.

Profesyonel bir sporcu, örneğin bir tenis oyuncusunun sırt ağrısı yüzünden bir turnuvadan çekildiğini duyduğumda, bunun sırt kaslarındaki yetersizlikten ileri geldiğini öne süren zihniyetin naifliği karşısında hayrete kapılıyorum. Böylesi bir şey otuz yıl önce tenis, golf, basketbol ya da futbol alanında duyulan bir şey değildi. Şimdi ise oldukça yaygınlaşmış durumda.

Yıllar önce yaptığı spor alında en çok kullandığı kaslarında ağrıdan yakınan ünlü bayan bir atletle karşılaşmıştım. Neyse ki kendisi GMS düşüncesini hemen kavramış ve ağrısı da derhal ortandan kaybolmuştu.