Damar Sağlığını Korumanın Sırları

Damar Sağlığını Korumanın Sırları :

Damar Sağlığınızı Meyve ile Koruyun! Her gün yiyeceğiniz bir kase karışık meyve salatası. Damar sağlığımızın can dostu olacaktır. C vitamini, çinko ve flavonoid içerikli meyveler, kılcal damarları koruyarak çatlamaları önlüyor ve kan dolaşımını hızlandırıyor. Uzun süre ayakta kaldıktan sonra ayaklarınıada şişlik mi hissediyorsunuz? Akşamları bacaklarınız mı ağrıyor? Bacaklarınızda hiç de estetik olmayan morumsu lekeler mi oluştu? Nedeni kılcal damarlardaki çatlaklar. Çok ince bir yapıya sahip olan bu damarlar yeterince beslenmediği zaman çağlıyor ve kan dolaşımını yavaşlatıyor. ilerlemiş vakalarda ise ciddi bir sistematik hastalığa Dönüşüp hamaklarda varislere ve şiddetli ağrılara yol açıyor.

Kanın tüm vücudu sistemli bir şekilde dolaşması için damar, kas ve cilt üçlüsü kusursuz bir uyumla çalışmalı. Yer çekimi kuvvetine uyum sağlamak için kanın aşağıdan (ayak tabanından) yukarıya yani kalbe doğru hızla pompalanması gerekiyor. Bu sistemin düzenli işlemesi, yediğimiz besinlere bağlı. Yani damar dostu meyve ve yiyecekler, damar sağlığını da beraberinde getiriyor.

Nasıl Beslenelim?

C vitamini, flavonoid, çinko içeren meyveler ve diğer besinler damarları güçlendiriyor. Potasyum, omegaô 3 ve omegaô 6 da damarlara yararlı. Ancak doğadaki hiçbir besin bu maddeleri tek başına içermediği İçin günde bir kase kandık meyve salatası yemek gerekir. İşte damar dostu vitamin ve mineraller ... Ç vitamini: Hemen tüm meyvelerde bulunan C vitamini ayrıı zamanda antioksidan özellik de taşıyor. Soğuk algınlığı hastalıklarına karşı koruyucu etkilerinin yanı sıra damardan koruyucu ve damar içi dastikiyetini düzenleyici özellikler içeriyor. Ayrıca kolajın üretimini uyararak hücrelerde yağ oluşumunu yavaşlatıyor, C vitamini yetersizliği damarların çatlamasını kolaylaştın yor, Bu nedenle kivi, portakal, greyfurt Ve limon u sofranızdan eksik etmeyin.

C vitamini ilc birlikte A ve E gibi antioksidan vitaminler içeren kırmızıbiber ise damar sağlığı ve kan dolaşınunın işlevinde aktif bir rol oynuyor. Ayrıca içerdiği bazı kimyasal maddelerde damarları genişletici özelliğe sahip. Flavonoid Maddesi: Güçlü bir damar koruyucudur. Eksikliği halinde damarlar için son derece gerekli olan C vitamininin etkisi dahi azalıyor. Kuru üzüm, şeftali, erik gibi meyvelerde, havuç, ıspanak, maydanoz, kabak gibi sebzelerde bulunuyor. Serbest radikallerin oluşumunu ve birikimi engellediği için iyi bir arıtioksidandır, Çinko: Kanla doğrudan temas halinde olan damarların iç duvarlarındaki hücreleri güçlendiren bir mineral. En çok deniz ürünleri, et, kung baklagil ve mantarda bulunuyor. Potasyum: Domates, muz ve patates, içerdikleri potasyum sayesinde hücrelerdeki su tutmasını yani şişkinliği önlüyor. Domates suyu ise değerli bir potasyum deposu. Ome2a3: Yağlı balık ta (uskumru somon ton ve ringa) yeşil yaprakta Bal kabağı çekirdeği ve keten tohumunda bulunan omega3, kanı sulandırıp akışını hızlandın yor, Ayrıca balıktaki kükürt, kan dolaşımı yetersizliğinden kaynaklanan selüloit oluşumunu engelliyor. Bağışıklığı güçlendiriyor.

Omeğa6: Susam ak çiçeği çekirdeği sebze yağlan ceviz fındık badem başlıca omega6 kaynağıdır.

Damar Sağlığınız İçin Öneriler Daima taze meyveyi tercih edin: Damarlar için çok önemli olan C vitamini pişme sonucunda etkisini büyük oranca kaybeder. Meyveleri daima kabuklu yiyin. Çünkü flavonoid maddesi kabukta bulunur. Değişik meyveler yiyin: Meyveleri değişimli olarak yiyin. Sebzeleri ihmal etmeyin. Bol lifli sebzeler yiyin ve bol su için. Egzersiz yapın:

1. Sırtüstü yere uzarup ayaklarınızı havaya kaldırın bisiklet hareketi yapın. Bunu 50 kez tekrarlayın.

2. Sırtüstü uzanın ve bacaklarınızı dimdik havaya kaldırıp Mac kas hareketi yapın. Bu hareketi 50 kez tekrarlayın.

3. Bacaklannız kapalı olarak ayakta durun, parmaklarınızın Üzerinde yükselip alçalın. Bu pozisyonu 50 kez tekrarlayın. Günde 1 saat yürüyün:Her gün 1 saat ürümeye çalışırı. Unutmayın, attığınız her adımda kan, ayak topuğunuzdan kalbe doğru pompalanacaktır. Yürüme kalbin en büyük ve vefalı dostudur. Rahat bir ayakkabı secin: Ne dümdüz. ne aşın yüksek; en fazla 4 cm topuklu ayakkabıları seçin. Bol bol yüzün: Deniz mevsimi dışırıdavsamz kapalı havuzlarda yüzebilirsiniz. Yüzme, tüm kaslannımı çalıştırırken kan dolaşımıru da hızlandırır.

İltihaplı hastalıklar

Her türlü iltihaplı hastalıklara karşı yulaf iyi geliyor. İster sıcak süre ilave Ederek için, isterseniz yulaf lapası (1 su bardağı yulaf ununu 2 su bardağı suda eritip koyu muhallebi kıvamına gelinceye kadar kısık ateşte pişirin. ılınınca Bölgeye uygulayıp üzerini ılık havlu ile kapatın) hazırlayıp hastalıklı bölgeye uygulayın. Larenjit ve boğaz ağrısı gibi solunum yolları enfcksivonlarına, sigarama yol açtığı boğaz rahatsızlıklanna ve bronşite iyi geliyor. Özellikle küçük çocukların bronşit hastalığında göğse ve sırt bölgesine uygulanan sıcak yulaf lapası rahat nefes almayı sağlayıp, balgam söktürüyor ve öksürüğü kesiyor. Yulaf, rahatlatıcı etkisi nedeniyle midenin de dostu. Yulaf çayı hazırlamak için tutam yulaf tanesini bir fincan kaynar suya ilave edip 20 dakika bekletin. Süzüp balla tatlandırıp için İcabet ve karaciğer yorgunluğu Sağlık sorunları olanların özel diyetler uygulamaları gerekiyor. Özellikle tiroide bozukluğu ve kanda aşırı yağ birikmesi nedeniyle ortaya çıkan karaciğer yorgunluğu söz konusu olduğunda diyet, yulaf ağırlıklı olmalı. Yulaf, şeker diyetinde de mutlaka yer alması gereken bir tahıl. Çünkü sodyum ve şeker açısından fakir. Pektin ve emicelluloz (bu madde vücuda giren şekeri yakalayarak Konsantrasyonunu azaltıyor) sayesinde kan şekerini düşürüyor.

Uykusuzluk

Ninelerimiz, rahat uyumak için yastıklarının içini yulaf tanesi ile doldururlarmış. Bugün ise 2 su bardağı yulaf tanesi veya yulaf unu ilave Edilmiş sıcak bançolar, rahat ve sağlıklı bir uyku sağlıyor. Banyo suyuna dilerseniz eczane, doğal ürün satan mağaza ya da baharatçılardan satın alacağınız yulaf ekstresini de ilave edebilirsiniz. Doğal bir gevşenici olan triptofan maddesi açısından zengin besinleri günlük öğünlerinizden eksik etmeyin. Yani muz, yumurta, tavuk, ekmek, pirinç, makama, süt özellikle de peyniri ... Gece yatmadan önce mutlaka 2 çay kaşım: bal ilave edilmiş 1 bardak süt için. İştahsız ve sık hastalanan çocuklar Küçük yaramazlar gün boyu aş1rt enerji harcarlar ama genelde abur cubur ilc karınlarını doyururlar. Anneler, özellikle okula giden çocuklarının nasıl beslendiklerini kontrol etmekte zorlanırlar. Besin değerleri çok yüksek olan yulaf özellikle büyümekte olan Enerjik yapılı ve sık hastalanırı çocuklar için son derece önemli bir besin. Yulaf, büyüme Hormon u olarak bilinen, 'auxina' hormonu, ı nün üretimine katkıda bulunuyor. Yulaf içeriğindeki zengin aminoasitler (protein sentezi için çok gerekli olan maddeler) bitkisel proteinler ve nişasta sayesinde vücuda uzun süreli bir enerji sağlıyor ve vücudun tüm işlevlerinin mükemmel bir şekilde düzenlenmesine yardımcı oluyor. İçeriğindeki kalsiyum ve fosfor ile Çocuklardaki kemik oluşumunu hızlarıdır atak kemik ve dişleri güçlendiriyor. Fosfor ayrıca yağ ve protein metabolizması için de gerekli.

Kabızlık

Kepek ekmeği, sebze, meyve özellikle elmayı (kabuğu ilc birlikte) her gün düzenli olarak yiyin. içtiğiniz su miktarını artırrtı. Soğuktan çatlayan eller Dış erkerilere birebir maruz kalan cilt ve ellere kış aylarında ekstra bakım uygulamakta yarar var. Soğuktan çatlayan ve kızaran ellerirüze yulaf lapası sürün. ıçay bardağı yulaf un unu 2 ç::ıy bardağı suda eriyinceye kadar kanşnrıp hafif muhallebi kıvamına gelinceye kadar kısık ateşte pişi. Rina. Soğuyunca cildinize sürüp 34 dakika bekletin ve ılık suyla durulayın. Elleriniz yumuşacık olacaktır. El kremi kullanmıyorsanız kış aylarmda bu uygulamayı 3 günde bir yapmayı ihmal etmeyin. Doğru Ilaç Kullanmanın 7 Kuralı

1. Doktorunuza muayencyc giderken kullandığınız tüm ilaçlan ve önceki tedavi bilgilerinizi yaruruada bulundurunuz.

2. Doktorunuzun bilgisi olmadan ikinci bir ilaca başlamavıma.

3. İlaçları doktorunuzun anlattığı kullanım şekline uyarak kullanın.

4. İlaç tedavisine başladıkran sonra gelişen yeni bir vakınmanıaın ilaca bağlı olabileceğini daima aklınızda bulundurun.

5. İlaç kullanımın::ı gereksiz yere devam etmeyin ve önerilenden daha önce son vermeyin.

6. İlaca bağlı gelişebilecek olumsuz bir durumda sağlık personeline bilgi verebilmek için, birlikte vaşadığıruz vakınlanmzı ilaçlanniz hakkında bilgilcndirin.

7. Tedaviniz tamamlamnca artan üaçlarinız varsa, maddi yetersizlik nedeniyle ilaç alamayan kişilere verilmek üzere doktorunuza verin.

Omega Yağ Asitleri

Yağlara. sağlığımız üzerindeki etkilerini inceleyen pek çok araştırma yapıldı. Sonuç olarak sağlıklı ve uzun bir yaşam için yağlara ve genç kalmak için de yağ asitlerine ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı. Özellikle son zamanlarda çok konuşulan pek de bilinmeyen Omega3 ve Omegaô yağ asitlerinin faydaları .. Yağlar, uzun yıllar kilo aldırmaktan tutun da cilt sorunlarına, kalp Hastalıklarına ve kanser gibi ölümcül hastalıklara kadar pek çok sağlık sorununun sorumlusu olarak suçlu sandalyesine oturtuldu. Bu nedenle bize söylenen hep sağlıklı ve uzun yaşamak için yağ tüketimini en aza indirgememiz hatta formda kalabilmek için tamamen uzak durmamız oldu . Oysa yaşam için ihtiyacımız olan en önemli besin kaynaklarından biri, yağlar. Yağlar olmadığı takdirde vücudumuz sağlık için çok gerekli Olan A, D, E ve K vitaminıerini özümseyemiyor. Yağlar, Önemli enerji kaynağı. ı gram yağ, protein ve karbonhidratların iki katı kadar enerji sağlıyor ve vücudun enerji kıtlığında depolanabiliyor. Ayrıca sinir sistemi, beyin ve cinsiyet gibi hayati vücut işlevleri ve vücut ısısını dengeliyor. Yağların bir diğer artısı da kalp, böbrek ve sinirler gibi yaşamsal organların etrafını sararak zedelenmelerini önlemeleri. Yağlar ayrıca vücudumuzda yapılamayan ve ancak besinler yoluyla alınan 'Omega' denilen yağ asitlerinin vücuda alımını sağlıyor.

Omega Nedir?


'Omega' ismini kimyasal yapısından almaktadır. Halk arasında 'balıkyağı' olarak bilinen Omega3 ile bitkisel yağlarda bulunan Omegaô yağ Asitleri döllenme anından başlayarak anne kamından itibaren yaş,'ln1boyunca vücudumuzdaki doku hücrelerinin önemli yapı taşlarını oluşturuyorlar. Bağışıklık sistemini güçlendirerek kalp, kanser, romatoit, artrid ve sedef hastalıklanndan konıma sağlıyor. Omega3 yağ asitleri olmadan "beden çöker" demek hiç de abartılı olmaz. Çünkü bu yağ asitleri hücrelerin davraruşıru kontrol ediyor ve her hücre nasıl işliyorsa, bedenin tümü de öyle işliyor. Hücrelerin her birindeki en ufak bir yağ asidi dengesizliği, onların çıldırmalanna ve tüm bedende kaos ortamı oluşturmalarına yol açıyor. Omega3, retina, beyin ve sperm hücrelerinin işlevlerini hatasiz olarak yerine getirmeleri açısından gerekli. Eksikliği, retiriada görme fonksiyonunun azalmasına yol açabiliyor. Ayrıca, ruh hali, konsantrasyon, bellek, dikkat ve davranış bozukluklarına neden olabiliyor. Omega3 doğanın en harika çok yönlü ilaçlanndan biri. Kolesterol düşürücü ilaçlar kadar etkili. Yüksek trigliseridler için bilinen en iyi ilaç. Ayrıca damar sertliği ve tıkanıklılığı, enfeksiyon hastalıkları ve davranış bozuklukları üzerinde olumlu etkilere sahip. Gerek Omega3 gerekse Omega6 yağ asitlerinin dengeli alımı, sağlığımız için temel olan ideal kan dolaşımını sağlıyor. Ayrıca beynin gelişimine, sağlıklı büyümeye ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor. Cildin nemini koruyarak, genç görünmesine ve tüm cilt hücrelerinin işlevlerini düzenlenmesine yardımcı oluyor.

Omega3 ve Omega6 yağ asitleri vücutta görevleri gereği kendi aralarında sürekli rekabet halindedirler. Omega3, karım akışkanlığını sağlarken, Omega6 pıhtılaşmayı artırıyor. Omega6, büyüme ve cilt için gerekli, Omega3 ise sağlıklı ve uzun bir ömrün anahtarı. Aşırı Omega6 alımı Kanı pıhtılaşnrmanm yanı sıra kolesterol plaklarının oluşumunu kolaylaştınp, alerji ve iltihaba bağlı hastalıkların gelişimine yol açıyor. Omega3 ise tam tersini yani kanın pıhtılaşmasıru, kolesterolün yükselmesini ve iltihabi hastalıkların oluşumunu engelliyor. Omega6 en çok bitkisel sıvıyağlarda, Omega3 ise en çok yağlı balıklarda bulunuyor. Balıklar bu maddeyi yosun ve planktonlardan elde ediyorlar.

Omeganın Yararları

Omega yağlarının dengeli alımı vücudu pek çok hastalıklardan koruyor.

Kalp hastalıklanna karşı koruyor . Kötü kolesterolü düşürüp, iyi kolesterolü artırıyor. Düşük kolesterol seviyesini normal değere çıkartıyor. Kalp krizinde etken bir roloynayan trigliserid seviyesini azaltıyor . Kanın akışkanlığını sağlayarak, kalp tarafından kolayca pompalanmasina yardımcı oluyor. Böylece damar tıkanıklığı (trombon) ya da damarlara yağ birikimini (arterioskclerosis) önlüyor. Kansere karşı etkili Vücudumuzda bulunan kötü huylu hücreleri baskı altında turabilmek ve yok edebilmek için bağışıklık sistemi omega yağlarından güç alıyor. Yapılan araştırmalarda göğüs, prostat ve kolon kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünde omega yağ asitlerinin yararlı olduğu gözlendi.

Kangreni önlüyor

Kanı inceltip damarları koruyor ve pıhtılaşmayı önlüyor. Karım tüm vücutta dolaşmasını sağlayarak parmak ucu hissizleşmesini, el ve ayak parmaklannın dolaşıma bağlı üşümesini önlüyor veya azaltıyor. Diyabeti geeiktiriyor .

* Yaşlanmavı geciktiriyor.

* Migrene iyi geliyor.

* İluhabi hastalıkları önlüyor Güçlü bir bağışıklık sistemi için omega yağları çok önemli. Başta gribal enfeksiyonlar olmak üzere, sedef, romatoit artrit, astım ve alerji gibi hastalıkların tedavisinde önemli roloynuyor. Yetersiz alındığında depresyonu tetikliyor. Yeni Zelanda, Kanada ve Almanya gibi Omega3 yağının Omega6 yağına oranla daha az tüketildiği toplumlarda depresyon vakalcm, dengeli Omega3 yağı tüketen Japonya'dan 5 kat daha fazla.

Omega Yağları En Çok Kimlere Gerekli? Hamile hanımlar ve bebekler: Omega, anne kamındaki bebeğin sağlıklı gelişimi için elzem bir yağ asidi. Beyin, kalp, damarlar ve gözlerin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynuyor. insan beyni doğumdan önceki son üç ayda hızla büyür, doğumdan sonraki ilk 12 hafta da bu büyüme hızı 3 kat artıyor. Bu nedenle hamile ve emzikli annelerin Omega3 ve Omega6 içeren gıdaları yeterince ve dengeli biçimde almaları çok önemli. Omega3 ve 6 dengesiyle beslenen arınelerin bebeklerinde beyin, sinir sistemi ve görme yetenekleri sağlıklı gelişiyor. Omega yağları ayrıca, çocuğun matematik zekasını geliştirip, okuma, telaffuz ve yazma becerisini arttırıyor. Eksikliği halinde çocuklarda davranış bozukluklarına (hiperaktivite, algılama bozukluğu, dikkat eksikliği gibi) yol açıyor. Yetiskinler: Zamanla bu yağ asidinin azalması bellek kaybı, hunuma ve depresyon gibi sorunlara yol açıyor. Tınama hastalığı olarak bilinen Alzheimer üzerinde yapılar} araştırmalarda hastalığın balık yemeyen toplumlarda daha sık rastlandığı ortaya çıktı.

Omega yağları ayrıca bağışıklık sistemini güç Dendirerek pek çok ölümcül hastalığın ~tedavisinde de önemli roloynuyor. Omega3 Üzerine Yapılan Araştırmalar Değerli bir Omega3 kaynağı olan balıkyağı, ilk kez 1752 yılında Dr. Samuel Kay tarafından romarizmal ağrılar ve kemik hastalıkları tedavisinde kullanıldı, Vikrorva döneminde gut, verem, bronşit, kronik cilt hastalıkları ve raşitizm gibi hastalıkların iyileşmesinde etkili olduğu saptandı. Uzun yıllar balık yemenin sağlığınma yararlı olduğu bilindi bilinmesine de hangi alanda iyileştinci etkisi olduğu henüz tam olarak saptanmamıştı. Ta ki 1912 yılında vitaminierin sağlığımız üzerindeki önemi keşfedileric kadar.

Balık yağının en zengin A ve D vitaminieri kaynağı olduğu aniaşıldıktan sonra bu konuda araştırmalar hızlandı. 1976 yılında Eskimolar üzerinde yapılan bir araştırma bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Aşırı hayvansal yağla beslendikleri halde Grönland Eskimolarının kanlarındaki kolesterol oranı çok düşüktü. Koroner kalp hastalıkları, kanser ve romatoit artrit hastalıklarının oranı diğer toplumlara göre çok azdı. Bunun üzerine Eskimoların beslenme alışkanlıkları araştırıldı ve günde ortalama 400 gr yağlı balıklar ve deniz ürünleri yedikleri ortaya çıktı. Etkin faktörün bu hayvanlarda bulunan Omega3 adlı yağ asitleri olduğu anlaşıldı. 1980'lerin ortalarında balıktaki kolesterol düşürücü maddelerden birinin Omega3 yağ asitleri olduğu kesinleşti. Hollanda'da yapılan 20 yıllık bir araştırmada günde en az 28 gr balık yiyenlerde, hiç tüketmeverilere göre kalp krizine bağlı ölüm oranının yarı yarıya azaldığı kaydedildi.

1983 yılında kalp krizi geçirmiş erkeklere Omega3 içeren bir diyet uygulatarak Sonraki atakların riski araştırıldı ve yağlı balık yiyenlerin yemeyenlere oranla ölüm oranının yüzde 29 azaldığı anlaşıldı. Araştırmalar, bol balıkla beslenen toplumlarda kanser oranının düşük olduğu görüldü, 32 ülke arasında yapılan bir incelemede en çok balık yiyen toplumlarda meme kanseri en düşük oranda görülmekte. Japonya'nın Okinova bölgesinde uzun ve sağlıklı yaşayan yerlileri Üzerine Suzuki ve ekibi tarafından yapılan 25 yıllık çalışmanın sonucunda da şu kanıya varıldı: Gerek sağlıklı yaşamaları ve uzun ömürleri gerekse kanserden kemik erimesine, kalp krizinden beyin fakına, menopozdan 'ren yaşlanmaya karşı çok sayıda hastalığa karşı korunınada önemli Etkenleşiri arasında omega yağlarının tüketimindeki fazlalık önemli hiç sebep olarak ortaya çıkıyordu.

Omega Yağ Asitleri Hangi Besinlerde Bulunuyor?

Omega3 (Alfa linolenik asit): Yağlı balıklar ve deniz ürünleri (özellikle uskumru, sardalye, hamsi ve somon gibi) ceviz, badem, soya filizi, kung fasulye, soya fasulyesi, nohut, mısır, mısır unu, keten tohumu yağı, tatlı patates, marul, lahana, brokoli ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunuyor. Genel öneriler

* Haftada en az 23 kez balık yiyin. Balığı kızartmak yerine ızgara ya da buğulama olarak yemeyi tercih edin. Eğer ailenizde kalp hastalığı varsa Omega3 içerikli bir beslenme alışkanlığı edinin ve bunu ömür boyu sürdürün. Dengeli omega yağ asidi alımı, sizi kalp krizi riskinden koruyacak. Hamileler ve süt veren erineler haftada 45 kez balık yemeli. Balık yemediği günler Omega3 yağ asitlerini içeren besinleri almalı. Her sabah kahvaltıda 23 ceviz yiyin. Balık kadar olmasa da değerli bir Omega3 kaynağı olan ceviz, kalbi koruyor ve beynin performansını artırıyor. Fındık fıstık ve badem de ayrıı amaçla yenebilir. Orta yaşlılar 'alzhemeir' hastalığından korunmak için bol bol balık yemeli. Bu mümkün değilse doktora danısarak balıkyağı hapları alınabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp