Damar Hastalıkları İsimleri

Damar Hastalıkları İsimleri

Damar Hastalıkları İsimleri Hakkında Genel Bilgiler

Damar hastalıkları isimleri;damar hastalıkları isimleri hakkında merak ettikleriniz ve daha fazlası için aşağıda sizin için hazırladığımız yazımızı okuyabilirsiniz...

Damar Hastalığı Nedir?

Damar hastalığı, vücudumuzdaki atardamarlarda daralma, tıkanma ya da balonlaşmaya neden olan bir hastalık grubudur. Tuttuğu damarlara göre 3 bölümde incelenir:

Koroner damar hastalığı: Kalbi besleyen "koroner" atardamarlar tutulur. Bu damarlardaki daralma ya da tıkanma kalp ağrısı (anjina) ya da kalp krizine (enfarktüs) neden olabilir.
Beyin damar hastalığı (Serebrovasküler hastalık): Beyin ve beyinciği besleyen "Şah Damarı" ve diğer atardamarlar tutulur. Bu damarlardaki daralma ya da tıkanma geçici ya da kalıcı beyin felcine (inme) neden olabilir.
Periferik damar hastalığı: Kalp ve beyin dışındaki, kol, bacak, barsak, karaciğer ve böbrek gibi diğer doku ve organları besleyen atardamarlar tutulur. En sık tutulan bölge bacak damarları olduğundan "Periferik damar hastalığı" genellikle bu bölgedeki damar tıkanıklıklarını ifade etmek için kullanılır. Bu damarlardaki daralma ya da tıkanma yürümekle bacak ağrısı (Klodikasyon) ya da bacakta yara ve gangrene neden olabilir.

DAMAR SERTLİĞİ
ENFARKTÜS

HİPERTANSİYON

KALP SPAZMI

KANSIZLIK

KOLESTEROL

MİTRAL YETERSİZLİĞİ

SÜREKLİ DÜŞÜK TANSİYON

VARİS

SEBEPLERİ

Beslenme hataları
Kalbe zarar veren şeylerin devamlı ve fazla miktarlarda kullanılmasıdır. Başlıcaları şunlardır :
Alkol : Kan damarlarının iç tabakasını eriterek, kanın damarlardan dokular arasına sızmasına yol açar.
Alkoloidler : Başlıcaları çay, kahve, kakao ve sigaradır. Bunlar, kalp ve damarlar üzerinde çok fena etki yaparak, onları vakitsiz yıpratırlar. Sinir sistemini etkileyerek, kalbin ritmini bozarlar. Ayrıca, kandaki kolesterolün, damarların iç yüzeyine yapışmasına ve damarların daralmasına, dolayısıyla yüksek tansiyona ve damar sertliğine neden olurlar. Sigara, kanı zehirleyerek, kalbin daha fazla çalışmasına ve dolayısıyla yorulmasına yol açar.
Et ve mamülleri : Özellikle yağlı etler, kolesterol ihtiva ettikleri için zararlıdır. Kandaki üre miktarını artırarak, kalbin yorulmasına neden olurlar.
Beyaz ekmek ve şeker : Bunlar, kanın katılaşmasına ve dolaşımın yavaşlamasına neden olurlar. Dolayısıyla kalbin daha çok zorlanmasına yol açarlar.

Hava kirliliği
Teneffüs edilen hava ne kadar kirli ise, kalp o kadar daha fazla çalışır ve yorulur.

Sağlıksız yaşam koşulları
Yemek, uyku ve dinlenme saatlerinin düzensiz oluşu, bedenen ve ruhen yıpratıcı yaşam koşulları kalbin yorulmasına ve vakitsiz yıpranmasına neden olur.

Şişmanlık
Kalbi yoran en önemli faktörlerden biridir. Şişmanlar, genellikle kısa ömürlü olurlar.

Cinsel yaşam
Cinsel yaşamın düzensizliği, vakitsiz gelen iktidarsızlık kişiyi ruhsal bunalıma iterek, sinirlerinin yıpranmasına yol açar. Bu da kalbi yorar ve yıpratır.

HİPERTANSİYON
Sürekli yüksek tansiyondur. Yorgunluk, uykusuzluk, aşırı yeme, hızlı hareket gibi nedenlerle tansiyon yükselebilir. Ancak, sürekli değildir. Hipertansiyon ise kalbi idare eden sinir sisteminin aşırı hassaslaşmasından, ileri yaşlarda görülen damar sertliğinden, kanın katılaşmasından, böbrek rahatsızlığından (nefrit) ileri gelir. Hipertansiyonda kalp büyür ve felçlere neden olabilir.

Belirtileri
Sürekli baş ağrısı ve baş dönmesi
Dengesizlik
Görmede zayıflık ve gözler önünde sinekler uçuşması
Çarpıntı
Nefes darlığı
Kulaklarda çınlama
El ve ayakların sürekli üşümesi
Bacaklarda sık sık kramplar
Uykusuzluk
Hafıza zatıflığı
Geceleri ellerde karıncalanma

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler hipertansiyon tedavisinde iyi sonuç verirler :
Sarmısak
Alıç çayı
Limon kürü
Ökse çayı
Zeytin yaprağı çayı

kalp sağlığı

SÜREKLİ DÜŞÜK TANSİYON
Genellikle büyük iç kanamalardan veya sebebi bilinmeyen nedenlerden olabilir. Yetersiz beslenme, vitamin eksikliği, bazı ilaçların yan etkisi de tansiyonu düşürür.

Belirtileri
bitkinlik,
baygınlık,
el ve ayaklarda üşüme ve morluk,
ayağa kalkınca baş dönmesi ve göz kararması,
çabuk yorulma

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler tedavide iyi sonuç verirler :
Isırganotu
Adaçayı
Mersin yaprağı
Tarçın
Badem
Fındık
Bal, polen, arı sütü
Şalgam
Kırmızı pancar

KALP SPAZMI (anjin dö puatrin)
Kalbi besleyen atardamarların kireçlenme ve kolesterol sonucunda daralması, böylece daha az kan geçebilmesi nedeniyle ortaya çıkar. Yemeklerden sonra veya süratli yürüme, merdiven çıkma, soğuk hava teneffüs etme sırasında zaman zaman sol göğüste bir ağrı hissedilir. Bu ağrı sol omuza ve sol kola kadar yayılır ve hastaya nefes aldırtmaz. Daha çok erkeklerde görülür. Genellikle 5-10 dakika sürer. Kalp spazmının en önemli yanı, Enfarktüse yol açmasıdır.

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler tedavide iyi sonuç verirler :
Alıç çayı
Anason
Kimyon

ENFARKTÜS
Önemli ve tehlikeli bir kalp rahatsızlığıdır. Fransa'da ölümlerin % 20'si enfarktüsten olmaktadır.
Kalbin bir bölgesinin, oraya besin ve oksijen taşıyan atardamardaki bir pıhtı ile tıkanması sonucu aniden ölmesidir.

Nedenleri
Atardamar iltihabı
Kanda pıhtılaşma
Kolesterol veya kireçlenme sonucu atardamarın iç çeperinin daralması ve sertleşmesi
Kalp spazmı

Belirtileri
Kalpte korkunç bir sancı ve sıkıntı
Sol kolda sancı
Bazen kusma ve geğirme
Solgunluk ve gözün parlaklığını yitirmesi
Tansiyon düşüklüğü

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler gerek krizden önce, gerekse kriz sırasında kullanılırsa tedavide iyi sonuç verirler :
Alıç çiçeği ve meyvesi
Dişotu
Limonlu sarmısak

MİTRAL YETERSİZLİĞİ
Mitral, kalbin sol bölümünde, sol kulakçık ile sol karıncık arasındaki kapaktır. Bu kapakçık, kalbin iç kısmının iltihaplanması sonucunda iltihaplanır, sonra kalınlaşıp sertleşir ve iyi kapanamaz. Hasta, 1-2 yıl pek birşey hissetmez. Sonra çarpıntı, nefes yetmezliği ve sık sık derin nefes alma ihtiyacı duyulur. Bu hastalı insanı öldürmez ama, yaşam hızını azaltır.
Tedavisi için, kanı mikroplardan temizleyen baharatlar (taçın, karanfil, karabiber, zencefil, kekik) sık sık kullanılmalıdır. Ayrıca, yılda 2 kez, 10-15 günlük limonlu sarmısak kürü yapılmalıdır.

DAMAR SERTLİĞİ
Kanda biriken ve balmumu kıvamındaki kolesterol, damarların iç yüzeyini kaplar ve damar iç dokusunun sertleşmesine yol açar. Sertleşen damarlar kan nakli görevini yapamazlar ve çapları küçüldüğü için de kan basıncı artar ve tansiyon yükselir.

Nedenleri
Aşırı alkol
Şişmanlık
Damla (gut) hastalığı
Şeker hastalığı
Frengi
Yanlış beslenme
Sinir bozuklukları

Belirtileri
Belirtiler başlangıçta hafiftir, zira bu hastalık yavaş ve uzun sürede meydana gelir.

Bedensel ve ruhsal çalışma gücünde azalma
Gündüzleri bile uyuma ve uyuklama
Zayıflık ve solgunluk
Hafıza zayıflığı
Çabuk yorulma ve kalp çarpıntısı
Sık idrara çıkma

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :
Bol kükürt ihtiva eden sarmısak, soğan, turp vb. yenmelidir.
Zeytin yaprağı
Zerdeçal
Enginar yaprağı
Servi tohumu
Limon
Elma

VARİS
Bacaklardaki toplardamarların bozulmasıdır.

Nedenleri
Hareketsizlik ya da yeterli hareket etmeme
Sürekli ayakta kalma
Çorap bağı, korse, sıkan ayakkabı gibi şeyler giyilmesi
Aşırı ve yağlı şeyler yeme
Hamilelik
Aşırı alkol ve sigara

Belirtileri
Kalçalarda, bacak ve baldırlarda ağrılar
Ayaklarda yanma ve makatta kaşıntı
Ayak damarlarına şişmeler, siyah iplikler ve düğümler oluşur
Bacaklar gülle gibi ağırlaşır
Ayaklarda sürekli üşüme ve kısmi felç
Bacak, baldır ve kalçada kramplar
İleri aşamalarda, baldırlarda ödem, ekzama ve yaralar oluşur.
Varis makatta olursa buna HEMOROİD adı verilir.

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :
Sodalı ve şaplı banyolar
Sık sık ve hızlı yürümek
Zeytinyağı ile masaj
Zulumba, üzerlik tohumu, nöbet şekeri karışımı
Hemoroid için atkestanesi, civan perçemi, servi kozalağı, maydanoz ve patates lapaları

KANSIZLIK
Genellikle, kandaki alyuvarların azalması şeklinde ortaya çıkar.

Belirtileri
Yüz daima solgundur
El ve ayaklar daima üşür
Kulaklarda sık sık çınlama olur
Kalp çarpıntısı olur
İştahsızlık, çabuk yorulma vs. gibi belirtiler görülür.

Nedenleri
Kanamalar (hemoroid, mide-barsak ve regl kanamaları gibi)
Kan yapan organların yeterli çalışmaması (dalak, ilikler, karaciğer)
Beslenmede yaşa göre yeterli demirin alınmaması

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :
1 lt şaraba 1 yemek kaşığı öğütülmüş rezene tohumu katılır, 1 hafta sonra süzülerek, günde 5-6 tatlı kaşığı içilir.
1 su bardağı siyah kuru üzüm + 8 bardak su + 1 yemek kaşığı pelin otu orta ateşte kaynatılır, soğuyunca süzülüp günde 3-4 bardak içilir.
Kınakına şurubu içilmelidir.
Enginar, yulaf ezmesi, kayısı, tere, erik, üzüm, maydanoz, havuç, ıspanak, mercimek ve soya bolca yenmelidir.

KOLESTEROL
Kolesterol, tüm canlıların bünyesinde bulunan ve vücudumuzda özel görevleri olan ancak, kandaki oranı belli sınırları aşınca zararları görülen bir maddedir.
Sağlıklı bir insanda kolesterol oranı, 100gr kanda 250mg'dır.
Bilinen görevleri şunlardır :
Deri altında, mikroplara karşı koruyucu bir baraj görevi yapar.
Kanda, alyuvarları zararlı maddelere karşı korur ve bir nevi zırh görevi yapar.
Sinir dokuları içerisinde, onların dayanıklı olmasını sağlar.
Çeşitli dokularda su dengesini sağlar.

Kolesterol dengesinin bozulma nedenleri
Hayvani yağlardaki kolesterol, kullanılmış kolesteroldur ve işe yaramadığı gibi, kanda oranı artınca damarlarda tortu yapar.
Vücutta kolesterol üreten ve kolesterolü dengeleyen organların iyi çalışmaması (böbrek üstü bezleri, yumurtalıklar, husyeler, tiroid bezesi, karaciğer, safra kesesi, barsaklar, akciğer, ciltteki ter bezesi)

Neden olduğu rahatsızlıklar
Kandaki nötr yağ oranının artması
Vücutta yağ lekeleri oluşması
Parmaklarda, omuzda, dizlerde ve kalçada yağ urları meydana gelir.
Göz kapaklarında sarı lekeler oluşur ve gece körlüğü yapar. (tavuk karası)
Siroz : Safra kanalının tıkanması, karaciğer ve dalağın şişmesi ve safra taşının oluşması
Damar sertliği : Kanda biriken kolesterol kan damarlarının iç yüzeyine yapışır ve damar sertliğine yol açar.

Belirtileri
ciltte sarı lekeler,
göz altında siyah halkalar,
gözün beyaz kısmında sarı lekecikler,
terin ve nefesin ağır kokması,
ağızda acılık hissi,
baş ağrısı ve başta ağırlık hissi,
görme zayıflığı,
baş dönmesi ve beyinde boşluk hissi,
hazımsızlık ve iştahsızlık,
genel yorgunluk ve ruhi bunalım,
uykusuzluk,
sol kolda ve kalp üzerinde zaman zaman ağrılar.

Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :
Yemeklerde zeytinyağı, mısır, ayçiçeği, haşhaş ve aspir yağları kullanılmalıdır.
Sarmısak (günde 2-4 diş, çiğ olarak yenmelidir)
Enginar, soğan, pırasa, havuç, kereviz, soya fasulyesi, lahana, tere, maydanoz, turp bol yenmelidir.
Kiraz, limon, çilek, elma, üzüm, şeftali, armut, muz gibi meyveler de yenebilir.
Ardıç tohumu
Mısır püskülü
Zeytin yaprağı
Zerdeçal

Kalp-Damar Sistemimizi Tanıyalım
Kalbin anatomisi/mükemmel bir pompa olarak örgütleniş ve daha ötesi
Kalp, göğüs ön duvarı arkasında, iki akciğer arasında yer alır. Kas dokusundan oluşmuştur. Sağda ve solda birer kulakçık(atrium) ve karıncık(ventrikül) olmak üzere dört boşluktan oluşur. Temel işi kanı pompalamak olan hayati bir organdır. Sağdaki kulakcık ve karıncığı triküspit kapak; soldaki kulakcık ve karıncığı ise mitral kapak ayırır. Kalbin sol karıncığının bitimi ile kalpden çıkan ve insanın en büyük atardamarı olan aort damarının başlangıcı arasında aort kapağı vardır. Benzer olarak pulmoner kapak sağ karıncık-pulmoner damar arasındadır. Kalbin sağ sistemine tüm vucutdan gelen kanı toplayan damarlar(vena cava) açılır. Bu kan akciğer atardamarları ile sağ sistemden ayrılır(Pulmoner arter). Akciğerlerden akciğer toplar damarları ile dönen kan sol kulakcık ve sol karıncığı dolaşarak aort damarları ile tüm vücuda pompalanır. Kalbin dış yüzünü çepeçevre bir zar kaplar.
kalp sağlığı

Dolaşım sistemi/Bir şehri tüm ücra köşelerine kadar her dakika tekrar dolaşmak
En küçük yaşayan birim olan hücrenin nefes alması ve beslenmesi gerekir.Besinlerin ve oksijenin kullanımından doğan atıkların da uzaklaştırılması gerekir.Bu süreğen işlevi kan üstlenir.Akciğerlerde karbon dioksitden arınan kan oksijenle yüklenir.Bir ağacın dalları gibi biçimlenmiş olan en büyük çaptan giderek incelen ve kılcal damarlara dönüşen bir damar ağı ile, bu oksijeni tüm dokulara igereksinimi ve önceliği oranında dağıtır.Elbette bir de dönüş yolculuğu vardır.Benzer bir toplardamar ağı örgütlenişi içinde;ama bu defa kılcal damarlardan enbüyük toplar damarlara ulaşarak kalbin sağ kulakcığına ulaşır.Buradan sağ karıncığa geçer ve yeniden oksijenlenmek üzere akciğerlere pompalanır. Akciğerlere gidiş ve tazelenerek tekrar kalbe dönüş büyük kan dolaşımının bir minyatürü gibidir.

Kalbi Besleyen Damarlar (Koroner Arterler)
Kalp Krizi bu damarların tıkanması sonucu olur. Damar tıkanınca; o damarın kanı ilettiği bölgelere artık besin maddeleri ve oksijen gidemeyeceği için bu bölgeler ölür ve kasılma düzeni bozulur ve kalp pompa işini yeterince yapamaz.

Bir damarın önemi beslediği kalp kası bölgesine bağlıdır. Tıkanan önemine göre kalpte oluşan hasar az yada büyük olur.
Koroner damarlar/kalbi besleyen su şebekesi yada kalp kendini nasıl besler?
Kalp de tıpkı diğer organlarda olduğu gibi hücrelerden oluşur ve oksijenlenmesi/kanlanması gerekir.Her nekadar kalbin her dört odacığı da kanla dolu olsada kalp beslenmesini kendi içindeki kanla değil; aort damarından ayrılan sağ ve sol koroner arterlerden beslenir.Sağ koroner atardamar sağ kulakcık ve karıncığı ve iki karıncık arası bölmenin arka kısmını besler.Sol ana damar cirkumflex ve sol-ön-inen damar adldrı verilen iki damara ayrılır.Cirkumflex arter sol kulakcığı,sol karıncığın yan ve arka kısımlarını kanlandırır.Sol-ön-inen arter ise sol karıncığın ön yüzünü ve iki karıncık arası bölmenin ön kısmını beslerKalbin elektrik sistemi/canlı quartz yada ritm,benim işim
Bir kalp atımı, kalbin sağ kulakçığında yerleşmiş olan ve sino-atrial düğüm adı verilen özelleşmiş bir hücre demetinden oluşan bölgenin elektriksel bir uyarı çıkarması ile başlar.Bu bölge kalbin doğal pili olarak bilinir(pace-maker)

Sino-atrial düğümden çıkan bu uyarı kalbin heriki kulakçığı boyunca yayılarak kalbin elektrik sisteminin bir başka özelleşmiş bölümüne atrio-ventriküler düğüme gelir.Bu uyarı ile kulakçıklar kasılarak içlerindeki kanı karıncıklara gönderirler Elektrik iletisi A-Vdüğümde karıncıklara ulaştırılmadan önce kısa bir süre bekletilir.

His-Purkinje sistemi adı verilen bir elektriksel ağ ile ,uyraı tüm karıncıklara yayılır. Bu uyarı ile heriki karıncık kasılarak kanı akciğer ve vücuda pompalar.

Sino-atrial düğüm tekrar başka bir uyarı çıkararak yeni bir döngüyü başlatır.
Vücüdumuz kendisini kalp krizine karşı nasıl korur?
Kalbi besleyen damarların daralma yada tıkanıklıklarında vücudun koruma mekanizması .Koroner arterler kısmen daraldığında vücudumuzda kalp kasına giden kan miktarını arttırma özelliği vardır.Diğer komşu damarlar genişleyebilir ve ince damarlar hastalıklı bölgeye daha çok kan getirebilmek için açılabilir.Bunlara kollateral dolaşım denir.Eğer kollateral dolaşım iyi gelişirse anginal ağrılar azalabilir hatta kaybolur.Kalp kasına bu ekstra kan akımı kalp krizini önleyebilir,eğer kalp krizi olursa daha küçük bir bölge hasar görür ve daha zararsız olabilir.

Kalpteki koroner damar hastalıkları "kalp-damar hastalığı" olarak bilinir ve klasik "damar hastalığı" tanımından ayrı tutulur. Bu nedenle bu web sitesinde "damar hastalığı" terimi, vücudumuzda kalp dışındaki damarların (Beyin damarları ve periferik damarlar) daralma, tıkanma ve balonlaşmasını tanımlamak için kullanılacaktır.

Ateroskleroz nedir?

Vücudumuzdaki damar tıkanıklıklarının %95 inden fazlasında olayın nedeni aterosklerozdur (damar sertliği). Ateroskleroz, kolesterol denilen yağımsı bir maddenin atardamar duvarında birikmesi ve bunun sonucu oluşan sert plakların zaman içinde damarı daraltması ya da tamamen tıkamasıdır. Ateroskleroz aslında çocukluk yaşlarında başlayan, yavaş ve sinsi olarak ilerleyen bir hastalıktır.

Hafif ateroskleroz damarlarda ciddi bir daralmaya yol açmadığından genellikle belirti vermez. Bu dönemde, kişi damarlarında biriken kolesterol plaklarından habersizdir. Ancak yaş ilerleyip ateroskleroz belli bir seviyeye geldiğinde atardamarlarda oluşan ciddi daralma ya da tıkanmalar damarların beslediği dokularda oksijen azalmasına (iskemi) neden olur.

Kollateral nedir?

Vücudumuzdaki atardamarların tıkanması bazı durumlarda iskemi yaratmayabilir. Bu durumda ya o dokuyu besleyen başka damarlar bulunabilir ya da vücudumuz o tıkanıklığın iki ucunu birbirine bağlayan yeni damarlar oluşturmuştur. Kollateral adı verilen bu damarlar çok sayıda, küçük çaplı ve kıvrıntılıdır.
Sol femoral damar tıkanıklığı sonucu oluşan kollateraller
Bir hastada, sol femoral damar tıkanıklığı sonucu oluşan kollateraller

Kollateraller genellikle istirahat halindeyken dokunun ihtiyacına yetecek kadar bir kan akımı sağlayabilir, ancak yürüme, koşma gibi dokularımızın kan ihtiyacının arttığı durumlarda yetersiz kalırlar ve dokuda iskemi oluşumuna engel olamazlar.

Damar tıkanması ne yapar? Damar tıkanması yavaş (kronik) ya da ani (akut) olabilir.

a. Kronik tıkanma: Yavaş gelişen damar tıkanmalarında, vücudun kollateral damarları oluşturacak zamanı olduğundan iskemi genellikle çok şiddetli değildir. Yavaş tıkanma, kollateraller yeterliyse ya da o dokuyu besleyen başka damarlar mevcutsa hiç belirti vermeyebilir, ya da sadece dokunun kan ihtiyacı artınca belirti verebilir. Bu olay örneğin kalp damarlarında olursa, istirahatte olmayan ancak yürüme ve koşma ile gelişen göğüs ağrısı (stabil anjina) yapabilir. Bacak damarlarında olursa yine istirahatle olmayan ancak yürüme veya koşma ile gelişen bacak ağrısına (klodikasyon) neden olabilir. Ancak eğer dokuyu besleyen başka damar yoksa ya da kollateraller yetersiz ise bu durumda istirahatte bile ağrı oluşur. Kalpte anstabil anjina, bacakta ise kritik iskemi adı verilen bu durum kan dolaşımının çok azaldığını ve doku ölümünün (kalpte ise enfarktüs bacakta ise gangren) yakın olduğunu gösterir.

b. Akut tıkanma: Bu tür ani tıkanmalarda, vücudun kollateral damarları geliştirecek zamanı olmadığından dokuda şiddetli bir iskemi gelişir ve kısa sürede doku ölümü meydana gelir. Bu olay genellikle kalpte enfarktüs, beyinde inme, bacakta ise gangrenle sonuçlanır. Akut tıkanma 2 mekanizmayla oluşabilir: Birincisinde, ateroskleroz nedeniyle daralmış olan atardamarlara günün birinde aniden bir pıhtı oturabilir ve bu damarlar tamamen tıkanır. Oluşan bu pıhtıya trombüs adı verilir. İkincisinde ise, vücutta oluşan böyle bir trombüsten kopan bir parça daha uçtaki atardamarlardan birine gider ve o damarda tam tıkanmaya neden olur. Örneğin, şah damarındaki bir pıhtı bu şekilde beyne kaçarak felce neden olabilir ya da kasık damarından kaynaklanan bir pıhtı ayak damarını tıkayarak gangrene neden olabilir. Bu şekilde kan damarları içinde seyahat ederek uzak noktadaki bir damarda tıkanıklığa neden olan pıhtıya embolus ya da çoğul haliyle emboli denir.


Damar hastalığı kimlerde görülür?

Damar hastalığı genellikle 50 yaşın üzerindeki bireylerde görülür ve sıklığı yaş ilerledikçe artar. Yaş dışında en önemli risk faktörleri genetik yatkınlık, şeker hastalığı (diabet), sigara içme, kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, böbrek yetmezliği ve aşırı kilo (obesite) olarak sıralanabilir.

Damar hastalığının diğer nedenleri nelerdir?

Ateroskleroz dışında damar tıkanması yapan en önemli hastalıklar, Takayasu hastalığı gibi damar iltihaplanmaları (vaskülit), fibromusküler displazi, Burger Hastalığı ve Raynaud hastalığı gibi daha nadir rastlanan durumlardır. Takayasu hastalığı daha çok 40 yaşın altındaki kadınlarda görülen, aorta ve ana dallarında damar duvarında düzgün kalınlaşma sonucu darlık ve tıkanıklıklar yapan bir hastalıktır. En çok kol ve boyun damarları ile karında iç organ damarları tutulur. Fibromusküler displazi, yine 40 yaşın altında kadınlarda daha sık görülen, böbrek, şah damarı ve karındaki diğer bazı damarlarda tesbih dizisi şeklinde daralma ve genişlemeler yapan bir hastalıktır. Böbrek damarlarındaki görünümü tanı koydurucudur. Buerger hastalığı ise daha çok 40 yaşın altında ve sigara içen erkeklerde görülen, el ve ayak damarlarında duvar kalınlaşması sonucu tıkanıklıklara neden olan bir hastalıktır. Hastalığı durdurmanın tek yolu sigarayı bırakmaktır. Bu hastalıklardan yeri gelince daha ayrıntılı olarak bahsedilecektir.

Damar hastalığı denildiğinde, genellikle kalpteki koroner damar tıkanıklıkları ve bunun sonucu oluşan kalp krizi akla gelir. Vücudun diğer organlarının damarlarının da tıkanabileceği, ya da bu damarlarda balonlaşma, fistül, malformasyon gibi başka problemler de olabileceği ve bunların sonucunda ciddi sağlık problemlerinin gelişebileceği pek bilinmez. Oysa, kalp dışındaki damarlarda, özellikle bacak, böbrek, barsak, kol, karotis ve beyin damarlarında da daralma ve tıkanmalara sıkça rastlanmakta ve felç, böbrek yetmezliği, gangren ve hatta ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Damar tıkanıklıkları yanında, bu damarlarda, anevrizma (balonlaşma), fistül ve malformasyon gibi daha az bilinen, ancak kanama, felç ve hatta ölüme yol açabilen başka problemler de görülebilmektedir. Daha çok atardamarlarda görülen bu hastalıklardan başka, toplardamarlarda da tromboz, damar tıkanması, malformasyon, hemanjiom ve varis gibi pek çok probleme rastlanabilmektedir. Genelde fazla önemsenmeyen bu hastalıkların aslında yaşam kalitesini bozma yanında, bazen ciddi sağlık problemleri oluşturabildiği ve hatta hayati tehlike yaratabildiği de pek bilinmemektedir.

Geçtiğimiz yüzyılda, son 15-20 yıl öncesine kadar, damar hastalıklarında neredeyse tek görüntüleme yöntemi anjiografi, tek uygulanan tedavi yöntemi ise cerrahi operasyondu. Oysa, temelleri 1960-70 lerde atılan, ancak yaygın uygulanmaya 1990' lı ve 2000' li yıllarda başlanan, anjioplasti, stent, stent-greft, trombolitik tedavi ve embolizasyon işlemleri ile, daha önce tek tedavisi cerrahi olan birçok damar problemini lokal anestezi altında damar içinden tedavi etmek mümkün hale gelmiştir. Aynı yıllarda, toplardamarlardaki tıkanıklıklar ve derin ven trombozu tedavisinde de anjioplasti, stent ve trombolitik tedavi yaygın olarak kullanılmaya başlanmış, pulmoner emboliden korunmak amacıyla Vena Kava Filtresi kullanımı yaygınlaşmış ve son olarak da 2002 yılından beri kullanılan ve varis tedavisinde çığır açan endovenöz lazer, radyofrekans ve skleroterapi gibi yöntemlerle endovasküler (damar içinden) tedaviler çok daha sık kullanılır hale gelmiştir.

Günümüzde, tüm dünyada, damar hastalıklarında endovasküler tedavi uygulamaları hızla yaygınlaşırken cerrahi tedavi yöntemleri göreceli olarak azalmaktadır. Gelişmiş batı ülkelerinde, endovasküler tedavi, damar hastalıklarında ilk tercih edilmesi gereken yöntem olarak kabul edilmektedir. Bunun nedenleri endovasküler tedavinin lokal anestezi altında iğne deliklerinden yapılması, yara-kesi izinin olmaması, riskinin daha az olması ve hastanede kalış süresinin genelde bir günü aşmaması, dolayısıyla hastanın normal yaşama dönme süresinin çok daha kısa olmasıdır.





Yorumlar

  • Beh*** Fun** Akt***
    7 yıl önce
    merhaba babam 2,5 yıl önce bacak damar ameliyatı oldu bacak damarı değişti şimdi ise takılan damar yine tıkandı ameliyatını riskli diylar yalnız babamın şikayetleri artmaya başladı ayakta çok fazla yanma ve elektrik çarpma hissi var ayağa kalktığı zaman ayağımın altında misket var gibi diy lütfen yardımcı olun ne yapabiliriz...teşekkürler
    • Şifalı Bitkilerim
      7 yıl önce
      Damar açıcı kanda dolaşan yağ tanecikleri, şeker molekülleri ve serbest radikaller adını verdiğimiz partiküllerin damar çeperini adeta sobanın borusundaki kurum misali kaplaması gibi daraltması ile ortaya çıkan damar şikayetleridir.Tedavi ile izlediğimiz yol için linke tıklayabilirsiniz.Yada daha detaylı bilgi için bilgi hattımızdan detaylı bilgi alabilirsiniz. Bilgi hattı:0224 2-3-4-5-6-7-8

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp