Tamamlayıcı Ve Alternatif Tıp Nedir?

Tamamlayıcı Ve Alternatif Tıp Nedir? :

TAMAMLAYICI TIB


Tamamlayıcı tıp, hızla gelişen bir alandır. 1987de 160 farklı terapinin tanımlandığı ve yeni tedavi türlerinin düzenli biçimde ortaya çıktığı rapor edilmiştir. Bugün bu sayı daha da artmış olmalı.Tamamlayıcı tıp, geleceğin tıbbidir ve bunun dikkate alınmasında büyük yararlar vardır. Holistik bir bütünlük taşıyan insan bedeninin bir makine gibi sadece belli organlarının ele alınarak iyileştirilmesi metodu artık çok eskidi. O hastalığı meydana getiren psikolojik faktörler kadar, bireyin doğum haritasına uygun bir yaşam içinde olup olmadığının bile hastalıkla ilişkisi vardır.

Modern tıpla el ele yürümesi gereken tamamlayıcı tıp, bedende ilaçların oluşturduğu kimyasal artıkları temizleyecek, bedeni daha dengeli hale getirerek bireylere zaman ve sağlık kazandıracaktır. Tamamlayıcı ve alternatif tıp birbirinden farklı birçok terapiyi içerir.Çağdaş tıp biliminin hastalık sebepleri ve tedavisi konusunda somut verileri ve hasta için henüz mevcut bir tedavi yöntemi olmadığında hastanın isteğiyle başlanılabilen veya bu tedavileri destekleyici olarak hastanın rahatlaması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, psikolojisinin düzelmesi amacıyla uygulanabilen tedavi yöntemidir.Tıp, asırlar önce, bugün alternatif tıp olarak tanınan şekliyle yapılıyordu.    Doktorlar kendilerince hastalıkları muayene ediyor, işe yarayabileceğini umduğu bitkilerle hastalarını tedavi ediyordu.Tıbbi bilgi artıp yeni teşhis araçları bulundukça hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan yöntemler daha kapsamlı olarak geliştirildi. Hastaya herhangi bir bitki yaprağıvermek yerine fayda sağlayan etken madde damıtılıp ilaç haline getirildi. Etken maddelerin insan dokularında nasıl etkiler oluşturduğu öğrenilip etken maddeden farklı, daha az yan etkisi olan ilaçlar sentezlendi.Sentetik ilaçlarla oluşan ve insan sağlığını ciddi olarak etkileyen ilaçların yan etkileri dışında çevre sağlığına olan etkileri de bugün ciddi bir tartışma konusu. İlaçların yan etkileri, bazı kronik hastalıkların tedavisinin olmayışı ya da uzun ve yorucu olması, hastaya getirdiği ekonomik yük, kökü 1960’ı yıllara kadar giden alternatif hareketler ve ekoloji hareketleri alternatif tıp uy gulamalarının yeniden popüler hale gelmesine katkıda bulunmuştur.Farmakoloji, doğada bulunan maddelerin içindeki etken maddeleri damıtarak veya onları sentezleyerek elde edilen maddelerle ilaçlar yapar.   Fakat alternatif tıpta bu maddeleri içeren bitkiler ham olarak kullanıldığından madde sentezi yapılmaz. Bir bitki yaprağının içinde aranan etken maddenin yanında birçok farklı madde bulunur.İnsan vücudunun sağlıklı olması için, vücudun kendine gereken tüm besin maddelerini alıyor olması gerekir. Buna dengeli beslenme denir. İnsan vücudu için gerekli besinlerin tamamı doğada bulunur.Sebze, meyve, et, balık, çeşitli otlar, kaynak suları... İnsan bunların hepsinde bir yarar olduğunu bilerek bu besinleri tüketmelidir.

Çoğu bitki, muhteviyatında insana yarayabilecek maddeler barındırır, zaten ilaçlar da bunlardan veya bunların laboratuvar ortamında sentezlenmesinden yapılır. Bu gıdaların aşırıya kaçmadan dengeli biçimde tüketilmesi insan sağlığını olumlu etkiler.Alternatif-tamamlayıcı tıp olarak tanımlanan yöntemlerinsanların psikolojik hallerini ve bağışıklık sistemlerini kuvvetlendirerek hastalıklarla mücadele edilmesini sağlar.Bağışıklık sistemi, bilinen tüm hastalıkları, tümör ve kanserleri yenebilecek mükemmel bir sistemdir ve bu sistem herkesin vücudunda vardır. Stres, yorgunluk, kötü beslenme, radyasyon, radyoterapi, kemoterapi, AIDS gibi bazı viral enfeksiyonlar ve diyabet gibi durumlarda bağışıklık sistemi zayıflar.   Başta Rusya olmak üzere birçok ülkede alternatif tıp eğitimi tıp fakültelerinde bir tıp branşı olarak verilmekte, kullanılan tedavi yöntemleri ve maddelerin güvenilirliği araştırılmaktadır. Bu sayede alternatif tıp da daha kapsamlı ve güvenilir hale gelmektedir.İnsanların bağışıklık sistemi, en iyi korunma ve tedavi mekanizmasıdır. İyi beslenen, temiz hava alan, fiziki ve mental egzersizlerle zinde tutulan, stres altında kalmayan insanların bağışıklık sistemi daha güçlüdür.Stres, ağır enfeksiyonlar, hareketsizlik, kaygı, endişe, üzüntü, ağır depresyonlar, şizofreni, AIDS, diyabet, kirli hava, ağır çalışma koşulları, partiküler sanayi tozları (silika, asbest, kömür tozu) bağışıklık sistemini zorlar.

Böyle zorlanan bir bağışıklık sistemi vücudu yeteri kadar koruyamaz. Mantar, herpes simplex, zona gibi fırsatçı organizmalar veya normalde insan vücudunda bulunan ve zarar vermeyen diğer mikroorganizmalar atağa geçer ve sağlığı olumsuz etkiler.Alternatif tıp ve uygulamaları hem tıp içi hem tıp dışı çevrelerde yoğun tartışmalara konu olmuştur. Alternatif tıp terimi konvansiyonel, bilimsel ve kurumsal tıp dışındaki tüm uygulamaları içeren bir başlık olmakla birlikte, uygulamaların geniş çeşitliliği söz konusu uygulamaları ayrı ayrı ele alıp değerlendirmeyi, üzerinde bilimsel araştırmalar yapmayı gerektirmektedir.İnsan sağlığını korumak, onu optimum seviyede tutmak hekimlerin ilk ve en önemli görevidir.    Her hekim bunu birinci hedef edinmelidir.Alternatif tıp, kötü amaçlı insanlar tarafından şarlatanca kullanımı ve istenmediği halde asıl tedaviyi geciktireceği gibi çekincelerle karşı karşıyadır. Bu yüzden artık ciddi araştırma ve geliştirmelere tabi tutularak birçok ülkede tedaviye yardımcı amaçla kullanılmaya başlanmıştır. Tamamlayıcı tıp kavramının oluşma sebeplerinden biri de budur.Bu meseleye, günümüzdeki tabloya kendi gözleriyle ve bağımsız bir zihinle bakarak yaklaşabilenler Batı-Ortodoks tıbbının kârlılık esasıyla hareket eden büyük bir endüstri olduğunu fark eder.Bu düzende hasta, doğal ve zararsız yöntemlerle sağlığına kavuşturulan bir birey değil, birtakım zararlı yan etkileri olan ilaçların üzerinde test edildiği kobaydır. Batı tıbbı bir süre önce bilimsel ve faydalı diye kabul ettiği bazı şeylerin daha sonra zararlı olduğunu söyleyebilmektedir. Bunlardan bazılarına birlikte bakalım:   • Yumurtanın yüksek kolesterole neden olan kötü bir yiyecek olduğu söylenirken son araştırmalarda tersinin doğru olduğu savunulmaya başlanmıştır.   • Margarinin tereyağından daha sağlıklı olduğu savunulurken araştırmalar artık aksinin doğru olduğunu ileri sürmektedir.   • Daha önce bebeklerin doğal mamalarla beslenmesinin anne sütünden daha iyi olduğu düşünülürken artık anne sütüyle beslenmenin çok önemli olduğu kabul ediliyor.Yerli kabilelerde kullanılan bazı bitkiler fitoterapi uzmanlarınca da kabul görmüş, akupunktur gibi geleneksel bazı tedavi yöntemleri kimi rahatsızlıklarda konservatif tıbba karşıciddi bir seçenek olarak kullanılır hale gelmiştir.Doğal tedavi araçları olan bitkilerin ‘ilaç’ olarak kabul edilebilmesi için evvela bir sınıflandırmaya tabi tutulmaları gerekir. Sınıflandırılan bitkiler daha sonra testlerden geçer. Ardından patent aşaması gelir. Bir bitkinin Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (Food and Drug Administration-FDA) tarafından kabul görmesinin maliyeti 800 milyon doları bulur. Güçlü ilaç endüstrisinin karşısında elinde bitki yapraklarıyla duran bizler, yazık ki şimdilik küçük adımlarla bu yolda ilerleyebiliyoruz.Bazı alternatif tıp yöntemleri şöyle sıralanabilir:

Tarihi/Kadim Yöntemler

• Ayurveda • Akupunktur • Geleneksel Anadolu Halk Hekimliği • Herbalism • Hipertermi • Siddha • Unani • Bitkisel karışımlar • Geleneksel Moğol Tıbbı. Çigong • Tui Na • Yoga  

Güncel Gelişen Yöntemler

• Fitoterapi (Bitkisel Takviye) • Ortomoleküler tıp • Oksijen terapisi • Ozon terapisi • Detoksifikasyon terapisi • Aromaterapi • Şelasyon terapisi • Homeopati • Kiropraktik • Osteopati • Elektromanyetik alanlar • Masaj • Terapötik Dokunuş • Johrei • Manyetik Terapi • Ses Enerjisi Terapisi • Işık Terapisi • Aleksandr Tekniği • Refleksoloji • Feldenkrais Metodu • Craniosakral Terapi • Rolfıng • Nöral Terapi • Hipnoz   Tamamlayıcı-alternatif tıp sistemleri, dünyanın çeşitli bölgelerinde binlerce yıl içinde evrimleşmiş olan ve geleneksel Batı tıbbının dışında kalan tüm tıp sistemlerini kapsar.Ayrıca Hint, Çin ve Tibet tıbbı gibi geleneksel sistemleri kendi kültürleri içinde güncel tıp olarak görülürler. Bu sistemler insanlara kendi durumlarını anlamaları için çok daha geniş imkânlar sunar. Bu durum geleneksel tıp sistemlerinin Batı’da da yaygınlaşmaya başlamasına kaynak oluşturur.Bu sistemler nefes çalışması, masaj, bitkiler, rejim ve meditasyon gibi geniş yelpazedeki bir çok entegre tekniğe sahipolduklarından NCCAM tarafından oluşturulan kategorilerin hepsindekilerle uyumlu tam bir şifa uygulaması sunar. Birinci kategori aynı zamanda homeopati ve naturopati gibi alternatif Batı tıp sistemlerini de içerir.Farklı kategorilerin birbirini kapsamasıyla ilgili olarak bir örnek de geleneksel Doğu tıbbidir. Geleneksel Doğu tıbbı, başlıca salgı bezleri ve organların işleyişlerini doğrudan etkileyen, meridyenlerden ve kanallardan akan bir enerji kavramına dayanır.    Bu enerji anatomisi Batı tıbbı tarafından kesinlikle bilinmemektedir. Akupunkturun olumlu etkisinin tanınması ve kabul edilmesine karşın Batı tıp biliminin bu tedavinin uygulanışına dair hiçbir fikri yoktur.Bu sistemlere göre hastalıklar, bahsedilen enerjinin akışındaki dengesizlikler veya tıkanıklıklar sonucunda oluşmaktadır. Bu bakış açısı Hint, Çin ve Tibet tıbbı, Qi Gung, Yoga ve Tai Chi dışında, biyoenerji, nefes çalışması ve meditasyonun birçok türü ve diğer tüm biyoalan enerji terapileri tarafından da paylaşılmaktadır.Hint, Tibet ve Çin meditasyon uygulamaları tipik olarak sübtil enerjinin ana meridyenlerdeki akışını sağlamayı (klasik taoist mikrokozmik yörünge meditasyonunda olduğu gibi) veya sübtil enerjiyi merkezi kanalda toplamayı amaçlar.

Genellikle Tai Chi, yoga ve meditasyon Batı’da sadece zindeliği, rahatlamayı, zayıf kalmayı sağlamak için uygulanır. Fakat aynı uygulamaların farklı tedavilerde kullanıldığına dair ciddi bir vurgu yapılmaz.Biz bir tıp ekolü geliştirebilseydik emin olun ki, dua ve ibadetlerin, hususen de namaz esnasındaki motivasyonun kitabını yazmış ve tüm dünyaya bununla nasıl şifa yolculuğu yapılabileceğini anlatmış olurduk. Dünyada uygulanan alternatif ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını inceleyip, sonrasındaAnadolu şifacılığı ve İslam medeniyeti tıp tarihi araştırmaları yapabilirsek, bambaşka bir çığır açabiliriz.    Hastalığın da yaşama dair olduğu kabulüyle yola çıkan İslam kültürü içinde derdimize farklı bakarak, şifa kaynağına erişecek, aynı kaynağın nice sıkıntıları bertaraf ettiğini fark edeceğiz. Tabii yine bilimin ışığında, yine alanında uzmanlaşmış hekimlerle.Bu tür uygulamalar uzman bir eğitim ve rehberlik kadar, günlük tatbik ve yıllara yayılan sistematik bir uygulamayla kendini adamayı gerektirir.Batıdaki sağlık merkezlerinde uygulandığı şekliyle bu teknikler genel olarak yaşam kalitesini yükseltmek için çalışır. Ancak ustalar ve adanmış öğrenciler tarafından uygulandığı takdirde bu tekniklerin, bedenin en basit işlevleri üzerinde bile ciddi etkiler oluşturduğu gözlenir.Ruhsal enerji kavramıyla ilgili problem, şimdilik bu kavramın Batı bilimi için fazla ‘ruhsal’ olmasıdır! Ruhsal enerjiyi tespit edemeyen Batı bilimi aynı zamanda evrenin %95’ini oluşturan enerji ve maddeyi de tespit edemiyor. Peki ruhsal enerji gerçekten var mı?    Enerji terapileriyle uğraşan veya bu konuda deneyimi olanların büyük çoğunluğunun cevabı “Evet, kesinlikle böyle bir şey var” şeklinde.

Şimdi gelin günümüz tıbbıyla tamamlayıcı-alternatif tıp arasındaki ana farklılıkların bazılarını irdeleyelim:

TAT uygulamalarının çoğu, organizmanın doğası ve nasıl çalıştığına dair oldukça radikal bir modelle çalışmaktadır. Bilinen anatomi dışında her hastalık için esas neden olan bir de ‘ruhsal enerji’ anatomisi olduğu düşünülür.Bu sebeple TAT, tüm fiziksel belirtilerin altında hastanın deneyimlediği şekliyle hayatının derinlerinde yatan duygusal bir sebep olabileceğini de ihtimal dahilinde bulundurur.TAT ekolünün bir başka temel özelliği de zihin, bedenve ruhu kapsayan holistik yani bütüncül bakış açısıdır. TM/ CAM, bedene kendini doğal olarak tedavi edebilen bir mekanizma olarak bakar ve kendi kendini tedavi kapasitesinin tezahür etmesi için gerekli gücün açığa çıkma yollarını arar.   Genellikle günümüz Batı tıbbı bedenin önemini göz ardı eder. Onun için beden değil, belirtiler ve o belirtileri yok edecek ilaçlar vardır.Psikiyatrik hastalıklar nedeniyle uzmana giden hastaların %80 ve fazlasında görülen semptomların altında duygusal sorunlar olduğu tahmin edilmektedir. Batı tıbbı, psikiyatrik hastalıklarla mücadelede doktorların eline yine ilaçlar verir. Altta yatan sebepler o mutsuz bedende yaşamaya devam eder.Oysa TAT, hastanın duygusal problemlerinin su yüzüne çıkmasını önemser. Böylece daha sağlıklı ve hastalığı önleyici bir yola girilir. TAT tedavisiyle bedendeki sistemlerin yeniden dengelenmesi ve bu yeni dengenin muhafaza edilmesi için gerekli olan arka plandaki sorunların iyileştirilmesi amacı güdülür.Tarihsel olarak Doğu gelenekleri, hastalıkları önleme yani koruyucu hekimliğe daha fazla önem vermiştir.    Bu tıp ekolü spesifik fiziksel hastalıkları ortadan kaldırmaktansa dengeli bir hayat tarzı geliştirip, bunu muhafaza ederek sağlıklı kalmayı hedefler. Fitoterapi ve akupunktur gibi uygulamalar tedavi amaçlı olsalar da genel olarak TAT uygulamalarının koruyucu hekimlik yaptığını söylemek yerinde olur.Günümüz tıbbıysa bunun tam aksine yaşam kalitesine, hastalıkların altında yatan nedenlere bakmak ve bunları tadil etmektense, fiziksel semptomları yok etmeye odaklanır.Genellikle insanlar modern tıp tedavilerinin yanında, bir veya daha fazla TAT uygulamasını da kullanır. TAT felsefesine uygun olan bu yaklaşım Batı tıbbının hiç hoşuna gitmez.Batı tıbbında hasta, kendi tedavi süreciyle ilgili söz sahibideğildir. Kendisini doktora teslim etmiştir ve orada rolü biter. Oysa TAT, bireyi kendi durumuna karşı bilgili ve sorumlu kılar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp