Psionik Tıp

Psionik Tıp :

Tanım

Klasik tıbbı radyestezik ekolle en iyi şekilde birleştirerek hastalığın ana nedenini bulmaya çalışan İngiliz cerrahı George Laurence tarafından icat edilen bir tedavi sistemidir.

Arkaplan

George Laurence 1904'ta Londra'da çalışmaya başladı. Birçok hastaneyle anlaşarak hızlı bir çalışma dönemine girdi. Kendisi 1.Dünya Savaşı başlarında, Wiltshire'a pratisyenlik yapması için yerleştirilmişti. Bu süre içinde konsültasyonlara katıldı. Psionik tıpla ilgili kavramları ilk kez kırkıncı meslek yılında geliştirdi, ama 1954'te emekli olana kadar kendini bu işe tam olarak adayamadı. Bu işle ilgilenen diğer doktorlar 1968' de ona katıldılar ve hala güçlenmeye devam eden Psionik Tıp Derneği'ni kurdular. Buna rağmen bugün, İngiltere'de yirmiden az ve diğer bütün dünyada da bir avuç doktor psionik tıbbı uygulamaktadır.

Psionik tıp (böyle anılıyor, çünkü Yunanla psi harfi psişik ve normal-dışı fenomenlerde çokça kullanılıyor) ne klasik tıbbın basit bir uzantısı, ne de bir çeşit süper radyestezidir. (Bkz. Sayfa 229) Bu homeopati, radyestezi ve klasik tıbbı birleştiren bütünleyici bir sistemdir. Normal dışı ekollerin dikkatli ve iyi araştırılmış bir uygulamasıdır ve tıbbi bir ünvan aldıktan sonra yıllar boyu süren bir eğitimi gerektirir. Laurance psionik tıbbın eğitilmiş doktorlar tarafından uygulanması gerektiğini, çünkü onların anatomi, fizyoloji ve biyokimya gibi konularda temel bilgilere sahip olduklarını ve böylece psionik tıbbın cevabını vereceği doğru soruları sorabileceklerini iddia etmiştir.

Girişte de gördüğümüz gibi hastalık yükümüzün büyük bir kısmı Batı tıbbının indirgemeci yaklaşımlarıyla açıklanamamakta ve daha yüksek bir düzeyde bir sezginin varlığını ya da esiri kuvveti kabul etmemiz gerekmektedir. Psionik tıp bütün bunları temelde kabul eder ve diğer bazı radikal fikirlerle birleştirir. Bunların en çarpıcı olanlarından birisi miasm (*) teorisidir.

Miasm kavramı homeopatinin mucidi Hahnemann'ın bir fikridir. 1810'da Organon der Bationelle Heilhunde adlı homeopati ile ilgili çalışmalarının yer aldığı kitabı, kendisi 55 yaşındayken yayınlanmasına rağmen, o daha önceden miasm teorisini ortaya koymuştu. Yıllar geçtikçe gördü ki, homeopati akut durumlarda mükemmel sonuçlar vermesine rağmen, kronik durumlarda geçici bir iyileşme sağlıyor. Bunun, bir çeşit bilinmez hastalık tarafından vücudun iyileştirme kuvvetinin bozulması sonucunda ortaya çıktığını ve kendilerinin de vücutta normal olarak çağladıkları iyileşmeyi gerçekleştiremediklerini düşündü. İngiliz tıbbının babası, Thomas Sydenham'ın 200 yıl önce her. hastalığın kendi başına bir tedavi ve vücudun hayati iyileştirme güçlerini geri kazanması için bir teşebbüsü olduğunu öne sürmesi bunun pek yeni bir fikir olmadığını gösterir. Hahnemann fikirlerini geliştirdi ve miasm denen bazı şeylerin vücudun hayat enerji güçlerinin düzenini bozduğunu ve vücudun hem iyileşmekten geri kaldığım, hem de yeni hastalıklara karşı duyarlı hale geldiğini iddia etti.

Benim girişte açıkladığım gibi, vücudu birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili ve birbirinden bağımsız 2 ayrı sistem fiziksel vücut ve esiri veya duyu-üstü vücut-olarak düşünmek yararlı olacaktır. Fiziksel vücut tabiatın kurallarıyla, neden-sonuç ilişkisi ile uyum içinde davranır. Vücudun hastalığının tedavisi, geleneksel olarak herhangi bir şekilde değişik bir etki elde etmeye dayanır. Ama esiri vücutta meseleler biraz farklıdır. J.H. Reyner tarafından. Dr. George Laurence'ın işbirliğiyle yazılan Psionik Tıp adlı kitapta şöyle denmektedir: Maddi yapının fiziksel neden ve sonuçtan olduğu kadar, üstün bir güç tarafından da etkilendiği belli bir şeydir ve bu enerji yollarındaki herhangi bir düzensizlik, maddi vücutta da etkiler oluşturmasına rağmen, fiziksel yollarla tedavi edilemez.

Psionik doktorlarına göre, bu düzensizlik Hahnemann‘ın miasmıdır. Vücudun esiri kuvvetlerinin bu yavaş bozulması henüz ortodoks tıp tarafından tanınmamakla birlikte, radyestezi gibi duyu-üstü metodlar tarafından belirlenebilmektedir. Mesela verem gibi bir enfeksiyon, vücudun hayati enerji güçlerini, ruhsal güçleri de etkileyecek şekilde bozar. İyi bir klasik tıp tedavisiyle fiziksel vücut iyi olur, ama ruhsal vücut veremin 'hatırasını' taşır. Sistemin bu zayıflığı kendisinde olmasa da, yeni nesillerde hastalıklara yol açar. (Çünkü ruhsal vücut zamana bağlı değildir).

Laurence ve bu alandaki diğer anahtar şahsiyetlere göre 2 ana kalıtsal miasm, frengi ve veremden dolayı ortaya çıkar. Edinilmiş olanlar ise genellikle çocuklarda görülen, kızamık, boğmaca ve su çiçeği gibi hastalıklara bağlıdır. Mesela Psionik Tıp Derneği'nin kurucu üyelerinden Dr. Aubrey Westlake verem miasmının ne kadar geniş olduğunu şöyle anlatır: Bugün birçok ortak hastalık kalıtsal verem miasmının belirtileridir. Listede astım, egzama, saman nezlesi, diğer allerjiler, yutak ve sinus problemleri, migren ve çeşitli zihni hastalıklar da var. Aynı zaman da lösemi, Hodgkin hastalığı, diyabet, variköz venalar, arter hastalıkları ve verem miasmı arasında ilişki vardır. Verem miasmının çok önemli etkilerinden biri de hastayı genel enfeksiyonların toksik maddelerini daha fazla depolar hale getirmesidir. Bu özellikle kızamığın edinilmiş miasmı için geçerlidir. Daha sonra kızamığın beyni nasıl etkilediğini ve elektro-ensafalogramda nasıl anormallikler oluşturduğunu ama bunun psionik doktorlarına sürpriz olmadığını, çünkü onların bunu geleneksel tıp bulmadan önce, psionik metodlarla tespit ettiklerini söyledi.

Ortodoks doktorların çoğu miasm kelimesine takılıp kalmış olmakla birlikte yavaş yavaş bütün konuyu diğer terimlerle anlamaya başlamışlardır. 1969 yılında Amerikan Hükümeti bilim adamları, virüsler hakkında multipl sklerozdan bazı kanser çeşitleri ve parkinson hastalığına kadar birçok hastalığa ışık tutacak bir ön araştırma raporu yayınladılar. Buna göre hala çözülmemiş bazı hastalıkların nedeni, hayatın erken yaşlarında geçirilen kızamık gibi bir hastalığın virüslerinin vücutta gizli bir şekilde kalması olabilir. Bundan 4 yıl sonra Milli Sağlık Enstitüsü'nün bilim adamları, her yıl 100-200 Amerikan gencinin ölümüne yol açan nadir bir çeşit beyin hastalığının virüsünün, kızamık virüsü ile aynı olduğunu buldular. 1974'de Scientific American dergisinde çıkan bir makale, dikkatleri, vücutta normal enfeksiyon belirtilerini ortaya çıkarmadan bulunan belirli virüsler üzerine çekti. Bu konuda biriken kanıtlar, bu virüslerin dejeneratif hastalıklara yol açabileceğini göstermektedir. Makale, ön kanıtların 'yavaş' virüslerin (*) diyabet, romatoid artrit, lösemi ve multipl skleroz gibi hastalıklarda önemli olabileceğini gösterdiğini belirtmektedir.

Ama esiri vücut bozuklukları her zaman bir enfeksiyon hastalığının sonucunda veya bizim onları tanıdığımız şekilde ortaya çıkmayabilir. Psionik doktorları mesela alüminyum zehirlenmesi üzerinde özellikle duruyorlar. Görünüşe göre alüminyum insan vücudunun pek de, dayanıklı olmadığı 'radyasyonlar' yaymaktadır. Alüminyum kaplarda yemek yiyen insanların kanlarındaki alüminyum seviyesi normal olmasına rağmen (bu ortodoks tıpçıların kafasında hiçbir şüphe uyandırmaz). Bu insanlar aldıkları alüminyum kesildiği zaman çok dramatik bir reaksiyon gösterirler. Bu bir çeşit ters homeopatidir. Başka bir deyişle küçük bir miktar derişik alüminyum kişinin ruhsal vücudu üzerinde etki yapar ve Dr. Tomlinson'un kitabına (Hastalıkların Falı) göre onikiparmak bağırsağı ve mide ülserleri, karaciğer ve safra kesesi problemleri, rektal hastalıkları ve kanserine yol açar. Ama bu doktorlara göre böyle problemler ortaya çıkaran yalnızca alüminyum değildir, kurşun da ruhsal vücut üzerinde hasar verici etkiler yapar.

Psionik tıpta en son temel taş, Mc Donagh'a Hastalığın Birleştirici Teorisi‘nin yayınlanmasıdır. Laurence gibi bir cerrah olan J.E.R. Mc Donagh, bütün hastalığın vücudun temel enerji kuvvetlerindeki bozukluklara bağlı olabileceğini öne sürdü. Bu bozuklukların bir tek şey yaptığını, vücutta protein üretimini hasara uğrattığını iddia etti. Ve protein üretimi bizim yapımızın özü olduğuna göre, bu hastalığın gerçekte ne olduğunu gösterir. Kendisi, bütün hastalıkları protein dengesizlikleri ve kanseri de hepsinin en dengesizi olarak görmüştü. Bu bir çok doktor ve bilim adamına saçma gelmesine rağmen, ilk bakışta göründüğünden daha tutarlıdır ve modern moleküler kimya araştırmaları tarafından desteklenmektedir. Mc Donagh'a göre bütün fiziksel dünyanın çok değişken olması (vücutlarımız sürekli değişen elektronların, yaptığı kimyasal maddelerden oluşmaktadır). Bütün madde ve enerjinin üretildiği temel bir ilkel aktivitenin (ruhsal güç alanı) var olduğunu gösterir. Daha sonra artış halindeki 4 fiziksel devreyi şöyle belirtti: İlki, sürekli yenilenen ve çok kısa bir ömrü olan (bir elektron saniyenin 10.000‘ı kadar yaşar) atom-altı parçacıkları yapar. İkinci devre bunları atomların yayımı, çekimi ve depolanması dediği 3 ayrı grup olarak oluşturur. Üçüncü devre basit moleküller ve dördüncü devre de canlı madde için temel protein yapı taşlarını yapar. Beşinci ve altıncı devre bütün bu proteinleri kullanılabilen organlara ve diğer yapılara dönüştürür.

Bütün bunlara göre Mc Donagh'ın tezi şuydu; Bütün hastalıklar kandaki proteinin (en sonunda yıkılmış dokunun tamirinde kullanılacak) besini çekecek, enerji depolayacak ve dokulara dağıtacak gücünün kaybolmasından doğar. Bu teorik temel, artı bir sarkaçla geliştirilecek beceriler, sayıları çok az olan psionik uygulayıcılarının bütün yapmaları gereken şeyi oluşturmaktadır.

Nasıl Yapılır?

Psionik tıbbın uygulanması, ortodoks tıbbın iyi bilinmesi, hasta belirtilerinin sezgisel yetenekle incelenmesi ve radyestezik tedavilerin yazılmasına dayanır. Temel metodlar en çok radyesteziye benzer. Bir sarkacı belirteç olarak kullanan doktor, hastadan alınan bir parçayı ya da hastanın kendisini kullanarak sarkaca bir dizi soru sorar ve sarkaçtan cevapları alır. (Bkz. Sarkaç kullanmanın ayrıntıları için S. 237) Psionik doktorun tıbbi geçmişi onun doğru soruları sormasına olanak sağlasa da, her zaman beklediği cevapları alamaz, çünkü bilginin değişik bir boyutunu, yani duyu-üstü kuvvetleri kurcalamaktadır. Kafasındaki veya bir kütüphanedeki bilgi bankasını değil.

Psionik teşhiste renk önemli bir rol oynar. Laurence, enfeksiyonların değişik renklere özgül tepkiler verdiğini buldu ve hemen bu hastalıkları renklere göre sınıflandırdı. Bu ona çok kısa sürede teşhis koyma imkanını getirdi, çünkü hastadan alınan parçanın değişik renklere verdiği tepkiye göre, hangi muhtemel grup hastalıktan şikayetçi olduğu hastaya kısa sürede söylenebiliyordu. Bu, hastalığa alakalı olduğu düşünülen ve test edilmesi için hastadan alınan birçok parçanın alınmasını gereksiz kıldı. Psionik tıp gerçek teşhise varmada önce normal, detaylı tıbbi öykünün (anamnez) alınmasına ve daha sonra da radyestezi tekniklerinin kullanılmasına büyük önem verir. Uygulayıcılar, daha önceden de gördüğümüz kalıtsal veya edinilmiş miasmlar üzerinde dikkatle durup, bunların sonradan ortaya çıkan belirtilerini tedavi etmeden önce, bunların kendilerini ortadan kaldırmaya çalışacaklardır. Fakat psionik tıp tedaviye karar verileceğinde kendine döner. Homeopatik tedavi oldukça sık biçimde zararlı olabilirken, radyestezik tekniklerle tam tedaviye, hiçbir yeni denemeye gerek kalmaksızın ve hatasız olarak ulaşılabilir. Laurence ve onun takipçileri psionik tıp hakkında geniş bir tecrübe oluşturdular ve akut ya da kronik bir çok vakayı teşhis ve tedavi edebileceklerini iddia etmektedirler.

Psionik doktorlar herhangi bir hastada bir çok durumu tedavi etmek zorunda olabilirler, ama bunları bir önem sırasına koyarlar. Tedavinin ilk günlerinde, hastalar dikkatle izlenmelidir, çünkü homeopatik kötüleşme oluşabilir. Kolay tanınabilen bu durum, hastanın zehirlerden arınma ve hayat kuvvetlerinin bir kısmının normale dönmesi sırasında kötüleşmesidir, ama eğer hasta bunun için hazır değilse hastayı etkileyebilir.

Ne İçin Kullanılıyor?

Psionik tıbbın en önemli avantajı belki de, ortodoks tıp tarafından tedavi edilemez olarak görülen kronik durumları temel nedenlerini keşfederek tedavi edebilmesidir. Tıbbın bu ekolüne göre birçok hastalığın, ortodoks tıp tarafından tespit edilemeyecek kalıtsal miasmlar yüzünden ortaya çıkması, vücudun enerji güçlerinin (ruhsal güçler) uyumunun basit bir normalleştirilmesiyle büyük bir yüzdenin iyileşmesini gerektirir. Bu hemen hemen her zaman radyestezik homeopatik tedavinin uygulanmasıyla sağlanır. Psionik tıpta her hasta tek bir birey olarak tedavi edilir ve standart bir tedavi prosedürü yoktur. Yani tedavi şekilleri de, bazen klinik vakalarda ortak yönler taşımasına rağmen, her vaka için tektir.

Halen psionik yolla tedavi edilmiş bir çok hasta vardır ve astım, egzama bruselloz, depresyon, migren. Alüminyum duyarlılığı, deri vakaları, şizofreni, Hodgkin hastalığı, fiziksel ve zihinsel gerilemeler, çöliak hastalığı, genel zayıflık, diş çürükleri gibi bir çok kronik durumlar tedavi edilmiş ya da önlenmiştir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp