Hz. Peygamber’in Tedavi Yöntemleri

Hz. Peygamber’in Tedavi Yöntemleri :

A. Hacamat ve Fasd Nedir?

Hacamat, kelimenin aslı hicâmet olup “emmek” anlamındaki hacrn kökünden gelir.Hacamat yöntemiyle kan almak yahut vücudun istenen yerine kan toplamak için, küçük bir fanus ters tutularak içine süratle sokulup çıkarılan bir alev vasıtasıyla havası boşaltıldıktan sonra vücuda kapatılmakta, böylece kanın, üzerindeki hava basıncının azaldığı o kesime hücum etmesi sağlanmaktadır. Eğer amaç sadece kan toplamak değil kılcal damarlardan kan almaksa fanus, o kesim bir bıçakla çizildikten sonra kapatılır ve bu durumda kan iç basıncın etkisiyle kolaylıkla dışarı çıkar, yani fanus tarafından emilmiş olur. Bu işlemlerden birincisine “kuru hacamat”, İkincisine “kanlı hacamat” denir. AncakTürkçede hacamat denilince akla daha çok İkincisi veya atar ve toplardamarlardan fazla miktarda kan alınması gelmektedir ki bunun adı Arapçada fasd’dır. Türk halkı arasında kuru hacamat için “şişe çekme” tabiri kullanılır.Fasd, damarların kesilerek kan alınmasıdır.Hacamat, sıcak beldelerde, kan aldırma soğuk beldelerde uygulanır.Kan aldırmanın (fasd) keraheti konusunda iki rivayet vardır: Bunların en açığı, kerahetin olmadığı şeklindedir. Resulullah(sav), Ubeyy b. Ka’b’a bir doktor gönderdi, o da onu dağladı ve kan aldı. Bir rivayette şöyle geçer: “Tedavinin en hayırlısı hacamat ve kan aldırmadır (fasd).Kan aldırma (fasd) işlemi, çağdaş doktorlar tarafından kalp yetmezliği durumlarında uygulanmaktadır. Bu işlem, hastanın kol damarından geniş kanallı bir iğne ile kan alınması yoluyla yapılır ve 350-450 cm3 arasında kan çekilir.

B. Hacamat ve Fasd Hakkında Hadisler

Buhari, bu konuyu, Bâbul-hicâmeti mine d-da (Hastalıktan hacamat bölümü) şeklinde bölüm başlığı yapmıştır.Hz. Peygamber(sav) şöyle buyurmuştur: “Şifa üç şeydedir: Bal şerbeti içmek, hacamat yaptırmak, ateşle dağlamak. Ama ben ümmetimi dağlamaktan men ediyorum.”Başka bir rivayette ise Hz. Peygamber,“Ama dağlamaktan hoşlanmam”buyurmuştur.Resulullah(sav), hacamatı emrederek şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz sizin tedavi olduğunuz şeylerin en güzeli, hacamat ve kan aldırmadır.”Bir rivayette şöyle geçer: “Baş ağrısından şikayet eden hiçbir kimse yoktur ki Resulullahiiav) ona ‘Hacamat yaptır’ ve ayaklarındaki ağrıdan şikayet eden kimseye de Onları kına ile boya dememiş olsun.”Ibn Abbas(ra) anlatıyor: “Resulullah(sav) buyurdu ki, ‘Kendisiyle tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı, seût (burun damlası), hacamat (kan aldırma), ledud (ağızdan damlatma) ve meşiyy (müshil içmedir.)”’Ibn Mâce’nin rivayetine göre Ibn Omer,Nafı’ye şöyle demiştir:“Ey Nafı! Kanım fazlalaştı. Bana iyi bir hacamatçı bulmaya çalış.O ne çok yaşlı ne de çocuk olsun! Zira ben, Resulullah’m(sav) şöyle dediğini işittim: “Aç karnına hacamat yaptırmak, daha faydalıdır.Onda şifa ve bereket vardır. Hafızayı ve aklı güçlendirir.”Ahmed b. Hanbel’in görüşünden anlaşılan hacamatçının ücret almasının mekruh olduğudur. Ancak Ibn Abbas şöyle demiştir: Şifalar“Resulullah(sav) hacamat yaptırdı ve hacamatçıya ücretini verdi.”Kitabı Eğer o, bunun kötü bir şey olduğunu bilseydi, onu vermezdi.Enes’in(ra) rivayet ettiğine göre Resulullah(sav), Ebu Taybe adında bir köleye hacamat yaptırmış, ona yiyecek verilmesini emretmiş ve şöyle buyurmuştur: “Hacamat, sizin için en iyi tedavi yollarından biridir.”

C. Hacamat Uygulanacak Uzuvlar

1. BaşIbn Abbas şöyle dedi: “Resulullah(sav), haçında bulunan bir ağrıdan dolayı hacamat yaptırdı.” Bir rivayette şöyle geçer: “Başının ön kısmındaki bir ağrıdan dolayı.”Ebu Harun dedi ki: “Ebu Hind, Peygamber e^ başının tepesinden hacamat yaptı.”

2. Boynun iki yanındaki damar ve sırtEnes dedi ki: “Resulullah(iav>, ahdaan ve kâhilden hacamat yaptırdı.”301 Ahdaan: “Boynun iki yanındaki damar”; kâhil ise “sırtın en üstünün ön tarafı” demektir.

3. Kalça ve ayağın üstüEnes dedi ki: “Peygamber^, ayağının üstünden hacamat yaptırdı”

D. Hacamat Yaptırmanın Müstehap Olduğu Günler
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah(sav) buyurdular ki: “Kim ayın 17, 19 ve 21. günlerinde hacamat yaptırırsa, her türlü hastalıktan şifa bulur.” Benzer bir hadis Enes’ten gelmekte olup Tirmizî rivayet etmiştir. Hz. Ebu Bekr, ailesini Çarşamba günü hacamat yaptırmaktan nehyederdi. Hz. Peygamber’in(sav) şu hadisini hatırlatırdı: “Onda bir saat vardır ki, o saatte kan kesilmez.”Bu yasaklama, tamamen sağlıklı bir durumda hacamat yaptırmakla ilgilidir. Hastalık ve zaruret halinde ise, ayın onyedisi veya yirmi biri fark etmez. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel, kanı fazlalaştığında, hangi vakit ve hangi saat olursa olsun, hacamatyaptırırdı.Tabibler, “Hacamatı ay büyük iken, kan aldırmayı ay küçükken yaptırmak gerekir”demişledir.Hacamatı, aym ortasında veya ortasından sonra, kısaca ayın üçüncü haftasında yaptırmak müstehaptır. Çünkü kan, ayın ilk günlerinde henüz artmamış ve harekete geçmemiştir; son günlerinde ise durgunlaşmıştır. Ortasında ve sonrasında son derece artış halindedir.Bunun için Resulullah(sav), eyyâmul-bîd’de (ay’ın dolunay şeklinde olduğu günlerde) oruç tutmayı emretmiştir.

E. Hacamat Yaptırma Vakti
Hacamat ve kan aldırmak için en iyi vakit, gündüz saat iki ve üçtür.Ibn Kayyim el-Cevziyye, hacamat ve kan aldırmanın, zaman, mekan, yaş ve mizaca göre değiştiğini söylemektedir.Banyo yaptıktan sonra hacamat yaptırmaktan kaçınmak gerekir.Ancak kanı katı olan kimse yaptırabilir. Banyo yapıp bir saat sonra hacamat yaptırmak müstehaptır. Tok karnına mekruhtur.Kadın hacamata ihtiyaç duyduğu zaman, kendisine mahrem olan kimseye hacamat yaptırması gerekir. Çünkü bir hadiste Ummü Seleme şöyle demiştir: “Resulullahtan(sav) hacamat yaptırmak için izin istedim.” Ebu Taybe’nin hacamat yapmasını emretti. Çünkü Ebu Taybe, onun süt kardeşi veya henüz büluğa ermemiş bir çocuktu.

F Hacamatın Faydaları
Resulullah(sav), hacamatı emrederek şöyle buyurmuştur: “Hacamatta şifa ve bereket vardır. Ayrıca hacamat aklı ve hıfzetme (ezberleme) gücünü arttırır.”Tabibler, kafa çukurundan hacamat yaptırma hususunda ihtilaf etmiştir. Bir grup hekim bunu iyi bulmuş, baştan hacamat yaptırmanın gözün dışarı fırlamasına, gözdeki şişliğe, göz hastalıklarının pek çoğuna, kaşların ve göz kapaklarının ağırlaşmasına karşı faydalı olduğunu söylemişlerdir.ŞifalarAyağın üstünden hacamat yaptırmak, topuğun yanındaki büyük Kitabıdamardan kan akıtmak (fasd) yerine geçer. Uyluk ve bacaklardakiyaralara, husyelerden kaynaklanan hayız kanı ve kaşıntının kesilmesine fayda verir.Çene altından hacamat yaptırmak, -eğir vaktinde yapılırsa- diş, yüz ve boğaz ağrısına faydalıdır; başı ve avuç içlerini temizler.Göğüs altından kan aldırmak, uyluktaki çıbanlara, uyuza, sivilcelere, nigrise, basura, fil hastalığına ve sırt kaşıntısına faydalıdır.Göbekten hacamat yaptırmak unutkanlığa yol açar.Kolera hastasının, dermansızın, çok yaşlının, ciğeri ve midesi zayıf olanın, yüzü ve ayakları muntazam olanın, hamile, lohusa ve hayız kadının hacamat ve kan aldırmaktan kaçınması gerekir.

DAĞLAMA
Hacamat başlığında da zikrettiğimiz gibi Hz. Peygamber(sav) şöyle buyurmuştur: “Şifa üç şeydedir: Bal şerbeti içmek, hacamat yaptırmak, ataşle dağlamak. Ama ben ümmetimi dağlamaktan men ediyorum.”Bir hadiste Peygamber(sav) şöyle buyurmuştur: “Kim dağlama yaptırırsa veya rukyeye başvurursa, tevekkülden uzaklaşmış demektir.”Bunlardan başka Resulullah’ın(sav) dağlama yaptığına dair rivayetler de vardır.Câbir b. Abdullah’tan rivayet edilmiştir: “Peygamber(sav), Ubeyy b. Kaba bir doktor gönderdi. Doktor onun bir damarını kesti ve üzerini dağladı.”Ebu Ebeyd demiştir ki, “Peygamber e(sav), dağlama tavsiye edilen bir adam getirildi. O da, “Onu dağlayınız ve ona kızgın taş 2>asımz”buyurdu.”Rivayetlerden birinde Hz. Peygamber’in Esad b. Zürâre’yi veya Sa’d b. Muaz’ı dağladığı zikredilmektedir.Görüldüğü üzere dağlama konusundaki hadislerin bir kısmı izne, bir kısmı ise yasaklamaya delalet etmektedir. Bu hadislerin yorumunu birleştirmek gerekirse; yasaklama, ihtiyaç olmadan dağlamaya başvurma durumundadır. Ancak bir şifa verecekse o zaman mübahtır.Imran b. Husayn’dan rivayet edilir: “Peygamberdağlamayı yasakladı. Ama biz hastalandık ve dağlama yaptık. Fakat ne hastalıktan kurtulduk ne de bir fayda gördük.”Imran b. Husayn’a dağlamanın yasaklanması, damarının tahriş olması ve yerinin tehlikeli oluşu sebebiyle olduğu söylenmiştir.Dağlama, ilaç etkisiz kaldığı zaman son çaredir. Resulullah(sav), dağlamayı bir tedavi şekli olarak saymıştır. Çünkü insan tabiatı, ilaçlara galip geldiği ve içilen ilaç fayda vermediği zaman dağlama uygulanır. Resulullah’tan rivayet edilen, “Ama ben ümmetimi dağlamaktan men ediyorum” sözünden başka, diğer bir rivayetteki, “Ben dağlamayı sevmem” sözü, bu konuda acele etmemek gerektiğine işarettir.İçinde şirk bulunmadıkça rukyede (okuyup üflemede) bir beis yoktur

RUKYE
Cahiliye devrinde mevcut bir tedavi usulüdür. Dilimizde buna “okumak” veya “nefes etmek” denir. Bir kısım hadisler bunu, -tevekküle aykırı olması bakımından- yasaklar.Zira Hz. Peygamber’in(sav) rukyeyi nehyettiği rivayet edilir.Ancak, Hz. Pcygamber’in,: ,v: göz değmesi (nazar), zehirli hayvan ısırması, akrep sokması, yılan sokması, çıban ve yara, ağrı, parmak uyuşmasına karşı rukyeye başvurduğu da bilinmektedir. Müslim’de, “içinde şirk bulunmadıkça rukyede (okuyup üflemede) bir beis yoktur”şeklinde bir rivayet bulunmaktadır.İslam alimleri farklı hadisleri değerlendirerek, yasağın, “rukye için okunan dua’da cahiliyye küfrünü devam ettiren sözlerin varlığına yormuşlardır. Bu yasak bilhassa hicretten önceki döneme aittir. Hz. Peygamber Medine’de, hastalara rukye yapmayı meslek edinenleri dinleyerek dualarında elfaz-ı küfür olup olmadığını kontrol eder ve olmayanlara izin verirdi.33 Alimler rukyenin ceva- Şifalar zmda icma olduğunu açıklar. Şer’an yasak olan nefes, efsuncuların Kitabı ve cinleri teshir iddia eden cincilerin nefesidir.

PERHİZ (DİYET)
insanın sağlığı ve sıhhati için alacağı gıdaları belli bir prensip dahilinde yemesi ve içmesine genel olarak perhiz ya da diyet denir. Ibn Kayyim el-Cevziyye diyor ki: “Tedavinin tamamı iki esasa dayanır: Perhiz ve sağlığı koruma. Bulantı görüldüğünde istifraya ihtiyaç duyulur. İşte bütün tıbbın temeli bu üç kuraldır.” O, perhizin aslının, “Eğer hasta yahut yolculukta iseniz yahut biriniz tuvaletten gelip veya kadınlara dokunup da su bulamamışsa, temiz toprağa teyemmüm edin”ayetine dayandığını söylemektedir. Ayet, hastaya suyu kullanmaktan perhiz ettirmiştir. Çünkü su kendisini hasta etmektedir.UmmüTMünzir binti Kays el-Ensariyye’de rivayet edilir: “ Resulullah(sav), beraberinde Ali olduğu halde yanıma geldi. Ali, hastalıktan yeni iyileşiyordu. Bizim de asılı hurma salkımlarımız vardı. Resulullah onlardan yemeye başladı. Ali de onunla beraber yiyordu. O sırada Resulullah, ‘Ali sen nekahet dönemindesin, elini çek!’ demeye başladı. Râvî kadın dedi ki, ‘Sonra arpa ve pazı yaptım; onu getirdim. Bunun üzerine Peygamber(sav) Ali’ye, ‘Bundan ye! Çünkü bu, senin için daha faydalıdır’ dedi.”Hz. Peygamber’in(sav), Hz. Ali’yi nekahet (iyileşme) döneminde iken hurma salkımından yemesini men etmesi, en güzel tedbirdir. Hurma salkımı, üzüm gibi yemek için odaya asılan yaş hurmadır. Hastalıktan iyileşme döneminde olan kimsenin bu meyveden yemesi zararlıdır. Çünkü onu süratle hastalık durumuna geri çevirir; bünye hastalığı atlatmakta zayıf düşer. Özellikle yaş hurma mideye ağırlık verir.Göz ağrısı bahsinde de zikrettiğimiz üzere, Suheyb’den rivayet edilmiştir: “Peygamber’in(sav) yanma geldim. Önünde ekmek ve hurma vardı. ‘Yaklaş ve yel’buyurdular. Bir hurma alıp onu yedim. O sırada bana, ‘Sende göz ağrısı olduğu halde hurma mı yiyorsunVdedı. Ben de ona, ‘Diğer tarafımla çiğnerim’ dedim. Bunun üzerine Resulullah(sav) gülümsedi.Hz. Ali şöyle demiştir: “Mide hastalıkların evidir. Perhiz tıbbın başıdır. Âdet, ikinci tabiattır.”

İSTİFRA (BOŞALTIM)
Istifranın (boşaltımın) çeşitleri vardır. Bunlar; kusma, ishal, kan çıkarma, gaz çıkarma ve damar kesmedir. îbn Kayyim el-Cevziyye, bunların sünnette zikredildiğini söylemektedir.346 Zehebî, sıhhatli iken banyo yapmanın, cimanın ve açlığın mutad (alışılagelmiş) istifralardan olduğunu söylemiştir.

1) Kusma: Ebu’d-Derdâ’dan rivayet edilmiştir: “Peygamber(mv> istifra etti (kustu) ve abdest aldı.”MSKusma, midenin üst tarafından yapılan boşaltımdır, iki türlüdür: Birincisi zorla, İkincisi isteyerek olur. Birincisi aşırı olduğu ve ölüme sebebiyet vermesinden korkulduğu zaman, onu durdurmak ve engellemek doğru değildir. İkincisinin -zamanına ve şartlarına uyulduğu zaman- en faydalısı ihtiyaç anında olandır.Kusmanın faydaları şunlardır: Mideyi temizler ve kuvvetlendirir. Görmeyi keskinleştirir. Başın ağırlığım giderir. Böbrek ve mesane yaralarına, cüzzam, karında su toplanması, felç ve titreme gibi hastalıklara iyi gelir. Sarılığa faydalıdır.

2) İshal: Ibn Abbas(ra) anlatıyor: “Resulullah(sav) buyurdu ki, “Kendisiyle tedavi olduğunuz, şeylerin en hayırlısı se’ût (burun damlası), hacamat (kan aldırma), ledûd (ağızdan damlatma) ve (ishale sebebiyet vermesi dolayısıyla) meşiyy (müshil içmedir.)”Kabızlık başlığında yer verdiğimiz üzere, Esma binti Umeys rivayet etmiştir: “Resulullah(sıv) bana dedi ki, ‘Kabızlığı ne ile gideriyorsun?’ Ben de, ‘Şübrüm ile’ dedim. ‘O sıcaktır, sürdürür’ dedi. Sonra dedi ki, ‘Sinameki (sena) ile yumuşatırım.’ Bunun üzerine, ‘Eğer ölüme çare olsaydı, sinameki olurdu buyurdular.”

3) Kan Çıkarma: Bu konuyla ilgili hadis-i şerifler ve açıklamalar “hacamat” konusunda zikredilmiştir.

4) Gaz çıkarma.ŞifalarKitabıMustafaKarataş785) Damar yoluyla boşaltım: Bu, genellikle damar kesme (fasd) yoluyla değil, bilakis tabiatın kam bedenin dışına göndermesi ve açık gözeneklere rastlayarak oradan çıkması şeklinde olur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp