İlaçsız Yaşam Besinlerle Tedavi

İlaçsız Yaşam Besinlerle Tedavi :

 İLAÇSIZ YAŞAM  BESİNLERLE TEDAVİ

İLACINZ BESİN ,BESİNİNİZ İLACINIZ OLSUN!

• Hipokrat’ın ünlü sözü ile başladığımız bu bölümde size sağlığınızı destekleyen ve hastalanmadan yaşamanıza destek olan 99 mucize besini anlatacağım.

• Bu besinler ilaç değildir, tedavi önerisi yerine geçmez. Fakat insan sağlığı üzerinde pek çok olumlu etkileri vardır. Bu etkiler her biri için ayrı ayrı anlatılmıştır. Sağlığınızı korumak için besinlerin tıbbi faydalarını öğrenmeniz amacıyla bu bölüm yazılmıştır.

• Eğer herhangi bir hastalığınız varsa, bu besinlerden hangisini yiyip, hangisini yiyemeyeceğinizi doktorunuza danışınız.

• Bu kitapta anlatılan bitkilerin sağlık üzerine etkileri, arkası boş iddialar değildir. Bahsedilen etkilerin tamamı bilimsel yayınlarla ispatlanmış etkilerdir. Her bitki için ayrı ayrı bilimsel literatürün taranıp değerlendirilmesi ile yazılmıştır. Bilimsel olarak ispatlanmamış iddialara yer verilmemiştir.

• Özellikle kansere karşı etkili olduğu ispatlanan ve bağışıklık sistemini destekleyen bitkilere ağırlık verdim. Bağışıklık sistemini kitabın birinci bölümünde uzun uzun anlattım, desteklememiz son derece önemli.

• Bağışıklık sistemini desteklemenin ilk yolu, doğru beslenmedir. Kanser, çağımızın en kötü hastalığı! Dolayısıyla hastalarımdan kanser hakkında çok fazla soru alıyorum. En fazla sorulan iki soru var: “Kanserden korunmak için nasıl beslenmeliyim?”, “Kanser hastasıyım, hastalığı yenebilmek için nasıl beslenmeliyim?” Bu sebeple besinlerin insan sağlığına katkılarını anlatarak bu sorulara da cevap oluşturmak istedim.

• Kanserden korunmanın en iyi yolu, öncelikle, bilinen kanserojen maddelerden uzak durmaktır. Amerikan Kanser Birliği, “Yaşam tarzınızı ve beslenmenizi değiştirirseniz tüm kanserlerin üçte ikisinden korunabilirsiniz” açıklamasını yapıyor. Temel amacımız, size sağlığınız için faydalı olan yiyecekleri öğretmek. Biz bunlara ‘ilaç yiyecekler’ diyoruz. İlaç yiyecekler, sağlığınızı koruyup hastalık riskini azaltan yiyeceklerdir.

Eğer beslenmenizdeki zararlı yiyecekleri çıkarıp yerine bu ilaç yiyecekleri koyarsanız, daha sağlıklı yaşayacaksınız

• Besinlerinizi geleneksel tohumlarla, tarımsal ilaç kullanılmadan yetiştirilmiş doğal veya organik üretilen besinlerden seçmeye özen gösteriniz.

• Taze sebze meyveleri her zaman mevsiminde tüketiniz. Mevsim dışında tüketmek için geleneksel saklama yöntemlerinden uygun olanı seçiniz (konserve, turşu, kurutma, derin dondurucuda dondurma vb).

• Mevsimi dışında taze sebze meyve tüketmek, kansere davetiye çıkarmak demektir. Kanserden korunacağım derken, kanser olmayınız.• İşlenmiş gıdalardan mümkün olduğu kadar uzak durunuz.

• Sadece burada anlattığımız besinlerle beslenmek sağlıklı yaşamak için yeterli değildir, sağlıklı yaşamın sadece bir bölümüdür. Bunların yanında, zararlı maddelerden uzak durunuz, haftada en az üç gün egzersiz yapınız, düzenli olarak (şikâyetiniz olmasa bile) doktor kontrollerine gidiniz?• Eğer hayatınızın geri kalanını sağlıksız yaşıyorsanız, sadece bu bölümdeki önerilerle sağlığınıza kavuşmanız mümkün değildir! Örneğin, sigara içen ve fazla kiloları olan bir kişinin, bu bölümde tarifi verilen kalp hastalıklarından koruyucu çayı içerek kalp hastalığı riskini düşürmesi mümkün değildir. Mutlaka sigarayı bırakması ve fazla kilolarını vermesi gerekir.

• Son yüzyılda dünya nüfusunun tarih boyunca görülmemiş bir hızla artması, bu kalabalığı doyurabilmek adına birtakım tarım politikaları geliştirilmesi sonucunu beraberinde getirdi; genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), tarım ilaçları, hormonlar, hibrit tohumlar... Tüm bu tarım politikaları sonucu, yerel üretimler yok olmaya başladı. Kendinizi vahşi kapitalizmin kollarına bırakmayınız, yerel üreticileri, yerel tohumları ve yerel tarım ürünlerini destekleyiniz. Birey olarak tavrınızı sergilemenin en iyi yolu, yerel tarım ürünlerini satın almaktır. Eğer bir ürüne talep varsa, o ürünün yetiştiği tohum yok olmaz.

• Geleneksel gıda hazırlama yöntemlerini terk etmeyiniz. Turşu kurun, konserve yapın, salça kaynatın, yoğurdunuzu kendiniz yapın.

• Bu bölümde anlatacağımız besinlerin tamamı insan sağlığına faydalı besinler. Ancak, sadece sağlığa faydalı diye bu besinleri aşırı tüketmeniz size fayda değil zarar verecektir. Unutmayın, her şeyin fazlası zarardır, su bile insanı zehirleyebilir. Dengeyi korumayı biliniz, insan vücudu bir denge sistemi ile çalışır.

• Kalori dengesini korumak adına zararlı yiyecekleri hayatınızdan çıkarınız, onların yerine, bahsedeceğimiz ilaç yiyecekleri ekleyiniz. Örneğin bal, çok yüksek kalori içerir ama öte yandan sağlığımıza inanılmaz katkıları vardır (bu bölümde okuyacaksınız). Fakat fazla kilolardan kurtulmak için şeker ve hamur işleri tüketmekten tamamen vazgeçip onların yerine ölçülü miktarda bal tüketebilirsiniz. Böylece fazla kalori alimim engellemiş olur ve vücudunuza şeker gibi bir zararlıyı sokmak yerine bal gibi bir şifayı alırsınız.

• GDO’lu ürünler ve işlenmiş gıdaların insan sağlığı ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri hakkında pek çok çalışma yapılmaya devam ediyor. Ancak hâlâ bunların etkileri hakkında kesin kanıtlarımız yok. Temel soru şu: Bitkilerin genetik yapısını değiştiren müdahaleler, acaba benim genetik yapıma ne yapıyor? Bu soru cevabını alana kadar GDO’lu ürünlerhakkında kesin bir yargıda bulunabilmek mümkün değil. Ama siz bu sorunun cevabı olumsuz olacakmış gibi hareket etmeli ve kötü ihtimalleri düşünerek, GDO’lu gıdaları evinize sokmamaksınız.

İlk biyoteknoloji (GDO) patenti 1980de verilmiştir. Firmalar GDO deneme üretimlerine 1986da başlamıştır. GDO’lu ürünlerin ticari olarak ilk üretimleri ve pazarlanması ise 1996 yılında başlamıştır. Yani GDO’lu ürünler sadece 17 yıldır hayatımızda.

• Henüz GDO’lu ürünleri yemeye başlamamızın üzerinden bir nesil bile geçmedi. Genetik biliminin sonuçları değerlendirebilmesi için nesiller geçmesi gerek. Gelecekte ne olacak?

• Dünyada GDO’lu tarım üretiminin yüzde 99’u Amerika kıtasında yapılmaktadır. Tüm dünya GDO’lu tarımının yüzde 63 u ABD tarafından yapılır.

• Ülkemizde GDO’lu ürün tarımı yapılmamakta ama öte yandan Türkiye’ye ithal edilen yabancı tarım ürünlerinin neredeyse tamamı GDO’ludur.

• GDO’nun üretiminde yaygın olarak kullanıldığı mısır 700, soya da 900 ayrı işlenmiş gıdada ‘bileşen olarak yer almaktadır.

• GDO, sadece bitkiler için söz konusu değil. Örneğin, somon için GDO patenti alındı ve üretimine başlandı bile. Çünkü GDO’lu somon vahşi somondan iki kat daha hızlı büyüyor.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp