Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririz?

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ NASIL GÜÇLENDİRİRİZ?

Vücudumuzdaki en hayati sistem hangisidir?

Hangi sistem olmazsa yaşam sona erer? Dolaşım sistemi mi? Sinir sistemi mi? Solunum sistemi mi? Kalp veya beyin mi? Eğer sahip olduğumuz organ ve sistemlerden herhangi birinin vücudun müdürü’ ya da yöneticisi’ olduğunu düşünürsek, bu hangi sistemdir? Organlarımız arasında böyle bir seçim yapabilmemiz mümkün müdür? Peki, tüm bu sistemlerin her birinin ayrı ayrı hayati önemleri yok mu?

Solunum olmazsa yaşam durur, aynı durum dolaşım için de geçerlidir. Sinir iletimi olmazsa, bu sistemlerin koordineli bir şekilde çalışması mümkün olmaz. Hiç şüphesiz vücudumuzda bulunan organ ve sistemlerin hepsi önemli ve vazgeçilmez. Vücudun ‘kralı’ olan bir organ yok. Vücudumuz, aslında denge mantığı ile çalışan irili ufaklı pek çok organ ve sistemin uyumlu faaliyetleri sonucu yaşamını devam ettirir.

Uyum içinde çalışan vücudumuz kendini nasıl koruyor?

Yaşamımız boyunca pek çok zararlı etkene maruz kalıyoruz, üstelik bu zararlılar sadece dış etkenler değil, vücudun çalışması sonucu da birtakım zararlı maddeler açığa çıkıyor. Tüm bu dış ve iç zararlılar vücudumuza saldırıyor, sürekli bir yıpranma söz konusu ve vücudumuz bunların hepsiyle başa çıkıyor, hayatı devam ettiriyor.İşte vücudumuzu zararlılara karşı koruyan muhteşem sisteme, bağışıklık sistemi adını veriyoruz. İnsanların hakkında çok şey bilmediği, sadece nezle grip olunca akıllarına gelen bağışıklık sistemi, aslında vücudun en hayati sistemlerinden bir tanesidir.

Nedense, insanların çoğu tarafından bağışıklık sistemi sadece mikroplara karşı vücudu savunan bir sistem olarak algılanıyor. Oysa durum hiç de o kadar basit değil. Hayatın temeli bağışıklık sistemidir.

Bağışıklık sistemine başka bir açıdan bakmayı deneyelim
Hayatımızı devam ettirebilme içgüdüsü, yaşam sevinci neye bağlıdır? Neden daha uzun yaşamak istiyoruz?

Olayı sadece psikolojik boyuttan ele almak doğru mudur?
Psikolojik ihtiyaçlarımızın yanında, yaşam sevincini körükleyen muhteşem bir fizyolojik süreçten bahsedilemez mi?