Bağişiklik Sistemini Güçlendirmek İçin Ne Yemeli?

Bağişiklik Sistemini Güçlendirmek İçin Ne Yemeli? :

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN 



1. Sigara içmeyin ve içilen ortamlardan uzak durun!

2. Stresten uzak ve mutlu bir hayat yaşayın.

3. Günde en az 3 porsiyon yeşil sebze tüketin.

4. Günde en az 1 porsiyon probiyotik yoğurt yiyin.

5. Günde en az 2 litre su için.

6. Öğün atlamayın, yemeklerinizi düzenli yiyin.

7. Fazla kilolarınızı verin. Obezite bağışıklık sistemini zayıflatır.

8. Gecede en az 7 saat uyuyun.

9. Haftada en az 3 gün, günde 1 saat egzersiz yapın.Hareketli yaşayın.

10. Yalnız kalmayın, sevdiklerinizi arayıp hatırlarını sorun. Sizin kadar şanslı olmayanlara yardımcı olun.

Bağışıklık sisteminin minik savaşçıları: Probiyotikler



Peki, nedir bu probiyotikler, vücudumuzun neresinde savaşa hazırlanıyorlar? Yıllar boyunca bağırsaklarımız hep ihmal edildi, sadece dışkı üretmeye yaradıkları düşünüldü. Bundan 20-30 yıl öncesine kadar, hâlâ bağırsakların boş bir boru olduğu düşüncesine sahip olanlara rastlamak mümkündü.Çok şükür artık bunun böyle olmadığını biliyoruz ve bağırsaklara iade-i itibar yapıldı. Hatta o kadar önem verilmeye başlandı ki, artık ‘ikinci beyin tabiri kullanılıyor bağırsaklarımız hakkında.Yetişkin bir insan vücudunda bulunan bağırsakları açıp tek kat olarak sermek mümkün olsaydı, 4 oda 1 salon evden daha geniş bir yüzey elde ederdik. Her birimiz 300 m2den daha geniş bağırsaklara sahibiz!

Yaşadığınız evden daha geniş bir yüzeye sahip bir organı, vücudunuzda taşıdığınıza inanabiliyor musunuz? Üstelik bu geniş yüzeye sahip organda, vücudumuzdaki hücrelerin 10 katı sayıda faydalı bakteri yaşıyor, bunlara probiyotikler diyoruz. Yani bağırsaklarımız, evimizden daha geniş ve daha kalabalık!Probiyotik, yaşam için anlamına gelen Yunanca bir kelimedir.Probiyotik bakteriler, bizim bağırsaklarımızda yerleşik halde bulunan sağlığımıza faydalı bakterilerdir. Çok işe yararlar ve çok kalabalıktırlar;bağırsaklarımızda, vücudumuzdaki toplam hücre sayısının tam 10 katı kadar pro- biyotik bakteri taşıyoruz; yaklaşık olarak 100 trilyon (1014) bakteri bulunuyor bağırsaklarımızda! Bu probiyotikler, 500’ün üzerinde ayrı türdeki bakteriden oluşuyor. Vücut ağırlığınızın 1 kilosundan fazlasını probiyotik bakteriler oluşturuyor. Düşünebiliyor musunuz? Şu anda bağırsaklarınızda 1 kilodan fazla faydalı bakteri taşıyorsunuz!

Probiyotikler ne iş yapar?



• Probiyotik bakteriler, bağışıklık sisteminin dengelenmesinde rol oynarlar. Ayrıca, vücut için zararlı olan mikropların vücuda girmesini engellemeye yardımcı olurlar.

• Probiyotikler direkt olarak bağışıklık cevabını düzenleyerek, bağırsak yüzeyindeki bariyer fonksiyonunu güçlendirerek ve hastalık yapıcı mikro- biyal ajanların büyümesini baskılayarak bağışıklık dengesinin devamını sağlarlar.

• Probiyotik bakterilerdeki değişikliklerin iltihabi hastalıklara, alerjilere ve otoimmün hastalık denilen bağışıklık sistemi hastalıklarına sebep olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklarda ve alerjilerde, probiyotik bakterilerin normal yapılarının bozulduğu gösterilmiştir. Bu nedenle, romatizmal hastalıkların tedavisinde probiyotikler kullanılmaktadır.

• Probiyotik bakteriler bizi kanserden korur. Kanser yapan maddelerin toksik etkilerini önler ve kanserli hücrelerin intiharına sebep olurlar.

• Tüm iltihabi hastalıklara karşı koruyucudurlar. Enfeksiyonların hem sıklığını azaltırlar, hem de tedavi edici etki gösterirler.

• Vücudumuz için önemli vitaminlerin üretimini yaparlar; K ve H vitaminleri probiyotikler tarafından üretilir.

• Probiyotikler, alerjik hastalıklara karşı sadece koruyucu değil, aynı zamanda tedavi edicidirler. Doktor kontrolünde probiyotik kullanımı ile alerjik hastalıklar ve egzamaların tedavi edilebildiği çalışmalarla gösterilmiştir.

• Özellikle ‘atopik dermatit’ adı verilen, temasa bağlı alerjilerin probiyo- tiklerin kullanımıyla başarıyla tedavi edildiği pek çok yayınla ispatlanmıştır.

• Besin alerjileri ve besin tahammülsüzlüklerinde tedavi edici etkileri tıbbi çalışmalarla gösterilmiştir.

• Grip, nezle, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde başarılı olduğu ve bu hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğu gösterilmiştir.

• Zatürree, bronşit gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde probiyotikler kullanılmış ve oldukça başarılı sonuçlar alınmıştır. Aynı zamanda bu hastalıklara yakalanma ihtimalini azalttığı ve koruyucu etki gösterdiği ispatlanmıştır.

• Otistik çocukların bağırsaklarındaki probiyotik yapının bozuk olduğu gösterilmiştir. Probiyotik takviyesinin, otizmli çocuklarda faydalı olacağı düşünülmektedir.

• Bağırsaklarımızda bulunan faydalı bakteriler beslenmemiz açısından son derece önemli rol oynuyorlar; obeziteyi önlüyorlar ve insülin direnci ile diyabet hastalığı gelişmesi riskini azaltıyorlar.

Probiyotikler nasıl oluşur?

Doğum anında, bebeğin bağırsaklarında bir tane bile bakteri bulunmaz, sterildir. Bebeğin doğum kanalından geçtiği andan itibaren annenin doğum kanalından aldığı bakteriler ile bağırsaklarda probiyotikler oluşmaya başlar.Bu nedenle, normal doğum ile doğan bebekler ile sezaryen ile doğan bebekler arasında probiyotik bakteriler açısından farklılıklar vardır. Normal doğum ile doğanlarda probiyotikler daha erken ve daha zengin olarak meydana geldiği için, daha dirençli bebekler olurlar.Aynı şekilde, anne sütü almak da faydalı probiyotikleri artırır. Anne sütü prebiyotik’tir, yani probiyotik bakterilerin gelişimi ve çoğalması için uygun ortam hazırlar. Emzirmek, çocuğunuzun sadece karnını doyurmak için gerekli değildir, aynı zamanda daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır.Yani bağırsaklarınızdaki faydalı mikropların oluşması için, öncelikle sizin o mikroplarla temas etmeniz, tabiri caizse biraz ‘kirlenmeniz gerekiyor!

Bağırsaklarda bulunan faydalı bakterilerin büyük çoğunluğu, yenidoğan döneminde bağırsaklara yerleşir. Dolayısıyla, yenidoğan döneminde bebeği emzirmek ve süt veren annenin doğal gıdalarla beslenmesi, faydalı bakterilerin sağlıklı gelişimi açısından son derece önemlidir.Hayat boyunca kullanılan antibiyotikler, bağırsaklardaki probiyotik bakterilerin sayısını ve çeşitliliğini etkiler, dengesini bozar. Yerli yersiz ve doktor kontrolü olmadan antibiyotik kullanımı, probiyotik kayıplarına yol açar.Aynı şekilde, beslenme yetersizlikleri de probiyotikleri olumsuz yönde etkiler. Vitamin ve mineral açısından zayıf, lif oranı düşük besinler tüketmek, yeteri kadar protein almamak, probiyotiklerin sayılarını azaltır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp