Turunçgiller Hakkında Bilgi

Turunçgiller Hakkında Bilgi

İşte sizi çok şaşırtacak bir bilgi: Turunçgiller, C vitamini yönünden zengin olmakla birlikte, C vitamini şampiyonu değildir. Bu unvan, 100 gramında 745 miligram C vitamini bulunan Barbados kirazına (Açerola kirazı) aittir. 100 gram greyfurt 35 miligram,100 gram limon veya portakal ise 55 miligram C vitamini içerir. Bu yüzden turunçgillerden vazgeçmeye kalkmayın. 
 
Aksine, turunçgilleri, damak zevkinize göre ister suyunu sıkıp ister açlığınızı bastırmak için çiğ olarak, ister yemeklerinize katarak tüketebilirsiniz. Flavonoid bakımından zengin, güçlü antioksidanlar olan turunçgiller, mide ve gırtlak kanseri gibi bazı hastalıklara ve kemik erimesine karşı koruyucu etkiye sahiptir. Üstelik bağışıklık sisteminizi güçlendirip grip, nezle gibi kışın sık rastlanan hastalıklardan korunmanızı sağlarlar.

Turunçgiller Nelerdir

Portakal, limon, mandalina, greyfurt gibi ekonomik bakımdan değerli meyve ağaçlarının oluşturduğu bir bitki familyası. Adını turunç ağacından alan bu familya aslında yalnızca tarım ürünlerini değil, yabanî otları ve çalıları da içerir. Ama, günlük yaşamda turunçgiller sözcüğü, doğrudan bu familyadaki meyve ağaçları için kullanılır. Bunlara yaygın olarak narenciye de denir.

Dünyaya Asya’nın güneydoğusundan yayılmış olan turunçgiller, günümüzde en çok Akdeniz ülkeleri, ABD, Brezilya, Arjantin, Güney Afrika ve Avustralya’da yetiştirilir. Turunçgillerin değerli C vitamini kaynağı olan bol sulu meyveleri bitkisel besinlerimiz arasında önemli yer tutar. Çünkü, taze meyvelerden aldığımız C vitamini, bizi, iskorbüt hastalığından korur.

Büyük bir bölümü Asya’nın sıcak kesimlerinde yetişen ağaç ya da ağaççık biçimindeki ikiçenekli bitkiler ailesi.

Turunçgiller terimi Citrus cinsine ait bitkilerin meyvelerini belirtir, ama sözcük bazen bu meyveleri taşıyan ağaçları belirtmede de kullanılır. Bu meyvelerden, portakal, limon, mandalina, “greyfrut” (altıntop), vb. hep parlak turuncu, kırmızı, sarı, bazen de yeşil renklidirler. Bu meyveleri veren bitkiler, boyları 5-10 m arasında değişen, az ya da çok dikenli, küçük ağaç ya da ağaççıklardır. Yaprakları genellikle çok koyu yeşildir, çiçekleriyse beyaz ya da bazen soluk pembe renkte ve çok kokuludur. Bu bitkiler, meyveleri ve seyrek olarak kullanıldığı halde odunlarıyla ünlü-dür.Meyveleri yenir, ayrıca çiçekler ve yapraklar gibi, parfüm yapımında kullanılır.
Citrus cinsinin Güneydoğu Asya kökenli olduğu kesindir ama Akdeniz ikliminin egemen olduğu bölgelere nasıl girdikleri sorusu tartışmalıdır.

ÇEŞİTLİ TURUNÇGİLLER

Meyveleri ticari olarak sınıflandırmak oldukça kolaysa da, türlerin bitkibilimsel açıdan ayırt edilmesi son derece güçtür, çünkü tümüyle sabitleşmiş olan melezlerin nasıl oluştuklarını kestirmek zordur. Bazen alt-gruplara bölünen Citrus L. cinsi, 11 kadar türü kapsar.

ACI PORTAKALLAR (TURUNÇ)


Acı portakal ağacı olarak da adlandırılan turunç ağacının kökeni, Güneydoğu Asya’dır ve Akdeniz bölgesinde IX. ya da X. yy’da ortaya çıkmıştır. Özellikle meyvesinin kabuğu, marmelat ve likör yapımında ve turunç esansı elde edilmesinde kullanılır. Yapraklarının kaynatılmasıyla özel bir içecek elde edilir; ayrıca yaprak, tomurcuk ve olgunlaşmamış meyveleri esans elde etmede kullanılır. Çiçeklerinden sağlanan esanstan da çeşitli biçimlerde yararlamlır.

Bu tür, özellikle aşılamalarda anaç bitki olarak tanınır, süs bitkisi olarak kullanılan bir çeşidi de vardır. Küçük turunç meyvelerinden özel şekerlemeler de yapılır. Bergamot ağacı ya özel bir tür ya da turunç ağacımn bir melezidir. XVIII. yy’dan beri Güney İtalya’da yetiştirilen bu turunçgil, özellikle meyve kabuğundan elde edilen esansıyla ünlüdür.

TATLI PORTAKALLAR

Anayurdu Çin olan bu portakal ağacı, XTV. yy’da Akdeniz bölgesinde ortaya çıkmıştır.

Meyveleri çok iyi tanınır ve özel bir esans elde etmede kullanılır. Erken ve geç gelişen çeşitleri vardır; kanportakal adı verilen bir çeşidi kırmızı bir özsu içerir; bazılarına göre anayurdu Hindistan olan kanportakalınm Akdeniz bölgesi kökenli olması daha olasıdır. Malta portakalı adı da buradan gelir. Bu tür 1870 yıllarında A.B.D’nde iki çeşitten geliştirilerek ıslah edümiştir; çeşitlerden biri, Brezilya kökenlidir ve meyve yapraklarının iki katlı olması nedeniyle özel bir meyve biçimi (navel) vermiştir, öbürüyse Avrupa kökenlidir ve Valencia la te’ yi meydana getirmiştir. Bu iki tip Brezilya’daki üretimin hemen tümünü sağlar.

LİMONLAR
Limon ağacının parlak renkli yaprakları vardır. Anayurdu Asya’dır; Avrupa’ya X. ya da XII. yy’da girmiş olmakla birlikte Sicüya’ da III. yy’dan beri yetiştirildiği sanılmaktadır. Hindistan ve Çin’de “Buddha’nın eli” diye bilinen, özel bir kabukla örtülü parmak biçiminde meyveleri bulanan bir çeşidi vardır. Tatlı limon (Adem elması) tropikal ülkelerde limonun yerini alır. Bu, limon şurubu verir ama özellikle parfüm yapımında kullanılan bir esans sağlar.

AĞAÇKAVUNLARI
Anayurdu İran ya da büyük bir olasılıkla Himalaya-lar veya Çinhindi olan ağaçkavunu meyvelerinin meyve kabukları yalnızca şekercilikte kullanılır.

MANDALİNALAR
Büyük bir olasılıkla Çin ya da Çinhindi kökenli olan mandalina ağacı, Akdeniz bölgesine 1828’de getirilmiştir. Meyve kabuğundan mandalina yağı sağlanır, meyvesinin suyu da çok iyidir. İlk kez 1902’de Cezayir’de dikkati çeken kle-mantin büyük olasılıkla mandalina ile acı portakalın (veya tatlı portakalın) bir melezidir; meyvesi çekirdeksizdir. Tangelo, greyfrut ve mandalina arasında meydana gelmiş bir melezdir. Tancelina ya da tangerina dış kısmı kırmızı renkli olan bir mandalinadır ve bunun da melez olması olasıdır. Soğuğa karşı çok dayanıklı olan japon mandalina ağacından elde edilen Satsuma da büyük olasılıkla melezdir. Değişik adlar altında çeşitli küçük mandalinalar (kumkuvat) yeşil ya da olgun halde, kabukları soyularak ya da soyulmadan şekercilikte kullanılır. Tipik mandalinalar ve japon mandalinaları en üstün meyveleri verirler.

GREYFRUTLAR (ALTINTOPLAR)
Bu bitkilerin anayurdu Endonezya’dır, ama bu ad altında gerçek altıntoplarla, etli kısmı daha ince olan greyfrut olarak adlandırılan çeşitler birbirine karıştırılmaktadır; bu İkinciler, ya başka bir türdür (Citrus paradisi) ya da bir melezdir/öVrus paradisi x Cau-rantium sinensis). Greyfrutların kökeni, Orta Amerika’daki Citrus decuma-na L ’dir ve XVIII. yy’dan beri tanınırlar.

Meyvelerinin etli bölümü sarı, pembe ya da kırmızıdır. Ayrıca, koruyucu çitler yapmakta kullanılan limon ağaçlan da vardır. Dutgiller (Morace-ae/ailesinden bir bitki olan Osaj portakalı ya da bahçe maclurası (Maclu-ra aurantiaca) ise portakal ağacı ile karıştırılmakla birlikte Citrus’lara yalnızca meyvesinin dış görünüşü bakımından benzer.

YETİŞTİRME VE KULLANIM

Citrus’lar soğuk sevmeyen bitkilerdir; kışın en az 10°C, yazın en az 22°C olmak üzere yıllık ortalama 14°C’lık sıcaklığa gereksinimleri vardır; yıl boyunca en düşük ısının da 0°C’ın altına düşmemesi gereklidir; bu durum Citrusiarın ancak 40°C paraleller arasında yetişmesini açıklar.
Ayrıca bu bitkiler özellikle kuru ve sıcak rüzgârları da sevmezler; rüzgârın engellerle kesilmesi gereklidir, bu da sözgelimi servilerle oluşturulmuş çitlerin önemini açıklar.

Turunçgü yetiştirilen topraklar zengin ve iyi akaçlanmış olmalıdır. Gübreleme ve sulama da gereklidir. Çoğaltma eskiden tohum ekimi, çelikleme ve daldırma yoluyla yapılıyordu. Günümüzdeyse, bir virüs hastalığına karşı duyarlılığına karşın özellikle turunç ağacı üstüne aşılama yoluyla üretim yapılmaktadır.

Citrusiarda birçok hastalık görülür. Limon ağaçlarında “antraknoz” hastalığı, Phytophthora cinsi bir mantar tarafından meydana getirilen zamk hastalığı en çok raslanan hastalıklardır. Bunlara kırmızböceği; uyuzbö-ceği, bitkibiti, meyvesineği, güve, vb. hayvanların yol açtığı zararlar da eklenir. Bu ağaçların başlıca kullanılan kısmı olan meyveler, A ve C vitaminleri, şeker ve sitrik asit (limonun kuru ağırlığının % 64’ü) bakımından zengindir. Kuşkusuz çekirdeksiz meyveler elde etmek için çalışılmaktadır.

Meyvelerden özellikle meyve suyu elde edilir, ayrıca çok sayıda ikincil ürün yapımında da kullanılır. Doğrudan meyve olarak piyasaya sürüleceği zaman bunlar yıkanır, asalak mantarları öldürecek bir ilaç uygulanır, bunu izleyen bir mumlu madde uygulamasından sonra, parlatılır, seçilir, tartılır ve ambalajlanırlar. Meyvelerin saklanması sırasında Pénicillium cinsi küfün etkisinden korkulur. Daha yeşil haldeyken toplanıp, etilen etkisiyle olgunlaşmaları yapay olarak sağlanabilir. Yapılarında çeşitli esanslar, bazılarında kâfuru bulunur.

Citrus’larm sağladığı kereste, damar ve halkaların bulunmamasıyla dikkati çeker; bazen orta kesimine doğru kırmızı lekeler bulunur; kokusuzdur. Sert ve ağır olan bu ağaç, çekme derecesi zayıf (az) olan odunlar arasında ve sözgelimi meşeninkinden daha düşük değerlikli olarak yer alır. Parlak ve kaygan bir cilalanma yapüabildiğinden lüks mobilyaların yapımında, kakmacılıkta, mobilyalarda eklem bölümlerinin yapılmasında kullanılır.

Limon ağacının odunu, damarlı açık sarı renklidir, daha az güzel olan turunç ağacı odunu gri beyaz, tatlı portakal ağacmınkiyse beyazdır. Bu odunlar, ince işler yapan marangozların limon odunuyla karıştırılmamalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp