Karaciğer Hastalıkları

Karaciğer Hastalıkları :

KARACİĞERİN CERRAHİ HASTALIKLARI;


Akut Karaciğer Yetmezliği
Siroz
Portal Hipertansiyon
Karaciğer Abseleri
Karaciğer Kist Hidatiği
Karaciğer Kistleri
Benign ( İyi Huylu ) Karaciğer Tümörleri
Malign ( Kötü Huylu ) Karaciğer Tümörleri

Akut karaciğer yetmezliği

Şuur kaybı, böbrek yetmezliği , kanama ve enfeksiyona eğilim gibi dramatik bir tablonun günler hatta saatler içinde geliştiği bir ani karaciğer yetmezliği durumudur. Hepatit, mantar ve aspirin zehirlenmeleri, karaciğer hastalıkları tetiği çeken nedenler olabilir. Hastalar beyin ödemine bağlı kafa içi kanamasıyla hayatlarını kaybederler. Tek tedavisi canlı veya beyin ölümü olmuş vericili karaciğer naklidir.

Siroz


Karaciğerin normal yapısının kaybolup, yerini fibrotik bir oluşumun almasıyla ,karaciğer fonksiyonlarının yıllar içerisinde bozulduğu klinik durumdur. Hepatit virüsleri, alkolizm, bazı karaciğer hastalıkları ( Wilson, Sklerozan kolanjit, Bilier siroz, Budd-Chiari, Hemakromatozis, vbg ) , nedeni bilinmeyen vakalar sebep olabilir. Tek tedavisi karaciğer naklidir. Hastalığın derecesi, Child sınıflamasına göre 3’e ayrılır ve 2. ve 3. düzeydeki hastalara karaciğer nakli önerilir.

Portal Hipertansiyon
Karaciğere ince ve kalın barsaklar ile dalaktan kan getiren damarların oluşturduğu portal ven adı verilen damar içerisinde ki basıncın artması ile, yemek borusu ve mide de varis oluşması (toplar damarların belirginleşmesi) ve buradan olan büyük miktar kanamalarla karakterize bir klinik durumdur.

Çok sayıda sebebi olsa da , aslında siroz gelişen karaciğerin oluşturduğu engelin yarattığı bir durumdur. Portal hipertansiyonun bazı sebepleri için cerrahi olarak shunt( bağlantı ) oluşturulması, TIPS ( karaciğer içine stent takılması) gibi girişimler denese de , büyük çoğunlukla allta yatan sebep karaciğer sirozu olduğu için tedavi karaciğer naklidir.

Karaciğer abseleri
Karaciğer içerisinde abse gelişimidir. Aslında günümüzdeki etkin antibiyotiklerle görülme sıklığı azalmış olsa da , bazı yeni tedavi şekilleri ( Radiofrequency, crio gibi) ile daha fazla görülür. Tedavide cerrahi, ancak girişimsel radyoloji ve antibiyotik tedavisinin etkisiz olduğu durumlarda düşünülür.

Karaciğer Kist Hidatiği
“Ekinokokus granulozus” (tenya ekinokokus) adlı asalağın larvalarının insan organizmasında karaciğer, akciğer ya da diğer dokulara yerleşerek çeşitli bozukluklara yol açar. Köpeklerin incebarsağında parazitlenen tenya ekinokokusun yumurtaları ya da gebe halkaları köpeğin dışkısı ile çevreye yayılır. Yumurtalarla kirlenen içme suyu, meyve ve sebzeler ya da bu yumurtalara bulaşmış olan eller ağıza götürüldüğünde, yumurtalar insanın sindirim kanalına girmiş olur. Tenya ekinokokus yumurtaları köpeğin kuyruk ve ağız çevresinde tüylerinde ve hatta vücudunu örten tüylerde de bulunabilir.

Bu gibi köpekleri okşayan insanlar ellerini yıkamazlarsa, bu yumurtaları ağız yoluyla alma riskiyle karşı karşıya kalırlar. Yumurtalar insanın incebarsağına ulaştığında yumurtalardan “Larva” denilen yavrular çıkar. Larvalar daha sonra bağırsaklardan portal damar sistemine girerek, karaciğere ulaşırlar. Eğer larvalar karaciğerde tutulmazlarsa, vena kava inferior yoluyla sağ kalbe oradan da akciğere ulaşırlar. Larvalar kan yoluyla vücudun diğer organlarına da yayılabilirler.

Larvalar yerleştikleri organda “Kist hidatik” denilen bir kist oluştururlar. Hidatik kist vakalarının yaklaşık % 70′i karaciğerde gelişmektedir. Larvalar dokuya yerleştikten sonra iltihabi bir reaksiyona yol açar. Bu iltihabi reaksiyon yaklaşık olarak 30′uncu günün sonunda tam bir kist biçiminde sonlanır. Hidatik kist tam olarak geliştikten sonra, yavaş yavaş büyümeye başlar.

Bu büyüme 10-20 yıl kadar sürebilmektedir. Kist büyüdükçe yerleşmiş olduğu dokuya baskısı da artır ve zamanla ona büyük hasar verir. Kist darbe ile ya da kendiliğinden ya da teşhis amacıyla yanlışlıkla iğne ile delindiğinde kistin içinde, bulunan skoleksler ve larvalar çevre dokuya yayılır. Böylece buralarda da yeni kistler gelişebilir.
Karaciğere yerleşmiş olan kistlerin yaklaşık % 9O’ı safra yollarını ve safra akımını engellerler. Bu gibi durumlarda bulantı kusma, karnın sağ üst kadranını tutan sancılı karın ağrıları, sıkıntılı solunum, hafif bir sarılık ya da koyu renkte ağır bir sarılık, ateş yükselmesi, deride ürtiker benzeri döküntüler gibi belirtilere rastlanabilir. Kist fazla büyüdüğünde elle hissedilebilecek duruma gelebilir.

Tedavi:

Kist hidatiğin asıl tedavisi cerrahidir. Fakat cerrahi tedavi sırasındaki strateji önemlidir:
1. Operasyondan en az 5 gün önce mabendazole veya albendazol tablet başlanmalıdır. 2. Kist ortadan kaldırılmalıdır.
3. Kistin, cerrahi müdahale esnasında çevreye bulaşmaması gerekir.
4. Kist safra yollarına açılmışsa, bunun kapatılması gerekir.
Erken dönem kistlerde radyolojik olarak perkutan drenaj denense de uzun dönem sonuçları tartışmalıdır.

İyi Huylu Karaciğer Tümörleri:

Adenom: Genç bayanlarda sık görülür. Doğum kontrol hapı kullanımıyla ilişkilidir. Kanama ve karaciğer kanserine dönüşme riski nedeniyle tanı konulduktan sonra cerrahi olarak çıkarılmalıdır.
FNH ( Fokal Nodüler Hiperplazi): Adenom gibi geç bayanlarda sık görülür. Ancak kendiliğinden yırtılma ve kanama gibi komplikasyonlara yol açmazlar. Cerrahi sadece ağrı olan durumlarda uygulanır.
Kist: Doğumsal olanlar yaygındır ve tedavi gerektirmezler.
Hemanjiom:Karaciğer hemajiomu veya diğer adları ile ‘hepatik hemanjiom’ veya ‘kavernöz hemanjiom’ karaciğerden kaynaklanan iyi huylu damar tümörlerine verilen isimdir. Sıklıkla bu urlar bir tetkik sırasında tesadüfen saptanırlar.
Karaciğer hemanjiomu, hastaların büyük bir bölümünde herhangi bir belirti vermez.
Belirtileri:
Karın sağ üst bölümünde ağrı
Az bir yemekten sonra bile midede dolgunluk hissi
İştahsızlık
Bulantı
Kusma

Karaciğer hemanjiomlarının sıklıkla neden oldukları bilinmez, ancak doğuştan oldukları düşünülür. Sıklıkla 5 cm’den küçük çapta olan damar yumağıdır. Karaciğer hemanjiomları bazen 5 cm’den büyük veya birden çok olabilirler. Hastaların çok az bir bölümünde sorun oluştururlar.
Karaciğer hemanjiomu olan kadınlar hamile kaldıklarında, hemanjiom kitlesel olarak büyüme göstererek daha önceden sorun yaratmazken yukarıda belirtilen karın sağ üst kadranda ağrı, midede dolgunluk hissi, iştahsızlık, bulantı ve kusma gibi yakınmalar yaratabilir. Hamilelikte zaten buna benzer yakınmalar mevcut olması nedeniyle, hastanın şikayetleri çok abartılı hale gelebilir. Karaciğer hemanjiomunda büyüme olursa tedavi gerekebilir.
Karaciğer hemanjiomu tanısında kullanılan tetkikler;
Ultrasonografi
Bilgisayarlı tomografi
Manyetik rezonans görüntüleme (MR, MRI veya MRG)
SPECT: Single-photon emission computerized tomography
Karaciğer hemanjiomu belirlendiğinde bazı hekimler tanıdan sonraki 6. ayda ve 12. ayda ultrasonografi ile takip yapar ve hemanjiomun çapında büyüme yoksa, takibi sonlandırılar. Ancak, ultrasonografi ile karaciğer hemanjiomunu yılda bir kez takip etmeye devam eden hekimlerde vardır.
Karaciğer hemanjiomunda, belirti veriyorsa veya çapında artış olursa tedavi gerekebilir. Karaciğer hemanjiom’unun ilaç ile tedavisi yoktur.

Cerrahi tedavi: Karaciğerin uygun yerleşimli olan hemanjiomlarında ön planda laparoskopik veya açık cerrahi ile sadece hemanjiom veya karaciğerin bir bölümü (segmentektomi, lobektomi) çıkartılır.
Hemanjiomun tıkanması: karaciğer hemanjiomlarının anjiografi işleminde besleyici atar damarlarının tıkanması işlemine anjio-embolizasyon adı verilir. Bu işlem sonrasında tıkanan besleyici damar nedeniyle hemanjiomun büyümesi durur ve söner.
Karaciğer nakli: Nadiren dev karaciğer hemanjiomlarında veya karaciğerin çok sayıda hemanjiom ile istila edilmesi durumunda karaciğer nakli (transplantasyon) gerekebilir.
Işın tedavisi: karaciğer hemanjiomlarının söndürülmesi amacı ile ışın tedavisi (radyoterapi) yararlıdır.
Karaciğer hemanjiomlarında nadiren kanserleşme olabilir ve bu durumda hemanjiosarkom adını alırlar. Sıklıkla bu damar urlarının patlaması ile hastalarda şok tablosu ile kendini belli
eder.

KARACİĞER KANSERLERİ:

PRİMER KARACİĞER KANSERLERİ:
Primer karaciğer kanseri, tüm dünyada sık görülen tümörlerden biridir. Değişik tipleri arasında, karaciğer hücrelerinden (hepotositler) gelişen ve "hepatocellüler carcinoma-HCC" veya "hepatoma" adı verilen kanser, % 80´ini oluşturur.Oluşumunda siroz (alkol), Hepatit B_ve C enfeksiyonları önemli rol oynar. Herhangi bir nedenle siroz gelişmiş olan hastaların yıllık HCC gelişme riski % 3-5´dir. Ayrıca küflenmiş gıdalarda (özellikle baklagiller) bulunan Aflotoksin de hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir nedendir.

Tanı konması genellikle güçtür. Karın sağ üst kısmında ağrı, bitkinlik hissi ve kilo kaybı en sık görülen klinik belirtilerdir. 1/3´ünde sarılık görülür. Karaciğer sirozuna bağlı, karında sıvı toplanması, dalak büyümesi ve sindirim sisteminden kanamalar olabilir.
Karaciğerin Ultrasonografik, Bilgisayarlı tomografi (BT) veya MR incelemeleri ile tanı konulma olasılığı yüksektir. Özellikle portal veya anjiyografik BT ile yapılan incelemeler çok daha yararlı sonuçlar verir. Karaciğer biyopsisi ve % 70 hastada yükselmiş bulunan "alfa-fetoprotein-AFP" tanıyı kesinleştirir. AFP tanı için spesifik olmamakla beraber, kronik karaciğerer hastalığı olanlarda bu testin giderek artması HCC´ yi akla getirmelidir.

Tedavi seçenekleri
Başlıca tedavi seçeneklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
1. Cerrahi rezeksiyon (lobektomi, sağ veya sol hepatektomi. vb.)
2.Karaciğer nakli (kadavradan veya canlı vericiden)
3. Alkol enjeksiyonu (%95 etanol)
4. Cryotherapi (dondurma)
5. Devaskülarizasyon (Tümörün kanlanmasını ortadan kaldırmak)
6. Kemo-embolizasyon (Onkolojik ilaçlar, tümörü besleyen damarın tıkanması)
7. Kemoterapi (onkolojik ilaçlar)
8. Termoterapi (Radiofrequency ablation-RFA)
Bu yöntemler içinde, lezyonun cerrahi olarak çıkartılması tedavi edici tek ve en önemli yöntemdir. Seçilmiş hasta gruplarında, cerrahi olarak lezyonun karaciğerin. bir kısmı veya yarısıyla (sağ veya sol) birlikte çıkartılmasıyla uzun süreli bir yaşam sağlanabilmektedir.

METAZTAZİK KARACİĞER KANSERLERİ:

Karaciğerde metastatik kanser primer tümörlere göre 20 kere daha sık görülür. Vakaların %75′ini kalınbarsak, akciğer, pankreas, mide, meme , böbrek, över ve uterus kanserleri oluşturur. Karaciğere yayılım sistemik dolaşım, portal ven veya daha az oranda lenfatiklerle olabilir.
Kilo kaybı, düşkünlük ve iştahsızlık hastanın belli başlı şikayetleridir. Sağ üst kadran ağnsı, assit ve sanlık genellikle karaciğere bağlanabilen semptomlardır. Ağrı kosta kenarı boyunca veya direkt arkaya doğru yayılabilir. Hastaların %15-20’sinde infeksiyon kaynağı gösterilemediği halde ateş olur.

Vakaların üçte-ikisinde fizik muayeneyle karaciğer büyümesi veya karnın üst bölgelerinde palpe edilebilir metastatik tümör saptanır. Abdominal venöz kolleteraller veya splenomegali, mevcut olan portal hipertansiyonun belirtileri olabilirler.
Laboratuvar incelemelerinde hematokrit %30-36 arasındadır. Hastalann nedereyse yarısında serum bilirübini yükselmiştir ve bunların yarısında da bilirübin değerleri 4mg/dl’nin üzerindedir. Alkalen fosfataz da artmıştır.
Vakaların çoğunda, özellikle biopsiyi yönlendirmek için, karaciğer MR ve BT si kullanılmışsa, perkütan biopsiyle tanı konur. Zor vakalarda selektif hepatik arteriografi tanı koydurucu olabilir.

Soliter ve hatta multipl kolorektal adenokanser metastazı olan hastalar, metastazların sadece bir lobu tutması şartıyla, operasyon için düşünülmelidir. Karaciğerin %60-70 i çıkarılabilir. Bu durumda lobektomiden sonra 5 yıllık yaşam oranı %20-25′dir. Diğer metastatik lezyonların tedavisinde hepatektominin yeri tartışmalıdır, fakat karsinoid sendormunda kitle azaltıcı rezeksiyonlarla palyasyon sağlanabilir.

Direkt olarak komşu organdan invazyon yoluyla yayılan bir tümörü eksize etmede de parsiyel hepatektomi bazen faydalıdır.
Sistemik kemoterapi yaşam oranını artırmaz. Son zamanlarda palyasyon çabaları, direkt olarak hepatik arter veya portal vene kemoterapötik ajanların infizyonuyla yüksek kemoterapötik konsantrasyon sağlama üzerinde yoğunlaşmıştır. Hepatik arter ligasyonu da bazı vakalarda tümör kitlesinde küçülmeye neden olarak faydalı olur.
Tedavi edilmediğinde, hepatik metastaz tanısı konduğun

dan itibaren ortalama yaşam oranı 75 gündür. İki sene sonunda hastaların ancak %5′i hayattadır. Pankreas ve mide tümörü metastazlanna göre, kolon kanseri metastazı olan hastalarda yaşama biraz daha uzundur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp