Yemek Yeme Bozukluğu

Yemek Yeme Bozukluğu: Günümüzde zayıf kalma çabası toplumsal bir takıntıya dönüşmüş durumda. Çoğumuz aylar sonra görüşen arkadaşların ilk olarak birbirlerinin kilosuna yorum yaptığına şahit olmuşuzdur.

Sağlıklı beslenme uğruna neredeyse sadece salata yiyerek beslenen arkadaşlarınız yok mu? Son yıllarda karşılaştığımız her haber, her reklam, etrafımızdan duyduğumuz her yorum zayıflığı över ve kiloyu lanetler nitelikte. Zayıflığın başarı ve çekicilik simgesi olarak benimsenmeye başlanmasıyla beraber kilo almak hızla toplumsal bir fobiye dönüşüyor ve sağlıklı beslenme konusu yaygın bir takıntı halini alıyor.

Hedef Tahtasındaki Çocuklar ve Gençler

Özellikle kadınları hedef alan “Zayıf olan güzeldir” yaklaşımının pompalanması, zayıf olma/kalma baskısını günden güne artırıyor. Toplumun her kesimindeki kadınların arasında yayılan bu salgın, maalesef sadece yetişkinleri değil, çocukları da etkisi altına almaya başladı bile. Günümüzde çocukların da yetişkinler kadar medyayı takip ediyor olması, bu salgının çocukların ruh sağlığına vurduğu darbeyi güçlendiriyor. Büyüme çağında hem medyanın hem de çevresindekilerin kilo almayı lanetleyen ve zayıflığı taçlandıran mesajlarına maruz kalmak, genç kızların yiyecekler ve kendi bedenleri ile ilgili sağlıksız düşünceler ve zararlı yeme davranışları geliştirmesine sebep oluyor.

Çocuklarda ve gençlerde görülen beslenme ve kilo ile ilgili takıntılar zamanla ciddi ruhsal ve fiziksel sorunlara yol açıyor. Son yıllarda görülme sıklığı hızla artan psikolojik problemlerden bir tanesi de yeme bozuklukları. Kızlarda daha sık görülen yeme bozuklukları 10′lu yaşların ilk yarısında ilk belirtilerini gösteriyor ve müdahale edilmediği durumlarda ise 15-20 yaş arası dönemde belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Günümüzde en sık görülen yeme bozukluklarından Anoreksiya Nervoza ve Bulimia Nervoza genç kızlarda 10′lu yaşların ikinci yarısında beliriyor ve tedavi edilmezse hayati tehlike oluşturacak boyutlara ulaşıyor.

Anoreksiya ve Bulimia


Anoreksiya hastaları bedenleri ile ilgili gerçeği yansıtmayan bir algıya sahiptirler ve kendilerini olduklarından çok daha kilolu görürler. Özgüvenleri büyük oranda kilolarına bağlıdır ve kilo vermeyi başarı sayarlar. Zayıf olmak için duyulan şiddetli arzu sonucu çok az yemeye başlarlar. Zaman zaman aşırı spor yapabilirler ve kilolarını kontrol altında tutmak için büyük bir savaş verirler. Düzensiz ve az yemek yeme üzerine kurulan beslenme alışkanlıkları, sağlıklarının giderek bozulmasına yol açar. Bulimia hastaları ise birbirini takip eden aşırı yeme dönemleri yaşarlar. Tıkınırcasına yiyen bireyler kaybettikleri kontrolü geri kazanma çabası ve kilo alma endişesiyle sağlıksız kilo kontrolü yöntemlerine başvururlar. Genellikle ilaç kullanma veya kendini kusturma gibi vücudun dengesini bozan tehlikeli yöntemleri kullanırlar.

Yeme Bozukluklarının Nedenleri

Yeme bozukluklarının nedenleri tam olarak çözülemese de uzmanlar genetik, sosyal ve psikolojik etkenlerin üzerinde durmaktadırlar. Yapılan çalışmalarda ailesel faktörlerin etkisinin göz ardı edilemeyecek oranda yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Çocuklarda ve gençlerde görülen yeme bozuklukları üzerine çalışan araştırmacılar; aile ilişkileri, aile içi iletişim ve ebeveynlerin kendi psikolojik sorunları gibi ailesel faktörlerin altını çizmektedirler. Farklı teoriler farklı etkenleri işaret etse de aile içi ilişkilerdeki aksaklıklar, kişinin iç çatışmaları ve özgüven sorunu yeme bozukluklarına yol açan etkenlerden öne çıkan birkaç tanesidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp