Trypanosoma Cruzı Nedir?

Trypanosoma Cruzı Nedir? : Eş adlar : Schizotrypanum cruzi, Trypanosoma escomeli, Trypanosoma triatomae.Trypanosoma cruzi Orta ve Güney Amerikada rastlanan Chagas h a s t a 1 ı ğ ı (Güney Amerika tripanozomiyazı) nın etkenidir.Morfoloji ve evrimT. cruzi memeli konakta ve vektör olan artropotlarda farklı şekillerde görüldüğü gibi, memelilerin kanındaki ve hücrelerindeki morfolojisi de değişiktir İnsana bulaşan metasiklik tripanozom şekilleridir. Bunlar retikü- loendotelyal hücreler, kalp kası hücreleri, merkez sinir sistemi hücreleri gibi hücrelere girerek layşmaniya şekline dönüşür ve çoğalırlar. Parazit hücreyi doldurunca önce, leptomonas, sonra kritidiya şekline döner, hücrenin parçalanması ile tripanozom şekline geçer ve kana karışır. Kanda yalnız, T. gambiense’ninkine benzeyen, fakat genellikle daha kavisli olan tripanozom şeklinde bulunur.

Bunlar kanda çoğalmazlar, yeni hücreleri infekte edip layşmaniya şekline dönerek çoğalırlar.Kandaki tripanozomlar vektör tarafından emilince, vektörün barsa- ğında kritidiya şeklinde çoğalır ve dışkısında infeksiyöz olan metasiklik tripanozom şekline dönüşür. Vektör 20 gün kadar sonra infeksiyöz olur. Memeli konağı sokarken deriye, çok defa deri mukoza birleşmelerine dışkısım bırakır. Dışkıdaki infeksiyöz şekiller sokma yerinden veya kaşınma ile meydana gelen çiziklerden konağa girer.Gerek tripanozom, gerek layşmaniya şeklinde iken kinetoolastı bu şekillerde bulunabilen diğer protozoonlardakinden daha büyüktür.T. cruzi kan, lenf sıvısı, hücre sitoplazmasındaki besinleri absorbe ederek beslenir. N.N.N. besiverinde ve doku kültürlerinde ürer.

Direnç

Ölü böcekte aylarca, sitralı kanda günlerce infeksiyöz kalabilir.Patogenez ve klinik belirtilerTrypanosoma cruzi önce vücuda girdiği yerdeki doku hücrelerinde, özellikle histiyositlerde çoğalır ve bunların parçalanması ile yeni hücreler infekte olur. Burada iltihabı bir reaksiyon meydana gelir, lenf kapilerleri kapanır, ödem oluşur. Daha sonra buna yakın lenf bezleri şişer, parazit lenf yolları ile veya kan ile bütün vücuda yayılır. En çok kalp kası ve beyin olmak üzere hemen bütün organları tutabilir ve başta retiküloendotelyal sistem hücreleri, kalp kası hücreleri, nöroglia hücreleri olmak üzere hüç-relerde çoğalarak onları tahrip eder. Miyokarddaki lezyonlar kalbin büyümesine ve hastalığın karakteri olan kalp belirtilerine neden olur. Dalak ve karaciğer büyür ve parenkimatöz dejenerasyon gösterirler.

Chagas hastalığı akut, subakut ve kronik şekilde görülebilir. Hasta ne kadar gençse hastalık o kadar akut ve ağır seyreder.Akut şekil, daha çok, iyi beslenmeyen iki yaşma kadar çocuklarda görülür. Kuluçka dönemi 1-2 hafta arasındadır. İlk lezyon en çok göz kapaklarında görülen c h a g o ma denilen şişliklerdir. Daha sonra göz yaşı bezi ve lenf bezleri de büyür, konjunktivit meydana gelir. Göz kapaklarındaki ödem ve lenf bezlerinin büyümesi tanı için önemli bir belirtidir (Romana belirtisi: oküloglandüler komplek s). Hastada ateş, şiddetli baş ağrıları, dökmeler, bulantı, kusma, ishal, karaciğer ve dalağın büyümesi, anemi ve halsizlik görülür. En önemli belirtiler kalp ve merkez sinir sistemindedir. Taşikardi, aritmi, miyokard yetersizliği, konvülsiyonlar sık görülür. Akut safha 2-3 haftada ölümle sonlanabilir veya infeksiyon kronik safhaya dönüşür.

Hastalığın subakut şeklinde dalak, karaciğer ve lenf bezleri büyür; ateşli nöbetler, taşikardi, anemi ve ileri derecede halsizlik görülür.Hastalığın kronik şekli çok defa erişkinlerde ve akut safhayı atlatan çocuklarda görülür. Hastada lenfadenopati, anemi, monositoz, kilo kaybı ve dalak büyümesi yanında tutulan organa göre değişen belirtiler meydana gelir. Kalp en çok tutulan organdır ve ani ölümlere neden olur. Daha çok merkez sinir sisteminin, böbrek üstü bezlerinin, ovaryumlarm, dalak veya karaciğerin tutulduğu vakalar da görülür ve bu organlardaki hücre tahribatının derecesine göre klinik belirtiler ortaya çıkar. Kronik Chagas vakalarında tübüler organların dilatasyonuna (megaözofagusa ve mega- kolona) çok rastlanır.

Daha çok erişkinlerde olmak üzere belirtisiz infeksiyonlar da bulunur.TanıDirekt laboratuvar tanısı kanda, kemik iliğinde, dokularda ve lenf bezlerinde Trypanosoma cruzi’vvm bulunması ile yapılır. Periferik kanda hastalığın ateşli akut döneminde ve kronik dönemin ateşli devrelerinde tripanozom şekilleri bulunabilir. Kanda bulunmadığı vakalarda kemik iliğinden ve dalaktan ponksiyonla alınan maddede, chagoma sıvısında, kas ya da lenf bezinden biyopsi ile alınan maddede protozoon saptanabilir.

Hücre içinde layşmaniya şekilleri bulunur. Mikroskop muayenesi ile olumlu sonuç alınamayan vakalarda sitratlı hasta kam kobay, beyaz fare veya yavru köpeklere deri altı veya periton içi yoldan şırınga edilir. 20 - 25 gün sonra deney hayvanının kanında tripanozomlar ya da kalp kasında layş- maniyalar saptanabilir. Ölen vakalarda otopside kalp kasında bol miktarda layşmaniya şekilleri görülür.

Hastada T. cruzi’nin varlığı, bu İş İçin kurulmuş laboratuvarlarda ksenodiagnoz ile de gösterüebilir. Bunun için laboratuvarda üretilen Triatoma cinsi artropotlara hastadan kan emdirilir ve 10-50 gün sonra barsağmda kritidiya şekilleri aranır.

Chagas hastalığının tanısında koplaman birleşmesi deneyi, presipitasyon, aglu- tinasyon, allerjik deri deneyi de faydalı olabilir. Kompleman birleşmesi deneyinde antijen infekte dokulardan ya da T.cruzi veya T. equ.iperd.um kültürlerinden hazırlanır. Kronik vakaların büyük bir kısmında pozitiftir ve belirtisiz infeksiyonları saptamada da çok faydalıdır. Fakat layşmaniyaz ve leprada yanlış pozitif, akut vakaların yarısında da yanlış negatif sonuç verebUir. Kültürden elde edilen polisakkarit antijenle yapılan presipitasyon deneyi özellikle akut safhada güvenilir sonuçlar verir ve ayrıca layşmaniyaz vakalarında yanlış pozitif sonuç vermez.

Tedavi

Chagas hastalığının, özellikle ileri dönemlerinde, uygun spesifik tedavisi yoktur. Semptomatik tedavinin yanında 8-aminokinolin türevleri ya da bazı nitrofurazon türevleri ile tedavi denenebilir.Sıtma tedavisinde kullanıldığı şekli ile uygulanan 8 - aminokinolin türevleri (pri- makin), dokudaki layşmaniyalara etkisiz olmakla beraber, erken dönemde kandaki şekillere etkili olarak hastalığın dokulara geniş şekilde yerleşmesini önleyebilir. Bir nitrofurazon türevi olan Bayer 2502 (nifurtimox «Lampit»), 3 - 4 ay süre ile kilo başına günde 10 mg verildiğinde etkili olabilir. Afrika tripanozomiyazlarında kullanılan ilaçlar Amerikan tripanozomiyazında etkisizdir.

Epidemiyoloji

Chagas hastalığı Orta ve Güney Amerika ülkelerinde rastlanan, coğ- rafik bölgeye göre sıklığı ve klinik tablosu çok değişen bir hastalıktır.Hastalığın endemik olduğu ülkelerde pek çok hayvan infektedir ve rezervuar olabilir. Triatomidae ailesinden birçok cins ve türde artropot vektör olabilirse de en önemlileri Triatoma ve Parıstrongylus cinslerinde bulunur. Bu artropotların larva, nimf ve erişkinleri rezervuar olan infekte hayvanlardan kan emerek protozoonu alırlar ve hayatları boyunca infek- siyöz kalırlar. Vektör olarak- erişkinlerin önemi daha fazladır.

Bu artropotlar geceleri ve daha çok dudak ve göz kenarından sokarlar. Sokarken dışkılarını da bırakırlar. Derinin kaşınması ile sokma yerinden veya deride meydana gelen çiziklerden, ya da mukoza ve konjunkti- vadan dışkıdaki metasiklik tripanozomlar vücuda girerler.Hastalık daha çok korunaksız meskenlerde yaşayan fakir halkta görülür. Cins ve ırkın insidensde önemi yoktur. Hastalık çocuk ve genç erişkinlerde daha sık görülür ve yaş ne kadar küçükse o kadar akut ve ağır seyreder.

Korunma

Hastalığın önlenmesi rezervuar olan hayvanların azaltılması, vektörlerin yok edilmesi ve vektörün insanı sokmasının önlenmesi ile sağlanır. Infekte evcil hayvanlar öldürülmelidir. Vektörlerin yok edilmesi için BHC ve DDT gibi insektisitler kullanılır. Vektörlerin kolay giremeyeceği evlerde oturmak, geceleri cibinlik altında yatmak, ışıklı bir odada yatmak vektör tarafmdan ısırılma olasılığını azaltır. Bu önlemlerin almması belirli bir ekonomik gücü gerektirdiğinden ve hastalık daha çok yoksul çevrelerde görüldüğünden, hastalıktan korunma kolay değildir. Halkın hastalığın bulaşması hakkında aydınlatılması faydalı olur.Hastalığın endemik olduğu bölgelerde kan transfüzyonu için klinik ve serolojik olarak hastalık belirtisi göstermeyen kimselerden alınan kan kullanılmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp