Safra Kesesi Hastalıklar

Safra Kesesi Hastalıklar :

Kolelitiazis (Saire Taşları)

Safra taşları, kuzey yarını küredeki Batı ülkelerinin yetişkin nüfusunun % 1ü'unu etkiler. Yetişkinlerde rastlarına oranı Latin Amerika ülkelerinde daha yüksek (%2040), Asya ülkelerinde daha düşüktür (%34). Birleşik Devlatler‘de yılda yaklaşık milyon yeni safra taşı hasası belirlenmekte, bu kişilerin üçte ikisine cerrahi tedavi uygulanmaktadır. İki tip safra taşı vardır. Batı ülkelerinde safra taşlarının yaklaşık %80'i kolesterol taşlarıdır. Bunlar kristalleşmiş kolesterol mono hidrat içerirler. Geri kalan ise, özellikle bilirubin kalsiyum tuzlarından oluşmaktadır ve bunlar pigment taşları olarak adlandırılırlar.

Patogenez ve Risk Faktörleri

Safra, fazla kolesterolün vücuttan atılmasında en önemli yoldur. Kolesterol serbest kolesterol ya da safra tuzları olarak vücuttan atılır. Normalde suda çözülmez bir madde olan kolesterol, safraya salgılanan safra tuzları ve kesitinler ile bir araya gelerek suda çözünür hale gelir. Kolesterol konsantrasyonları, safranın çözündürme kapasitesini geçtiğinde (süpersatürasyon), kolesterol daha fazla dağılamaz ve soliç kolesterol mono hidrat kristalleri şeklinde çekirdekleşir. Kolesterol safra taşları oluşumuna neden olan dört faktör mevcuttur.

• Safranın kolesterol ile süpersatürasyonu

• Kalsiyum tuzlarının çökelme si ile çekirdekleşmenin gerçekleşmesi

• Çekirdekleşmeyi hızlandıran safra kesesi hareketsizliği (staz)

• Kristallerin yakalanmasına neden olan mukus hipersekresyonu Pigment taşlarının patogenezi de komplekstir. Bununla birlikte, genelde hemolitik anemilerde ve safra yolu irıfeksiyonlarında görülen, safra yollarında konjuge olmamış bilirubin varlığının pigment taşı oluşumu kini artırdığı bilinmektedir. Çökelen madde suda çözünmeyen kalsiyum bilirubin at tuzlarıdır. Safra taşı oluşumunun başlıca risk faktörleri Tab10 168'de özetlenmiştir. Ancak, safra taşı olan kişilerin %80'inde yaş ve cinsiyet dışında tanımlanabilen hiçbir risk faktörü yoktur. Aşağıda risk faktörlerinden bazıları yorumlanmıştır:

• Yaş ve cinsiyet. Safra taşı prevalansı yaşla birlikte artar. ABD'de 40 yaşından genç popülasyonun %56'sından daha azında taş görülürken, 80 yaşından daha yaşlı kişilerin %2530'unda safra taşı mevcuttur. Beyaz kadınlardaki prevalansı erkeklerdekinin iki katı kadardır.

• Etnik köken ve coğrafya. Kolesterol safra taşı prevalansı, yerli Amerikan toplumlarında, yani Pime, Hobi ve avajolarda %75'e ulaşmaktadır. Bunun yanında pigment taşlarına ender olarak rastlanır. Bu prevalansın Biliyer kolesterol hipersekresyonunsa bağlı olduğu düşünülmektedir. Safra taşları endüstrileşmiş toplumlarda daha yaygın iken, gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde ender olarak görülür.

• Kalıtım. Etnik faktörlere ek olarak, sadece aile hikayesi de artmış risk varlığını gösterir. Ayrıca, safra tuzu sektesi ve sekresyonunun aksadığı çeşitli doğumsal metabolizma defektleri de riski artırır.

• çevre. Oral kontraseptişer, gebelik gibi östrojenim etkiler, hepatik kolesterol alımını ve sentezini artırarak, kolesterolün safraya fazla atılımına neden olur. Obezite, hızlı ki10 kaybı ve hipokolesterolemik ajan k10fibrat ile tedavi, artmış Biliyer kolesterol sekresyonu ile yakından ilişkilidir.

• Edinilmiş hastalıklar. Safra kesesi motilite sini azaltan, hamilelik, hızlı kaybı ve spiral kora yaralanması gibi herhangi bir durum safra taşı oluşumuna neden olabilir. Buna rağmen, çoğu vakada belirgin bir neden olmamızın afra kesesi hipomotilitesi görülmektedir.

Morfoloji

Kolesterol taşları, safra kesesinde oluşur ve %50100 oranda kolesterolden meydana gelir. Saf kolesterol taşları soluk sarı renktedir. Kalsiyum karbonat, fosfatlar ve bilirubinin artan oranlardaki varlığı, gri beyazdan siyaha kadar değişen renklere neden olur (Şekil 1636). Bu taşlar ova i şekilli sert yapıdadırlar; tek başına olabilecekleri gibi, sıklıkla multipldirler ve birbirlerine yakın durduklarından düz yüzeylere sahiptirler. çoğu kolesterol taşı radyolu senttir. Yaklaşık %20'si ise radyoopak olmalarına yetecek kadar kalsiyum karbonat içermektedir. Pigment taşları, safra yollarının herhangi bir bölgesinden kaynaklanabilirler. Siyah ve kahverengi olmak üzere ikiye ayrılırlar. Genelde siyah pigment taşları steril bir safra kesesinde bulunurken, kahverengi taşlara encekte intrahepatik ya da ekstrahepatik kanallarda rastlanır. Bu taşlar, konjuge olmamış bilirubinin kalsiyum tuzlarını ve daha az oranlarda diğer kalsiyum tuzlarını, musun glikoproteinleri ve kolesterol içerirler. Siyah taşlar, genelde küçük ve çok sayıda olurlar. Ayrıca oldukça kolay parçalanırlar. Kahverengi taşlar ise, tek ya da az sayıda olmaya eğilimlidirler. Bakteriyel fosfolipazların safra lesitinleri üzerine etkisi sonucu ortaya çıkan yağ asitlerinin varlığı nedeniyle yumuşak sabun benzeri kıvamda ve parlak görünümdedirler. Kalsiyum karbonatlar ve fosfatlar yüzünden, siyah taşların %SO7S'i radyoopaktır. Kalsiyum sabunları içeren kahverengi taşlar ise radyolu sent yapıdadırlar.

Klinik Özellikler

Safra taşlı hastaların %7080'i hayat boyu asemptomatik kalır. Geri kalan ise, yılda %13 oranla semptomatik hale gelir. Semptomların ortaya çıkma riski zamanla azalır. Semptomlar oldukça dikkat çekicidir. Oldukça rahatsız edici bir ağrı olan Biliyer ağrı devamlı ya da "kolik" tarzda (spazmodik) olup, tıkanmış safra kesesi nedeniyle ya da aşağıya doğru hareket edip safra yoluna yerleşen küçük bir safra taşı nedeniyle meydana gelir. Taşlara eşlik eden safra kesesi inflamasyonu da ağrıya neden olur. Daha ağır komplikasyonlar arasında ampiyem, perforasyon, fistüller, safra yollarının inflamasyonu, tıkanma kolestazı ve pankreatik vardır. Taş ne kadar büyük ise, sistik duktusa ya da ana duktusa girerek tıkanmaya neden olma olasılığı o kadar düşüktür. Bu bakımdan en tehlikeli olanlar küçük taşlar, hatta "kum"dur. Bazen büyük bir taş, yakındaki bir ince barsak kıvrımına direkt olarak geçerek intestinal tıkanmaya ("safra taşı ileusu") yol açabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp