Poliyomiyelit (çocuk Felci)

Poliyomiyelit (çocuk Felci) :

Poliomyelit (Çocuk felci)

Poliomiyelit, üç tip enterovirüs (poliovirus tip 1, 2 ve 3) kaynaklı bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Poliomiyelit aynı zamanda "çocuk felci" olarak da bilinir, çünkü genellikle küçük çocuklarda ve çocuklarda felce neden olur.

Bulaşma Yolu

Son derece bulaşıcı özelliği olan virüs esas olarak fekal-oral yol sayesinde olmak üzere kişiden kişiye yayılmakta veya daha az sıklıkla kontamine su veya gıda ile ve kalabalık ortamlarda havaya yayılan damlacık şeklinde bulunan mikropların solunmasıyla bulaşmaktadır. Hasta kişiyle aynı evde kalan çocuklara yayılma oranı %100, erişkinlere bulaşma oranı %90''ın üzerindedir.

Belirtiler
Hastalığın kuluçka süresi genellikle 6-20 gündür. Virüs ağızdan alındıktan sonra bağırsaklarda çoğalmakta ve buradan sinir sistemine yayılarak paraliziye (felce) sebep olabilmektedir. Virüs boğazda da bulunabilir.

Vakaların % 60-70''i 3 yaşın altındaki çocuklarda, % 90''ı 5 yaşın altındaki çocuklarda görülmektedir.

Enfekte insanların % 90’ı hiçbir belirti göstermemekte ya da çok hafif belirtiler göstermektedir. Bazı insanlarda ateş, halsizlik, bulantı, baş ağrısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, öksürük, ense sertliği, kol ve bacaklarda ağrı gibi hafif belirtiler görülür. Çoğu hasta tamamen iyileşir. Nadir durunda, enfeksiyon beyni etkilemesi sonucu kol ve bacaklar da (genellikle bacaklarda) kalıcı kas fonksiyon kaybı veya gövde ve göğüs kaslarında tutulum sonucu solunum fonksiyon kaybından ölüm oluşabilir. 200 de bir vakada genellikle bacaklarda geri dönüşü olmayan felce neden olabilir. Bunlar arasında felç, solunum kaslarını tutması halinde % 5-10 ölüme neden olabilir.

Felç genel olarak, ilk bulgularını çocuğun kendini ayağa kaldırmada ve yürümede güçlük çekmesi şeklinde gösterir. Çoğu hastada felç olan bacak ya da kolda duyu kaybı yoktur. İğne batırıldığında bunu hissederler.

Polio paralizisi geçiren insanların yaklaşık %40’ında, ilk hastalıktan 15-40 yıl sonra ilave belirtiler gelişebilir. Post Polio Sendromu denilen bu belirtiler, yeni ilerleyici kas güçsüzlüğü, kas ve eklemlerde yorgunluk ve ağrı şeklindedir.

Tanı ve Tedavi

Tanı akut bir hastadan alınan numune de (genellikle dışkı) virüsün belirlenmesi ile yapılır. Hastalığın ilk 3 – 10 gün boyunca alınan boğaz numunelerin de virüs belirlenebilir. Virüs nadiren kan veya beyin-omurilik sıvısında belirlenir.

Tedavisi yoktur. Sadece belirtilere yönelik destek tedavi uygulanabilir.

Yolcular için Risk
Vahşi poliovirüsünün yayılması, tüm endüstrileşmiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerinde pek çoğunda durmuştur. Ancak özellikle ılıman iklim kuşağındaki gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı problemidir. Ilıman iklimlerde polio virüs enfeksiyonu yaz aylarında artar. Poliovirüsü çok büyük bir hızla yayılan bir virüstür.

Hastalığın tamamen ortadan kalktığı tescillenene dek, yakalanma riski vardır ve hastalığın mevcut olduğu ülkelere giden yolcular aşı ile korunmalıdırlar. Enfekte olan yolcular olası hastalık taşıyıcılarıdır ve hastalığın dünya çapında silinmeye başladığı bu günlerde poliomiyelitten arınmış bölgelere virüsün tekrar girmesini sağlayabilirler. Afrika ve Asya’nın belirli bölümlerine gidecek yolcular için çocuk felci hastalığı riski olabilir.

Korunma
Kişiler rutin ve güncel çocuk felci aşı serisine sahip olmalıdır. Yetişkinlerde buna ek olarak, hastalığın yaygın olduğu ülkelere yapılacak yolculuktan 4 hafta önce hayat boyu koruyacak bir doz aşı tekrar yapılmalıdır.

İki çeşit aşı mevcuttur.

1988''de 125 ülkede endemik olarak görülen poliomyelit, 2006''da sadece Afganistan, Hindistan, Nijerya, Pakistan''da endemik olarak kalmıştır. Aşı yolculuktan 4 hafta önce yapılmalıdır.

1-Oral Poliomyelit Aşısı (OPV) .Canlı aşıdır ve koruyuculuğu %90-95’ tir.

2-İnaktif Poliomyelit Aşısı (IPV). Kas içine uygulanır. Aşının koruyuculuğu %95''tir

Ayrıca korunma amaçlı olarak,

Güvenli gıdalar ve içecek tüketilmelidir.
Eller sık sık su ve sabun ile yıkanmalı veya el dezenfektanı kullanılmalıdır.
Ellerin temiz olduğuna emin olunmadığında gözlere, buruna veya ağıza dokunulmamalıdır.
Öksürme veya hapşırma anında ağız ve burun kol ile (elle değil) kapatılmalıdır.
Öpüşme, sarılma veya yemek kapların paylaşılmasından kaçınarak hasta insanlarla yakın temas önlenmelidir.

Sinir sisteminin, felçle sonuçlanabilen bir hastalığıdır.
 
Nedeni: Omuriliğin ön boynuz hücrelerinin ve motor kranyal sinir çekirdeklerinin virüs enfeksiyonudur. Hastalık, ağız ve burundan damlacıklarla, su ve yiyecek maddelerinin lağımla bulaşmasıyle ve sineklerin enfekte maddeyi taşımasıyle yayılır.
 
Belirtileri: .En hafif şeklinde, hastada, boğaz ağrısı, hafif ateş, yorgunluk ve baş ağrısı belirir. Daha ağır şekillerde, ensede sertlik ve ağrı vardır. Hastalığın tam oluşmuş hali, dördüncü-beşinci günlerde, felçle görülür ve felç, 36 saatte tamamlanır. Felç, genellikle, kol ve bacaklarda belirir, kaslar ağrılı ve duyarlıdır, felcin başlangıcından sonraki üçüncü haftadan itibaren erimeye başlar. Solunum kaslarının etkilenmesiyle, solunum etkilenir ve ağır vakalarda, omurilikle birlikte kranyal sinirlerin de etkilendiği hallerde (hastalığın bülber şekli), yutma, konuşma ve öksürme de mümkün olmaz. 
 
Tedavi: Hastalık şüphesi belirir belirmez, hasta dinlendirilmelidir, çünkü, felç özellikle aktif olan kaslarda oluşur. Felç başlayınca, ağrıya karşı aspirin ve benzeri ilâçlar verilir ve kasların gerilmemesine dikkat edilir. Gerekirse, sunî solunum yollarına baş vurulur. Üç hafta kadar sonra, kaslarda duyarlık azalmaya başlayınca, kaslar yavaş yavaş, pasif olarak hareket ettirilir ve fiziko terapiye başlanır. Uzun süre, hangi kasların, ne dereceye kadar iyileşebileceği bilinemez, fakat ilk ay içinde kasılmaya başlayan kasların iyileşme olasılığı fazladır. Kesin karar verebilmek için, altı ay, ya da fazlası geçmelidir. Vakaların çok azında, solunum güçlüğü devam eder. Poliomiyelit’de ölüm, aspi- rasyon pnömonisi, ya da dolaşımın iflâsıyle gerçekleşir. Hastaların çoğu iyileşir, fakat hastalığın izini, erimiş ve geceleri kramplar beliren kaslar halinde taşırlar.
 
Hastalıktan korunma: Aşılarla, korunma gerçekleşebilmiştir. Günümüzde, yaz sonu ve güz başında tek tük vakaların belirebilmesine rağmen, salgınlara rastlanmamaktadır. Ama, sineklerin bol olduğu tropik ülkelerde, hastalık hâlâ bir tehlikedir. Genellikle aşı, ağızdan uygulanmaktadır. İlk doz, bebek, altı aylık olmadan önce, ikinci doz, ilk dozdan iki ay sonra ve üçüncü doz da İkinciden altı ay sonra verilir. Bundan sonraki aşı yenilenmeleri, 5 ve 15’inci yaşlarda olur. Ağızdan alınan aşı (Sabin tipi) canlı virüslüdür. Saik tipi olan ve enjeksiyonla verileninde, ölü virüs bulunur. Poliomiyelitli hastalar ayrılmalı ve bunlarla bulaşmış kişiler, 3 hafta süreyle çocuklardan uzak ve göz altında tutulmalıdır. Salgın halinde, genel sağlık koşulları dikkatle gözetilmeli ve yüzme havuzları, hamamlar kapatılmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp