Parenteral Beslenme

Parenteral Beslenme

Parenteral bes/enmdde besin çözeltisi doğrudan kana (intravenöz) verilir. Tamamıyla parental bir beslenme yalnızca belirli durumlarda, örn. iltihaplı hastalıklarda tüm mide-bağırsak kanalının dinlendirilmesinde, ameliyatlardan sonra ve ağızdan veya enteral beslenmenin yeterli düzeyde sağlanamaması halinde uygulanır.

Besin Çözeltileri

Parenteral beslenmenin amacı, hastanın tüm gerekli besin öğelerini yeterli miktarda almasını sağlamaktır. Basit bir sakkarit olan glikoz, proteinle alınmayan kalorilerin ana sağlayıcısıdır (toplam enerji aliminin %40-75'i). Glikoz, beynin ve alyuvarların (enterositler) ana besin taşıyıcısıdır; ama diğer tüm dokular tarafından da metabolize edilebilir. Yalnızca glikozdan yararlanabilen dokuların beslenmesi için gerekli olan en az miktar, erişkinler için günde I 50-200 g glikoz kadardır.Şeker eşdeğeri maddeler, fruktoz ile birer şeker alkolü olan sorbitol ve ksilitlir. Bu maddelerin yararı, kan şekeri değerini çok etkilememeleri ve aminoasit çözeltileriyle daha kolay birleşe- bilmeleridir (çözeltinin mikropları daha iyi sterilize edilir). Ne var ki, büyük miktarda sorbitol ve ksilit, değerlendirilmeden idrarla atılır. Fruktoz ve sorbitol kullanımının olumsuz yanı, fruktoza karşı kalıtımsal dayanıksızlık sendromu olanlarda ölüm tehlikesi içermesidir. Bu risk nedeniyle bu iki sakkarit parenteral beslenmede kullanılmamalıdır.
 
Upit emülsiyonları, şeker İçeren çözeltilerin yetersiz kaldığı durumlarda da yeterli miktarda enerji sağlar. Bu emülsiyonlarda, uzun zincirli yağ asitleri (örn. soya fasulyesi yağı), daha iyi değerlendirilebilen orta zincirli yağ asitleri (medium-chain-triglycerldes = MCT yağları) ve elzem yağ asitleri bulunabilir. Yağ emülsiyonlarının. glikoz çözeltilerine göre metabolizmaya daha az yan etkisi bulunur; çünkü kan şekeri düzeyi daha sabit kalır ve vücudun daha az insülin hazırlaması gerekir. Günlük gereksinim, vücut ağırlığının kg'ı başına I -2 g'dır.Aminoasit enfüzyonlan. elzem (9640-50) ve elzem olmayan (9650-60) aminoasitlerin karışımından oluşur. Aminoasitlerin karışım oranı ta- vukyumurtalarındaki karışım oranına uygundur.Aminoasit çözeltisi organizmada protein sentezini sağlamalıdır. Bunun sağlanması için, aminoasit azotunun her gramında glikoz çözeltisi veya yağ emülsiyonu biçiminde, en az 100 kalori verilmelidir. Günlük aminoasit gereksinimi vücut ağırlığının kg'ı başına 0,8-1,0 g düzeyindedir. Katabol durumlarda (hızlanmış parçalanma metabolizması) günlük miktar 1,2-1.5 g'a çıkarılır. Toplam besin öğesi gereksinimi kişiye özel olarak hesaplanmalıdır 

Elektrolitler, Vitaminler, İz Elementler

Tedavi sürecinde elektrolit gereksinimi sürekli olarak değişir; bu nedenle düzenli olarak denetlenmesi ve uyarlanması gerekir. Uzun süreli parenteral beslenmede (3 günün üzerinde) vücuda her gün vitaminler ve iz elementler verilir. Günümüzde piyasada tek bir besin öğesini içeren çözeltiler, karışık çözeltiler ve gerekli tüm besin öğelerini içeren çözeltiler (“all-in- one çözeltiler" - her şeyi içinde çözeltiler) bulunmaktadır (B). Her hastalık tablosuna göre farklı çözeltiler seçilir.
 
Verit Sondası
 
En basiti, bir kol veritinden verilen enfüzyondur (perivenöz beslenme). Tümüyle parenteral bir beslenme için yalnızca merkezî sinir sistemindeki bir girişten (vena cava superior) organizmaya iletilebilen yüksek dozda enfüzyon gereklidir. Enfüzyon çözeltisinin yoğunluğu sağ kalp bölgesinde çok miktarda kanla azaltılır ve vücudun kabul edebileceği hale getirilir. Parenteral beslenmenin yararı, bu yöntemde her besin öğesinin hızla ve doğru dozda verile- bilmesidir. Yetersizlikler ve metabolizmada düzensizlikler hemen düzeltilebilir. Bağırsağın işlevini tamamen yitirdiği durumlarda bile beslenme sağlanabilir. Hastanın kişisel besin öğesi gereksinimi önceden kesin olarak bilinemediği için metabolizmada örn. şeker yetersizliği, şeker fazlası, karaciğerin işlevinde bozukluklar (yağlı karaciğer) elektrolit değişimi gibi komplikasyonlar oluşabilir (C).

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp