Monitorizasyon

Monitorizasyon : Şoktaki bir hastanın uygun tedavisi için bu hastanın çok yakın olarak izlenmesi gerekir. Hem başlangıçta şok tipinin ayırt edilmesi, hem de derinliği hakkında bilgi edinilmesi için, bunlardan daha önemli olarak da hastanın gidişinin ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi için bazı parametrelerin ölçümü ya da saptanması zorunludur. Tablo 8 de izlenmelerinin yararlı olduğu klinik araştırmalarla saptanmış olan parametreler sıralanmıştır.Şoktaki derin hipotansiyon kan basıncının sfîngomanometre ile ölçülmesine izin vermeyebilir. Bu hastalarda radial, brakial ya da femoral arter kateterizasyonu ile intraarteri- yel basınç ölçülmelidir. Bu yolla kan gazlarının izlenmesi de kolaylaşır. Şokta sfmgomanometrik ölçümler şiddetli periferik vazo- konstrüksiyon nedeniyle yanıltıcı da olabilir. Bu nedenle de vazoaktif ilaç tedavisinden önce intraarteriyel basınç ölçümlerine başvurmak yararlıdır. EKG ile kalp hızı ve ritminin izlenmesi ile şokun seyri sırasında ortaya çıkabilecek ciddi aritmiler anında saptanıp tedavi edilebilir. EKG ayrıca miyokard iskemi- sinin şiddeti hakkında da fikir verir.

Santral venöz basınç monitorizasyonu sıvı tedavisini yönlendirmesi açısından yardımcıdır. Santral venöz basınç -kardiak ya da pulmoner sorunu olmayan ve mekanik ventilas- yon uygulanmayan hastalarda- sağ ventrikül dolma basıncını gösterir. Hastada bu kısıtlamalar varsa, sol ventrikül diastol sonu dolma basıncını izlemek amacıyle pulmoner kapiller kama basıncını ölçecek Swan-Ganz kateteri- ne gerek vardır. Bu kateter yardımıyla kalp debisi ve oksimetrik ölçümler de yapılabilir. Mikst venöz oksijen içeriği de kalp debisi ve total vücut perfüzyonunun bir göstergesidir. Pulmoner arter kateteri ile iç sıcaklık da ölçülebilir.Organ perfüzyonları tedavi etkinliğinin en iyi göstergelerindendir. Bunların içinde idrar miktarı ve bilinç durumu önem taşır. İdrar akımı kalıcı Foley kateteri yerleştirilerek ve miktarı saatlik dönemlerle saptanarak izlenmelidir. Saatte 20 ml'ye düşen idrar miktarı renal perfüzyonun yetersizliğini gösterir. Şokta bunun en sık nedeni hipovolemidir.Tedavi:Modern cerrahinin kurucularından Dr. Wangensteen ile ilgili bir öykü anlatılır: Çok sevdiği büyük ameliyatlarından birini yapmaktadır ve o sırada kan gövdeyi götürmektedir. Bir an bunalmış olan anesteziste dönerek hastanın nasıl olduğunu sorar.

"Şoka girdi" yanıtını alınca "Eh, herhalde bunun için bir şeyler yapıyorsunuzdur" der. Karşı taraf "noradrenalin veriyorum" deyince Dr. Wangensteen bir süre düşündükten sonra başını sallayarak "Bildiğiniz gibi şu an hasta noradrenalin kaybetmiyor" diye karşılık verir.Yukarıdaki kısımlarda belirtilenlerden de kolayca anlaşılabileceği gibi, şok durağan ve değişmez bir klinik tablo değildir. Aksine her an ilerleyen, gittikçe dolaşımın daha da bozulduğu, hücresel asidozun arttığı, bozulan metabolik yolların hücresel yaşamı daha da aksattığı karmaşık bir tablodur. Hemorajik şokta yitirilmiş olan dolaşım hacmi erken zamanda -ki bu süreyi belirlemek güçtür- yerine konabilirse patolojik parametreler tamamen geriye dönerler. Daha geç dönemde tedavi girişimlerine başlanırsa düzelme daha güç ve sorunlu olur. Sonuçta öyle bir kritik noktaya gelinir ki şok "geri dönmez" olur; ne yapsanız da hastayı kurtaramazsınız, hemodina- mik ve metabolik parametreleri düzeltemezsiniz. Kesin nedenleri açıklanamamakla birlikte iki önemli faktör hipovolemik şokun geri dönmez hale gelmesi açısından belirleyicidir:

(1) Kaybedilen sıvının miktarı ve bu miktarın kaybedildiği hız,
(2) sıvının yerine konmasına kadar aradan geçen süre.Bu gözönüne alınarak kesin kural olarak şok tanısı ayrıntılı ve uzun sürecek incelemelere ve tetkiklere girişmeden ya da bunların sonuçları beklenilmeden hemen konmalı ve tedaviye anında başlanılmalıdır. Hasta bu sırada şok spektrumunun herhangi bir aşamasında bulunuyor olabilir ve bunu bu aşamayı saptamak olanaksız olabilir.Şokun tedavisindeki temel amaç, mikro- sirkülasyonda yeterli kan akımını sağlamaktır. Bunun için de intravasküler ve kardiak dolmanın ve yeterli oksijenizasyonun sağlanması ve gerekirse ilaçlar ile kardiyovasküler sistemin desteklenmesi ana tedavi girişimleridir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp