Helmıntler Nedir?

Helmıntler Nedir? : Helmintoloji’nin konusu olan helmintler (Helminthes, Vermes) ya da halk arasındaki adlarıyla solucan, kurt veya şeritler, hayvanlar âlemine ait canlılardır ve bu âlemin beş bölümü (phylum) içinde dağılmışlardır. Bunlar, Plathelminth.es, Acanthocephala, Nemathelminthes, Annelida ve Nema- tomorpha bölümleridir. Yassı solucanlar veya plathelmintler (Plathelmin- thes) bölümünde insan sağlığı bakımından önemli olan trematodlar (Tre- matoda) sınıfı ve sestodlar (Cestoda) alt sınıfı vardır. Akantosefaller (Acanthocephala.), bölümü insanlar için pek önemli değildiı. Yuvarlak solucanlar veya nemathelmintler (Nemathelminthes) bölümünden bizi ilgilendiren sınıf nematodlar (Nematoda) dır. Annelidler (Annelida) bölümünün sülükler (Hirudinea), sınıfında da insanda parazit olarak yaşayan bazı canlılar vardır. Nematomorpha bölümünün Gordiacea sınıfında insan için parazit olmayan helmintler bulunur.MorfolojiHelmintler, vücutları omurgasız, iki tarafı simetrik ve mezodermleri bulunan çok hücreli canlılardır.

Parazit hayata uyma derecelerine göre aralarında yapı farkları mevcuttur. Çeşitli helmintlerin boyları farklı olup birkaç milimetre ile birkaç metre arasında değişir. Integument yadakütiküla adı verilen vücut örtüleri genellikle sindirim enzimlerine dayanıklıdır ve üzerinde helmintin konak organizmanın dokularına girmesini, yapışmasını sağlayan çeşitli organlar vardır. Parazit hayat yaşayan bir helmintin yüzeyinde kirpikler bulunmaz.Plathelmintler (yassı solucanlar) bölümündeki helmintlerin vücutları yassı olup, bazıları şeride, bazıları da yaprağa benzerler; sadece birkaç tanesi . silindir Şeklindedir. Bunların hepsi zorunlu parazit olup, bir kısmı insanda hastalık etkeni olabilirler. Vücut boşlukları bulunmadığı gibi, solunum ve dolaşım sistemleri de yoktur. Bir kısmında sindirim kanalı kör olarak sonlanır, bazılarında ise hiç yoktur. Plathelmintlerde alev hücrelerinden oluşan çıkartı sistemi bulunur. Schistosoma cinsi dışında bu bölümdeki bütün helmintler hermafrodittirler.

Erişkin şekillerin vücutları kütiküla ile örtülü olup belirli bir epiderm yoktur, kirpiksizdir. Embriyonlarıise kirpiklerle örtülü olabilir.İnsan sağlığı bakımından önemli plathelmintler Cestoidea sınıfına ait Cestoda alt sınıfında (sestodlar) ve Trematoda sınıfında (trematodlar) bulunurlar. Bunların dışında kalan Turbellaria ve Nemertea sınıfları insan için patojen değildirler. Halk arasında şerit adı da verilen s e s t o d 1ar genellikle barsakda endoparazit olarak yaşarlar. Büyükleri değişiktir. Barsakta yerleşen erişkinlerin kirpiksiz olan vücutları çoğunda baş (sko- leks), boyun ve halkalardan (proglottis, proglottid) yapılıdır. Sindirim sistemleri yoktur. Baş kısmında çekmen (vantuz) denen organlar ve bazılarında çengeller, bir kısmında her ikisi vardır. Diphyllobothrium latum’da çekmen yerine emme çukurları bulunur. Boyun, halkaların meydana geldiği kısımdır. Proglottis adı da verilen halkaların sayısı değişiktir ve bunların genci boyuna en yakın olandır. Sestodlar hermafrodittirler, her halkada dişi ve erkek genital organları bulunur.

Barsak boşlukları bulunmaz. Yumurtalarında altı küçük çengel taşıyan bir embriyon mevcuttur. Trematod sınıfındaki helmintlere halk arasında kurt adı verilir. Bu canlıların vücudu yaprak ya da silindir şeklindedir. Bir kısmı, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük (Heterophyes heterophyes) olduğu halde bazıları birkaç santimetre büyüklüktedir. (Fasciola hepatica). Başları belirli değildir ve gövdeleri segmentlere ayrılmamıştır.

Yüzeylerinde dikenler bulunabilir. Vücutlarının ön ucunda ağızlarının etrafında bulunan çekmen (ağız çekmeni) vasıtası ile kendilerini parazit olarak yaşadıkları dokuya yapıştırırlar. Bazı trematodlarda orta kısımda karın yüzündeki çekmenden (karın çekmeni) başka bir de genital çekmen bulunur.

Vücutları kütiküla ile kaplıdır, bunun altında hücrelerinin bir kısmı glandüler olan mezenkim dokusu bulunur. Tam bir sindirim kanalları yoktur; ağız boşluğu ve prefarinks mevcuttur, farinks bazen bulunmayabilir. Mevcut bulunduğunda farinks barsak ile devam eder; alt kısımda ikiye ayrılan barsak kör olarak sonlanır, anüs yoktur. Çıkartı sistemi iki taraflı ve simetriktir, vücudun arka kısmında ve çok defa sırt tarafına açılır. Erişkin helmintlerde bir sfinkter ile birleşmiş iki idrar kesesi bulunur. Çeşitli trematodlarda şekilleri farklı olan borucuklar yanında çıkartı sisteminde esas yapı sölenosit adı da verilen alev hücreleridir. Sinir sisteminde özofagus ve farinks üzerinde yerleşmiş olan gangliyonlar ve ön, arka ve yanlarda sinir kolonları bulunur. Genital bölgedeki özel sinirlerden başka ön kısımda duyu sinirleri mevcuttur.

Bütün sestodlar gibi trematodlar da hermafrodittirler; yalnız Schistosoma cinsinden olanlarda erkek ve dişi bireyler ayrı ayrıdır.Ender olarak insanda parazit olabilen Moniliformis moniliformis gibi bir iki tür dışında aralarında insan paraziti helmintler bulunmayanakantosefal lerin vücudu da silindir şeklinde, bazen yassı ve uzundur ve kirpiksiz bir örtü ile örtülüdür. Vücudun ön kısmında bir hortum bulunur. Gerçek bir vücut boşlukları bulunmadığı gibi, solunum ve dolaşım sistemleri de yoktur. Erkek ve dişileri ayrılmıştır.

Erişkin bir nematodun vücudu uzun, ipsi ve silindir biçiminde ya da füsiformdur. Vücutları dayanıklı bir kütiküla ile örtülüdür. Bunun altında kütiküla altı ve kas tabakaları vardır. Embriyon, kurtçuk ve erişkinlerin vücudu kirpiksizdir; yüzeyinde dikenler bulunabilir. Çoğunda sindirim kanalının iki ucu açıktır, özofagus, rektum ve anüs mevcuttur. Dracunculus medinensis’de ise anüs açık değildir. Bazı nematod- ların başında çengel veya çekmenler, ağızlarında da diş ya da kesici yüzeyler bulunabilir. Enterobius vermicularis’ût özofagusun alt ucunda bul- bus adı verilen bir şişkinlik vardır.

Nematodların eşeysel organları tam gelişmiş olup, erkek ve dişileri ayrıdır. Çıkartı sistemi yanlarda bulunan iki kanaldan ve bir çıkartı deliğinden ibarettir. Kanallar birleşip tek bir kanal halinde çıkartı deliğinde sonlanırlar. Sinir sistemi, ganglion hücreleri ve sinirlerden oluşur. Nematoda sınıfında kemoreseptör organları bulunan helmintler Phasmidia, böyle organları bulunmayanlar da Aphasmidia alt stmflarında toplanırlar.

Annelida bölümünden insan sağlığı bakımından önem taşıyanlar her- mafrodit olan s ü 1 ü k 1er (Hirudinea) dir. Bunlarda, ağız etrafında ve vücudun arka ucunda birer çekmen vardır.Diğer organlarının aksine helmintlerin erkek ve dişi genital organları iyice gelişmişlerdir. Bunlar incelenecek olursa erkek genital organları arasında bir veya birden fazla testis ve her testis için bir vas effe- rens vardır. Bunların birleşmesiyle vas defferens meydana gelir. Ayrıca, seminal keseler, ejakülatör kanallar, prostat bezi, penis gibi organlar ve bermafrodit olanlarda dişi organlarla müşterek olabilen genital delik bulunur. Yumurtalık, ovidukt, ootip, receptaculum seminis, çeşitli helmint- lerde değişik biçimlerde olan uterus, vagina, besleyici bezler ve kanalları helmintlerin dişilik organlarını oluştururlar. Ootiplerin iki yanında uterusun uçları vardır. Spermatozoonlar vaginadan, genital yollardan geçerek uterusa ve ovidukta gelirler. Yumurta ootipe geçer, burada kabukları meydana gelir.

Bildirilen genital organlar sestodlarm halkalarında yerleşmişlerdir.Helmintlerin çoğalmasını sağlayan yumurtaların şekilleri her helmint için özellik gösterir ve ilerde bildirileceği şekilde tanıda yardımcı olur. Helmint yumurtaları, kuruluğa ve enzimlerin etkilerine karşı dayanıksızdırlar, Mikroskopta incelendiklerinde, Scft/slpsomc’larınkiler dışında kalantrematod yumurtalarının kapaklı oldukları görülür. Bu yumurtaların içindeki embriyon kirpikli, fakat çengelsizdir. Bunların aksine, yumurtaları gelişmemiş bir embriyon taşıyan Diphyllobothrium latum dışındaki sestodların yumurtaları kapaksızdır ve onkosfer (heksakant embriyon) adı verilen içlerindeki gelişmiş embriyonda da üç çift çengel bulunur, kirpik yoktur. Kabukları üç tabakalı olan nematod yumurtalarında da kapak bulunmaz; bunların embriyonlarında kirpik ve çengel de mevcut değildir.Bazı helmint yumurtalarında başlangıçta embriyon yoktur, embriyon dış ortamda oluşur (ovipar h el mint). Bir kısım helmintler emb- riyonlu yumurta yumurtlarlar (ovovivipar helmint); bazıları ise doğrudan doğruya embriyon doğururlar (vivipar helmint).

Evrim ve gelişme

Helmintlerden bizim için önemli olanlar, insanda parazit olarak yaşayanlardır. Helmintler ve kurtçukları son konağın çeşitli doku ve organlarında yerleşebilirler. Birçokları barsak boşluğunda veya çeperinde yaşarlar; bazıları karaciğerde, safra yollarında, akciğerde, kanda, lenf, yollarında, deride ve diğer organlarda hastalık etkeni olabilirler. Bunların insanda yaptıkları hastalıklarda tanı, tedavi ve korunmada başarı sağlanması çeşitli canlılardaki ve doğadaki hayat devrelerinin, yani evrimlerinin iyi bilinmesi ile mümkün olur. Helmintler, belirli konaklarda yaşarlar. Bazıları için, örneğin Taenia saginata ve Schistosoma haematobium için insan yegâne son konaktır.

Halbuki, Enterobius vermicularis'm son konağı insan veya şempanze olabilir. Necator americanus, Opistorchis fell- neus gibi bazı helmintlerde olduğu şekilde helmintin ayrı ayrı birkaç son konağı da bulunabilir. Örneğin, Dracunculus medinensis insandan başka at ve köpekte yerleşebilir. Bunların aksine, Fasciola hepatica için ise asıl son konak koyunlardır, insan nadiren son konak olabilir. İnsanlar, Echinococcus granulosus gibi bazı helmintlere ara konak ödevi görebilirler, yani insanda bu helmintin kurtçuk şekilleri bulunur.

Son konak vücudundan çıkan helmint yumurtaları veya kurtçuk (larva) lan ile bazı helmintlerde ara konakların yer almadığı düz (direkt) evrim, bazılarında ise bazı hayat devrelerini taşıyan ara konakların bulunduğu çapraşık (indirekt) evrim başlar. Hynienolepis nana gibi bazı helmintlerde her iki evrim şeklinin görülebilmesi ender rastlanan bir durumdur.Barsakta yaşayan nematodların çoğunda görülen düz (direkt) evrimde ara konak yoktur, Enterobius vermicularis ve Strongyloides stercora-lis’de yumurta veya kurtçuk insan vücudundan ayrılmaksızm da yeni bir bulaşmaya neden olabilir. Ascaris lumbricoides’in evriminde vücut dışına çıkan yumurtalar bitkiler gibi besinler ile tekrar vücuda alınırlar. Bazen direkt evrimde, örneğin Strongyloides stercomlis gibi bir helmint diğer bir konağa girmeksizin doğada serbest bir hayat devresi geçirir. Çapraşık (indirekt) evrimde yumurta veya kurtçukların gelişebilmeleri için son konak dışında bir veya daha fazla sayıda ara konak vücudunda yaşamaları gereklidir.

Trematodlar ve sestodlarm çoğu çapraşık evrim geçirirler. Omurgalı hayvanlar, yumuşakçalar, kabuklular ve böcekler olabilen ara konaklar insanda parazit yaşayan helmintlerin evriminde önemli rol oynarlar. Ara konak olan bu canlıların yeryüzünde yayılışları, bir bölgede az veya çok bulunuşları, son konak ile karşılıklı ilgileri, helmint için özel, tek ara konak olup olmamaları, belirli helmintlerin insanda bulunuş sıklığı üzerine etkili faktörlerdir. Omurgalı ara konaklar arasında insan ve diğer memeliler, balıklar vardır. Bazı helmintlerin, örneğin Echinococcus granulosus, Taenia solium ve Trichinella spiralis’in kurtçuk şekilleri ara konak olarak insanda da yaşarlar. Balıklarda bazı yassı solucanların, yumuşakçalarda nematodlarm ve sestodlarm kurtçukları yerleşir. Trematod ve sestodlardan bir kısmı için kabuklular ara konaktır. Bazı sestodlarm kurtçuk şekilleri böceklerde, örneğin Hymenolepis nana’- nınki pirede bulunur.însanda parazit yaşayan helmintlerin evrimleri genellikle her sınıf için belirlidir. Sestodlar çapraşık bir evrim geçirirler. Yumurtaları kapaksızdır, sadece Diphyllobothridae ailesindeki helmintlerin yumurtaları kapaklıdır. Tenya türlerinde böcek, yumuşakça veya omurgalı hayvan olabilen bir tek ara konak vardır.

Diğer bazı sestodlarda, örneğin Diphyllobothrium latum’da ise bir kabuklu ve bir balık olmak üzere iki ara konak bulunur. Sestod kurtçukları genellikle sindirim yolundan son konağa girerler. Bazı sestod türlerinin yumurtalarında başlangıçta embriyon oluşmuştur. Bunun gelişmesiyle kurtçuk şekli meydana gelir. Bunda dış embriyon zarı kaybolmuştur, iç zarda ise silya (cilia)lar, yani tüycükler bulunur. Onkosfer (onchosphere) adı verilen kurtçuk şeklini taşıyan yumurta son konaktan dışkı ile çıkartılır. Bu yuvarlak veya oval şekilde olup, üç çift çengel, bir çift alev hücresi taşır ve kirpiksizdir. Tenyalarda onkosfer zarlarla çevrilidir ve bu zarlar çeşitli türlerden olan ara konakların vücudunda sindirilerek eritilirler. Serbest kalan onkosfer ara konağın vücut boşluğu organlarında gelişir.

Diphyllobothrium latum’- da onkosferin etrafında kirpikli bir zar bulunur. Bu şekildeki kurtçuğa korasidyum (coracidium) denir. Pseudophyllidea üst takımındaki helmintlerde, örneğin Diphyllobothrium latum’da korasidyumdansonraki ikinci kurtçuk şekli olan proserkoid (procercoid) in uzun bir vücudu, yapışmaya yarayan altı çengelli kuyruğu vardır. Sonraki evrim devresine ait üçüncü kurtçuk şekli pleroserkoid ( p 1 e - rocercoid) adını alır. Bunun meydana gelmesi için ilk ara konağın ikinci bir ara konak tarafından yutularak sindirilmesi gereklidir. Plero- serkoidin bir baş kısmı (skoleks) ve çeşitli organları bulunur. Bu kurtçuk şekli son konak vücuduna girdiğinde gelişimini tamamlar, barsak duvarına yapışarak proglottisleri oluşur ve böylece erişkin helmint meydana gelir. Tenya türlerinde ise proserkoid şekil yoktur, doğrudan doğruya skoleks oluşur. İkinci kurtçuk şekli çekmenleri taşıyan baş kısmı içe dönük, sıvı dolu bir kese halinde bulunan sistiserkus (cysticercus) dur.

Son konak bu sisterkusu taşıyan ara konakları yiyince, dışa dönen skoleks barsak duvarına yapışır, halkalar belirir. Echinococcus granulosns’daki ekinokokkus (echinococcus) adı verilen kurtçuk, yine içi sıvı dolu bir kese şeklindedir. Ancak, bunun iç ve dışında ikincil keseler bulunmaktadır. Sestodlardan Dipylidium caninum’da. sisti ser- koid (cysticercoid) adı verilen kurtçuk şeklinin bir kuyruğu mevcuttur. Trematodların evrimleri çoğunda çapraşıktır ve en az iki ara konakta geçen hayat devreleri vardır. Schistosoma cinsi dışındaki trematodların yumurtaları kapaklıdır. Kirpikli, çengelsiz embriyonu taşıyan yumurta çok defa suyun içinde uzun zaman veya birkaç saat kadar kısa süren bir gelişme devresi geçirir, tikel kurtçuk şekline mirasidyum (miracidium) adı verilir. Bu, ara konak olan bir yumuşakçanın vücuduna girene kadar birkaç saat canlı kalabilir. Vücudunun ön kısmı arkaya göre geniştir, üstünde bulunan kirpiklerin yardımıyla suda yüzer. Sinir ve çıkartı sistemine sahip olan mirasidyum üst kısmındaki bir papilla aracılığı ile yumuşakçaya yapışır ve bezlerinin salgıları vasıtasiyle dokuları eriterek vücuduna girer. Bu ara konakta mirasidyum sindirim sistemi veya gonad- larda yerleşir ve kirpiklerini kaybederek spor o si s t (sporocyst) denen kurtçuk şekline dönüşür.

Sporosist şekli keseye benzer bir canlıdır, uzun veya yuvarlak olabilir. Konak dokularında beslenir ve hareket eder. Sporosistden bazı nematodlarda yavru sporosist şekli, bunun bulunmadığı helmintlerde ise redya (redia) denen kurtçuk şekli meydana gelir. Redya uzundur, ön kısmında ağız, farinks ve devamı olan barsak bulumır. Gangliyonlardan sinirler çıkar. Yavru sporosist veya redyadan sonraki kurtçuk devresi serkarya (cercaria)dır. Bu oval, kuyruklu bir canlıdır ve erişkin helminte benzerlik gösterir. Yalnız üreme organları tam gelişmemiştir. Serkarya ara konaktan ayrılarak suya geçer ve kuyruğu sayesinde yüzmeye başlar; bir gün canlı kalabilir.

Son konağa,ara konağa girmeye yarayan salgılar salgılayan bezleri vardır ve bunların yardımı ile bazı helmintlerin serkaryaları konak vücuduna girebilirler. Metaserkarya (metacercaria) adı verilen ve kist haline gelmiş olan serkaryadan sonraki kuyruksuz şekil artık genç bir helmint- tir. Bununla beraber, üreme organları tam gelişmemiştir. Metaserkarya, suda yaşayan balık ya da kabuklu gibi bir ikinci ara konak vücudunda veya su bitkileri üzerinde bulunur ve son konağa ağız yolundan girer. Bazen de metaserkarya, Schistosoma’laıdo. olduğu gibi son konak vücudunda serkaryadan oluşur.Nematod yumurtaları yuvarlak veya oval şekilde olup, üç zarla çevrilidir, kapakları yoktur.

Bu yumurtaların içinde oluşan çengelsiz ve kir- piksiz embriyon uzun, silindir şeklindedir. Nematodlarm evriminde embriyon dışındaki gelişme devreleri oldukça karmaşıktır. Bu helmintlerin embriyondan sonraki gelişme şekilleri tamamen erişkin helminte benzerler. Bu kurtçuk şekillerine genç şekiller (j u v e n i 1) adı da verilir; erişkin helminte göre küçüktürler ve üreme organları gelişmemiştir. Tam erişkin hale gelinceye kadar ikisi doğada, ikisi de konak vücudunda olmak üzere dört defa gömlek değiştirirler.

Genç şekiller, farinkslerinin şekline göre rabditiform (rhabditiform) ve filariform olarak ikiye ayrılırlar. Nematodlardan bazılarının evriminde sadece bir son konak bulunur. Bunlardan konağı insan olan Ascaris lumbricoides’m doğada yaşayan bir şekli yoktur ve embrivonlu yumurtaları insan vücudunda gelişir. Ancylostoma duodenale’de genç şekiller doğada serbest yaşarlar. Bunlardan farklı olarak, Strongyloides stercoralis’in doğada serbest yaşayan eıişkin şekilleri de vardır. Diğer bazı nematodlarm evriminde ara konaklar mevcuttur. Örneğin, Wuchereria bancrofti’dt kurtçuk ara konak tarafından doğruca son konaktan alınır, Dracunculus medi- nensis kurtçuğu ise ara konağa girmeden evvel doğada serbest olarak yaşar, özel bir durumu olan Trichinella spiralis’de bir kuşağın son konağı sonraki kuşakiçin ar akonak ödevi görür.

Nematodlarm doğada serbest bulunan genç şekilleri, konaklarına kendileri girerler ya da yutularak alınırlar. Ara konakta yaşayan helmintlerin genç şekilleri, Dracunculus medinensis’de olduğu gibi, sindirim yolundan ya da filaryalardaki gibi sokucu böceğin sokmasıyle son konağa girerler. Helmintlerden Trio huris trichiura gibi bazıları vücuda girdikleri yerde, aynı sistemde yerleşirler. Bir kısmı ise, örneğin Ascaris lumbricoides, yerleşmeden önce konak vücudundaki çeşitli organlarda bir göç yaparlar.Sülüklerde kurtçuk şekilleri yoktur. Bunlar yumurtaları içinde gelişirler,

Fizyoloji

İnsanda paıazit yaşayan çeşitli helmintlerin farklı olan fizyolojilerinin bilinmesi, etken oldukları hastalıkların tedavisi ve bunlara karşı bağışıklığın incelenmesi ile yakından ilgilidir. Bu hususta bilgi edinilmesindeki zorluk, yeterli in vitro kültür yöntemlerinin henüz gelişmemiş olmasından ileri gelmektedir.

Kültür

Erişkin helmintler uygun bazı besiyerlerinde en fazla birkaç gün canlı olarak saklanabilirler. Ancak, burada bir gelişme ya da üreme bahis konusu değildir. Barsakta yaşayan helmintler izotonik tuzlu su içinde ve dokularda yaşayanlar ise serum içinde pasajları yapıldığında geliş- meksizin bir süre canlı kalabilirler. Tamponlanmış tuzlu su çözeltileri de bu amaçla kullanılabilir. Ascaris lumbricoides % 30 sulandırılmış deniz suyunda bir ay, Trichinella spiralis kurtçuğu glikozlu Tyrode çözeltisinde 5°Cde dört ay, SchisCosoma japonicum Tyrode çözeltisi katılmış at serumunda 37°C de beş ay canlılıklarını korurlar. Helmintlerin serbest yaşayan genç şekillerinin de doğada içinde bulundukları koşullara uyan ortamlarda kültürleri yapılabilir.

Kömür ya da toprak ilâve edilmiş dışkı içinde bazı helmintlerin yumurta veya genç şekilleri gelişebilirse de, insanda parazit olan helmintler cinsel bakımdan tam bir gelişme göstermezler. Helmintlerin kültürünün yapılması için embriyonlu tavuk yumurtasından da faydalanılmıştır. Amniyotik boşluğa inoküle edilen Trichinella spira- lis’in genç şekilleri burada cinsel bakımdan tam bir gelişme göstermektedirler. °lo 1 glikoz ilâve edilmiş at serumunda 37°C de ergin Schistoso- ma'lar çiftleşir ve yumurta yaparlar. Sıcak kanlıların helmintleri azalan metabolizma faaliyetinden dolayı düşük ısı derecelerinde daha uzun zaman yaşarlar.

Helmint kültürlerinde bakterilerin üremesi helmintin ömrünü kısalttığı için besiyerlerine kemoterapötik maddelerin ilâve edilmesi uygundur. Antibiyotikli besiyerleri helmint fizyolojisi üzerinde yapılacak deneyler için de gereklidir. İnsan vücudunda yaşayan helmintlerin hayat süreleri değişiktir. Vücutta Trichinella spiralis bir ay, Ascaris lumbricoides bir yıl kadar yaşar. Taenia saginata ise vücutta 18 yıl canlı kalabilir.t Vücut bileşimiHelmintlerin çoğunun vücut bileşimleri çeşitli tekniklerle incelenmiştir, Barsakta yaşayan helmintler hipertonik bir ortamdadırlar, dolayısıy-le vücutlarına su ve tuz girebilir. Böyle helmintlerin yapısı barsağın durumuna göre değişebilir.

Genellikle, helmintlerin vücutlarında ortalama °lo 85 oranında su, °Io 8 kadar serebrosid, glikoprotein ve Skleroprotein gibi çeşitli proteinler, °/o 3 kadar yağ asidi, gliserin, kolesterin ve lesitin gibi yağlı maddeler, % 3 oranında glikojen, °fo 1 de sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve diğer madenler ile maden tuzları bulunur.Helmintlerin kütikülası mükoprotein yapısındadır. Yumurtalarının kabukları çeşitli helmintlerde ayrı yapıdadır. Sestod ve trematodlarda bileşimi skleroprotein olan kabuk nematodlarda içte albumin tabakası ve dışta lipoid zarla çevrili kitinden ibarettir.Beslenmeİnsanda hastalık yapan helmintler kan, deri, beyin, akciğer, barsak, karaciğer ve dalak gibi vücudun değişik doku ve organlarında yeıleşirler. Yerleşme yerlerine göre, bunların besinleri ve beslenme durumları ayrı ayrıdır. Trematodlar besinlerini ağız yoluyla alırlar.

Besin maddesi olarak kan, müküs, doku hücreleri, besin artıklan gibi organik maddelerden faydalanırlar. Doğada serbest bulunan helmint kurtçukları, depo ettikleri besinleri kullanır ve beslenmezler. Şeritlerin ve akantosefallerin sindirim kanalları yoktur. Bunlar konak organizma tarafından sindirilen besinleri doğruca vücut yüzeylerinden absorbe ederek beslenirler. Barsak duvarına yapışan skoleksleriyle helmintler bazı sıvıları absorbe edebilirler. Sestodların kurtçuk şekilleri bulundukları konağın dokularından besin maddelerini vücut yüzeyleriyle alırlar. Nematodlar değişik şekillerde beslenirler. Filaryalar dışında kalanlarda vücuttan absorpsiyonla besin alınmaz. Nematodlann bir kısmı konağın barsak boşluğunda yaşar ve oradan besin artıklarını alır. Erişkin Strongyloides stercomlis ağız kapsülleri ile barsak mukozasına yapışır, parçaladığı dokular ve kan besinlerini oluşturur.

Bazıları, örneğin Âncylostoma duodenale, kan emer. Bu kanın beslenme dışında helmintin solunumu için de kullanıldığı gösterilmiştir. Çengelli solucanlar için esas bir besin de müküstür. Dokularda yaşayan nematodlar bulundukları dokulardan besinlerini sağlarlar, bazıları da konağın vücut sıvılarından faydalanır. Nematodlann erişkinler dışında kalan ve insanda yaşayan evrim şekilleri de yukarıda bildirildiği gibi beslenir. Helmintlerin insanda aldıkları besin maddelerinin eksikliği giderilmezse iyi beslenemeyen bireylerde yetersiz beslenme, bazı helmintiyazlar- da çok ağır olabilen, kansızlık meydana gelebilir.

Helmintlerde sindirim hücre dışı olmaktadır. Bir kısım helmintlerinbarsaklannda sindirimi sağlayan amilaz, lipaz, esteraz gibi enzimler vardır. İnsanda parazit yaşayan helmintlerin gelişmesi için bazı vitaminlerin gerekli olduğu ileri sürülmüştür. Muhtemelen bu vitaminler konağın metabolizmasının normal devamını sağlayarak helminte faydalı olmaktadır.

Çeşitli helmintlerde farklı miktarda glikojen bulunur. Bu fark, konak barsağında az veya çok glikoz bulunmasından ileri gelir. Beslenemeyen helmintlerde glikojen azalır. Bu azalmanın aerop koşullarda daha çabuk olduğu bulunmuştur. Yassı solucanlarda glikojeni parçalayan enzim vardır.Şerit şeklindeki helmintlerde yağları parçalayan bir lipaz yoktur, bunlarda yağ fosfolipid şeklindedir. Akantosefallerde ise yağ metabolizması mevcuttur; bütün dokularda yağ ve lipaz bulunur. Nematodlarm bazılarında da yağlara rastlanır.

Helmintlerde yedek besin maddeleri genellikle glikoz gibi karbonhidratlardan yapılan glikojen, bazen de yağ olarak depo edilir. Helmintin kuru ağırlığının oldukça büyük kısmını oluşturan glikojen helmintlerin çeşitli şubelerinde, vücudun farklı yerlerinde depo edilir ve bunun aracılığı ile enerji sağlamr. Helmintlerin kurtçuk şekilleri içerdikleri glikojen ve yağ bakımından erişkinlerden farklıdırlar. Sestod ve akantosefal kurtçuklarında bol glikojen vardır. Nematodlarm doğada serbest yaşayan genç şekillerinde yedek besinleri glikojen yerine yağlar oluşturur. Helmintlerde protein metabolizmasının son ürünü olarak amonyak meydana geldiği bilinmektedir. Üre oluşumu gösterilmemiştir.

Şeritlerde protein miktarı fazla değildir. Bazı ıhelmint yumurtalarının kabuğunda kitin vardır.SolunumEndoparazit olan helmintlerin, özellikle barsakta yaşayanların zorunlu anaerop oldukları görüşü bugün kabul edilmemekte, bir kısmı az oksijenle yetinse veya oksijensiz yaşasa bile, helmintlerin genellikle oksijeni kullanabildikleri saptanmış bulunmaktadır. Barsakta ve safra yollarında yerleşen helmintlerin solunumlarında metaholizma anaeroptur. Oksijensiz yaşayabilen helmintler barsak boşluğunda bulunanlar ve vücutları büyük olanlardır. Dokulardaki helmintler aerop olup, ancak kısa süreli olarak anaerop koşullarda yaşayabilirler.Trematodlardan safra yollarında yaşayan Fasciola hepatica zorunlu olarak oksijensiz yaşar. Ortamda oksijen bulunsa da metabolizma için kul-lamlamaz. Kanda ve dokulardaki trematodlar oksijenli ortamda yaşarlar. Kurtçuk şekillerinde oksijen gerekli olan SchistosomalaTm erişkinleri oksijensiz yaşayabilirler. Şerit şeklindeki solucanlartn kurtçuk ve erişkin şekilleri fakültatif anoksibionttur. Akantosefal şubesinden olan helmintler- de solunum anoksibiotik tiptedir. Nematod yumurtalarının gelişebilmeleri için gittikçe artan miktarda oksijen ger eklidir. Yumurtadan çıkarak serbest yaşayan nematodların genç şekilleri de oksijene gereksinme gösterir. Parazit olarak yaşayan genç şekiller ise gerek aerop, gerekse ana- erop koşullarda yaşayabilir.

Barsakta yaşayan nematodlar da, zorunlu olarak oksijen gereksinimi olan birkaç tür dışında, fakültatif anoksibionttur. Bunlardan Ancylostoma duodenale gibi barsak duvarı ile teması olanlarda oksijen ihtiyacı daha fazla, Ascaris lumbricoides gibi barsak boşluğunda yaşayanlarda daha azdır. Helmintlerin oksijenle ilgileri, vücutlarının büyüklüğüne de bağlıdır. Örneğin, küçük olanlar büyüklere göre ve erkek Ascaris dişiye göre daha fazla oksijen sarfeder, Ascaris lumbricoides ile yapılan deneylerin sonucuna göre, bunların solunumunda sitokrom oksidaz sisteminin rolü yoktur. Halbuki Trichostrongyloidlerde solunum bu sisteme dayanır. Oksijen varlığında ve oksijensiz metabolizma olaylarında farklı miktarda glikoz kullanılmaktadır. Bazı nematodlarda vücut boşluğunda bulunan iri fagositlerin solunumda rol oynadıkları kabul edilmektedir. Kan emen helmintler oksijen gereksinimlerini muhtemelen kanın oksihemoglobininden sağlarlar.

ÇıkartımHelmintlerin vücutlarından çıkarttıkları maddelerin kimyasal yapısı geniş olarak araştırılmamıştır. Bunlar arasında azotlu bileşiklerin ve yağ asidlerinin varlığı bilinmektedir. Çıkartı organlarına gelince, plathelmint- lerde alev hücreleri adı verilen hücreler osmotik basıncın düzenlenmesini sağlarlar. Nematodlarda su dengesini koruyan bir kanal sistemi vardır. Bu kanalların çıkartıda oynadıkları rol kesin değildir. Diğer taraftan, Ascaris’lerde azotlu artık maddeler vücut duvarı yolu ile dışarı atılmaktadır.Osmotik basınçPlathelmintler kendüerini ortamdaki osmotik basınç değişmelerine kolaylıkla uydurabilirler ve bundan zarar görmezler. Hipotonik ortamda vücut genişler, hipertonik ortamda ise büzülür. Vücutlarındaki sıvıların osmotik basıncını ayarlayan çıkartım organlarıdır. Âkantosefallerin vücutyüzeyleri de geçirgendir, su kolaylıkla içeri girebilir; bunun sonucunda vücut şekilleri değişir. Nematodların vücut duvarları da suyu geçirir; os- motik basınç değişmelerine uyumu epidermis sağlar. Böylece, hipotonik ortamda bulunan helmintin vücudundaki sıvı ve dolayısıyle helmintin ağırlığı artar, hipertonik ortamda ise bunun aksi olur.

Sindirim enzimlerine direnç


Helmintlerden barsaklarda yaşayanlar, canlı iken proteolitik sindirim enzimlerine dirençlidirler. Ancak, bunlar öldükten sonra aynı enzimler tarafından sindirilebilirler. Canlı helmintlerin direncinde vücutlarında bulunan enzim inhibitörleri rol oynayabilir. Bununla beraber, kalın veya ince olsun vücut yüzeyini kaplayan kütiküla da sindirim enzimlerine karşı helminti korur. Nitekim, kütikülaları sağlam olmayan tenya halkaları kolaylıkla sindirilir.

Hareket

Genellikle helmintler az hareket eden canlılardır. Erişkin trematod- lar vücutlarının uzayıp kısalmasıyla ve kıvrılmasıyla yol alırlar. Bu hareketlerinde vücutlarındaki diken ve çekmenler yardımcı olan organlardır. Bazı helmintlerin kurtçukları da hareketlidir, örneğin, mirasidyumlar kirpikleri vasıtasıyle suda yüzerler. Bunların vücutları peristaltik hareketlerle yer değiştirmede kolaylık sağlar. Serkarya adı verilen kurtçuklarda yüzmeyi sağlayan organlar kuyruklarıdır. Bazı serkaryalar yüzmezler ve suyun dibinde veya yüzünde yine kuyrukları yardımıyle sabit halde kalırlar. Erişkin hale gelmiş sestodlar önden arkaya ilerleyen peristaltik kasılmalarla hareket ederler. Aynı zamanda baş kısmı da kasılma hareketleri yapar. Serbest proglottisler, yani halkalar da hareketlidirler. Sestod kurtçukları vücudun peristaltik kasılmaları ile yol alırlar.

Bundan başka, kirpikleri ile yüzen bazı korasidyumlar da vardır. Nematodların insanda parazit olarak yaşayan şekilleri ile serbest şekillerinde vücudun dalgalanma- sıyle, vücudun uzayıp kısalmasıyle olan hareketler görülür. Helmintler insan vücudunda da hareketli olabilirler. Örneğin, Ascaris lumbricoides barsaktan safra yollarına geçebilir. Dokularda helmintin yol almasında dokuları eriten bazı enzimlerin de rolü vardır.Dokularda yerleşmeİnsan için parazit olan helmintlerin dokulara tutunmalarını sağlayanözel organları bulunur.

Trematodların vücutlarının çeşitli yerlerinde çekmen ve dikenleri vardır. Sestodlarda çekmenler, skoleks adı verilen baş kısmındadır; ayrıca skoleksde rostellum denen çengelleri taşıyan bir yapı bulunabilir. Helmint bu çengellerle dokulara yapışır. Nematodlar çeşitli şekillerde dokularla ilişki kurarlar. Örneğin Strongyloides stercoralis konak dokularına gömülmüş olarak yaşar, Trichostrongyloides türleri mukoza kıvrımları arasında yerleşirler. Çengelli solucanlar ise ağız kapsülleri ile barsak mukozasının bir kısmını kavrarlar. Helmintlerin bazıları ısıya ya da çeşitli kimyasal maddelere karşı olumlu veya olumsuz cevap verirler. Çeşitli helmintlerin barsakta, dokularda yerleşmesinde, kurtçuklarının göçünde hangi reaksiyonların etkisi olduğu kesin olarak bilinmemektedir.

Üreme

Cinsel organları gelişen erkek ve dişi helmintlerin birleşmelerinden sonra yumurtaları gittikçe artan sayıda olgunlaşmaya başlarlar. Bu sayı bir maksimuma vardıktan sonra azalmaya başlar. Schistosoma mansoni’- de günde 10 kadar olan yumurta sayısı Ascaris lumbricoides’dc 250.000 kadar olabilmektedir. Ovipar helmintlerin yumurtaları içinde, embriyon dış ortamda oluşur. Ovovivipar olanlar, embriyonlu yumurta yumurtlarlar. Vivipar olan helmintler doğrudan doğruya embriyonla çoğalırlar.Pek çok sayıda yumurta yapılmasına rağmen bunların pek azı gelişme şansı bulabilir.

Çünkü kuruluk, enzimler, bakteri ve mantarlar gibi ortam etkileri ile yumurtalar canlılıklarını kolaylıkla kaybederler. Ara konakların bulunmayışı ve insanların aldığı koruyucu önlemler de helmintlerin aşırı çoğalmasını önler. Sestodlarda boyun kısmından meydana gelen halkalarla halka sayısı çoğalır. Örneğin, Taenia saginata bir günde dokuz halka, yani proglottis meydana getirebilir. Bazı şeritlerin hayatları boyunca, proglottislerin yapılma hızı birkaç defa artıp azalabilir.

Evvelce bildirdiğimiz gibi, insanda yaşayan helmintlerin hayat süreleri değişiktir. Barsakta yaşayan helmintlerin bazıları ancak birkaç ay canlı kalırlar; Taenia saginata ve Diphyllobothrium latum ise 15-30 yıl kadar yaşayabilir.Ortam koşullarının helmintler üzerine etkileriOrtamdaki çeşitli fiziksel ve kimyasal koşulların helmintler üzerinde etkileri daha çok bunların insan vücudu dışında yaşayan serbest şekilleriiçin önemlidir. Serbest helmint şekillerine etkili başlıca faktörler ortamdaki ısı, nem ve oksijen durumudur. Ayrıca, ışığın, pH derecesinin, ortamdaki kimyasal maddelerin ve toprağın da etkisi vardır.IsıErişkin helmintler konak vücudunun sabit olan ısısına kendilerini uydurmuşlardır.

Bu ısı derecesinin. yükselip düşmesinden çok çabuk zarar görürler. Dış ortamda yaşayan helmint şekilleri, ısı değişmelerine reaksiyon gösterirler. Üreme ve gelişme için optimum ısı derecesi çeşitli helmintlerde değişiktir. Bu ısı bir helmintin ayrı hayat devreleri için de farklıdır. Helmintler, düşük ısı derecelerine yüksek ısıya göre daha iyi dayanırlar. Ascaris’lerin genç şekilleri —20°Cye kadar canlı kalırlar. Optimum olan ısı derecesine kadar, ısı ne kadar yüksekse üreme ve gelişme de o kadar çabuktur. Bundan daha yüksek ısılarda gelişme yavaşlar ve sonunda durur, helmint ölebilir. Optimum ısının altında da gelişme yavaşlar ve 0°C de durur. Maksimum ısının üzerindeki veya minimum ısının altındaki bir ısı derecesine helmint bir süre dayanabilir veya hemen ölür.

Helmintlerin ısıya daha fazla dirençli veya daha hassas mutantları bulunabilir. Bir helmint hayat devrelerinin herbirinde çeşitli koşullarda, ısıya karşı değişik cevap verebilir. Diğer taraftan, ortamda mevcut nem miktarına göre de ısının helmint üzerindeki etkisi farklıdır. Akantosefal- lerin aksine sestodlarm genç şekilleri ısı değişmelerine çok hassastır. Tre- matodların yumurtaları soğukta ve vücut ısısından daha yüksek olan ısılarda döllenmezler. Nematodların serbest yaşayan çeşitli şekillerinde ise ısıya hassasiyet farklıdır.

Nem

Çeşitli helmintlerin değişik hayat devrelerinde gerekli nem miktarı farklı olduğu gibi, bunların kuruluğa dirençleri de birbirinden farklıdır. Genellikle kuruluk helmintler için öldürücüdür. Doğada serbest yaşayan helmint şekillerinin gelişebilmesi için nemli ortamlar uygundur. Bunun aksine, yumurtaların bazıları kuruluğa epey dirençlidir. Nitekim, Asca- ris yumurtaları kuruluğa oda ısısında üç hafta, —10°C de iki yıl bile dayanabilir. Trichuris trichiura yumurtaları ise kuruluğa çok hassas olduklarından nemin azaldığı koşullarda çabuk ölürler; bundan ötürü kurak bölgelerde bu helmintle infeksiyona rastlanmaz. Diğer taraftan, nemin çok fazla olduğu ortamda Ascaris lumbricoides yumurtası gelişemez, Strongyloides stercoralis’ia genç şekilleri canhlıklannı yitirirler. Nem ilebirlikte ısının da helmintler üzerinde etkisi vardır. En elverişli ortam, nemli ve soğuk olmayan bir ortamdır. Sıcak, fakat kuru bir ortam helmintler için zararlıdır.

Oksijen

Helmintlerin yumurtadan başlayarak gelişmeleri için oksijen gerekli ise de, örneğin Ascaris lumbricoides yumurtası oksijensiz ortamda üç ay canlı kalabilir. Ancak, oksijen bulunmadığı zaman yumurtalarda embriyon gelişemez.İşıkIşık bazı helmintlerin evriminde rol oynayabilir. Işığın olmadığı gölgeli yerler nemli kalarak yumurtaların gelişimini sağlar. Schistosoma’la- rın evrimindeki serkarya denen kurtçuk şekilleri ise karanlıkta gelişemezler. Güneş ışınları meydana getirdikleri sıcaklıktan dolayı öldürücü olabilir. Bunun gibi, ültraviyole ışınları helmintler için çok çabuk öldürücü etki gösterir.

pH derecesi

Çeşitli helmint türlerinde pH’ya karşı duyarlık oldukça farklıdır. Bazı helmintler, özellikle bunların yumurtaları ancak belirli pH’da gelişebilir. Diphyllobothrium latum gibi diğer bazıları ise hem asit, hem de alkalen ortama dirençlidir.

Kimyasal maddeler

Kimyasal maddelerin helmintler üzerine etkisi değişik olmaktadır. Örneğin, °Io 2 oranında asit feniğe Ascaris lumbricoides yumurtaları duyarlı iken, Enterobius vermicularis yumurtaları dirençlidir. Diğer taraftan, °lo 12 lik formalin, °!o 9 luk sülfirik asit çözeltileri Ascaris yumurtalarına etkisizdir. Trematod ve sestod yumurtaları genellikle kimyasal maddelere dirençlidir; bu helmintlerin kurtçukları ise bahis konusu maddeler tarafından kolayca tahrip edilir.

Toprak ve bitkiler

Toprak, bileşimindeki maddeler dolayısıyle temasta bulunduğu hel-mint yumurtalarına ve kurtçuklarına fiziksel ve kimyasal bazı etkilerde bulunur. Nematodların yumurtalarının gelişimi üzerine toprakta bulunan tuzların etkisi vardır. Çengelli solucanlar için en çok kumlu topraklar elverişlidir. Bu helmintlerin genç şekilleri alçak bitkilerin bulunduğu gölgeli yerlerde yaşarlar. Bazı helmintlerin serbest şekilleri ise bitkiler üzerinde yaşarlar. Trematod serkaryaları bazı su bitkilerinin yaprak veya meyvalarmda yerleşirler. Bu bakımdan, elverişli olan belirli su bitkileri bazı helmintlerin evriminde rol oynarlar.

Gelişim

Helmint yumurtalarında gelişimin olması için türden türe fark gösteren ortam koşullan gereklidir. Doğada kurtçuk şekilleri bulunan helmintlerin embriyonları insan barsağında gelişmezler. Çünkü bunun için ortamda belirli miktarlarda oksijen, nem ve ısı bulunması gereklidir. Belirli miktarda ışık, ısı, oksijen ve osmotik basınç mevcut ise içinde mirasidyum bulunan trematod yumurtalarında embriyon gelişmeye başlar. Barsakta gelişip erişkin hale geçen helmintlerde bu gelişme için mide ve pankreas salgıları gereklidir. Ara konaklarda serkaryaların meydana gelmesinde de ortam koşullarının etkisi vardır; bu, günün belirli bir saatinde olmaktadır. 7’cen/a’larda skoieksin dışa doğru dönme hareketi (evaginasyon), önce asit ve sonra alkali etkisi ile uyarılabilir.

Davranış

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp