Echınococcus Granulosus Nedir?

Echınococcus Granulosus Nedir? : Eş adlar : Taenia echinococcus, Taenia granulosa, Echinococcus hydalidosis.Kozmopolit bir helmint olan Echinococcus granulosus’un erişkin şekli köpeklerin, bazen de kurt ve çakalların ince barsağında yaşar. Kurtçuk şekli ise koyun, sığır, at, geyik, deve gibi hayvanların ve insanın çeşitli organ ve dokularında yerleşir; insanda kist hidatik adı verilen klinik tabloyu meydana getirir. Bu hastalık çok eski zamanlardanberi bilinmektedir.Morfoloji ve evrimEchinococcus granulosus çok ufak olup, boyu en az 2 mm, en fazla 9 mm, eni de 0,5 mm kadardır. 0,3 mm çapındaki küçük skoleksinde dört çekmen ve rostellum üzerinde iki sıra halinde 30, bazen daha fazla sayıda çengel vardır. Dar, uzunca bir boyun kısmından sonra genellikle üç, nadiren dört tane halka yer almaktadır

Üç halkalı bir helminti incelediğimizde birincisinde genital organlar gelişmemiştir. Olgunlaşmış olan ortadaki halkada testislçr ve ovaryum gelişmiştir. Bu halkanın yan kısmında bulunan genital deliğin yeri değişiktir ve delik, halkanın ortasında ya da arkasına yakmdır. En büyük olan sonuncu halka gebe halkadır. Kısa yan çıkıntıları bulunan boru şeklindeki uterus halkanın ortasında yerleşmiştir ve yumurtalarla doludur

Yumurtlama deliği yoktur.Echinococcus granulosus yumurtası (Şekil 33), 40 ¡j. kadar büyüklüğünde ve yuvarlak olup içinde embriyofor ile çevrili heksakant embriyon vardır. Köpekteki Multiceps ve Taenia yumurtalarından ayırdedile- mez. Bunlar gebe halkanın parçalanmasıyla son konağın dışkısına geçer ve serbest kalırlar.

Echinococcus granulosus genellikle köpeklerin, bazen çakal ve kurt gibi son konak ödevi gören hayvanların ince barsağında onlara zararlı olmaksızın yaşayan bir helminttir. Köpeğin dışkısıyla dışarı çıkan ve soğukta haftalarca canlı kalan yumurtalar, özellikle koyun, sığır ve aralarında insanın da bulunduğu bazı diğer memeliler tarafından sindirim yolundan alındığında embriyon yumurtadan ayrılır, duodenumda kandolaşımına girer. Kurtçuğun en çok yerleştiği organlar sırasıyla, çoğunlukla sağ lobda ve organın alt yüzünde olmak üzere, karaciğer (%70 vakada) ve akciğerler (% 10 vakada) dir.

Beyin, böbrekler, kemikler, omurilik, kalp gibi diğer organlarda ve göz boşluğunda da ender olarak yerleşebilir. Yerleştiği yerde çengelsiz hale gelen embriyon kese halindedir. Kist hidatik (hidatik kist, Echinococcus hydatidosus, Echinococcus hydatidosis, Echinococcus polymorphus) adı verilen ve başlangıçta çapı 0,2 mm kadarken beş ay içinde 1 cm kadar olan bu kurtçuk şekli sonraları bir çocuk başı kadar büyüyebilir. Yapısında, en dışta konak organizmanın meydana getirdiği fibröz tabaka ve altında kesenin kütiküla tabakası vardır. Bunun daha alt kısmında çimlenme zarı ve ona bağlı çok ufak çimlenme kapsülleri bulunur. Kesenin içi antijen özelliği taşıyan saydam, hafif sarımsı, steril ve hacmi 2 litreye varabilen bir sıvıyla (hidatik sıvı) doludur. Kesenin iç yüzeyinde skolis (scolice) adı verilen tomurcuklar vardır. Bunların sayısı pek çok olabilir. Ayrıca yavru keseler (endojen yavru kese) mevcuttur. Bu yavru keseler ana kesenin dışında da (eksojen yavru kese) bulunabilir

Bunlar, çimlenme kapsüllerinden ya da kütiküla tabakası arasındaki çimlenme zarı parçalarından ya da skolisler- den meydana gelirler; yapıları ana keseninkinin aynıdır. Adı geçen yapılar, yapıştıkları yerlerden ayrıldıklarında kesenin dip kısmında «hidatik kum» adı verilen birikintiyi oluştururlar.Kemikte yerleşen kistler dokunun direncinden dolayı serbestçe gelişemez ve normal yuvarlak şekillerini alamazlar. Büyümeleri, direnci az bölgelere ve kemik iliği boşluğuna doğru olur. Böylece birbirinden ayrı keseler oluşur. Bunların içinde çok az sıvı bulunur, bazılarında yoktur.Ara konakların kist taşıyan pişmemiş etlerini yiyen köpek gibi son konak olan hayvanların barsağında kese parçalanır ve barsak mukozasına yapışan kurtçuk gelişerek erişkin bir Echinococcus granulosus halini alır

Patogenez ve klinik belirtiler

Echinococcus granulosus’un kurtçuk şekli olan Echinococcus hydatidosus insanda yerleşmiş olduğu dokularda iltihap oluşmasına neden olur. Kesenin etrafında hücre infiltrasyonu vardır.

Genellikle yumurtanın alınmasıyla vücutta bir tek kist oluşur ki buna birincil kist denir. Bunun parçalanması sonucu içindeki yavru kistler değişik yollardan periton, plevra, dalak, karaciğer, akciğer gibi çeşitli organ ve dokulara

Hidatik kist kapladığı yere bağlı olarak bir tümör gibi hastalık belirtilerine neden olur. Ağrı sık rastlanan bir şikâyettir. Karaciğerin tutulduğu vakalarda sanlık, basınçtan ileri gelen nekroz; akciğerdeki yerleşmede öksürük, dispne, hemoptizi ve taşikardi şikâyetleri vardır. Bunların yanında, kist sıvısının neden olduğu, vücut yüzeyinde dökmeler, eozi- nofili (°to 25 vakada) gibi aşırı duyarlık belirtileri görülebilir. Kuluçka devri 15-20 yıl kadar uzundur.Tedavi görmeyen hastalarda ender olarak kist canlılığını yitirir ve kendiliğinden iyileşme olur. Bazen bakterilerin kistin içine girmesiyle ab- se oluşur. Kistin yırtılmasıyla anafilaktik şok sonucunda kollaps ve hatta ölüm görülebilir. Kist bütünlüğünü korursa, hafif anafilaksi belirtileri ve eozinofili saptanır. Kist beyinde, göz boşluğunda ya da kalbde yerleşecek olursa yaşam merkezlerini tahrip ederek ölüme neden olur. Kemiklerde oluşan kistlere «kemik kisti» adı verilir. Daha önce bildirildiği gibi, bunlar kemiğin yumuşak kısımlarına doğru gelişirler ve bu bölgelerde jelatinimsi bir infiltrasyon olur.

Birçok küçük kist meydana gelir. Bunların içinde çok az sıvı bulunur ve genellikle başçıklar çoktur. Böyle kistlerin yer aldığı kemikler kolayca kırılabilir.İnsanda Echinococcus granulosus kurtçuğunun etken olduğu kist hidatik (hidatik kist, hidatidoz) adı verilen hastalığın ağırlık derecesi, kistin yerleştiği organ ya da dokuya bağlıdır. Bazen kist etrafına basınç yapıp belirtiler verecek derecede büyüyene kadar uzun yıllar geçebilir. Bunlarda da kistin ani olarak yırtılması anafilaktik reaksiyona yol açabilir.Bazen de kist yaşam için önemli bir organda yerleşerek kısa sürede ölüme neden olabilir. Bir kısım hastalarda kendiliğinden iyileşme olabilir. Örneğin, bir peribronşiyal kist bronşlara açılıp boşalabilir; bazı vakalarda da kist kireçleşebilir.

Tanı

Kist hidatik klinik belirtileriyle bir tümörden ayırdedilemez. Hastalığa sık olarak rastlanan yerlerde hekim kuşkulanabilir; akciğer ya da kemikte yerleşme olan durumlarda röntgen incelemesi yardımcı olur. Vakaların % 30 unda bulunan eozinofili tanı yönünden yeterli değildir. Tanı için ponksiyon yapmaktan kaçınmak gerekir, çünkü hastada aller- jik reaksiyonlar, anafilaktik şok görülebilir. Bir diğer sakınca da, ikincil kistlerin meydana gelebilmesidir. Balgam, safra ya da idrar gibi muayene maddelerinden preparasyon yapılıp Ehrlich-Ziehl-Neelsen boyama yöntemi ile boyanarak, aside dirençli olduğundan kırmızı renkte boyanan çengeller aranır.Serolojik ve allerjik tam yöntemleri laboratuvarlarda sık olarak kullanılır. Bunlardan Weinberg kompleman birleşmesi ve Casoni allerjik deneylerinden yurdumuzda da faydalanılmaktadır. Kistin beyinde yerleştiği durumlarda Weinberg deneyi yapmak için hasta serumu yerine beyin omurilik sıvısı kullanılır. Bu 'deneyde antijen, sığırlardan elde edilen kistlerin steril sıvılarından hazırlanır. Casoni deneyinde 0,2 cm3 steril kist sıvısı deri içine şırınga edilir. Pozitif sonuç, erken (en geç 30 dakikada) veya geç (12 saat sonra) belli olur.

Pozitif reaksiyonu 30 dakika ve 24 saat sonra kontrol etmek gerekir. Böyle bir reaksiyonda dökmeler veya 1 - 2 cm çapında kırmızılık, ödem olur. Reaksiyonu pozitif kabul etmek için diğer koldaki kontrol negatif olmalıdır. Casoni deneyi çok du- yarlıdır ve kist hidatikli hastaların °!o 90ında pozitif sonuçlanır. Bununla beraber, bazen hidatik kist dışındaki bazı durumlarda da pozitif olabilmektedir; bunlar arasında Alveococcus multilocularis infeksiyonu, bazı allerjik hastalıklar, taeniasis gibi barsak helmintiyazları vardır. Ayrıca, tedavi olmuş hastalarda ve tekrarlanan antijen şırıngalarından sonra deney pozitif olabilir. Bunun aksine, antikor yapamayan hastalarda ise Casoni deneyi negatif bulunabilir.

Casoni deneyi yapılmış insanlarda sonradan Weinberg deneyi sonucunun pozitif olabileceği unutulmamalıdır. Eşit miktarda hasta serumu ve kist sıvısı karıştırılarak presipitasyon deneyi de yapılabilir. Son yıllarda hemaglutinasyon deneyinden ve indirekt fluoresan antikor tekniğinden tanı için faydalanılmaktadır.Köpeğin dışkısında helmintin erişkin şekli aranabilir. Hayvanın dışkısı suyla karıştırılıp siyah bir yüzey üzerinde büyüteç üe incelendiğinde Echinococcus granulosus’un gebe son halkası görülür. Köpek dışkısını inceleyenlerin helmintin yumurtasıyla infeksiyon tehlikesine karşı çok dikkatli olmaları gerekir.
Tedavi

Kist hidatikli hastaların tedavisi cerrahî yoldan yapılır. Ameliyatı yapan cerrah ikincil keselerin oluşunu önlemek için kist sıvısıyla yavru vesiküllerin etrafdaki dokulara geçmemesine dikkat etmelidir. Bakteri infeksiyonlarının katıldığı ve kesede abse oluşan vakalarda veya hastanın vücudunda ikincil kistler varsa ya da hasta ameliyat edilemez durumdaysa, örneğin kistin ameliyat için uygun olmayan yerleşmelerinde, sonuç iyi değildir.Ameliyat edilemez durumda olan kist bir tek ise aspire edilir. Boşluğa önce % 10 luk formol verilir, geri alınır; daha sonra boşluk steril tuzlu suyla yıkanır ve kapatılır. Ameliyat edilemeyen kistler birçok ise, yerleşme kemiklerde olduğunda hastaya yılda üç defa steril kist hidatik sıvısı şırınga edilerek bağışıklık sağlanmaya çalışılır. Bundan olumlu sonuç alınabilirse kist ölür ve klinik belirtiler kaybolur.

Epidemiyolojl

Köpeklerin, ender olarak kurt ve çakalın barsağında yaşayan Echi- noccus granulosus'un insanda yaşayan ve Echinococcus hydatidosus adı verilen kurtçuk şekli hidatik kist (kist hidatik) adı verilen hastalığa neden olur.Erişkin helmint Yeni Zelandada köpeklerin % 50 sinde, Güney Avustralyada °lo 40ında, Hindistamn Pencap bölgesinde % 29 unda ve İzlanda’da % 28 inde bulunur. Yurdumuzdaki köpeklerde de bulunur. Bir köpeğin barsağında sayıları binlere varabilir. Bunların yumurtaları güneş ışığı ve kuruluk dışındaki ortam koşullarına oldukça dirençlidir ve nemli ve gölgeli yerlerde üç hafta kadar canlı kalabilirler.

Bu nedenle, infeksiyona tropikal ülkelerde daha az rastlanmaktadır. Genellikle koyun veya sığırlar, bazen de insanlar yumurtaları sindirim yolundan alarak infekte olurlar. Örneğin, Yeni Zelandada koyunların % 44 ünde, Avustralyada °lo 36 smda, İzlandada % 12 sinde kist bulunmuştur. Kist taşıyan sığırların oranlan Pencapda °lo 90 a, Şüide °lc 45 e, Avustralyada°fo 36 ya, Bulgaristanda % 33 e erişmektedir. Domuz, keçi, deve, maymun, geyik gibi hayvanlarda da kist bulunabilir, insanlardaki vakalarda kaynak köpeklerdir.

Köpeğin dışkısından tüylerine veya burnuna bulaşan embriyonlu yumurtaları hayvanla yakın teması olan insanlar elleriyle ağızlarına alabilirler. Köpeklerin sahibinin ellerini, yüzünü yalamasıyla da bulaşma mümkündür. Ender olarak, köpek dışkısı ile kirlenen besinlerle bulaşma olabilir.Sindirim yolundan bulaşma dışında, solunum yolundan ya da ısırma sonucu bulaşan az sayıda vaka bildirilmiştir. Hidatik kist infeksiyonu daha çok çocukluk çağında alınır. Klinik belirtilerin meydana çıkması ise uzun yıllar sonradır; bu süre 30 yıl dahi olabilir. Bazen aynı köpekten bir ailenin birden fazla bireyine hastalık bulaşabilir.Kist hidatik yurdumuzda ender olmayarak rastlanan bir hastalıktır. Bütün dünyada bulunur. Koyunculuğun gelişmiş olduğu ülkelerde sık rastlanır.

Korunma

Son konak olan köpeklere karşı alman önlemler önemlidir. Sokak köpeklerinin öldürülmesi, değerli köpeklerin barsağındaki helmintlerin arekolin hidrobromür gibi etkili ilaçlarla düşürülmesi gereklidir. Köpeklerin insanlarm ellerini ve yüzünü yalaması kesinlikle önlenmeli, köpeklere temas edilmemelidir. Eller yıkanmadan ağıza götürülmemelidir. Koyun gibi ara konaklara ait organlar açıkta bırakılmamalı, köpekler tarafından yenmemeleri için mezbahalarda yakılmalıdır.Yapılan çalışmalarla köpeklerde erişkin helminte, koyunlarda da kurtçuk şekline karşı tam olmayan bir bağışıklık sağlanabilmiştir.

Bu amaç ile hayvanlara, kurutulmuş olan yavru kese içindeki başçıklar veya çimlenme zarları antijen olarak şırınga edilmiştir. Ayrıca, bağışıklık vermek için çeşitli başka antijenler de hazırlanmış ve bu arada steril kist sıvısı veya kistde bulunan başçıkların ya da zarların alkoldeki hulâsaları, diğer bazı fraksiyonlar bağışıklık çalışmaları için kullanılmıştır.Hastalığın bulaşma şekli ve tehlikesi yönünden toplumun uyarılması da, alınması gerekli önemli bir koruyucu önlemdir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp