Dolaşım Sistemi Ve Kan

Dolaşım Sistemi Ve Kan :


DOLAŞıM SiSTEMI VE KAN:

Sindirim sistemiyle alınan besin mocdelertvts. solunum 'sistemiyle alınan oksijen ve vücudun kendi iç sOlgl bezlerinde oluşan hormonların vücudun ceşltli orqcnlcnno dağıtılması ve dokularda metdbollzma sonrası meydana gelen zararlı maddelerin zararsız hale sokulrncsıru veya atılmasını sağlayan organlara ulaştıtan sisteme dotoşım sistemi denir. Bütün bu görevler kalp ve damarlardan ibaret olan kapalı bir boru sistemi icerisinde korun devamlı aotoşnntmoaı ile yerine getirilir.
KALP:
Kalp iki akciğerarasinda. göğüs kemiğinin' (stemum}" ar kosındo, dlafragmanın üzerinde yer alır. Büyü1klüğüyaklaşık olarak sol elin yumruğu kodord«. Adelelerden yapılmıştır. cevresi pertkcrd adı verilen bir zorla tamamen sonlrmş vaziyettedlr. Kalp 4 ayrı odacıktan ibarettir. 2 ayrı sistem orcrck calışan bir emme-basma tulum'ba gibi görev yapar. Üstte bulunan 2 odaerkton sağda olana sağ kulokçrk, (atrium). solda olana sol kuldkcık denir. Altta bulunan iki odacıktan sağda olana sağ karıncık (ventriküı). solda olana sol karıncrk denir. Kan kulckcık tan karıncığa geçer. Kula'kClk ile karıncı'k crosırrdo kanın geriye kaçışını engelleyen kapatkCiksistemi vardır. Her iki kulcikCık ve karıncıklar birer bölme ile birbir1erinden ayrılmış vaziyettedir ve birbirleri ile ilişıkileri voxtur. Anco« doğmalık kalp hastalığı çı/an/arda atrium ve ventrrküller arasındaki bölme (septum) de (jeırk olabilir. Kalbin sağ ve so/ olarak 'ikiye ayrılmış olması. kalbin yan yana yerleştirilmiş Iki motor grbi calışarak ayni zaman lclnde fki katı kanın geÇmesini sağlamaıktadır. Her bir atımda sağ karıncık orta/ama 60-70 cm kanı dkciğerlere sol kormorktc aynı miktar kanı vücudun her tarafına (büyük dolaşıma) atar. Kalbe gelen ve kalpten erken kan mrktonrun eşit olması lazımdır. Sağ sistemde toplar damar kanı (venöz kan). sol sistemde ise atar damar kanı (arteriyel kan) bulunur. Kallbin sağ ve. sol sistemine gelen kon ve gön;derilen kanırı geliş yeri ve gönderildiği yere göre Iki ovn dolaşım sistemi vardır.
KÜCÜK DOLAŞıM:
Toplar damarlar kanalıyla kalbin sağ ku./aikcığına gelenkan. sağ lBÜYÜK DOLAŞıM:
Akciğerlerden oksilelenrn.ş olarak kalbin solkula1kçığına dönen kan. oradan sol karıncığa geçer. Sol kormerkten Aorto yada şah dcrnon adı verilen ana atar damar aracılığı ile bütün vücuda yayılır. Oksijen! kullanılarak yerine karbondioksit ve diğer rnetobollzmn artıklarını alan kon toplar damarkır aracılığı ile tekrar kalbin sağ ku/a'kçığına döner. Işte sol kıarıncıktan bütün vücuda dağııorak tekrar kalbe dönme olayına de büyük dolaşım denir. (Şekil- 1)
DAMARLAR:
Vücutta 3 çeşit damar vardır. 1 - Atar damar: Kalbin sol karıncığından dolaşıma verilen oksijenlenmiş kanı. vücuda ,dağıtan. yani kalpten dokulara giden damar, sistemidir. Kalbe en yalkın noktada en geniş. kalpten en uzak noktada en küçüktür. Yani kalpten uzaklaştıkça 2 - Toplar damar (venöz sistem): Vücuttaki dokularda birikmiş olan kanı kalbe taşıyan damar sistemidir. [cerlslnde oksıjen! az. kcrbondiokstdl bololan kanı taşır. Capı kalbe yaklcştıkco artar. Akım yönü çevre ,dokulardan kalbe doğrudur. Kanın geriye doğru akmasını veya birikmesini önlemek için. içerisinde kapakçıklar vardır. kapakçıklar yetmezlik durumuna düştüğü zaman varisler meydana gelir. 3 - Kılca damar: Atar damar sistemi ile toplar damar sis temi orasında geçişi sağlayan cok küçük çaplardaki damar sistemidir. Bir taraftan arteriyel kcn gelir. 'kılcal damar sistemi iı;,erisinde dokulara dağılan kan toplar damar sistemine geçerek kalbe döner. Akım yönü arteriyel sistemden venöz sisteme doğrudur. Kılcal damar ağının yapısı atar damar ve toplar damarlar dan farklıtlır. Bu iki damar sistemi sadece kanın taşınması görevini yapmalarına karşılık. kılcal damarlar madde alış verişini, bulundu,kiarı dokulorm beslenmesini. metdbolizma sırasında meydana gelen artık ve zararlı maddelerin dokulerdon uzaklaştırılmasını sağlarlar. Akciğerlerde oksijen ve karbondioksit değişimi. borsekterden emilen besin maddelerinin kana geçişi. böbreklerden kanın süzülerek zararlı maddelerin atılması işlemi kılcal damarlar vasıtasiyle olur. Ayrıca bunların haricinde lenfatik sistem vardır ki. Bunun kan damarı gibi ayrı bir damar sistemi yoktur. Lenfatik kanallorlo, dokuda blrtkrnlş olan serum. protein vs. gibi kan elemanlarının kalbe dönmesini temin ederler. içerisindeki madde kirli beyaz renktedir ve «şilum» adı verilir. Lenfatik kanalların tıkanması halinde lenf ödem denen durum meydana gelir ki. bocaklarda olduğu zaman fil ayağı denilen hastalık meydana gelir.
NABıZ:
Her bir kalp atımının damarlarda izlenen şekline nabız denir. Kalp normal bir şahısta ortalama olarak dakikada 72 defa atar. Her atımda yaklaşık olarak 60-70 cm kan dolaşıma ve rilir. Kalbin 'kanı çevre dokulara pompalaması ile atar damar içerisindeiki korun miktarı artar ve bu artışa bağlı olarak damarın çapı genişler. Atar damar üzerine parmağımızı koyduğumuz zornon dorncrdoki bu genişlemeleri sıçramalar tarzında hissederiz. Bir dakika içerisinde sayılan otım sayısı o şahsın nabzını verir. Yetişkin, normal bir kimsenin nabzı dakikada 72 dir. Çocuklarda nabzın 100'e çıkması normal kabul edilir. Erişkinlerde de neozin 60-90 arasında olması norrnol kotıul edilebilir. 60 dan az olması brodjkcrdl, 90'dan fazla olması da taşikardi olorok adlandırılır. Her i'ki h.a•lde tedaviyi gerektirir. Nabız genel olarak el bileğinden rediyel arter üzerinden sayılır, Bunun için hastanın sol el bileği tutulur, bileğin ön yüzünde orta hattın 1 cm kadar dışında sağ elin 4 parmağı damar üzerine 'konur ve damar hissedilineeye kadar bostınhr. Fazla bastırmamak gerekir, çünkü fazla baSkı damar içi basıncını geçerse damar içerisinden kanın geçişi engellenir ve nabız alınamaz. (Şekil - 2) Nabız sayılırken dakika sayısına, dolgunluğuna ve rttmtns bokılrr. Dakika sayısı eşit olduğu halde ritmi düzenli olmaya bilir. Bunu tayin etmek için 5'er sonlvelik sayımlar yapılır her 5 saniyedeki kalp atım sayısı birbirine eşit olduğu zaman kalbin ritmi normaL. eşit olmadığı zaman aritmiden (düzensiz) söz edilir ki bu durum kalp cohşmcsmdokl bozukluğu, ifade eder.
KAN BASıNCı (TANSiYON):
Kanın içerisinde dolaştığı artar damar duvarına yaptığı basınca kan basıncı yada tansiyon adı verilir. Özel tansiyon ölçücü aletlerle kolden ölçülür. Kalbin karıncığının her bir kasılması ile atar damar içerisine attığı kanın damar duvarına yaptığı en yüksek basınca maksimal tansiyon veya büyük tansiyon denir, kalbin diastol hali denen korun kalbe dolduğu haldeki basınca da minima yada küçük tansiyon denir. Normal olarak büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasında '4 cmHg iık bir basınç farkı vardır. Normal bir şahısta tansiyon 12/8 cmHg dır. Yani büyük tansiyon 12 küçük tansiyon 8 CmHg dır. Büyük tansiyonun 16 cmHg dan vukcn crkrncsı yada küçülk torısivonun 10 cmHg basıncın,dan daha fazla olması yüksek tansiyon (hipertansiyon) olaralk değerlendirilir. Ayrıca büyü1k torısivonun 10 cmHg dan aşağı olması düşük tan'siyon (h'ipOtansiyon) olarak değerlendirilir. ,Büyük tansiyon 8 cmHg don aşağı düştüğü zaman böbreklerde filtrasyon durur ve hasta şo'kc girebilir. Tansivonun uzun süre düşük kalma'sı çevre organların yeterli oksileni olamaması demektir ki bu durum özellikle beyinde önemlidir. Beyin 4 da'kika'dan fazla kansız kaldığı zaman bir daha düzelmeyen bozukluklor meydana gelir. Hipertansiyon sebepleri ve belirtileri: Hipertonsivon değişilk me'kanizmalarla meydana gelir. Bunlar içerisinde en çok görülen sebepler : 1 - Kalp hastalıklarına bağlı hipertansiyon, köşesine 1 damla test serum A, diğer köşesine test serum B damlatılır. Kan gurubu tayin edilen şahsın porrnek ucundan alınan kandan birer damla ilave edilerek karıştırılır. Şu sonuçlar olabilir. 1 - Yalnız test serum A'da aglutinosyon denen çökelme varsa şahsın kan gurubu B'dir: Cün'kü test serum A'da sodece beto oqlutinln vardır ve B guru'bu aglutinojenle birleşerek cökeltebilir. 2 - Test serum B de çökelme var diğerinde yoksa, şahsın kan guru'bu A'dır. Burada da sadece olto aglutinin vardır ve sadece A agıutinojenle birleşebilir. 3 - Hem test serum A'do hemde test serum B'de çökelme varsa şahıs AB gurubundandır. Cünkü Test serum A'da bulunan beta aglu:tinin B aglutinbjenlerini test serum B'de bulunan alfa aglu'tininlerde A aglutinojeni çökeitmiştir. 4 - Her i'kisinde de çökelme yoksa şahıs O guru'bun dandır. Cün'kü blrleşecek aglutinojen olmadığı için çokelme olmamıştır. Ayrıca Rh tayini de yapmak ger~kir. Bunun için Rh fa'k törüne karşı oluşen anti-Rh aglu'tinin bu'lunan serum, cam veya: porselen üzerine damlatılır. Gurubu tayin edilecek 'kandan da üzerine 1 damla ilave edilir, karıştırılır. Eğer çökelme blursa Rh (+ ı. çökelme olmazsa Rh (-ı tir. Kan verme durumlarında mümkün ol'duğu 'kadar kendi gurubun:dan kan verilmelidir. Ancak kan transfüzyonu, mutlak gerekli ve o guruptan kon bulunamıyorsa Rh (-ı bir şahsa 1 detcvo ma'hsus olmak üzere Rh (+ ı kan verilebilir' Rh (+ ı kana karşı anti'kor oluşacağı için ilkinci ve müteakip trans füzyonlar tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Aynı şe'kilde AB gurubu hem A, hem B, hem O gurubundan 'kan alabilir, sadece AB guru'bu olana verebilir. O gurubu hem A, hem B, hem AB gurubuna verebilir, sadece O gurubundan kan alabilir. Bu, nedenle O gurubu kana genel verici, AB gurubu kanada genel alıcı denir. Anne-baba kan uvuşrnoztrqırun önemi: Anne ve babanın kan guru'bu uyuşmazlığının hem annenin hemde çocuğun sağlığı bakımından oldukcc önemli sdkıncaları vardır. Baba Rh (+ ı. anne Rh (-ı negatif olduğu zaman doğaca!k çocuğun kan gurubu % 50 Rh (+ ı. % 50 Rh (-ı olma ih'ti'mali vardır. Cocuğun kan gurubu Rh (-ı olurso her hangi bir problem olmaz. Anca'k Rh (+ ı olduğu zaman anne kanına 'karışan çocuk eritrositlerintieki Rh tcktörüne karşılık oluşan antikorlar çocuğun kanına geçereik hemolize yani clvuvortcnn parçalanmalarına sebep olurlar. Bunun sonucu olarak çocuk ya ölü doğar yada ileri derecede kansız ve sa rılıId i doğar. Birinci cocuk normal doğar, Ikinci ve da'ha sonraki gebelikler de reaksiyon oluşur. Çocuk doğar doğmaz ıkanının değiştirilmesi gerekir. 2 - ıBöbrek hastalıklarına bağlı hipertansiyon, 3 - Endokrin (iç salgı bezleri) sistem hastalıklarına bağlı hipertansiyon, 4 - Sebebi belli olmcvcn idiopctlk hipertansiyon. Hipertansiyon belirtileri: 1 - Baş Qğrısı: Enseden başlayıp öne doğru yayılan baş ağrısı vardır. Ağrı karekteristik olarak sabah uykudan uyanınca vardır, daha sonro kaybolur. Hipertansiyon tedavi e,diJdiği zaman geçer. 2 - Sırtta ve omuz başlarında ağrı. 3 - Baş dönmesi. 4 - Carpıntı. 5 - Burun kanamaları. 6 - Göz dibindeki damar değişikliklerine bağlı görme bozu'klu!kları. 7 - Aşırı tansiyon yüksekliklerinde beyin kanamalarına bağlı teleter. Vücudun bir tarafı birden bire his ve hareketini kaybeder. 8 Yüksek tansiyonun beyine kan götüren damarlarda yaptığı değişi'kli1klere bağlı olarak baş ağrısı (şiddetli). kusma, sara nöbetleri ve koma mevdono gelelbilir. Hipertansiyonlu hastetnın dikkat edeceği hususlar: 1 - Sık sık tansiyon kontrolu yaptırmak. 2 - Doktorun vereceği diyeti dikkatle uygulamak. Özellikle tuzsuz diyet ve hayvansal. menşeli (tereyağı, kuyru:k yağı, iç yağ gi'bi) yağlordan yapılmış yivecekleri yememek - Tansiyon düşürücü ilaçları doktor tavsiyesine göre düzenli otorex kullanmak. Hipotansiyonun belirtileri: - HalsizJ1kyorgunluk hissi. - Uyku hali. - Baş dönmesi. - Ayağa kojkmco baş dönmesi ile birlikte göz korcnnesr. - ldror miktarının azalması. Hlpotansiyonlu hastanın dikkat edeceği hususlar: - Tansiyonunu sık sık ölçtürerek - Bir doktora gidere'k tansiyon orosnrmck ve tedovt ettirmek. - Beslenmesine dikıkat etmek. - Yemekleri biraz tuzlu yemelk (Tuzlu yemekte bir sakınca yoksa) - Ani tansiyon düşüklüklerinde 1 bardak tuzlu evren tansiyonun yükselmesine yardımcı olabilir. kontrol ettirmek. düşüklüğünün sebebint KAN: Damarlar içerisinde dolaşan, kırmızı renkteki sıvı maddeye kan denir. Sıvı kısım ve şelkilli elememtler kısmı olmak üzere iki bölümden mevdcno gelir. Kanın elementleri: 1 - Eritrositler (alyuvarlar): Oval şekilde, ya'klaşl1k olarak 7,5 rnrkron caplarında hücrelerdir. Kana kırmızı rengini veren hemoptoblnl ihtiva ederler. Hemogldbin oksijen ve korbondtoksit taşınmasında qörevlldir. Kemik i1iğinde yapılırlar ve orteleme ömürleri 100-120 gün kadardır. Eritrositler vcşlondıkco frcjlllte leri azalır ve dalakta tutu/ardk parcalanır. Yerlerine yen'ileri yapılır. Sağlılk/ı bir insanın kanının her 1 mililitresinde yaklaşık olarak 4,5-5 milyon adet eritrosit vardır. Eritrosit sayısı 4 milyondan aşağı olursa anemi yani kansızlık var demektir. Eritrosit sayısı erkeklerde kadınlara' göre biraz daha fazladır. Deniz seviyesinden yükseklere çrktrkco eritrosit sayısında artma olur. Yani yüksek rakımlı yerlerde voşrvcnlordo eritrosit sayısı fazladır. 2 - Lökositler (akyuvarlar) : Eritrositlerden biraz daha büyük, yuvarlak, çekirdekli kan hücreleri'dir. Rensizdirler. Ancak özel boyalar kullanılarak çekirdekleri görülür hale getirilebilir. Morfolojik yapı olarak değfşi'kli1k arzederler. Cekirdekleri ne kadar parçalı ise lökosit o kadar yaşlı demektir. Retiküloendote liyal sistem denilen lenfoid organlarda yapılırlar. Normal bir şohısta soyıları 1 milintre kan;da ortalama 7000 kadardır. 5000- 10000 ara'sı normal 'krrbul edilebilir. 10000 den fazla olması lö kositoz olcrok değerlendirilir. lltihabi durumlarda, ateşli hastalıklarda, lenfoma ve Iôsemı gıbi ıkan hastalıklarında ôkosltoz olur. 1 mil'ilitrede 4000 den aşağı olması lökopeni diye adlandırılır. Tüberküloz, sıtma, nezle, tifo gibi hastalıklar ile benzen, pramidon, sulfonamid zehirlenmelerinde lökopeni oluşabilir. Lökosit sayısı 2000 den aşağı düştüğü zaman derin lökopeni olarak değerlendirilir. Bu duru.mlarda vücut direnci kırılır ve genellikle ölümle sonuelotur. Lökositler vücudun savunması ile görevlidır. Vücudun silahlı kuvvetleridir dense doğru, olur. Cün'kü vücuda yabancı bir madde veya mikrop girdiği zaman lökositler derhal yabancı madde etrafın,da toplanarak fagositoz denilen durumu gerçekleştirerek yabancı cismi ydk etmeye çalışır. Şöyleki lökosit'in bir amip gibi hareket ederek yabancı cismt içerisine alması olayına fagositoz denir. Ayrıca bazı mıkro organizmalara ve viruslara karşı antikor adı verilen bağışıklık maddelerinin yapılması da yine lökositlerin görevidir. Bir defa kızorruk, kdba1kuldk gibi bulaşıcı hastalığı geçiren kimse bağışıklı'k maddeleri soveslnde bir daha o hastalığa• yakalanmazlar. 3 - Trornbosltler : 2-4 mikron çaplarında, oval yada iğ şeklinde, çekirdeksiz portlküllerdir. Kemik iliği ve dalakta yapılırlar. Ömürleri ortalama olarak 3-4 gün kadardır. Sayıları 1 miIilitre kanda 150-000-300.000 adettir. Kan pıhtılaşmasını temin etmekle görevlidirier. Bütünlüğü bozulmuş damar duvarına temas ettikleri zaman porcctcncrok pıhtılaşmayı başlatır kanamanın durmasını temin ederler. Kanda trombasit sayısı azaldığı zaman pıhtılaşma yavaşlar ve vahim sonuçlar doğurabilir. Korun SiVi kısmı: Damardan alınan kan sanrifüje edildiği zaman kanın şekilli elementleri alta cöker, üstte açık sarı renkte sıvı bir kitle kalır. Buna kanın plazması denir. Yaklaşık olarak kanın % 44'ünü şekilli elementler, % 56'sınl plazma teşkil eder. Plazmanın % 90'nı su, % 10'u da organik ve 'inorganik maddelerden meydana gelir. Plazmada bulunan inorganilk maddeler sodyum, potasyum, klor, demir, kalsiyum gibi maddelerdir. Organik maddeler ise globuiin ve albumin gibi plazma proteinleri ile glikoz, lipid (yağ). kolesterol, enzim, hormonlar ve fibrinojendir. Fibrinojen büyük m'ole'küııü bir protein toblotmdodır, pıhtılaşmada görevlidirier. Plazmadan fibrinojen alınırsa o zaman kalan kısma serum denir. Yani plazma ile serum arasındaki fark sadece fib rinojenin olmayışıdır. KANIN GÖREVLERi: 1 - Taşıma görevi: Sindirim sistemiyle etmen maddeleri enerji kaynağı ve yapı taşı olarak kullanılmak üzere hücrelere taştmak, hücrelerde rnetobollzmo sonrası oluşan artık maddelerin boşaitım organlarına' taşınması, Ayrıca Akciğerler vasıta siyle alınan dksijenin hücrelere taşınması ile metabolizma sonrası oluşan korbondloksldln akciğerlere taşınması işlemi kanın taşıma görevi ile gerçekleşir. 2 - Isı dağıtımına hizmet etmek: Organizmada oluşan ısının başka orqonlcro taşınara'k ısınmalarını sağlamak ve vücut ısısını sabit tutmaya yöneirktir. Eğer kanın bu taşıma işlemi olmcsovdı oluştuğu, organ'da birikir o organı harap etler, ayrıca diğer organlorda ısı yeterısizliğin'd'en fonk:s'i'Yonlarınl ycpcmnz 3 - i'e oo:lgı bezlerinde 'Oluşan horrnonlon tcşrmok : Pankreas, hipofiz, trold, böbreküstü bezleri gibi iç salgı bezlerinde oluşan hormanları diğer organlam taşıyardk gerekli etkinin doğmasını sağlar. 4 - Vücudun savunma'sına hizmet etmek: Lökositlerin mıkroorgani~mal'arı fagosite etmeleri ve cntlkorkınn (bağışı'khkmaddesi) yaparak vücudun scvunmcsmo aık'tif olarak katılırlar. 5 - Homeostoztse' yardımcı ohna'k: Vücuttalki hücrelerin optimal görev yaptığı bir iç ortam vardır. Bu iç ortamdalk'i değişiklik hücrelerin görevlerini yapamamaları ve orqontzrrrorun yaşamını 'ka~beit'meısine sebep olur. Bu Ph ve osmotik basıncın sabıt tutulmnsı ile gereekıeş'tirilir. Iç ortamın sabit tutulmasına homeostazi's denir. Homeostozls'tn sabit tutulmosı görevi de kanın oluşan hidrolen iyonlarını lüzumuna göre atması veya tutmost ile gerçekleştirilir. 6 - Pıhtılaşmanın 'sağı,anması ~ Kan pıhtrloşrncsı insan hayalı için oldukça önemli bir olaydır, Eğer pıhtılaşma' mekanizması olmasaydı küçük bir yaralanma da ,kanama durrnovocoğı için ölüm husule gelirdi. Kan ihtiva ettiği fibrinojen, trombosrt gilbi pıhtılaşmayı sağlayıcı maddelerlekanamamn durmasını temin eder,
KAN GURUPLARI:
Her insanın kan gurupları biı1birlerinin aynı değildir. arz eder, Genel olorck kan grupları i'ki sisteme göre sınıflandırılır, .AlBOve Rtı sistemi. ABO sistemi: AlyuiVarlar aglutin'ojen denen grup modde terin'i ihti'vae;derl1er. liki çeşit agluitlin'ojen vardır. A 'a1glutin'ojeni ve Ba'glutin~jeni. Yalnız A aglutinojenini ihlt'i~a eden kan A gurubu, B agllJltinojeni ih'tiva eden kan B gurubu, 'her ikisini bir den ihtiva eden kan AB guruibu, hf)Cbirini ihtivo etmiyen ise O grubu, olarak adlandırılır. Aglutinojenlere karşı oluşan ve onlarla birleşerek çöktüren meddelere de ağlutinin denir, A gurubu kanda beta aglutinin, B gurubu 'kan da ise alfa aglutinin bulunur. Bunu, bir tablo ile göstermek gerekirse Rh sistemi : ABO 'si!steminden Iba'şkıabir srstem de Rh sistemidir. Hhesus cinsi rnovmun kanında tesbit edildiği için Rhfaktörü diye adlandırılan bir gurup falktör'ü vardır. 3u gurup ,maddesin'i rh'tiva elden 'kan Rh (+) ihtiva etmiyenler Rh (-) tir. insan'ların yaklaşık olorrrk % 85"i Rh (+ ı. % 15'i (-) tir. Bir insan şu guru'P'lardan birisinden olabilir. A Rh (+ ı. A Rh (-ı. B Rh (+ı. B Hh (-ı. AB Rh (+). A:B Rh (-), O Rh (+). O Rh (-l. Kan gurubu tayini nasıl yapılır: Kan gurubu A ve B olan şahıslardan kan alınır, serumları ayırt edilir, A gurubu kandan erde edilen seruma test serum A, ve B qurubu kandan elde edilen seruma do test serum . B denir. Bir cam veya temiz beyaz bir fayans'ın bir
KANAMALAR:
Kanama: Damar icerisinde dolaşan kanın, herhangi bir nedenle damar yatağının dışına cılkmaisına ıkanama denir. Miktarı, yerine ve yaralanmanın büyü1klüğünegöre değişir. ıBir- 'koc damla kan 'kaybından sonra duralbileceği gilbi, hasta hayatını tehdtt edecek koderde tczlo ola'bilir. Yaralıları en cok 'korkutan ve telaşlandıran olay koncrncnm olmasıdır. Beslenme'Sive vücut gelişmesi n'ormal, sağlıklı bir insan vücudunde beden ağırlığının yalklaşrk 1/13'ü oranında, kan vardır, Yani 65 kg. gelen bir insan'da Ydkilaşık olara'k 5 litre 'kan var dernektir. Bu korun 1/S'inin ani kay'bı hafif şolko, 1/3'ünün ani kaıybı orta derecede şoka, 1/2'n'in ani kaybı ise ağır şok ve ölüme sebep olur. Yavaş yavaş ve uzun süreli kan kayıplarında onemik (ıkansız) kalır. Soluk görünümdedir, holslzlfk ve bitkinliık verdır. Kovbedllen kan vücutteki 'kan depo eden organlar ve dOikula.rdolki korun dolaşıma verilmest ile kopotıhrso sistemik bir bbzlJlklu1k meydana gelmez. Buna «kornpcnse konorno» denir. Eğer yukarıdaı1

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp