Barsak Amöbyazı Nedir?

Barsak Amöbyazı Nedir? : Barsak amöbyazında kuluçka dönemi birkaç gün ile birkaç ay arasında değişir. Çok defa bir ay kadardır.Entamoeba histolytica ile olan infeksiyonun sonucu suşun patojen- liğine, kişinin direncine, beslenmesine ve genel sağlık durumuna, belki de barsağm bakteri florasına bağlı olarak belirtisiz amöbyaz, kronik amipli dizanteri veya akut amipli dizanteri meydana gelir.

En çok rastlananı belirtisiz amöbyaz veya sessiz şekil denilendir. Bu şekilde infekte kişi hiçbir belirti göstermez veya ara sıra genel hoşnutsuzluk gibi müphem belirtiler verir ve şekilli dışkı çıkarır. Bu şekilli dışkıda E. histolytica kistleri bulunur ve bu kişiler çevreleri için tehlike oluştururlar. E. histolytica infeksiyonlarının °lo 90 veya daha fazlası belirtisiz şekilde seyreder.Kronik amipli dizanteri sinsi başlar. İnfekte kişide zaman zaman ishal, karın ağrıları ve özellikle çekum bölgesinde ağrı ve duyarlık görülür. Kişi günde birkaç defa fena kokulu, bazen az veya çok kan ve müküs içeren dışkı çıkarır. İshalli devrelerin arasında dışkı şekillidir ve hatta kabızlık olabilir.

Hastalık bu şekilde aylar veya yıllarca sürebilir. Belirtilerin şiddeti vakadan vakaya çok değişir.Vakaların çok az bir kısmı ise akut amipli dizanteri şeklinde seyreder. Diğer şekillerin aksine bu şekilde başlangıç çok defa anidir. Karın ağrısı, karında kramplar, tenezm ve ıkıntı ile sık ve fazla miktarda dışkılama, kilo kaybı ve dehidratasyon görülür. Dışkı sulu veya yarı şekillidir ve özellikle sigmoid ve rektumda lezvonların fazla sayıda olduğu vakalarda dışkıda fazla miktarda kan ve müküs bulunur. Lezyon- larm yalnız çekumda bulunduğu vakalara amipli tiflit denir.A m ö b o m a daha ziyade kronik vakalarda, en çok çekumda ve sigmoidde, bazen bütün kalın barsak çeperinde görülür. Amöbomada pal- pasyonla ele gelen ve röntgen filminde görülebilen, sert ve ağrılı kitleler bulunur.

Barsak amöbyazında ülserlere bakterilerin yerleşmesi belirtileri şiddetlendiririn Tekrarlayan vakalarda dizanteri sonrası ülseratif kolit meydana gelebilir. Komplikasyon olarak barsak kanamaları, perforasyon ve barsak dışı amöbyaz görülebilir. En sık görülen barsak dışı amöbyaz olan karaciğerin amip a b s e s i hemen daima sağ lobta oluşur. Çok defa sinsi başlar. Başta gelen semptomlar 39°-40°Cye varabilen düzensiz ateş; terleme, kilo kaybı, karaciğerin ağrılı ve büyük olmasıdır. Vakaların bir kısmında sarılık görülür. Sağ hipokondrium bölgesindeki ağrı çok defa sağ omuza da yayılır. Abse karaciğerin sağ lobunun daha ziyade üst kısmında bulunduğu için röntgen filminde bu bölgede diyafrağmanm kubbe oluşturduğu görülür. Ponksiyon ile alman abse içi madde çikolata renginde, şurup kıvamında ve yapışkandır. Başlıca nekroze olmuş karaciğer hücrelerini içerir.

Amipler daha ziyade abse duvarında olduğundan, aspire edilen sıvıda nadiren görülürler. Karaciğerin amip absesine 40 - 60 yaş arasındaki erkeklerde daha sık rastlanır.Karaciğer amip absesi vakalarının °Io 10-20 sinde diyafrağma yolu ile plevraya ve akciğere yayılma olur ve plöropulmoner amöbyaz meydana gelir. Plöropulmoner amöbyaz Entamoeba histolytica’nın kan yoluyla yayılması sonucu karaciğer amöbyazı olmadan da görülebilir ve plevrada sıvı toplanması, plevra ağrıları, ateş, öksürük, lökositoz başlıca belirtilerdir. Akciğer parenkiminin de tutulması ile abse oluşur.Daha nadir olarak beyin, perikard, periton, dalak, genital organlar ve deri gibi organ ve dokuları tutan amöbyaz vakaları bildirilmiştir.

Beyinde oluşan amip abseleri kısa sürede ölüme neden olur ve hemen daima otopside tanı konabilir. Deri amöbyazı en çok perianal bölgede ve diğer organlardaki amip abselerinin vücut dışına açıldığı yerlerde görülür. Deride koyu kırmızı, sınırları belirli bir kabarıklık ve bunun ortasında abse görülür. Üretra, vagina, serviks, prostat gibi ürogenital organlarda da amip abseleri veya ülserleri bildirilmiştir.Amöbyazda bağışıklık oluşmaz. Yine de 35 - 40 yaşdan sonra insidensin azalmasında vücudun direnç kazanmasının rolü olabileceği ileri sürülmektedir.

Tanı

Barsak amöbyazmda muayene maddesi genellikle dışkıdır. Sigmoidos- kop ve rektoskop muayenesinde görülen tipik ülserlerden kazıma veya as- pirasyon ile muayene maddesi alınabildiği gibi, bazen biyopsi veya otopside alınan barsak parçasında da Entamoeba histolytica aranır. Lezyonlarm daha çok çekumda olduğu vakalarda, tuzlu bir müshil ile veya lavman ile alman materyel de uygun muayene maddesidir.Dışkı önce makroskopik olarak incelenir; şekli, kıvamı, kokusu, kan ve müküs bulunup bulunmadığına bakılır. Akut amipli dizanterideki sulu dışkı taze olarak incelendiğinde genellikle yalnız trofozoit şekiller bulunur ve oldukça fazla sayıdadırlar. Bu durumda lam-lamel arası boyanmamış preparasyonlarda tipik görünüş ve hareketi ile trofozoit şekilleri bulmak ve tanımak kolaydır. Sulu dışkı Petri kutusuna konmalı ve özellikle kan içeren müköz kısımlardan preparasyon hazırlanmalıdır. Trofozoit şekiller çabuk bozulduğu ve hareketlerini kaybettiği için sulu dışkının çabuk (yarım saat içinde) ve soğutulmadan muayene edilmesi gerekir. Pre- parasyonda Charcot - Leyden kristallerinin ve kümeler halinde eritrositlerin bulunması da amöbyaz lehine bulgulardır.

Şekilli, katı dışkıda E. histolytica’nın kist şekli bulunur. Bazen !ez- yonlar yalnız rektumda olduğunda hasta şekilli dışkı çıkarabilir ve bu dışkının üzerindeki kan ve müküs bulaşıklarında trofozoit şekiller bulunabilir. Şekilli dışkı da mümkün olduğu kadar erken muayene edilmelidir. Fakat süratli pütrefaksiyon olmayan şekilli dışkılar oda sıcaklığında bir gece veya buzdolabında iki gün bekletildikten sonra da kistleri tanımak olasıdır.Yarı şekilli dışkılarda hem trofozoit, hem çeşitli olgunlukta kist şekilleri bulunabilir.

Dışkıda kistleri görmek ve tanımak için hazırlanan ikinci preparas- yon iyot çözeltisi ile boyanmalıdır. Fakat dışkıda az sayıda kist bulunduğunda direkt yöntemlerle bunları bulmak mümkün olmaz. Direkt yöntemler vakaların 1/4 kadarını meydana çıkarabilirler. Pozitif bulgu oranını arttırmak için dışkı muayenesinde teksif yöntemlerini de kullanmalıdır. Burada en uygun teksif yöntemi çinko sülfat çözeltisinde santrifüjle yüzdürme yöntemidir. Ayrıca belirtisiz amöbyazda ve kronik amipli dizanteride dışkıda kistlerin zaman zaman bulunabileceği de düşünülmelidir. Bir muayenede E. histolytica kisti görülmediğinde bir başka muayenede bol olarak görülebilir. Bu nedenle bazı laboratuvarlar üçer gün ara ile üç dışkı muayenesi yapmadan olumsuz sonuç bildirmezler.Dışkı hemen incelenemeyecekse veya taze preparasyonlardaki trofozoit- leri tanımak mümkün olmadığında, daha sonra incelenmek için polivinil- alkol fiksatifi gibi bir tespit sıvısına alınarak saklanır veya yapılan prepa- rasyonlar demir - hematoksilen ile boyanarak incelenir. Bu boyama yönteminde trofozoitlerin olduğu gibi kistlerin de morfolojileri daha iyi meydana konur.

Laboratuvar muayenesinde koprozoik amipleri E. histolytica ile karıştırmamaya dikkat etmelidir.•E. histolytica’nın trofozoit ve kist şekillerinin insanda bulunabilen diğer amiplerinkinden ayırdedilmesi için tablo 4 ve 5 de özetlenen morfolojik özellikler kullanılabilir.Karaciğerin amip absesinde laboratuvar tanısı ponksiyonla alman materyelin incelenmesi ile yapılır. Karaciğerde amin absesinden şüphe edildiğinde abse büyük hacimde değilse ponksiyon yapmamalı ve anti- amöbik ilaçlarla vakanın iyileşmesi amöbyaz lehine bulgu olarak alınmalıdır.

Abse boşluğundan alınan materyelde E. histolytica trofozoitlerine çok az rastlanır. Abse duvarından alman materyelde rastlanması olasılığıise daha fazladır. Bu nedenle ponksiyonla alınan abse içeriği 20-30 cm3 miktarlarda ayrı tüplere konmalı ve son gelen kısımda amip aramalıdır.Biyopsi ve otopsi ile alman materyel tespit edildikten sonra yapılan kesitlerde E. histolytica aranır. Diğer organ abselerinden alman cerahatte veya derideki amöbyaz lezyonlarmdan kazıma veya biyopsi ile alınan muayene maddelerinde tanı, taze preparasyonlarda veya boyalı pre- parasyonlarda amibin görülmesiyle konur.Amöbyaz tanısında saflaştırılmış antijenle yanılan indirekt hemag- lutinasyon, lateks aglutinasyonu ve jel-difüzyon deneyleri amibin dokuya yerleşmediği belirtisiz infeksiyonlarda negatif, klinik belirti veren barsak amöbyazında çok defa, barsak dışı amöbyazda ise hemen daima pozitif sonuç verir. Gittikçe kullanılımı yayılan bu serolojik tam yöntemlerinden yararlanırken, antikorların aylar ve yıllarca yüksek düzeyde kaldığını, pozitif sonucun eski bir infeksiyondan ileri gelebileceğini de düşünmelidir.

Entamoeba histolytica Boeck ve Drbohlav besiyerinde, Cleveland ve Collier besi- yerinde. Balamuth’un yumurta sarılı besiyerinde. Nelson'un alkalik ekstrakt besiyerinde üretilebilir. Fakat E.histolytica kültürü henüz rutin tanı yöntemleri arasına girmemiştir.Kültürde üretilen E. histolytica'dan hazırlanan antijenden 0,1 cm3 ünün deri içine şırıngası ile yapılan allerjik deney mikroskop muayenelerine uygun sonuç vermiştir. Bu deneyde pozitif vakalarda injeksiyon yerinde 3-24 saat sonra 9 -10 cm çapında eritem plağı meydana gelir.TedaviAmöbyaz tedavisinde kullanılan spesifik ilaçlar oldukça fazla yan etkileri bulunan, metronidazol dışında, ya yalnızca barsak boşluğundaki ya da yalnızca dokudaki amibe etkili olan ilaçlardır.

Amöbyaz vakalarında uygun tedavi klinik tabloya ve her vakanın özelliklerine göre saptanmalıdır. Belirti vermeden kist çıkaran kimselerin tedavisi için tetrasiklin ile birlikte diloksanit furoat, metronidazol, E.B.I. veya halojenlenmiş hidroksikinolin türevlerinden biri (örneğin: diiyodo- hidroksikin) kullanılabilir.

Kronik barsak amöbyazında diloksanit furoat veya halojenlenmiş hidroksikinolin türevlerinden biri ile birlikte 10 günlük tetrasiklin tedavisi; ya da tetrasiklin ile birlikte diiyodohidroksikin ve glikobiarsol kürlerinin peşpeşe uygulanması düşünülebilir. 10 günlük metronidazol tedavisinden sonra diloksanit furoat veya diiyodohidroksikin kürü de bir seçenektir.Akut amipli dizanteride semptomatik tedavi, hastanın mutlaka yatırılması, karbonhidrat ve proteinden zengin, bol vitaminli diyetle beslenmesi, kaybettiği su ve elektrolitlerin sağlanması önemlidir.

Belirtileri en çabuk gideren ilaç emetin ve metronidazoldür. Hastaya emetin veya de- hidroemetin ile birlikte halojenlenmiş hidroksikinolin türevlerinden biri veya diloksanit furoat ve tetrasiklin grubu antibiyotiklerden biri uygulanmalıdır. Bir diğer seçenek olarak tetrasiklin ile birlikte 10 günlük metronidazol tedavisinden sonra halojenlenmiş hidrosikinolin türevlerinden biri veya diloksanit furoat verilebilir. Halojenlenmiş hidroksikinolin türevleri yerine karbarson veya glikobiarsol de kullanılabilir. Belirtisiz, kronik veya akut barsak amöbyazında metronidazol dışındaki ilaçlarla yapılan tedaviden sonra bir kür klorokin uygulanması karaciğerde amip absesi oluşması olasılığını önler.

Metronidazol karaciğerdeki amibe de etkili olduğundan bu ilaç uygulananlarda daha sonra klorokin gerekmez.Karaciğer amöbyazında çok büyük abselerin geniş bir iğne ile ve asep- tik koşullara çok özen gösterilerek aspirasyonu gerekir. Küçük abselerde ilaç tedavisi yeterlidir. Bu amaçla emetin veya dehidroemetin ile birlikte klorokin uygulanır. Bunlara barsak boşluğundaki amibe etkili bir ilaç da eklenmelidir. Bir diğer seçenek önce bir kür metronidazol uygulanması, bunu klorokin ile birlikte barsak boşluğundaki amibe etkili bir ilaç kürünün izlemesidir.Diğer barsak dışı amip abselerinde ve amöboma vakalarında ya emetin, klorokin ve barsak boşluğundaki amibe etkili bir ilaç birlikte uygulanırlar veya metronidazol tedavisinden sonra barsak boşluğundaki amibe etkili bir ilaç verilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp