Balantıdıum Colı Nedir?

Balantıdıum Colı Nedir? : Eş adlar : Paramoecium coli, Plagiotoma coli, Leukophyra coli, Holophyra coli.Balantidium coli, ılıman bölgelerde daha sık olmak üzere, bütün dünyada insanda nadir olarak görülür.Morfoloji ve evrimB. coli insanda hastalık yapabilen en büyük protozoondur. Trofozoit ve kist şekli vardır Trofozoitinin şekli ovaldir ve uzun ekseni ortalama 50 - 80 ¡ı, kısa ekseri 40 - 50 ^ arasındadır. Büyüklüğü bu ortalama rakamların çok altında veya çok üstünde olabilir (30 - 200 ¡x X 20 - 125 ¡j.). Aynı dışkıda bulunan parazitlerin büyüklüğü de çok değişir.

Trofozoit şeklin dış yüzü eş büyüklükte kirpiklerle kaplıdır. Kirpiklerin uzun eksen yönünde çizgiler boyunca dizilmesi protozoonun üzerinde açıklı koyulu şeritler görülmesine neden olur. Ön ucu biraz daha sivridir. Ön uçta veya ön uca yakın olmak üzere bir kenarda ters çevrilmiş koni tarzında peristom ve bunun dibinde hücre ağzı bulunur. Hücre ağzına yakın olan kirpikler daha uzundur. Sitoplazmanın dış tarafında ince ektoplazma vardır. Endoplaz- mada ise nükleuslar, besin vakuolleri, kontraktil vakuoller bulunur. B. coli’nin biri makronükleus, diğeri mikronükleus olmak üzere iki nük- leusu vardır. Makronükleus boyasız preparasyonlarda da görülebilirse de her iki nükleus en iyi demir - hematoksilenle boyanmış preparasyonlarda görülür. Makronükleus büyük, kesif, fasulye tanesi gibi veya sosis şeklinde, mikronükleus ise makronükleusun konkav tarafında yer almış çok küçük ve yuvarlak bir kitle olarak görülür. Biri önde ve küçük, diğeri arkada ve büyük olmak üzere iki kontraktil vakuol vardır ve bunlar periyodik olarak dolar, boşalır. Arkadaki kontraktil vakuol hücre anüsünden boşalır, fakat hücre anüsü bu boşalma dışındaki zamanlarda belirli değildir.

Endoplazmada bulunan çok sayıdaki besin vakuolleri hücre ağzını izleyen hücre yutağının ucunda meydana gelirler, endoplazma içinde belli bir yörüngede dolaşırlar ve sindirim işlevi sona erince hücre anüsünden içindeki katı artıkları boşaltırlar. Besin vakuollerinin içindeki maddeler eritrositler, lökositler, diğer doku hücreleri, bakteriler, dışkıda bulunabilen çeşitli maddeler, bazen helmint yumurtaları veya diğer protozoonlar olabilir.

Balantidium coli’nin trofozoitleri kirpiklerinin düzenli hareketi ile süratle ve kayarak hareket eder. Hareket halinde kirpikler belli olmaz. Çeşitli şekillere girebildiğinden kendi çapından daha küçük deliklerden geçebilir, mukoza hücrelerinin arasına girebilir. Enine ikiye bölünmek suretiyle aseksüel olarak çoğalır. Konjugasyon ile trofozoit şekiller arasında gen nakli olabilir.Barsakta ilerledikçe dışkının suyunu kaybetmesi ile trofozoitler kist şekline dönüşür.

Kistler ortalama 40 - 65 ¡ı çapında ve oval şekildedir. B. coli’de kist oluşturma bir çoğalma değil, uygun olmayan koşulları geçirme yoludur ve bir trofozoitten bir kist, bir kistten de bir trofozoit meydana gelir. Kist haline dönüşen trofozoit önce iki kenarlı kist duvarı salgılar. Kist oluşumu sırasında besin vakuolleri ve kirpikler kaybolmaz veprotozoon başlangıçta kist duvarının içinde dönerek hareket eder. Daha sonra kirpikler kaybolurlar, sitoplazmanın dış kenarı belirsizleşir ve kist daha homojen görülür. Kist içinde makronükleus ve bazı vakuoller boyasız preparasyonlarda da görülebilir. Çok nadiren konjugâsyon sırasında kist oluşumu sonucu, bir kist duvarı içinde iki B. coli görülebilir.

Sulu dışkı ile trofozoit şeklinde dışarı atılan B. coli, dışarıda da kist şekline dönüşebilir.DirençB. coli’nin dirençli olan şekli kistleridir. Kistler de kurumaya, düz gelen gün ışığına ve ortamın asit olmasına oldukça duyarlıdırlar. Nemli dışkıda birkaç hafta canlı kalabilirler.

Patogenez ve klinik belirtiler

Balantidium coli’nin yutulan kistlerinden ince barsakta trofozoitler çıkar ve bunlar başlıca çekuma ve kalın barsağm ilk kısımlarına yerleşir. Bazen ince barsağm son kısmına da yerleşebilir.

Parazit çeşitli enzimlerinin de yardımı ile mekanik olarak barsak duvarını zedeler, mukoza, sub- mukoza ve barsağm kas tabakasını istilâ eder. Meydana getirdiği ülserler barsak amöbyazındaki ülserlere benzer. Birçok vakada ülserler küçük ve az sayıdadır. Ağır vakalarda ise geniş ve çok sayıda olabilirler. Kapiler- lerde, lenf bezlerinde ve yakın lenf gangliyonlarmda parazit bulunabilir.Balantidiyaz (balantidiasis coli) tablosu insandan insana çok değişir. Bazı kimselerde hastalık belirtisi görülmez. Çok kimsede ise keyifsizlik, iştahsızlık, gelip geçici karın ağrıları, meteorizm, baş ağrıları,, bulantı, kusma ile birlikte ishal görülür. Bir kısım hastada ise semptomlar daha şiddetlidir ve akut barsak amöbyazına benzer. Hasta günde 15 defaya kadar dışarı çıkar. Tenezm, şiddetli karın ağrıları, ateş, kanlı müküslü dışkı görülür. Hasta zayıflar ve dehidratasyon meydana gelebilir. Böyle şiddetli belirtilerle seyreden vakalara özellikle akıl hastanelerinde rastlanır ve ölüm oranı °Io 20 yi bulabilir.

Tanı

Tanı dışkının mikroskop muayenesine dayanır. Sulu veya kanlı müküslü dışkıda trofozoitler, şekilli veya yarı şekilli dışkıda kistler bulunur ve büyüklükleri, dışkıda rastlanan diğer protozoonlardan ilk bakışta ayırt edilen morfolojik özellikleri ile tanınırlar. Klinik belirti veren vakalarda trofozoitlere, belirtisiz infeksiyonda kistlere daha çok rastlanır.

Tedavi

Balantidiyazda tedavi barsak amöbyazındakine benzer. Birçok hastada ve belirtisiz infeksiyonlularda yalnızca tetrasiklin grubundan bir antibiyotik tedaviyi sağlayabilir. Diiyodohidroksikin, metronidazol ve karbar- son tedavide önerilebilecek ilaçlardır.Tetrasiklin 10 gün süre ile ağızdan günde dört defa 250 mg verilir. Diiyodohidroksikin (Entero - Diamoebin) üç hafta süre ile ağızdan günde üç defa 650 mg; metronidazol (Metraj'il, Flagyl) 10 gün süre ile ağızdan günde üç defa 750 mg; karbarson 10 gün süre He ağızdan günde 2-3 defa 250 mg olarak uygulanır.

Epidemiyoloji

Bulaşma genellikle kistlerin sindirim yolundan alınmasıyladır, fakat trofozoit şekillerde de olabilir. Balantidium coli veya bundan ayırdedileme- yen aynı cinsden protozoonlar domuzlarda çok sık bulunur ve domuzda hastalığa neden olmadığı kabul edilir. Sıcak ülkelerde maymunlarda da çok rastlanır. Ayrıca kobaylarda, sıçanlarda da morfolojik olarak B. coli’- den ayırdedilemeyen protozoonlara rastlanır. B. coli’nin büyüklük veya konaklara alışmada farklar gösteren suşları bulunduğu kabul edilir.İnsandaki vakalarda ilk kaynağın ılıman iklimlerde domuz, sıcak ülkelerde maymun olduğu iddia edilirse de, domuz veya maymundan elde edilen kistler ile birçok hayvan deneÿsel olarak infekte edilmiş, fakat insan edilememiştir. İnsandan insana deneysel infeksiyonun da başarısız kaldığı burada belirtilmelidir. Buna karşılık insandan domuzlara, maymunlara ve bazı başka hayvanlara deneysel olarak infeksiyon geçirilebilmiştir. Hastalığın meydana çıkmasında suşun patojenliğinin ve barsaktaki fizyolojik koşulların önemli olduğu düşünülür. B. coli’nin barsakta yerleşebilmesi için ya çok sayıda kistin alınması veya bulaşmanın üst üste birçok defa tekrarı gerekir.

Balantidiyaz insandan insana bulaşarak özellikle hijyen düzeyi düşük olan toplumlarda birçok vakanın meydana çıkmasına neden olur. Akıl hastanelerinde daha sık görülür. Dünyanın hemen her köşesinde az sayıda vaka saptanmıştır.KorunmaBulaşması dışkı ile çıkarılan kistlerin besinlerle, su ile veya direkt temasla sindirim yolundan alınmasıyla olduğundan amöbyazdaki korunma önlemleri balantidiyaz için de geçerlidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp