Anoreksiya Nervoza 4

Anoreksiya Nervoza (Anoreksi)

İngiltere'de yaşayan genç kızların yaklaşık %5'i anoreksi hastalığı ile mücadele etmektedir. Bu oran Amerika'da daha düşüktür (yaklaşık %1). Anoreksi erkeklerde sıklıkla görülen bir hastalık olarak bilinmese de bu durum gün geçtikçe değişmektedir. Anoreksi hastalarının sadece %60'ı tam anlamıyla iyileşebilmektedir. Anoreksinin temelinde psikolojik sorunların olduğu bilinmektedir. Fiziksel görüntüsü hakkında endişe duyan ve kendisine güvenmeyen birçok insan bu hastalığa yakalanabilmektedir. Bu nedenle anoreksi hastalığının tedavisinde öncelikle hastanın psikolojik sağlığı hedef alınmalıdır. Televizyonda her geçen gün zayıflığıyla övünen insanlar seyretmekteyiz. Zayıflamayı hedefleyen birçok genç, bu insanları örnek alarak hareket etmektedir.

Anoreksik kişi, yaşı ve boy uzunluğu için ideal sayılan kilonun da altına düş-meye çalışır, ancak ne kadar kilo verirse versin zayıfladığını kabul etmez. Anoreksi hastası olan bir kişi, gıda tüketimini o kadar azaltır ki, vücut ağırlığının %20-50'sini kaybedebilir. Örneğin, 60 kilo olan bir kişi kısa bir sürede 30(!) kiloya düşebilir.

Anoreksik kişi beklenenin altında bir vücut ağırlığında olmasına rağmen, şişmanlamaktan aşırı derecede korkar; kişinin kilo algısında belirli bir dengesizlik yaşanmaktadır. Hasta kilosunun normal veya az olduğunu inkar eder. Kendisini değerlendirirken, vücut ağırlığını ön plana çıkarır.

Anoreksi hastaları zayıflamayı takıntı haline getirir. Kişinin kilo verme tutkusu, normal bir diyetle başlayıp açlıkla sonuçlanabilir. Anoreksi hastaları sorun yaşadıkları gerçeğini reddederler. Bu kişilerin vücudunda protein ve yağ kaybı olduğundan, metabolizmaları yavaşlamaya başlar. Anoreksi hastalarında şu sonuçlar yaşanabilir:

• Kalp kasında görülen değişiklikler sonucunda kalp atışları düzensizleşir. Bu durum, kalp krizine ve ölüme neden olabilir.

• Bayanlarda adet kanamaları düzensizleşir ya da tamamen kesilir.

• Vücut susuz kalır, böbrek fonksiyonlarını yerine getiremez.

• Yüz ve kollarda tüylenme görülebilin

• Kaslar erir ve kas güçsüzlüğü yaşanır.

• Kabızlık ya da diğer bağırsak şikayetleri artar.

• Kalsiyum eksikliğinden dolayı kemik erimesi yaşanır.

Anoreksinin Belirtileri

Anoreksi hastaları temel olarak, yedikleri yemek miktarını ciddi biçimde kısıtlama yoluyla kilo verirler. Aynı zamanda aşırı derecede egzersiz yaparak da kilo vermeye çalışırlar. İnsanlar kilolarını "arınma" yolu ile (yani yemek yedikten sonra kusma veya müshil hapları, "diüretik" ilaçları ya da lavmanları kullanarak) kontrol etmeye çalışırlar. Bazıları aşırı miktarda yemek yiyebilir, ardından yediklerini kusabilir. Bazıları ise sadece bonbon şekeri gibi gıda maddelerini az miktarda tükettikten sonra arınma tekniğine başvurabilir. Anoreksinin diğer belirtileri şöyledir: ince görünüm, anormal kan sayımı sonuçları, yorgunluk, baş dönmesi veya bayılma, kırılgan tırnaklar, saçta incelme, kopma veya dökülme, vücudu yumuşak, tüy gibi kılların kaplaması, regl olmama, kabızlık, kuru cilt, soğuğa karşı tahammülsüzlük, düzensiz kalp ritimleri, düşük tansiyon, dehidrasyon ( susuz kalma) ve osteoporoz.

Anoreksi ile bağlantılı duygusal ve davranışsal değişiklikler aşağıdaki gibidir:

• Yemek yemeyi reddetme

• Aç olduğunu inkar etme

• Aşırı derecede egzersiz yapma

• Değişmeyen ruh hali veya duygusuzluk

• Konsantrasyon zorluğu

• Başlıca uğraşın yemek olması

Dikkat Edilmesi Gereken Sorular

• Çocuğunuz kalan ve yağ gibi konular üzerinde her zaman olduğundan daha çok mu duruyor? Çocuğunuz hiçbir sebep olmadan bir anda diyete mi başladı?

• Çocuğunuz çok aşırı egzersiz yapıyor mu? Gereğinden fazla spor yaparak kendisini hırpalıyor mu? Spordan sonra ne kadar kalori yakmış olabileceğini sık sık hesaplıyor mu?

• Çocuğunuz aç olduğu halde yemek yemeyi reddediyor mu? Yemek saatlerini meşgul olduğu gerekçesiyle kaçırıyor mu?

• Çocuğunuz yemeklerden sonra sık sık tuvalete ya da banyoya gidiyor mu?

• çocuğunuzun psikolojik sağlığında herhangi bir değişiklik fark ettiniz mi? Çocuğunuzun zararlı kimyasal maddeler kullandığından şüpheleniyor musunuz? Çocuğunuzda depresyon, gerginlik, asabiyet ve endişe gibi durumları gözlemliyor musunuz?

• çocuğunuzun adet dönemleri düzenli mi?

• Çocuğunuz kilo kaybına ek olarak, cilt kuruluğu, saç dökülmesi, cilt sorunları, ve kaşıntı gibi sorunlar yaşıyor mu?

Beslenme Bozukluklarının Önlenmesi

• Anoreksili çocukların ebeveynlerinin diyet ve beslenme konusunda gereğinden fazla endişeli olduğu gözlemlenmektedir. Çocuğunuz anoreksi hastası olsa da onun yanında beslenme ile ilgili sorunlardan konuşmaktan kaçının. Anne ve babalar (kendi kiloları hakkında bile olsa) çocuklarının yanında kilolarından endişe duyduklarını, yağ ve şekerden nefret ettiklerini sık sık dile getirirse, çocuklarının da beslenme konusunda ön yargılı olmasına neden olurlar.

• Yemek saatlerinizi tüm ailenin toplanıp bir araya geldiği eğlenceli zamanlar haline getirin. Birçok anne ve baba çocuklarıyla birlikte yemek yemedikleri için çocuklarının anoreksik olduğunun farkına bile varamaz. İngiltere'de yapılan yeni bir araştırma çok sayıda anne ve babanın çocuklarından ayrı yemek yediğini ortaya koymuştur. Çocuklar beslenme alışkanlıkları konusunda sorumluluk sahibi olmalıdır. Bu konuda en büyük görev anne ve babalara düşmektedir. Anne ve babalar beslenme konusunda çocukları için iyi birer örnek teşkil ederse, çocuklar da düzenli ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığına sahip olur.

• Çocuğunuzun her çeşit meyve ve sebzeden yemesini sağlayın. Yemek yemek istemediği zamanlarda çocuğunuza baskı yapmayın. Çocuğunuz için ayırdığınız porsiyonu küçük tutmaya çalışarak daha yemeğin başında gözünü korkutmayın.

• Anne ve babalar çocuklarının, öz güveni ve dış görünüşü hakkındaki fikirleri üzerinde büyük bir rol oynar. 9-11 yaşlarındaki çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, dış görünüşlerinden memnun olmayan anne ve babaların çocukları da kendi dış görünüşlerini beğenmemektedir. Çocuğunuzun kilosu ne olursa olsun, kendisini ve vücudunu sevmesini sağlayın. Çocuğunuz kilolu bile olsa, öz güvenini artırmaya çalışın. Çocuğunuzu dış görünüşü için değil, yalnızca "sizin biricik çocuğunuz" olduğu için sevdiğinizi sürekli tekrar edin.

Öz güven sahibi çocuklar egzersiz yapmak, hijyene önem vermek, güzel giyinmek ve tüm kusurlarına rağmen dış görünüşlerini beğenmek gibi güzel alış-karılıkları kolayca kazanabilir.

Beslenme Bozuklukları İçin Modern Tıp Tedavileri

Anoreksi hastalarının yaklaşık %25'inin durumu çok kritik olduğu için bu hastalara genellikle hastane tedavisi tavsiye edilmektedir. Hastalara gerekirse zorla yemek yedirilir, sağlıklı beslenme konusunda eğitim verilir ve danışmanlık hizmetleri sağlanır. Doktorlar, belirli bir kilonun altına düşen hastaların sağlıklı ve mantıklı kararlar alamayacağını düşünmektedir. Bu nedenle hastalara grup terapisi, aile danışmanlığı, depresyonla mücadele için psikoterapi gibi hizmetler de verilmektedir. Beslenme bozukluğu yaşayan hastaların yaklaşık üçte biri hastalıklarını tamamen yenmektedir, diğer üçte biri ise hastalığı tamamen atlatamamış olsa bile önemli ölçüde iyileşmektedir. Kalan üçte birlik kısmın durumunda ise hiçbir düzelme yaşanmamaktadır. Blumia nervoza hastalarının da aynı tedavilerden geçtiği bilinmektedir.

Doğal Sağlık Tedavileri

• Birçok alternatif tıp uzmanı, beslenme bozukluklarının altında yatan nedenleri göz önüne alarak hastanın duygusal durumuna odaklanmaktadır. Doğal tedavi uzmanları için anoreksili hastalarla iş birliği içinde çalışmak oldukça zordur çünkü bu hastalar çoğu zaman hastalıklarını inkar etmekte ve hiçbir sorunları yokmuş gibi davranmaktadır. Çocuğunuz anoreksi hastası ise doğal tedavi uzmanınıza çocuğunuzla ilgili her türlü bilgiyi vermelisiniz.

• Çinko anoreksi hastalarının iştahlarını tekrar kazanmasını ve normal kilolarına dönmesini sağlamaktadır. Anoreksi ve çinko eksikliği arasında yakın bir ilişki olduğu söylenmektedir. Anoreksi hastalığının çinko takviyesi ile tedavisi ilk defa 1984 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tarihte bazı anoreksi hastaları iki aylık süren çinko tedavisi ile eski kilolarına kavuşmayı başarmıştır. Bu nedenle bilim adamları çinkonun anoreksi üzerindeki etkisine dair çeşitli araştırmalar yürütmektedir.

• Anoreksi hastalarına vitamin karışımları ve piyasada "multivitamin" adı verilen vitamin kombinasyonu içeren haplar verilmelidir. Anoreksi hastalarına mümkün olduğunca çok gıda verilmelidir çünkü gıdalar sindirim yoluyla hızlıca geçtiğinden yeterince sindirilememektedir.

• Yediklerini sürekli çıkaran ve müshil hapı kullanan hastaların vücutlarındaki faydalı bakteriler zarar görür. Bu nedenle "asidofilus" adı verilen ve faydalı bakteri içeren tabletlerin kullanımı tavsiye edilmektedir.

• Beslenme terapistiniz ile B12 vitamini iğneleri konusunda görüşmeniz gerekmektedir. Bu iğneler iştahı artırır, saç dökülmesini önler ve vücudun hayati fonksiyonunu yerine getiren organları korur. İğneler çocuğunuz için uygun değilse, B12 haplarını da kullanabilirsiniz.

• Çocuğunuzun bağışıklık sistemini güçlendirmek için C vitamini takviyesi yapmanız gerekmektedir. C vitamini adrenalin bezleri üzerinde olumlu etki bırakarak çocuğunuzun yaşadığı stresi önler.

• Birçok uzman, yağ asidi eksikliğinin de anoreksi hastalığı ile ilişkili olabileceğini düşünmektedir. 500 mg. çuha çiçeği yağı, beslenme bozukluğunun günlük tedavisinde kullanılabilir. "

• Çiçek esansları çocuğunuzun kendisini iyi hissetmesini sag1ar. Beslenme bozukluklarının temelinde duygusal sorunlar yer almaktadır; çocuğunuzun duygusal sağlığını çiçek esansları ile koruyabilirsiniz. Süs elması adı verilen bitkinin es ansı kendisini pis ve kirlenmiş hissederek yemek yemeyi reddeden insanların tedavisinde kullanılabilir. İngilizce adı "rock water" (kaya suyu) olan bitki de kendisini baskı altında hisseden, mükemmeli yakalamaya çalışan insanların rahatlamasına neden olur. Beyaz kestanenin sürekli kaygı içinde olan çocuklar için kullanılabileceği söylenmektedir. Deneyimli bir doğal sağlık uzmanı, birçok es arısı karıştırarak güzel bir karışım elde eder ve karışımı çocuğunuza uygular.

• Homeopati terapileri uzun sürse de anoreksi hastaları için olumlu sonuçlar vermektedir. ''Aurum (200e)" adı verilen ve homeopati alanında kullanılan bir madde anoreksiye neden olan duygusal sorunların çözülmesine yardımcı olabilir.

• Şifalı otlar ve bitkiler de beslenme bozukluklarının tedavisinde kullanılabilir.Bu tür tedaviler mutlaka doğal sağlık uzmanının tavsiyesi ile gerçekleştirilmelidir. Zencefil, ginseng ve nane iştah açan bitkilerdendir. "Gotu Kola" adlı şifalı bitki özellikle bacaklardaki kan dolaşımını arttırmaktadır. Bu amaçla varis, selülit gibi sorunlara karşı koruyucu olarak ve bacaklardaki yetersiz karı dola-şımını arttırmak amacıyla kullanılmaktadır. Gotu Kola, kan dolaşımı üzerindeki etkisi sayesinde hafıza zayıflığı, unutkanlık ve konsantrasyon sorunları için de kullanılmaktadır. Sarı kantaron otunun beslenme bozukluklarına yol açarı duygusal sorunların çözümünde kullanılabileceği bilinmektedir. Evde yapabilecekleriniz

• Çocuğunuz beslenme bozukluğu yaşıyorsa, öncelikle bu sorunun kökenine inmelisiniz. Çocuğunuzun öz güvenini artırmalı ve dış görünüşü ile ilgili fikirlerini değiştirmelisiniz. Yapabileceğiniz en güzel şey, çocuğunuza kendisini sevdiğinizi hissettirmenizdir. Çocuğunuz çok zayıfladığında ya da çok kilo aldığında ortaya çıkan dış görünümden nefret edebilir. Çocuğunuza dış görünüşünü beğenmediğinizi söylemeniz duygusal dünyasında derin yaralar açar.

• Çocuğunuza kendisini iyi hissetmesini sağlayacak olan aktiviteleri yaptırın. Çocuğunuz bir şeyler başardığında kendisini takdir edin. Çocuğunuzun başarısızlıklarını göz ardı etmeye çalışın.

• Kendiniz için de yardım alın. Çocuğu anoreksi hastası olan ailelerle tanışın ve deneyimlerinizi paylaşın. Çocuğunuzun bazı duygusal sorunları olabilir ve siz bu sorunların farkında olmayabilirsiniz. Bu nedenle çocuğunuzun duygusal dünyasını yakından tanımaya çalışın. Bu şekilde beslenme bozukluğu sorununun da kökeninde yatarı nedeni öğrenebilirsiniz.

Bulimia Nervoza

Bu hastalığın görülme sıklığının anoreksiden iki kat daha fazla olduğu belirtilmektedir. Hasta, yediklerini vücudundan çıkarmak için ishal hapları ve/veya kusturucu haplar kullanır. Bulimia, bir çeşit [psikolojik] beslenme bozukluğudur. Bulimia, aşırı dozda yemek yeme işlemi sonrasında, uygun ve sağlıklı olmayan kilo kontrolü yöntemlerinin uygulanması şeklinde tanımlanabilir.

Özellikle kusma, aşırı derecede diüretik ve laksetif hapların kullanımı ve çok zorlayıcı egzersizler yapılması bulimia vakalarında en sık rastlanan kilo kontrolü yöntemlerindendir. Vücut şekli ve kilo ile ilgili aşırı derecede takıntılı olmak, normal kiloda olmasına rağmen, kişinin kendisini kilolu hissetmesi bulimianın en belirgin özelliklerindendir. Bulimia rahatsızlığı, yaşayan bir kişi, pek çok insanın yiyebileceği miktarın çok daha fazlasını tüketir. Bu aşırı beslenme tarzı kişinin aç olmasıyla ilgili değildir. Beslenme bozukluğu kişinin içinde bulunduğu depresyon, stres ve vücudunu beğenmeme takıntısıyla ilgilidir. Bulimia sorunu yaşayan bir kişi kontrolünü kaybeder ve ne bulursa yer. Daha sonra çok kısa süreli bir sakinleşme dönemi yaşar. Bundan sonra da kilo alma korkusu ile ciddi bir pişmanlık, üzüntü ve hatta kendinden iğrenme duygusu yaşar. En sonunda da tüm yediklerini sağlıklı olmayan yöntemlerle boşaltır. Bulimia ilk kez 1980'li yıllarda bir beslenme bozukluğu olarak adlandırılmıştır. Bulimia problemi yaşayan kişiler son derece normal görünürler; hastaların çoğu normal kilodadır, az bir kısmının ise kilo fazlası vardır. Bir kişinin bulimia problemi yaşayıp yaşamadığı anlamak oldukça zordur. Çünkü kişi gizlice yer ve kusar. Bulimianın tam olarak neden kaynaklandığına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır; ancak, uzmanlar kişinin vücudundan memnun olmamasını, sürekli beden ölçüsü ve şekliyle ilgilenmesini ve şişmanlama korkusunu bulimia ile ilişkilendirmektedir. Ailevi sorunlar yaşayan, genetik yapısı bulimiaya yatkın olan ve beyin kimyasallarında oluşan bir dengesizlikten dolayı sorunlar yaşayan insanların bulimia hastalığı ile karşılaşabileceklerine dair bilgiler mevcuttur.

Bulimia hastalarının diş mineleri mide asidine maruz kaldığı için yıpranır, diş çürükleri ile birlikte sıcak ve soğuk besinlere karşı aşırı hassasiyet oluşur, kusmadan dolayı salgı bezlerinde şişlik ve ağrılar oluşur, mide ülseri, mide fıtığı, bağırsak fonksiyonları ve boşaltım problemleri, elektrolit dengesizliği, su kaybı, düzensiz kalp atışı ve Iileri derecedeki vakalarda) kalp krizi riski görülür. Aşağıdaki belirtiler bulimia nervozanın belirtileri arasındadır:

• Kontrol edilemeyen zamansız ve aşırı miktarda yeme problemi

• Aşırı yemenin ardından kusma veya ilaç kullanımı ile veya aşırı egzersiz yaparak kilo olmamaya çalışma

• Yemeklerden hemen sonra banyoya gitme

• Depresyon ve kontrolünü kaybetme duygusu

• Boyundaki salgı bezlerinde sislik

• Regl düzensizlikleri

• Ağız içi problemleri ve diş problemleri

• Boğaz ağrısı

• Konsantrasyon eksikliği

• Kabızlık ve hazımsızlık

• Aşırı halsizlik

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp