Tıbbi Çamur Ve Tedavideki Etkinlikleri

Tıbbi Çamur Ve Tedavideki Etkinlikleri :

Tıbbi çamur, alelade çamurlardan çok farklıdır. Uzviyet üzerine, ılıcalardan fazla olarak dört şekilde tesir yapar.

1- Taşıdıkları madenler ve bakteriler dolayısıyla, fizikoşimik ve biyolojik tesirleri vardır. çamurda, maden sularının bütün hassaları fazlasıyla bulunur.

Fakat asıl çamurun tedavideki kıymeti, maden sularında bulunmayan birtakım biyolojik olaylara sahne oluşundandır.

Bu olayları çamur içerisinde yaşayan küçük mikroskopik bakteriler yaratmaktadırlar.

Çamur ve bilhassa madenli olanı, daima kaypaktır.

Bunun kaypaklığını veren Bakterium Viscosum denilen bir bakteridir.

Çamurda redüksiyon, oksidasyon yapan türlü mikroskopik uzviyetler bulunur. Bu iki cins mikrop, çamurda mütemadi çalışır ve birinin redüksiyon işine karşı diğeri oksidasyon yapar.

Bu sebeple çamurda bu oksido-redüksiyondan doğacak gazları ve maddeleri bulmağa imkan yoktur. Ancak daima bir faaliyet ve canlılık vardır.

Oksidasyon yapanlar, sülfüraire denilen mikroplardır ki bunlara gayet az miktarda bulunan hidrojen sülfüre H2S‘yi bilen kendi protoplazmaları içine kükürt granülleri halinde tesbit ederler ve sülfat yapmak için okside ederler. Bu oksidasyon, çamurun fazla gözenekleri vasıtasıyla havadan kolayca oksijen girmesiyle olur.

Yine oksidasyon yapanlar arasında Nütrifiant mikroplar Nitritleri Nitrata tahvil ederler.

Bunlar arasında demir tuzlarını okside eden Cladothrix ve Leptotrixleri de kaybetmekdir.

Redüksiyon yapanlar ise, bilhassa sülfatlara musallat olan Spirillum desülfüricans ve Mlcrosplra Oesturali denilen mikroskopik uzviyetlerdir.

Bu mikroplar, sülfatlardan, kükürt, hidrojen sülfüre halinde ayırır. Fakat yukarda dedığtmiz gibi sülfüraireler, bunu bırakmaz ve derhal okside etmek için zaptederler.

Bundan dolayı, ekseriye, çamurlardan H2S yayılmaz.

Nitratları Nitrite ve sülfate de feriprotoxalate de fer haline sokan bakteriler de vardır.

Çamurda bu hayatiyet bir fermantasyon değildir.

Bambaşka vasıta hayati bir realiyettir.

Herhangi bir ılıca suyu ile çamur yapıp bir havuzda aylarca bıraksak, hiçbir zaman tedaviye yarayacak tıbbi bir çamur elde edilemez.

Burada suyun daima yenilenmesi ile, çamurun fizikoşimik ve biyolojik hassalarının sabit kalışı, suyun radyoaktivitesi ve sıcaklığı lle, çamur içinde başka bir hayat manzumesi yaratılmaktadır,

Tedavi çamuru deyince, ılıcanın akar suyu ile durmadan karışan ve bu suretle, madenlerin ve sıcaklık derecesi ile pH'ının daima sabit kalması temin edilerek içinde yaşayacak küçük canlıların (bakterilerin) hayati faaliyetlerine uygun bir vasat halinde bulunan, çamurlar söz konusudur. Bu dört faktör tıbbi çamurun temelidir.

Bir çamurun tedavideki kıymeti, ancak içinde geçen bu hayati faaliyetiyle ölçülür ki bu ölçü rh ile ifade olunur. Okside-redüksiyon potansiyeli demektir.

Vücutta, bu faaliyetin tesiri deri üzerinde çok kuvvetli' ve hissedilir şekilde duyulur. Bazı hastaların, çamura girince derilerinde, ültraviyole ile yanmışlar gibi, etkenler olur.

Bu, çamur içerisinde bütün faaliyet ile devam eden oksida-redüksiyon olaylarının insan derisinde de meydana gelmesindedir.

VücudumuzdakI "glutathion" gibi bazı maddelerin, uzviyetimizde oksidasyon ve redüksiyon hadiselerin tamponluk vazifesi gördüğü hatırlanır ve bu olan faaliyetin, çamurlar vasıtasiyle bu şekilde olunabileceği düşünülürse, bazı hastalıklarda çamur tedavisiyle elde edilebilecek önemli değişikliği anlamak güç olmaz.

2 - Çamur, ılıca sulan vasıtasıyla kazanmış olduğu radyoaktivitesi ve elektrikliği ve madenIerinin cololdal, ıyonize haliyle, lapalık vazifesi gördüğü sürece vücuda §ifalı sudan daha fazla enerjik tesirler yapar.

3 - Çamur, içersinde bulunan bakteri ve madenler dolayısıyla sıcaklığı çok az ileticidir. Onun ıçın çamur içine girildiği zaman derhal deri çevresinde, derinin az sıcaklığıyla değişen çamurun sıcaklığı, uzaklardaki fazla sıcaklığın geç iletilmesinden, çabucak değişmez. Böylece deri çevresinde yakmayacak derecede bir sıcaklık oluştuğu halde, daha uzaklardaki fazla sıcaklık uzun süre devam eder. Bu nedenle 50-60 derece sıcaklıktaki çamur içerisine dahi girmek ve banyo yapmak kabildir, deride hiçbir yanıklık olmaz.

Hal bu ki adi suda 48 derecenin yukarısında deri hemen yanar.

Çamur banyo su içine girildiği zaman, daima sabit ve fazla yüksek sıcaklıkta kalınarak uzviyete, sıcaklıktan azami derecede istifade temin ettirmiş olur.

4- Çamur içine girildiği zaman kitlesi ile bütün vücut üzerinde bir baskı yapar ve derindeki sinir uçları vasıtasıyla bu tesir derinlerdeki uzuvlara, etlere, kemiklere kadar intikal ederek onları uyarır.

Bilhassa matsallar üzerine yaptığı baskıyla mafsal satışlarının kuvvetli temaslarını sona erdirerek, oralardan intikal edecek refleks tesirlerle, mafsalın fazla gıdalanmasını temin eder.

Derideki damarlar üzerine ve bilhassa kara kan damarları velenfa yolları üzerine yaptığı mekanik tesirle, kandın-günlüğünü ve ödemleri dağıtır. Çok kuvvetli resolütiftir. Su banyolarından ziyade, çamurun mekanik ve adeta masa] yapan tesiriyle böyle ödemli ve iltihaplardan kalma şişlikler, çok kısa bir zamanda yok olur.

Burada yalnız çamura ait olan özel tesirleri özetledir. Sıcaklığının, radyoaktivitesinin ve madenIerinin yapacağı genel tesirler şifalı sularda olduğunun aynısıdır.

Çamur banyoları ve bütün vücuda (anal) veya vücudun yalnız hasta olan yerine (lokal) yapılır. Bütün vücuda yapılacak çamur banyosu için, her kaplıcanın kendine göre türlü usulleri vardır.

Alman ve Çekoslavak kaplıcalarında dışarıda ağaç banyoluklarda hazırlanan çamur, banyo odasına getirilir ve hasta çamur içine sokulur.

Fransız kaplıcalarında ise, çamur sahası üzerinde hastanın girebileceği kadar yerler ayrılarak hasta bataklık içine girer.

Kaplıcalarımızın bir çoğunda olduğu gibi, bizde çamur banyosu, ya açıkta doğrudan doğruya batağa girmek suretiyle, yahutta, bataklıktan getirilen çamur, bir küvete doldurulup içine girilerek yapılır.

Yalnız Sandıklı kaplıcalarındaki çamur banyoları, yöreye özgü bir özellikle hazırlanmaktadır. Dışarda hazırlanan killi toprak, geniş havuzlara doldurulduktan sonra, bu havuzlardan ılıca suyu, daimi olarak 8-10 saat akıtılır ve bu suretle 40-45 derece sıcaklıkta bir çamur elde edilir.

Hastalar bu çamur içinde dayanabildikleri kadar kalırlar. Çamur banyolarında 20-30 dakika durulur. Hastalığına ve hastanın dayanmasına göre 45 derece sıcaklıkta yapılır.

Banyodan sonra duş ile vücuttaki çamur giderilir ve hasta havlu ve battaniyelere sarılarak terlemeye bırakılır. 20 dakika sonra ılık veya soğuk bir duş yapılarak 20 dakika istirahat ettirilir.

Vücudun yalnız bir kısmına (lokal) çamur tatbikinde büyük bir özellik yoktur. Ancak bu uygulamada önceden hazırlanan çamura hasta uzuv gömülür, çar'şaf ve battaniyelerle sıkıca kapatılarak 30-45 dakika tutulur.

Masaj:

Masaj öteden beri kullanıla gelen bir tedavi yöntemi olmakla birlikte (hamamlarda keselenme işlemi), kaplıca tedavisinde bilimsel olarak yeni, yeni kullanılmaya başlanmıştır.

Türkiye'de masaj olgusunun ilk kez modern ve bilimsel olarak kullanan ve yayan ilim adamlarımızın başında Dr. Nejdet Tuna gelmektedir.

Masajın özellikle romatizma arıtozlu veya spondilozlardan ileri gelen bel ağrıları, felçler, eklem ve kaslarda oluşan sertlikler ve diğer benzeri hastalıkların kaplı ca tedavisinde önemli bir yer tutar.

Ancak bugün Türkiye'de masaj olgusu ve kaplıcalarda masaj uygulaması pek yapıla gelen tedavi olamamıştır. Bunu kaplıcalarda şifalı su tedavisinde büyük bir boşluk saymak gerekir ve bu boşluğun hızla doldurulmasında büyük faydaları söylenebilir.

Biz de bu öneme bilinen araştırmamızda masajı bir yardımcı tedavi değil de gerekli olduğuna inanarak bir tedavi yöntemi olarak yer verdik.

Masaj vücut dokularının terepatik amaçlar için elle işlenmesidir. En eski tedavi şekillerinden birisidir ve hala hastalık ya da yaralanma alametlerini hafifletmek için kullanılır.

İlkel insanlarda masajı, yaralanmışlardır ilkel insanlar vücudun acı çeken yerini sezerek ve o bölgeyi ovarak sürterek yaptıkları bilinmektedir.

Eski Çin ve Hint yazıtları, ilk tıbbi tatbikatlarının kısımları gibi iyi gelişmiş masaj sistemlerine aittir. Batıda 400 yılında yaşamış Hipokrates (Hippocrates) , masajın faydalı terapatik tesirleri hakkın da detaylı bir bilgi ve kullanışıyla ilgili noktalarını yazmıştır.

Bir çok klinik durumlarında bazıları masaj tesirlerinin muhtemelden abartılmış olduğunu iddia etse bile, terapinin masaj için faydalı olduğu bir gerçektir. Masajın ilk tarihine ve şifa edici sanatlarda geniş bir şekilde kullanılmasına rağmen onun tesirli olduğunu içeren bilgi, ara sıra tam tıbbi bilgiyle sınırlanır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp