Şifalı Sularda Buğu Banyosu, Tedavisi, Türleri Yöntem Ve Kuralları

Şifalı Sularda Buğu Banyosu, Tedavisi, Türleri Yöntem Ve Kuralları :

Ülkemizdeki kaplıcalarda henüz buğu banyosu tam anlamı ile gelişmemekle birlikte buğu banyosu şifalı sularla tedavide önemli bir yer tutmaktadır. Genellikle halkın bilmiyerek girdiği gerek kaplıcalarda gerek adi suların beslediği hamamlarda ister istemez buğu banyosunu yaparlar.

Avrupa'da hizden sonra başlamasına karşın, kaplıca tedavisi önemli boyutlara erişmiş ve özellikle buğu banyosu ile bazı kaplıcalar şöhrete ulaşmıştır.

Bizde kaplıcalarda buğu banyosu halka anlatılmaması nedeniyle rağbet görmemesine rağmen, kaplıca tedavisinde önemli bir yer tuttuğu yukarıda vurgulandığı gibi Türkiye‘ dede bu tedavi şeklinin layık olduğu değeri görmesi açısından araştırmamıza Sayın

Prof. Dr. Nüzhet Şakir Dirisu'nun önerilerini alnıayı uygun gördük.

Çok eski zamandan beri ılıcaların buğuları. tedavi maksadıyla kullanılmaktadır. Romalıların, Türklerin, Finlerin buğu banyosu bugün bile hamam ve ılıcalarda tedavi usullerinin en önemlisi olarale kabul edilir. Buğu banyosu, ya bütün vücuda yahut da vücudun bir kısmına yapılır.

Bütün Vücüda Yapılan Buğu Banyosunda:

Ilıcanın suyundan çıkan buğunun kapalı bir odada birikmesi sağlanır.

Bu odada oturularak yahut yatılarak, suyun sıcak buğusu içinde belli bir süre kalınır. Bu odalar daha ziyade suyun kaynağı veya kaynağına yakın bir yerde yapılır.

Bizim kaplıcalarımızda böyle yerlere "Üşük terleten" adı verilir. Başka memleketlerde ise "Etüv" adı verilir. Sıcaklığı her kaplıcaya göre değişir, ortalama sıcaklık 35-45 derece arasında olmalıdır. Ancak 5D dereceye kadar sıcak olanları da vardır.

Bazı ltaplıcalarda, birbirinden ayrı sıcaklıkta, yan yana iki üç "Üşük terleten" vardır.

Hastaların tahammüllerine göre, böyle 35-45 derece sıcaklıktaki yerlere girerek 10 - 15 - 20 - 30 dakika kalırlar. Buralarda hastalar, suyun buğusu ile karışık radyoaktiviteli sıcak hava içerisinde terlerler.

Bazı kaplıcalarda hastalar, böyle odalara sokulacak yerde bağları dışarıda kalmak üzere, içine kaplıca suyunun buğusu gelen özel buğuluklara oturtulurlar. Bu buğuluklarda odada olduğu gibi, hasta sıcak buğulu havayı teneffüs etmediğinden, sıcaklığa daha çok dayanabilir ve terleme süresi de daha uzun olur.

Buğulu banyolarda, önceleri deri, sonradan da bütün vücut damarlarının genişlemesi ile kan dolaşımı şiddetlenir. Teneffüs alıp vermesi ve hızlanır, hasta bol ter dökmeğe başlar.

Gerektiği kadar burada duran hastalar, dışarı çıkarılarak sıcak havlulara ve battaniyelere sarılıp ve yatırılarak terlemeye devam etmektedir. 20 dakika sonra hastalara hastalığına 'göre, bir iki dakikalık ılık veya soğuk bir duş yapılır. Veya hasta birkaç dakika ılık veya soğuk bir duş yapılır yahut hasta birkaç dakika ılık veya soğuk bir havuza sokulur, ondan sonra yine sarılarak istirahat ettirilir.

Başka memleketlerde bu usul yalnız romatizmalı hastalara yapılır. Hal bu ki bizde sağlam olanlar da hamamda banyoyu böyle yaparlar. Bizim kaplıcalarımızın çoğunda üşük terletenler vardır.

Bursa'daki.yeni kaplıcanın üşük terleteni, büyük havuz yanında küçük bil' halvet odasıdır. Buradaki büyük bir mermer barı yoluğa 70 derecedeki ılıca suyu, kaynaktan olduğu gibi gelerek devamlı akar ve bu odada 45-50 derece buğulu sıcaklık yapar.

Kükürtlü otelinde ise, 76 derece sıcaklıktaki su, dar bir odadan duvarın dibinden akarak odayı 40-45 dereceye kadar ısıtır.

Yalovada ise, kaynaktan gelen su, buğuluk odasının delikli mermerden yapılmış döşemesi altından ve duvar diplerinden geçerek odayı buğusu ile ısıtır.

Dıcasız hamamlarda ise bu işi göbek taşı görür.

Türk hamamlarında.

Üşük terletende veya göbek taşında da yanılacak kadar durulup iyice terledikten sonra hasta daha ılık bir odaya alınır ve keselenir. Bu keseleme ile, derinin sürtülmesin den, bir taraftan da derinin vazometör sinirleri tenbih edilerek, bütün deride olağan üstü aktif bir kan dolaşımı sağlanır. Bundan sonra bütün vücut sabunlu su ile yıkanır.

Arkasından bir ılık duş yapılır, yahut kurnada ılıştırılan su tasla baştan aşağı dökülür.

Havlulara sarınılarak dışarıdaki odalarda istirahate geçilir.

Mısırda bir Türk Hamamında yıkanan Napolyon'u teliaklar bizde olduğu gibi keseliyor ve oğuyorlar. Napolyon bundan pek hoşlandığı için memleketine döndüğünde kendisine bunu mesaj adı ile yaptırıyor ve böylece Türk hamamındaki keseleme ve oğma, işlemine masaj adı ile bir tedavi şekil olarak Avrupaya yayılıyor.

Bizim memleketimizde, halkımız tarafından çok rağbet gören bu usul, Avrupanın hemen her kaplıcasında Türk hamamı adı ile romatizmalı hastalara tatbik olunmaktadır. Son yıllarda, sıhhi

bakımdan faydalı olduğu anlaşıldığından, birçok Avrupalı ve Amerikalıların evlerinde de Türk hamamı yaptıkları bilinmektedir.

Yabancı ülkelerdeki kaplıcalardan; Fransa'da Aix-les-Bains kaplıcasında buğu banyosu, bir odaya yağmur şeklinde su akıtılmak suretiyle "Bouillon" adı altında yapılmaktadır.

Almanya'nın meşhur Baden kaplıcasında terlemeden sonra hasta sabunlarınınken masaj yapılmaktadır. Diğer memleketlerde. bu işlerin sonunda, hasta Baden-Baden de olduğu gibi, sıcaklıkları gittikçe azalan 30-25-20 derecelik iki üç havuza sıra ile sokulmakta veya ılıktan başlamak üzere soğuk bir fışkırtma duşundan geçirilmektedir.

Bizde nedense, bu soğuk su ile karşılaşma işi ihmal edilerek doğrudan doğruya, istirahate gidilmektedir.

Hal bu ki Türk banyosu diye dünyaca ün salmış olan, yukarıda da belirtilen, usulün temeli hastayı sonunda soğuk suya tutmaktır. Üşüme korkusu ile yapılmayan bu adet, yeniden canlandırılmalıdır.

Vücudun yalnız bir kısmına yapılan buğu banyosu, büyük bir özellik göstermez. Ilıcalardan çıkan sıcak buğu borularla vücudun türlü yerlerine uyabilecek şekilde yapılmış kutulara getirilerek buralarda vücudun o kısmına tatbik olunur. Bu tedavi usulü Ax.les-Bains kaplıcasında "Bertolen banyosu" adı ile ünlüdür.

Tesir bakımından ılıca banyolarının, sıcaklıktan ve su içinde ki madenIerin şimik tesirinden başka, bu madenIerin iyonize ve kollidal halde bulunması ve bu madenlerin radyoaktiviteli olmaları, ayrıca asıl radyoaktif cisimleri taşımaları, elektrikli olmaları birçok fermanları ihtiva etmeleri dolayısıyla, vücut üzerinde ki tesirleri, diğer adi su ile hazırlanan banyolardan çok başkadır. Aynı sıcaklıkta ve aynı miktar madeni bulunan iki kaplıca banyosunun tesirleri, biri uyuşturucu diğeri uyarıcı olmak üzere birbirinin tam zıddı da olabilir.

Banyolarda, madenIerin vücuda girip girmediği meselesi uzun tartışmalara yol açmışsa da en son yapılan denemelerle epidermi inceltilmiş ve yağları alınmış deriden bu madenIeri vücuda girdiği tespit edilmiştir.

Ilıca banyolarında madenIerin elektrikli hali dolayısıyla de bu giriş fazlasiyle olur. Bunun ılıca tedavisinde çok önemi vardır. Çünkü giren maden ne kadar az olursa olsun vücutta biyofizik reaksiyonların uyanmasına yeter.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp