Reikinin İlkeleri

Reikinin İlkeleri :

1- Tüm çabanla, gün boyunca hiddetin uyanışını gözle ve ardından gerçek nedenini bulmak için daha derinlere bak.
2- Gün boyunca zihninde endişe ve huzursuzluğun yanışını gözle ve kaynağına daha dikkatle bak.
3- Günün her anında bilinçli ol, yaşam armağanını takdir et.
4- Kendin için doğru işi bul ve işini dürüstçe yap.
5- Gün boyunca kendine ve diğer varlıklara iyi davran.
6- Bedenin ve zihnin, reikinin gücü ile dönüşüm geçirecektir. Bilincin evrensel boyutuna yakın ol ve bu idealler uğruna her gün çalış.

Reikinin bu ilkeleri herkesin kendisine uygulaması gereken evrensel ilkelerdir. Zihnimizde oluşan hiddetin ve diğer olumsuz duyguların varlığına ve oluşumuna daha dikkatli bakmamızın önemi ortadadır.
Bazen hiç farkında almadığımız halde kendimizi endişe ve huzursuzluğun içinde buluruz.
Daha anlamlı ve uyanık bir farkındalığa sahip oldukça, zihne ve sonra da bedene yayılan bu anlamsız duyguların ortaya çıkmasına engel olabiliriz.
Hatta bu olumsuz duyguların yaşanmasının mümkün olabileceği ortamlarda bile bu duyguların yoğunluğu içinde kalarak, ama onlardan olumsuz yönde etkilenmeyerek mutlu ve huzurlu olabilmenin yöntemlerini bulabiliriz.
Bunlar kendi özümüz ve egomuz arasında gerçekleşen, insanlığın ilk yaratıldığı günden bugüne kadar devam eden ve insan var oldukça da sürecek olan mücadelede özün zafer kazanması ile gerçekleşecektir.

Endişe ve huzursuzluğun kaynağına daha dikkatlice bakıldığında, asıl nedeni bulabilirsek onunla mücadele edebilme gücünde de belirgin derecede artma elde edebiliriz.
Günün her anında bilinçli olmak ve yaşamın aslında bizim için en büyük armağan olduğunun farkına varmak buzdağının su yun altında kalmış olan o büyük kütlesini bilmek gibidir.
Bu büyük kütle insan ruhunun tüm boyunduruklardan kurtulduğu orijinal ve bütünlüğünü sağlamış halidir.
Göremeseniz de o armağan aslında oradadır ve gerçeğin de tam kedisidir.

İnsanın kendisi için doğru işi bulması yaşam amacını bulmasına Yaşam amacını kaçırmış ve şaşkınca, çaresizce hayat nehrinin hız: akan sularında boğulmadan, ama nereye gittiğini de bilmeden alanların menzilinin nerede sonlanacağı asla bilinemez.
Kendisi için doğru işi bulamamış insanın yaptığı iş her ne ise onunla başarılı, doyumlu ve mutlu olabilmesi mümkün değildir.
Başarılı olunamayan işte, başarıyı yakalamak için maddi hırsların tutsağı haline gelir zihnini, beynini, bedenini köleleştirmiş insan, kendini şarlatanlığı dayanılmaz cazibesi içinde bulabilir.
İç uyumunu kaybeder ve kişise bütünlüğü parçalanır. Özüne, belki de artık asla ulaşamayacak şekilde veda eder.
Bu, insanın tedavisi çok zor olan gerçek yıkımıdır.

Kendisine iyi davranmayan, bir başkasına nasıl iyi davranabilir? İyiliğin başlangıcı, bizim kendimize yaptığımız iyiliğin bir tohum olarak toprağa atılmasına benzer.
Verimli toprakta kaliteli tohum muhteşem bir potansiyelle büyümeye başlar. Kendisini sevmeyenin bir başkasını nasıl ve hangi sevme duygusu ile sevdiği bilinemez.
Her şeyin başlangıcı biziz. Kendimizi hak ettiğimiz ölçüde önemsemediğimizde, hiçbir kimsenin de bizi önemsemeyeceğini garanti altına almış oluruz.
Yaşam istemeyene vermez. Nasıl istenilmesi gerektiğini bilmeyene de cimri davranır. Zenginliği kendi iç dünyasında bulabilmiş insan öncelikle kendisine sonra da tüm insanlığa iyi davranmama kendiliğinden başlar.
İnsanın kendisini sevmesi mağrur olmasını gerektirmez. Kendisini seven kendisi ile barışık insandır. Üstünlük taslamak ya da kibirli olmak farklı duygulardır.
Bu duyguları ego hakimiyeti ortaya çıkarır. İpince bir sınırla bu duyguların yaşanması bazen karmaşaya neden olabilir.
Kendisini "eksik ve kusurlu" gören bir insan bunu mutevazı olsun diye yaparken, aslında dikkat etmeksizin egosunun kontrolünde yaşamını tanzim etmeye başlamıştır.
Ego, kendisini bazen öylesine manipule eder ki insan hiç fark etmeksizin farklı duygu durumlarını özüne uygun değil de egosunun kontrolünde yaşamaya başlar. Ego normal kişilikleri bir buldozer gibi ezip geçme eğilimindedir. kendi düşüncelerimizin ve eylemlerimizin yine kendimiz tarafından gerekli balistik incelemeye tabi tutulmasını engeller.
Bilmeyene de cimri davranır. Zenginliği kendi iç dünyasında bulabilmiş insan öncelikle kendisine sonra da tüm insanlığa iyi davranmaya kendiliğinden başlar.

İnsanın kendisini sevmesi mağrur olmasını gerektirmez. Kendisini seven kendisi ile barışık insandır. Üstünlük taslamak ya da kibirli olmak farklı duygulardır.
Bu duyguları ego hakimiyeti ortaya çıkarır. İpince bir sınırla bu duyguların yaşanması bazen karmaşaya neden olabilir. Kendisini "eksik ve kusurlu" gören bir insan bunu mutevazılık olsun diye yaparken, aslında dikkat etmeksizin egosunun kontrolünde yaşamını tanzim etmeye başlamıştır.
Ego, kendisini bazen öylesine manipule eder ki insan hiç fark etmeksizin farklı duygu durumlarını özüne uygun değil de egosunun kontrolünde yaşamaya başlar.

Ego normal kişilikleri bir buldozer gibi ezip geçme eğilimindedir.
Kendi düşüncelerimizin ve eylemlerimizin yine kendimiz tarafından gerekli balistik incelemeye tabi tutulmasını engeller.
Ego hakimiyetine girmiş zihinler mutlaka sınırsız olanakların okyanusunda bodoslama bir aysberge çarpacaktır.
O aysberg, basireti açılmış ve tüm kaliteli vasıflarla donanmış insan ruhudur.
Aslında yaşamımızın özü olan insan ruhu; tüm sınırlamaların etkisinden kendisini kurtarmış, her şeyin bir alternatifinin mutlaka olduğu gerçeğini benimsemiş, hayatı bir akademi gibi gören, bu hayatın içinde bir akrobat gibi riskler olabilen, çok net ve kolay anlaşılabilen bir dil kullanan, bulunduğu her ortama ilkeleri doğrultusunda adapte olabilen, çokyüzlülüğün, samimiyetsizliğin, ayran gönüllülüğün pençesinden kendisini kurtarmış, kişiliğinin bütünlüğünü büyük oranda gerçekleştirmiş, kendisine güvenen, çözüme odaklı, birleştirici çalışmalar yapan, barıştan hoşlanan, ölçülü ve dengeli tevazuda zirveye yükselmiştir.

Tüm bu deneyimleri gerçekleştirebiliriz. Yaşam içinde minicik bir olay bile bizim muhteşem bir değişime uğrayıp, yaşam yolculuğuna daha farklı devam etmemizi sağlayabilir. Farklı bir bakış açısı ve yorum, ufkumuzu açabilir. Bazı olaylar ufkumuzu korunabilir.
Gerçek aydınlanma yolunda erdemliliğe ulaşma mücadelesi ise hiç bitmeden sürer.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp