Kalın Bağırsak Hastalıkları

Kalın Bağırsak Hastalıkları

Vücudumuzun her kesiminde olduğu gibi bağırsağımızda da çeşitli hastalıklar meydana gelmektedir. Bağırsağımızda oluşan hastalıkları aşağıda tek tek ele alacağız.

Kolit:

İnce bağırsak kısmının bitiminden itibaren son bağırsak kısmına kadar olan yerde, kalın bağırsağın tamamen ya da bir kısmının iltihaplanmasıyla oluşan bir bağırsak hastalığıdır. Kolit, mükoz kolit, basit kolit ve ülseratif kolit olmak üzere 3 gruba ayrılır. Basit kolitte, ishale sebebiyet veren kalın bağırsağın akut tahrişinden kaynaklanarak oluşmaktadır. Mükoz kolit ise, kalın bağırsağın sahip olduğu mukoza kısmının iltihaplanmasıdır. Ülseratif kolitte ise, sinirsel nedenlere bağlı olarak kalın bağırsağın mukoza kısmında ülsere neden olma durumu görülmektedir.

Kolit’in Belirtileri:
• Ateşin aniden yükselmesi
• Dışkının kanlı gelmesi.
Kolit hastalığının belirtileridir. Ayrıca kolitte herhangi bir ağrı hissedilmemektedir.

Bağırsak Tıkanmaları :

Bağırsak tıkanmalarına Meus adı verilmektedir. Meus 4 şekilde ortaya çıkabilmektedir. Bunlar;
İnvagination: Kalın ve ince bağırsakların birbiriyle iç içe geçerek tıkanması sonucu oluşur.
Etranglement: Bağırsakların fıtık kesesinde boğulması sonucu oluşmaktadır.
Mekanik İleus: Bağırsaklarımızın tümör ve yukarıdaki iki şekilde tıkanması sonucu oluşan bir hastalıktır.
Paralitik İleus: Bağırsak gazlarının ve dışkılarının dışarı çıkamama durumudur.

Bağırsak Tıkanmalarının Belirtileri:
• Fekaloid dediğimiz dışı görünümlü kusmalar
• Kusma
• Göbek çevresinde şiddetli ağrı
• Gevşeme ve kasılma
• Makattan gaz çıkaramama

Spastik Kolon:

Kişilerde sıkıntı, stres, üzüntü gibi çevresel faktörlerden dolayı sinir sistemlerinin belli süre ile bozulması hastalığıdır. Bu hastalıkta bağırsaklarda bulunan mukoza salgısının seviyesi yükselmiş , peristaltizm seviyesi ise ya artmıştır ya da azalmıştır

Spastik Kolon’un Belirtileri:
Spastik kolon hastalığı bazen ishal bazen de ağrılı kabızlık şeklinde belirtiler göstermektedir.

Meckel Çıkmazı:

Meckel çıkmazı dediğimiz hastalık ince bağırsak kısmının en son bölümünde bulunan kesenin tıkanması, kanaması veya iltihaplanması sonucu ortaya çıkmaktadır.

Meckel Çıkmazının Belirtileri:
Meckel Çıkmazının teşhisi zor olmakla birlikte, belirtiler divertikülün tıkandığı, iltihaplandığı ya da kanadığı zaman ortaya çıkmaktadır. Tıkanıklık zamanı, karnın üst sağ kısmında acı ve ani ağrılar oluşmaktadır.

Chron Hastalığı:

Chron hastalığı, sindirim kanalı kısımlarında görülen bir iltihap çeşididir. İnce bağırsağın en son kısımlarında veya kalın bağırsak kısmında görülmektedir.

Chron Hastalığının Belirtileri:
• Kişide yüksek ateş
• İshal
• Kilo Kaybı
• Kramp ve karın ağrısı
• Şişkinlik durumu
• Anal akıntı ve ağrı
• Kalınbağırsağın son kısmında abse
• Anal bölgede çatlak
• Deride oluşan yaralar
• Eklemdeki ağrılar
Chron hastalığının belirtileri olarak görülmektedir.

Bağırsak Solucanları:

Bağırsak solucanları genel olarak, çocuklarda görülmekle birlikte anal bir kaşında sebebiyet vermekte ve sıkça görülmektedir. Bulaşıcı bir hastalıktır.

Bağırsak Solucan’ın Belirtileri:
• Geceleri popo ve anüs etrafında kaşınma
• Kız çocuklarında, idrar yaparken vajina kısmında yanma veya kaşınma
• Düzensiz uyku
• Huzursuzluk
bağırsak solucanının belirtileri arasındadır. Fakat, bazen bu hastalığa yakalanan çocuklarda herhangi bir belirti görülmemektedir.

Kötü Emilim:

İnce bağırsağın emme görevini yerine getirememesi sonucu oluşmaktadır. Emilemeyen besinler, dışkı olarak dışarı atılır.

Kötü Emilimin Belirtileri :
Kötü emilime yakalanan kişilerde, kilo kaybı ve ishal görülmektedir. Ayrıca kişilerde vitamin ve mineral eksikliğinin yanı sıra kansızlıkta görülmektedir.

Kalın Bağırsak Kanseri

Kolon ve rektum, sindirim sisteminin kalın bağırsak denen kısmını oluşturur. Son 20 cm’lik kısmı rektum, buradan ince bağırsaklara kadar olan kısmı ise kolon olarak adlandırılır. Toplam yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır. Kolonun rektumla birleştiği yer sigmoid kolondur. Kolonun ince bağırsakla birleştiği yere çekum adı verilir. Kısmen sindirilmiş gıdalar ince bağırsaktan kolona gelir. Kolon su ve mineralleri besinden ayırır, geri kalanı anüsten atılmak üzere depolar.

Kolondan başlayan kansere kolon kanseri, rektumdan başlayan kansere rektal kanser denir. Kolon ve rektum kanserleri bu organların iç yüzeyini örten tabakayı oluşturan hücrelerden gelişir. Sağlık Bakanlığı'nın istatistiklerine göre en sık görülen ilk 5 kanser arasındadır. Her yaşta görülebilmelerine rağmen en sık 50 yaşından sonra gözlenmektedir. Ortalama görülme yaşı 63’dür. Kadın-erkek arasında görüme sıklığı açısından pek bir fark yoktur. Kolorektal kanser kolon ve rektumun dışına çıktığında, kanser hücreleri genelde yakındaki lenf bezlerinde bulunabilir. Kanser hücreleri bu lenf bezlerine ulaşabilirse diğer bezlere, karaciğer ve uzak organlara ulaşabilir.

Risk Faktörleri
Kolorektal kanserin kesin sebebi bilinmemektedir. Kolorektal kanser için bazı risk faktörleri vardır:
Yaş: Kolorektal kanser, genelde yaşlılarda görülür. Hastaların %90’ı 50 yaşından sonra tanı alır. Ortalama yaş 60’lı yaşlardır.
Polipler: Polip iyi huylu bir tümördür. Kolon veya rektumun iç duvarından kaynaklanırlar. 50 yaşın üzerindeki insanlarda yaygındır. Bazı polipler (adenomlar) kanserleşebilir. Bu durumda, kanserleşme riski nedeniyle polip çıkartılmalı ve düzenli aralıklara kontrol edilmelidir. Poliplerin erken tanısı ve alınması, kolorektal kanser riskini azaltır.
Ailede kolorektal kanser öyküsü: Bir kişinin yakın akrabalarında (anne, baba, kız veya erkek kardeş, çocuklar) kolorektal kanser öyküsü varsa bu hastalığa özellikle daha genç yaşta yakalanma riski artar.
Genetik bozukluklar: Belli genlerdeki değişiklikler kolorektal kanser riskini arttırır. Herediter nonpolipozis kolon kanser (HNPCC) kalıtımsal (genetik) kolorektal kanserin en yaygın tipidir. Tüm kolorektal kanser vakalarının %2’sini oluşturur. HNPCC genindeki değişiklikler nedeniyle olur. Değişmiş HNPCC genli hastaların %75’inde kolorektal kanser gelişir, kanserin ortalama tanı yaşı 44’dür.
Familyal adenomatöz polipozis (FAP) kolon ve rektumda kalıtımsal poliplerle karakterize nadir bir durumudur. APC adında özel bir gendeki değişiklikler sonucu olur. Tedavisi kalın bağırsağın tamamının çıkarılmasıdır. FAP tedavi edilmez ise 40 yaş civarında kolorektal kanser gelişir. FAP tüm kolorektal kanser vakalarının %1’den azını oluşturur.
Daha önceden kolorektal kanser geçirmiş olmak: Kolorektal kanser öyküsü olan bir kişide tekrar kolorektal kanser gelişebilir. Yumurtalık, rahim ve meme kanseri öyküsü olan kadınlarda kolorektal kanser riski artmıştır.
Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı: Bağırsakta adı geçen iltihabi hastalığı olanlarda kolorektal kanser riski artmıştır. Bu kişilerde normal topluma göre 10 kat artmış risk mevcuttur.
Diyet: Hayvansal yağdan zengin, kalsiyum, folat ve liften fakir diyetle beslenenlerde kolorektal kanser riski artmıştır. Meyve ve sebzeden fakir beslenmek de riski artırır.
Sigara: Sigara içen hastalarda polip ve kolorektal kanser riski artmıştır.

Korunma
Kalın bağırsak kanserlerinden korunmada tarama yöntemlerinin yanı sıra riski azaltıcı bazı basamaklar da mevcuttur. Örneğin fiziksel egzersiz, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara ve alkol kullanmamak, yüksek lifli, düşük yağ içerikli gıdaları tüketmek bunlardan birkaçıdır.

Belirtiler
Bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler
İshal, kabızlık, bağırsakta tam boşalmama hissi
Dışkıda kan (parlak ya da koyu kırmızı)
Normalde olduğundan daha ince dışkılama
Genel abdominal rahatsızlık ( gaz, kramplar, şişkinlik)
Bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı
Sürekli yorgunluk
Bulantı ,kusma

Kalın bağırsak kanserlerindeki bulgu ve belirtiler, tümörün evresine göre değişir. Tümör bağırsak içene doğru büyürken bulgu vermezken, tam tıkandığında oluşan, hastanın gazını ve dışkısını çıkaramadığı duruma kadar değişen belirtiler verebilir. Burada klinik açıdan önemli bir durum sağ taraftaki bağırsak çapının soldan daha geniş olması ve geçişle ilgili belirtilerin daha geç olmasıdır. Kalın bağırsağın sağ tarafındaki tümörlerde gözlenen belirtiler dışkı ile birlikte fark edilmeyen kan kaybı ve bu kanamaya bağlı kansızlık, halsizlik, nefes darlığı, çabuk yorulma, dışkılama alışkanlarında değişikliktir. Zaman zaman kabızlık ve ishal atakları, karın ağrısı, karında şişkinlik, kilo kaybı diğer bulgulardır. Kalın bağırsak tümörlerinin en sık yerleşim yeri sol tarafdır, burası da kalın bağırsağın dar yerlerindendir. Bu yüzden sol taraf tümörlerinde bağırsak tıkanıkları karşımıza daha çok çıkmaktadır.

Rektum tarafında yani makata yakın kısımdaki tümörlerde en sık bulgu, dışkıya kan bulaşmasıdır. Burada dikkat edilecek durumlardan birisi hemoroid denen hastalıkta da dışkıda kan gözlenir ve kişi bu durumu karıştırarak teşhis ve tedaviyi geciktirebilir. Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, dışkı çapının incelmesi, kabızlık, dışkılama sonrası tam boşalamama, karında şişkinlik gözlenen diğer bulgulardır. Bu bulgulardan şüphelendiğinizde doktora başvurmalısınız. Geç dönemde kalın bağırsak kanserlerinin istenmeyen durumlarından biri barsağın tam tıkanmasıdır. Bundan başka oluşabilecek durumlar arasında büyük damarın duvarının yıkılması sonucu ciddi kanamalar, tümörün bağırsak duvarını delmesi, buna bağlı kalın bağırsaktaki mikropların karın zarına yayılması, karın boşluğunda sıvı toplanması şeklindedir.

Çoğunlukla bu belirtiler kansere bağlı değildir. Diğer başka sağlık problemleri bu belirtilere yol açabilir. Ancak bunlardan herhangi birine sahip kişilerin, erken tanı ve tedavi için doktora başvurması önerilir. Genelde kanserin erken dönemlerinde ağrı olmaz. Ağrı olmasını beklemeden doktora başvurmak kanserin erken tanısında önemlidir.

İnce bağırsağın görevi nedir?

On iki parmak bağırsağında; Karbonhidrat, protein ve yağların sindirimi gerçekleşir. Yağların sindirimi, karaciğerden gelen safra salgısının etkisiyle ilk kez burada başlar. İnce bağırsakta; Salgı bezleri, karbonhidrat, protein ve yağların sindirimini sona erdirecek enzimler üretir. Kimyasal sindirim ince bağırsakta son bulur. Villuslar sayesinde sindirilmiş besinlerin emilimi kolaylaşır. Buradan kan damarlarına emilen besinler verilir. Proteinler amino asitlere, karbonhidratlar glikoza, yağlar yağ asidi ve gliserine dönüşür. Su, mineraller ve vitaminler burada sindirilmezler. Sindirim sisteminin en çok besin sindirdiği yer ince bağırsaklardır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp