Mide 2

Resulüllah (sav) Efendimiz, "Hastalığın evi midedir. Tedavinin özü perhizdir" buyurarak,
midenin önemini, perhizin ne denli bir ilaç olduğunu, vücut mekanizmasının perhiz yaparak kendi
kendini tamirat yapabilecek nitelikte olduğunu beyan etmişlerdir.

Yine Resülüllah (sav) Efendimiz, dişlerini sık sık misvaklayarak, hastalık evi mideye mikrop
gitmesini ağızda önlemiş ve ümmetine de misvağı hassasiyetle emreylemişlerdir.

Bizim asıl üzerinde duracağımız, midenin mucizevî yaradılışıyla ilgili yapısı. Bu mucizevî yapı,
gıdaların asitlik tabiatıyla incelenirse, Halik-i Zülcelâl‘ın, insanı, ah sen-i takvim olarak yarattığının
sadece küçük bir örneğini görürüz. Fazla uzatmadan söyleyelim.
Midenin Ph'ı (asitlik derecesi) 4. Bunda ne var demekte haklısınız.

Dış cilt derisinin ise Ph'ı 5,5-6. Bu da şu demek: Cildinizi deterjanla yıkarsanız cildiniz tahriş
olur demek. Cildinize (el, ayak komple vücut) kireçli su gelirse, cildiniz tahriş olur demek. Normal
suyun Ph'ı dış deriye yakın(7) bu da insanoğlunun temizlik olarak suyu rahatlıkla kullanabilmesi için.

Mide ise farklı, bütün yediklerimiz acı, tatlı, tuzlu, ekşi hepsinin Ph'ı farklı farklı, 1 olan var, 10
olan var. İnsanın nefsi her gördüğünü çeker. Anlamaz asitlikten, midenin tahriş olmasından, yara olmasından.

O zaman midenin Ph'ı, 1 ile 10 Ph'lı gıda yense dahi dokunmayacak nitelikte olması lazım.
Mevlam, rahmeti ile tecelli edip, midenin Ph'ını 3.5 yaratmış, yani kulum limonu da yesin,
mantıyı da, hurmayı da yesin diye acımış.

Eğer bu dengeyi (Ph 3,5) koruyup da bir kişi perhiz yapsa, midesi zamanla düzelir. Midede
ekşime, yanma problemi olmaz. Perhizin önemini açık bir örnekle gözler önüne serelim;
vücudunuzun herhangi bir yerinde yara var, merhem sürüyorsunuz, tam iyi olacak, kabuğunu
elinizle söküp atıyorsunuz, yara sil baştan kabuk tutuyor derken, yıllanmış iyi olmayan yara bile
olur. İlaç tamirat yaparken, siz dokunan gıdayı yer içerseniz, vücuttaki rahatsızlık iyileşmek bilmez.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp