Mesken

MESKEN (dwelling house)

İnsanların oturdukları meskenlerin sağlık açısından büyük önemi vardır. Havalı, güneşli, geniş ve iyi komşulu birev; oturan kimsenin sağlıklı olmasına yardımcı olurken; güneş görmeyen, aileye kâfi gelmeyen dar ve kötü komşulu evlerin de sağlığa elverişli olmadığı kabul edilmiştir. Bu sebeple oturduğumuz evleri ve bu evlerin bulunduğu mahalleri iyi seçmek lâzımdır. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Geniş ev, dürüst komşu ve rahat binek, müslüman kişinin saâdetindendir."1

* "Meskenlerin en iyisi geniş olanıdır."2

* "(İslâm'da bir şeyi uğursuz saymak yoktur. Fakat) uğursuzluk olsa olsa at'ta, ev'de ve kadın'da olabilir" buyurmuştur."3

* Meskenlerin geniş olmasından maksat yerine göre metrekare olarak geniş olması, yerine göredeodasayısı itibariyle zengin olmasıdır. Mesela bir meskende yatak odası, misafir odası, çocuk odası, çocukların yaş ve cinsine göre değişik sayıdaodalar, yaşlı ana ve babanın kalması için bir çok odaların olması gerekli olan meskenlerdir. İçinde oturan ailenin nüfus sayısına uygun olmayan meskenler ise; dar, hoşa gitmeyen ve sevilmeyen meskenler olarak vasıflandırılmıştır. Peygamber Aleyhis-Selam hicretle Medine'ye geldiğinde mesken olarak her köşesi 75 metre uzunluğunda kare bir avlu etrafında yer alan, ve yine her köşesi 7.5 metre olan kare şeklinde odalar inşa ettirmiştir. Medine'de yapılan evler genellikle tek katlı idi. Ancak bazılarında yüksek köşk anlamına gelen ve "Meşrube" denilen, daha çok dinlenme yerleri olarak kullanılan ikinci katlar da vardı.

Peygamber Aleyhis-Selam yüksek binaların yapılmasını da pek tavsiye etmemiş ve on zira (yaklaşık 7.5 metre) yükseklikten fazla olarak yapılan binaları da hoş karşılamamıştır. Meskenlerde avlu (bahçe) meselesi de pek mühim bir konudur. Peygamber Aleyhis-Selam'ın ev planını örnek almış olan İslam alimleri evin avlusunu binanın tamamlayıcı bir unsuru olarak görmüş ve böylece avluyu, evin dışa uzanmış vazgeçilmez bir parçası olarak kabul etmişlerdir.

* Bazı İslam alimleri ise, yüksek ev yapmanın sakıncalarınısağlıok ve sosyal açılardan şöyle özetlemişlerdir:

* Böyle bir ev yaptıran kimsenin, yaptıramayan kimselere karşı kibirlenip böbürlenmesi,

* Yukarıdan aşağıya bakıldığında, aşağıda basit evlerde yaşayanların gizli ve görülmesi ayıp olan şeylerini görüp öğrenilmesi. Bütün evler böyle yüksek yapıldığında rüzgar ve hava cereyanı (sirkülasyon)'nı önleyeceğinden hava ve çevre kirliliği meydana gelmesi,

* Bu tür binalarda yaşayan halk arasında psikolojik ve sosyolojik bozukluklar ve sıkıntılar meydana gelmesi vs. gibi. (Prof. Dr.ibrahim Canan, islam'da Çevre Sağ-lığı s.98-100 özet olarak.)

Tarihi BirVak'a:
İstanbul'un mânevi Fâtihlerinden Ebû Eyyûb el-Ensari Hz.'leri demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selam hicret edip Medine'yegeldiği zaman bize misafiroldü. Evimiz iki katlı idi. Alt katta Peygamber Aleyhis-Selam kalıyor, üst katta ise ben ve zevcem Ümmü Eyyûb kalıyorduk. Birgün Peygamber Aleyhis-Selam'a: Ey Allah'ın Rasülü! Anam-babam sana feda olsun, benim üst katta, sizin ise alt katta çalmanız hoşuma gitmiyor, ben bunu nezâketsizlik olarak görüyorum, lütfen siz üst kata çıkınız, biz ise alt kata inelim" dedim. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selam: "Ey Ebû Eyyub! Bizim İçin ve etrafımızdaki insanların rahatça gelip gitmeleri için, alt katta olmamız gerçekten daha uygun ve daha elverişlidir." buyurdu. Ebu Eyyub Hz.'leri sözüne devamla der ki: ('Peygamber Aleyhis-Selam alt katta, biz se üst katta kalıyorduk. Bir defasında evde su testimiz kırıldı. Ben ve zevcem Ümmü Eyyûb hemen kalktık; alt katta kalmakta olan Peygamber Aleyhis-Selam'ın üzeri ne damlayacağı endişesiyle, kullandığımız kadife yorganımızla dökülen suyu emdirip kurtuttuk..."
(i.ishak siyer 2/498.ayrıca bak Müslim Esribe H. 171: Müsned 5/415)

* Enes İbni Mâlik (r.a.) demiştir ki: "Bir kimse Peygamber Aleyhis-Selâm'a gelerek: "Ey Allah'ın Rasûlü! Biz bir evde oturuyorduk ki, o evde sayımız ve malımız gayet çoktu. Sonra başka bir eve taşındık, o evde sayımız ve malımız azaldı (ne buyurursunuz?)" diye sordu. Bunun üzerine peygamber Aleyhis-Selam: "O evi kötü bir ev olarak terkediniz!" buyurdu."4

* "Evin kötü olması; dar olması sebebiyle oturanlara kâfi gelmemesi ve kötü komşularının bulunması iledir"5

* "İyi bir kadın, iyi bir ev ve iyi bir binit, mutluluk işareti olarak; dar bir ev, kötü ahlaklı bir kadın ve kötü bir binit ise mutsuzluk işareti olarak telakkî edilmiştir."6

* Kur'ân-ı Kerim'de ise: "Allah yeryüzünü sizin için bir mesken, gökyüzünü de kubbeli bir çatı yaptı, size şekil verdi ve şekillerinizi güzel yaptı, sizi pak ve hoş rızıklarla rızıklandırdı. İşte o Allah, Rabbiniz-dir. Alemlerin Rabbı olan Allah yücelerden yücedir" buyrulmuştur.
(Mümin 64)

* Hz. Aişe (r.a.) bir defasında: "Peygamber Aleyhis-Selâm, ışık yanmadıkça, karanlık evde oturmazdı" demiştir."7

Meskenlerin ve İbâdet Yerlerinin Temizliği:
Her zaman ve her yerde temizliği ve temiz yaşamayı tavsiye eden Peygamber Aleyhis-Selâm evlerin ve ibâdet yerlerinin temizliği konusunda da:

* "Çevrenizi ve evlerinizi temiz tutunuz! Yahudilere benzemeyiniz! Çünkü onlar süprüntüleri evlerinde biriktirirler."8

* "Evde çörçöp-süprüntü bulunduğu zaman, o evden bereket kaldırılır."9

* "Her kim zirâat ve hayvancılıkla uğraşmadığı halde, evde köpek beslerse, her gün için o kimsenin sevabından bir kırat eksilir."10

* "İçinde köpek ve suret (resim-heykel) bulunan bir eve (rahmet) melekleri girmez" buyurmaktadır."11

* Künûzül-Hakâyık'ta ise:

* "Evlerinizi günlük zamkı, yavşan otu, kekik ve gelin çiçeği gibi güzel kokulu otlarla tütsülendiriniz!"12

* "Kirli bezleri evlerinizden dışarı çıkartınız! Süprüntüleri evlerinizde biriktirmeyiniz! Zira süprüntüler zararlı şeylerin barınağıdır."13

* "Mescidlerin temizlenmesi karşılığında verilecek olan ücret, müminlerin cennette evleneceği hurilerin mihir bedeli olacaktır" buyrulmuştur."14

* Hz. Ömer (r.a.) de: "Peygamber Aleyhis-Selâm, süprüntü dökülen yerlerde, hayvan boğazlanan mezbahalarda, hamamlarda, deve ağıllarında ve insanların gelip geçeceği yollarda namaz kılınmasını yasakladı." demiştir."15

* Kur'ân-ı Kerim'de ise: "(Ey Habibim!) Hatırla o zamanı ki, biz İbrahim'e Beytullah'ın yerini hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): "Bana hiçbir şeyi ortak koşma! Tavaf edenler, ayakta ibâdet edenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kabe'yi) temİZ tUt!" (Hac 26)

* "İbrahim ve İsmail'e de şöyle emretmiştik: "Evimi (Kâbeyi) tavaf edenler, orada ibâdet maksadıyla itikaf yapanlar, rükû ve secde edip namaz kılanlar için temiz tutunuz!" buyrulmUŞtUr. (Bakara 125)

Kaynaklar:
[1]- E. Müfred 1/130. [2]- E. DâvudEdeb H. 4820: Müsned 3/18. 69; Süyûtî 7/b. [3]- Müslim Selâm H. 118-119; E. Dâvud Tıp H. 3921-22: Tirmizî Edeb H. 2824; Buhârî Cihad bab 47 [4]- E. Dâvud Tıp H. 3924: Muratta istizan 23 (2/ 972) [S]- Müsnedü Ebi Hanife s. 361-62. [6]- Hâkim Cihad 2/144: Müsned 1/168, 31407 [7]- Süyûtî. Tıbbü'n-Nebevi vr. 7b Bezzar'dan naklen. [8]- Tirmizî edeb H. 2799, M Aliye 2/257: C. Sağîr 1/59; Nihâye 4/147. [9]- Râmuz s. 250. [10]- Buhârî B. Halk bab 15; "kırat" ortalama 4 buğday veya 5 arpa ağırlığında bir ölçüdür ki, 0,2 gram karsılığındadır. [II]-BuhârîB. Halkbab 17 [I2]-K Hakâyık2/I2, Râmuzs. 243 (BeyhakTnin Şuabül-imâm'ından). [13]- K. Hakâyık 1114. 33: ayrıca bak Abdürrezzâk 11/32. [14]- K Hakâyık 2/132; (Ibnül-CevzTden naklen). [IS]- i. Mâce mesâcid H. 746-47.ayrıca bak Tahâvi 1/383.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp