Prof. Dr. Adnan Saraçoğlu İle Beyaz Lahana Kürü

İnsülin pankreas tarafından üretilen bir hormondur, insülin hormonunun görevi, vücut hücrelerine şekerin alınmasını sağlamaktır. Hücrelerin çalışabilmesi için yakıta, yani, enerjiye ihtiyaçları vardır. İşte, bu enerjiyi de glikoz (şeker) sağlar. Kısaca, hücrelerin enerji kaynağı glikoz şekeridir. Besinler üzerinden alınan şekerin hücre içerisine alınabilmesi için bir hormona ihtiyaç vardır. Buhormonun adı da pankreasta üretilen insülin hormonudur. Diyabet Tipi, özellikle çocuklarda ve gençlerde görülen şeker hastalığıdır.

Bu durumunda, pankreas, insülin üretemez. Bu hastalarda, dışardan insülin takviyesine ihtiyaç vardır.

Diyabeti olan insanların çoğunda, vücut hücreleri pankreas tarafından üretilen ve vücut hücrelerine şekeri içeri almalarını söyleyen hormon olan vücudun doğal insülinini her zaman dinlememektedir. Pankreas insülin üretir, fakat hücreler her zaman dinlemez. Gidecek hiçbir yer olmadığından, şeker sağlıksız olarak kanda birikerek çoğalır.Yiyecekler sindirildikten sonra, insülin (pankreas tarafından üretilen hormon) ve şeker, kan dolaşımına girer. İnsülin direnci olmayan insanlarda; insülin şekerin vücudun kas, yağ ve karaciğer hücrelerine kolay ve verimli şekilde girmesine izin verir.

Tip2 diyabeti olan İnsanların yaklaşık yüzde 90’ının insülin direncinden yakındığı tahmin edilmektedir.

insülin direnci olan insanlarda, kan şekerinin kas, yağ ve karaciğer hücrelerine girmesi daha zordur ve bu da yüksek düzeyde şekerin kanda birikmesine sebep olur. Bu durum hem uzun hem de kısa süreli sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Çok kısa sürede, hücreler enerjisiz kalacak ve vücut gereken şekilde İşleyemeyecek hale gelecektir. Tip2 diyabeti olan hastaların kendilerini yorgun hissetmelerinin nedeni budur.

Zamanla, yüksek kan şekeri düzeyi, göz sorunları, körlük, böbrek hasarı, sinir hasarı, bacağın kesilmesi (ampütasyonu) ve kalp hastalığı gibi daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir.Pankreas hücrelere daha fazla şeker almak için daha çok insülin üretmeye ve normalden daha fazla çalışmaya bile başlayabilir. Bunun sonucunda, pankreas “kendini yıpratabilir” ve yeterli insülin sağlama yeteneğini kaybedebilir. Bu olduğunda, kan şekeri düzeylerini kontrol altında tutmak için günlük insülin enjeksiyonlarına ihtiyaç duyulabilir. Genellikle, pankreas bir miktar insülin üretir, fakat vücut bunu iyi kullanamaz. Buna insülin direnci denir.

Eğer vücudunuz insülin kullanamazsa şeker (glikoz), hücrelerinize giremez ve enerji için kullanılamaz. Yine, şeker kanınızda birikerek çoğalır. Pankreas, şekerin hücrelere girişine yardım etmek için daha fazla insülin üretmeye çalışır. Neticede, adeta pankreas “yorulmuş” gibi insülin üretimini yavaşlayarak azaltmaya başlar.İnsülin direnci yükseldikçe, şeker hastaları kan şekerlerini düşürmekte zorlanırlar ve buna bağlı olarak da kan şekeri hücrelerden içeri giremediği için kanda glikoz yükselmeye başlar veya yükselme eğilimi gösterir.

Bu durumdan yola çıkarak şeker hastalarının insülin direncini azaltmak (insülin hassasiyetini yükseltmek) için bitkisel olarak ne yapılabileceğini araştırmaya başladım.Bu konuda mükemmel bir yardımcı ve destekleyici, beyaz lahana kürünü uygulamaktır. Beyaz lahana kürü adeta insülin direncini kırarak şekerin (glikozun) kaslara, yağ dokusuna ve karaciğere girmesine yardımcı olur. Böylece kan şekeri yavaş yavaş düşmeye ve kontrol altına alınmaya başlar. Kısaca şöyle de söyleyebilirim: Beyaz lahana kürü vücudun insülin direncini kırarak, insülin hassasiyetini yükseltir. Bu sayede, beyaz lahana kürünü uygulayan şeker hastaları kendilerini daha dinç ve zinde hissetmeye başlarlar.

Şeker hastası değilsiniz, yaşınız orta yaş ve yukarısı kendinizi yorgun hissediyorsunuz... Hekime gitiğinizde de önemli bir bulgu ortaya çıkmadı. O halde bu yorgunluk dolaşım bozukluğundan kaynaklanabilir. Bu durumda beyaz lahanayla yapılan 15 günlük “dolaşım bozukluğu” kürünü öneririm.İşim gereği çok fazla hareketsiz kalıyorum. Dönem dönem, kan dolaşımı bozukluğuna bağlı yorgunluk ve halsizlik yaşamaktayım. Bu durumda hemen 15 günlük beyaz lahana kürüne başlarım.

Bu kürün uygulama şeklini aşağıda belirttim.Tipi diyabeti olan çocuklar ve gençlere beyaz lahana kürünü önerdiğimde, anne veya babaları hemen ertesi hafta telefonla arayarak, “Hocam Allah sizden razı olsun, düzenli olarak insülin kullanmamıza rağmen, aylardır 200’ün altına düşmeyen kan şekeri, 130-140’lara kadar indi. Özellikle geceleri ölçtüğümüzde 300-350’ye çıkan kan şekerleri de 150 civarında seyrediyor” demişlerdir.Değerli okuyucu, gençlerin ve çocukların şeker hastalığına bu kadar erken yaşta yakalanmaları gerçekten çok acı.

Onların yaşam kalitelerinin bozulması ve bulundukları ortamlarda istedikleri gibi yiyip içememeleri çok üzücü. Anne ve babalarının duydukları üzüntüyü çok iyi anlayabiliyorum. Özellikle, diyabet Tipi ’li, çocukların, hastalıklarının bilincinde olmadıkların için kaçamak yaparak tatlı tüketmeleri de çok üzücü. Onların da nefsi var. Daha çocuk yaşta besinlere karşı seçici olma şartının getirilmesi ve sürekli insülin kullanımına ihtiyaç duymaları hem psikolojilerini hem de sosyal yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Şüphesiz ki, bu durumdan anne ve babaları da çok yönlü olarak etkilenmektedirler.

■ Bu hastalarda insülinin çalışması bozuk olduğu gibi, salgısı da bozuktur.

■ Genellikle 30 yaştan sonra görülürse de, her yaşta olabilir.

■ Hastaların yüzde 80’inde şişmanlik vardır, ancak şişman olmayanlarda da

■ Tip2 diyabet gelişebilir. Şişman kişilerde kilo vermekle kan şekerinde önemli oranda düzelme görülür.

■ Tip2 diyabet çok su içme, çok idrara çıkma gibi şikâyetler olmadan da ortaya çıkabilir.

■ Şeker hastalığına bağlı göz, sinir ve damar hastalıkları birlikte olabilir.

■ Genetik yatkınlık ve kilo alma en önemli risk faktörleridir.

■ Bu hastaların kanlarında Tipi diyabetlilerde olduğu gibi antikorlar bulunmaz.

■ Unutmayınız, insülin direnci sadece şeker hastalarında görülmez.

Bir litreden az suyu kaynatıp, bu suya yarım litreden fazla (yaklaşık 750-800 mİ veya 5 su bardağı) 7-8 tane beyaz lahana yaprağını, mümkün olduğu kadar parçalamadan (doğramadan, bir bütün olarak) atınız hafif ateşte 10 dakika ağzı kapalı olarak haşlayınız. Haşlama esnasında kapağı açarak, tahta bir kaşık yardımıyla yaprakların tamamının suyun içerisinde kalmasına özen gösteriniz. Ilındıktan sonra haşlanmış beyaz lahana yapraklarım süzerek ayırınız ve aç karnına veya yemeklerden bir saat sonra sadece 1,5 su bardağı içiniz. Aç karnına içilmesi daha etkilidir. Bu kürün uygulanması,3x5U+3A5 gün uygulama + 3 gün ara + 5 gün uygulama + 3 gün ara + 5 günuygulama=Toplam 15 günlük kür U= 5 gün uygulanır A= 3 gün ara verilirşeklindedir. Bu formülün anlamı, 3 defa 5 gün uygulanması ve her 5 gün tamamlandığında 3 gün ara verilmesidir. Toplam uygulama süresi 15 gündür. Uygulama sürelerine 3 günlük aralar dahil değildir. Her defasında günlük hazırlanması gerekir.Haşlanmış beyaz lahana yapraklarını tüketmenize gerek yoktur. Bu kürde, beyaz lahananın her gün taze olarak hazırlanması gerekir. Bir defada her öğünden sonra 1,5 su bardağını içmekte zorlanıyorsanız, bu takdirde gün boyu aralıklarla her defasında yarım su bardağı içerek de kürünüzü uygulayabilirsiniz. Bu kürü şikâyetlerinize bağlı olarak yılda 3-4 kez uygulayabilirsiniz.

3-4 adet beyaz lahananın en dış yaprağı mümkün olduğu kadar parçalanmadan (doğranmadan) kaynamakta olan yarım litre klorsuz suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak 15 dakika haşlanır. Yemeklerden önce aç karnına 1,5 su bardağı içilir. Damak tadı için veya içimi kolay olsun düşüncesiyle haşlama suyuna hiçbir şey ilave etmeyiniz. Bu kürün uygulaması2x7U+3A7 gün uygulama + 3 gün ara + 7 gün uygulama U= 7 gün uygulanır A= 3 gün ara verilir =Toplam 14 günlük kürşeklindedir. Bu formülün anlamı, iki defa 7 gün uygulanması ve her 7 gün tamamlandığında 3 gün ara verilmesidir. Toplam uygulama süresi 14 gündür. Uygulama sürelerine 3 günlük aralar dahil değildir. Her defasında günlük hazırlanması gerekir. Bu kürü şikâyetlerinize bağlı olarak 3 ayda bir defa uygulayabilirsiniz.