Yara Ve Çıbanların Tedavisi

Yara Ve Çıbanların Tedavisi :

Çıban tedavisi

Zaman zaman vücudumuzun değişik yerlerinde çıkan çıbanlar, acıları boyutlarından daha büyük olan rahatsızlıklardır. Derideki kıl keseleri veya ter bezlerinin iltihaplanması sonucu ortaya çıkarlar. Çıban tedavisi için, şifalı bitkilerin içten ve dıştan yardımına başvurmak tedavinin çabuk sonuçlanması açısından etkili sonuçlar verebilir. Bunun için mikrop kırıcı ve kan temizleyici bitki karışımları kullanabilirsiniz. Ekinezya kökü, ısırganotu, aynısafa, adaçayı, kekik ve mayıs papatyasını, eşit oranda karıştırın. Bu karışımdan iki çorba kaşığı alıp yarım litre suyun içine atarak kaynatın. 10 dakika kadar demlendikten sonra süzün. Hergün aç karnına veya öğün aralarında 3-4 bardak için.

Çıban

Ayrıca çıbanı çabuk olgunlaştırarak iltihabını boşaltmak ve hızla iyileşmesini sağlamak için aşağıdaki formüllerden yararlanabilirsiniz:
1 çorba kaşığı keten tohumu havanda dövülür. Üzerine 1 tatlı kaşığı süzme bal konup, karıştırılır. Sonra gaz bezine dökülüp, çıbanın üzerine sarılır. Aynı işlem, çıban patlayıncaya kadar tekrarlanır.
1 bardak süte; ikiye ayrılmış 1 tane incir konup, pişirilir. Sonra pişen incir, çıbanın üzerine konup, sarılır. Aynı işlem, çıban patlayıncaya kadar tekrarlanır.
5 adet zeytin tanesi, iyice ezilir. Gazbezine konup, çıbanın üzerine kapanır. Aynı işlem, çıban patlayıncaya kadar tekrarlanır.
4 bardak suya; 2 su bardağı kepek konup, lapa yapılır. Sonra gazbezine konup, çıbanın üzerine sarılır. Aynı işlem, çıban patlayıncaya kadar tekrarlanır.
1 miktar zeytinyağına, 1 tane lahana yaprağı konup, haşlanır. Yaprak, ılık ılık çıbanın üzerine sarılır. Aynı işlem, çıban patlayıncaya kadar tekrarlanır.
1 kahve kaşığı dövülmüş karasakız ile 1 kahve kaşığı balmumu karıştırılır. Gaz bezine konup, çıban'ın üstüne sarılır. Aynı işlem, çıban patlayıncaya kadar tekrarlanır.
1 su bardağı çiğ süte; küçük bir kalıp kullanılmamış sabunun beşte biri rendelenir. Lapa hâline gelinceye kadar kaynatılır. Sonra gazbezine dökülüp, çıban'ın üzerine sarılır.
Orta boyda 1 kuru soğan, külde pişirilir. Ortasından kesilip, çıban'ın üzerine sarılır.
Kibrit kutusu byüklüğünde tahin helvası parçalanır. Üzerine çiğ bir yumurtanın akı dökülüp, karıştırılır. Sonra gazbezinin üstüne konup, çıban'ın üzerine bağlanır.
Bir bardak suya; 2 çorba kaşığı keten tohumu konup, lapa yapılır. Sonra gazbezine yayılıp, çıban'ın üzerine sarılır..

ÇıbanKör çıban tedavisi

Kıl diplerinin iltihaplanmasıyla genellikle ense, sırt ve yüzde ortaya çıkan küçük, kırmızı ve sert şişliklere kör çıban deniyor. Bu şişlikler büyüdükçe ağrı artar. Çoğu zaman da baş vermez. Bunları kesinlikle sıkmamak ve kurcalamamak gerekir. çıban tedavisi maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanabilir:

* 2 su bardağı sütün içine 4 tane marul yaprağı doğranıp, hafif ateşte haşlanır. Süzüldükten sonra marul yaprakları çıban'ın üzerine konur. 6 saat bekledikten sonra yenisi konur ve çıban'ın içi boşalıncaya kadar devam edilir.

* Kaynatılmış 2 bardak süte 2 çorba kaşığı yulaf unu, bir çorba kaşığı süzme bal ve bir adet çiğ yumurta konup iyice karıştırılır. Çıban'ın üzerine konur. Bu işlem de, çıban'ın içi boşalıncaya kadar sürdürülür.

* 3 tutam tere otu, ince ince kıyılıp üzerine bir çorba kaşığı zeytinyağı ilave edilip iyice yoğrulur ve çıbanın üzerine konur.

Cinsel organımda çıban var

Öncelikle herkes gibi ben de böyle bir hizmet sunduğunuz için teşekkür ediyorum. Benim cinsel organımda (vajinamda) kıl dönmesi gibi sivilceler çıkmaya başladı.

Bazen de çıban gibi çıkıyor ve canımı acıtıyor. Temizliğe büyük ölçüde önem veriyorum ama yine de biri çıkıp, biri kayboluyor. Ama izler kalıyor.

Ayrıca ne kadar temizliğime dikkat etsem de çok kötü bir koku yapıyor. Bu beni çok üzüyor. Ne yapmam gerekli?

Sanırım bir enfeksiyon sorunu bu. Bir mikrop almış olabilirsin. Mantar enfeksiyonu da olabilir. Ama böyle uzaktan, hiç kimse sana kesin bir bilgi veremez. Mutlaka bir doktora gitmelisin.

Hele bu kötü koku çok can sıkıcı! Bir an önce tedaviye girmende yarar var. Sakın bana doktora gitmeye utanıyorum, deme! Bunu sana yakıştıramam.

'Şark çıbanı' etkisini her yıl artırıyor
Dünyada, her yıl 12 milyon kişinin yakalandığı, halk arasında 'Şark Çıbanı' olarak bilinen hastalık yeterli tedbirler alınmaması nedeniyle her yıl daha geniş kesimi etkiliyor.

ABD'nin Chicago kentindeki Rosalind Franklin Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve İmmunoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kwang Poo Chang, tıp dilinde 'Kutanöz Leishmania' olarak adlandırılan hastalıkla ilgili konferans vermek üzere geldiği Hatay'da yaptığı açıklamada, "Daha çok yoksul ülkelerde, tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimde, kadın ve çocuklarda görülen hastalık, tedavi edilmezse ölüme yol açabiliyor.'' dedi.

Dünyada 350 milyon insanın hastalık riski taşıdığına dikkati çeken Chang, şunları söyledi: "Şark çıbanının tedavisinde standard uygulama sağlanması için sağlık örgütleri ve bilim adamları yıllardır büyük uğraş veriyor. Tüm çalışmalara rağmen her yıl 12 milyon insan bu hastalığa yakalanıyor. Hastalığa neden olan tatarcık sinekleri, tarla farelerinin yuvaları, ağaç kovukları, harabeler, taş duvarlar, ahırlar, kümesler, duvardaki çatlak ve yarıklar içinde saklanıyor. Enfeksiyon, dişi tatarcığın ısırmasıyla bulaşıyor. Köpekler, kemirgenler ve diğer hayvanlar da konak oluşturuyorlar.''

Hastalığın kronik ve ilerleyici olduğunu, ayrıca bildirim zorunluluğu bulunduğunu ifade eden Chang, "Hastalık yaralara ve kronik ülsere neden olur. Sakatlayıcı ve sıklıkla hasta kişinin ilgili uzvunun kesilmesi yanında tedavi edilmezse ölüme yol açabilir'' diye konuştu.

Hastalığın genelde yoksul kesimlerde ve hijyen kurallarına dikkat edilmeyen bölgelerde görüldüğünü belirten Chang, şöyle devam etti: "Hastalık Afrika, Orta ve Güney Amerika, Asya, Avrupa'nın güneyi ve Akdeniz'in doğusunu içeren bölgelerde yaygındır. Daha çok yoksul ülkelerde, tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimde, kadın ve çocuklarda görülüyor. Çünkü, buralarda tarım ve hayvancılık alanlarında çalışan erkeklerin sayısı daha az. Ayrıca, bu ülkelerde kırsal ve ormanlık bölgelere giden turistler de risk altındadır.''

Chang, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) bildirimi zorunlu olan yine sineklerle bulaşın 6 hastalık içinde en az desteği Şark Çıbanı'na verdiğini, ciddi ve köklü mücadele için desteğin artırılması gerektiğini söyledi. Türkiye'ye 1994 yılından bu yana gelerek çeşitli üniversitelerde konferanslar verdiğini ifade eden Chang, başta Şanlıurfa olmak üzere, Osmaniye, Hatay, Antalya, Aydın, Diyarbakır gibi illerde hastalığın yoğun görüldüğünü, Sağlık Bakanlığı'nın tedavide en etkili iki ilacı ücretsiz dağıtılmasının isabetli olduğunu kaydetti. Chang, hastalıkla ilgili olarak alınması gereken önlemleri şöyle açıkladı: "Hastalıkla ilgili tarama yapılmalı. Taşıyıcılar ve vektörlere yönelik, sinek mücadelesi ile birlikte başıboş köpekler ve kemirgenlere karşı mücadele başlatılmalı. Tuvaletler sürekli ilaçlanmalı, varsa bataklıklar kurutulmalı, gübrelikler kaldırılmalı. Sağlıklı içme suyu sağlanmalı. Hastalık, yeni bilimsel gelişmeler çerçevesinde bütün yönleriyle sağlık çalışanlarına ve vatandaşlara anlatılmalı. Hastalığın görüldüğü illerde Şark Çıbanı Tanı ve Tedavi Merkezleri oluşturulmalı.''

Mahallî hastalıklara tedbir alınmalı
Dişi kum sineklerinin (tatarcık, yakarca) kan emme işlemi sırasında insanlara bulaştırdığı şark çıbanına, dünyada 20 milyondan fazla insan müptela.

Her yıl yaklaşık 400 bin kişi şark çıbanı çıkarıyor. Yaklaşık 350 milyon insanı da risk altında bulunduran şark çıbanı, sağlık görevlilerini alarma geçirmiş durumda. Şanlıurfa Sağlık Müdürlüğü'nden alınan verilere göre ülkemizde şark çıbanın değişik türleri mevcut.

TÜRKİYE'DE ŞARK ÇIBANI

İlimizde daha önce yapılan çalışmalarda kanıtlanmış başlıca üreme alanları, hayvan gübrelikleri, bazı reptil ve kemirgenlerin yuvaları, taş yapıların delikleri ile ormanlık alanlarda humuslu artıkların içi vb. alanlardır. Özellikle Ege ve Akdeniz Bölgesi'nde yapılan çalışmalara rağmen tamamen ortadan kaldırılamayan hastalık diğer bölgelerde daha seyrek görülüyor.

Hastalığı intikal ettiren risk faktörlerinin başında parazitler gelmektedir. Ayrıca hayvan barınaklarının hijyenik durumu, şark çıbanı riskini arttırmaktadır. Hayvan barınakları, ahırlar şark çıbanına davetiye çıkarıyorlar. Yüzde kötü bir görüntü bırakan şark çıbanınına karşı alınacak tedbirler şöyle sıralanabilir:

Çevre düzenlemelerinin yapılması, çöp ve organik artıkların yok edilmesi, aktif vakaların en kısa zamanda tedavi edilmesi, sıtma mücadelesine benzer bir şekilde ev içi temizlik yapılması gerekmektedir.

GAP VE ŞARK ÇIBANI

GAP sonrası çevrede meydana gelebilecek değişiklikler gözününe alınacak olursak şark çıbanın giderek artacağı kuşkusuzdur.

GAP sonunda yöredeki yerleşim merkezlerine ilave olarak pek çok küçüklü büyüklü yeni yerleşim merkezlerinin oluşaçağı açıktır. Ancak zaten yetersiz ve eksik olan altyapı bu yerleşim yerlerinin açılmasıyla daha da yetersiz olacaktır. Bu da bölgede sık sık görülen hastalıklarda patlamaya sebp olacaktır. Muhtemelen bu hastalıkların başında şark çıbanı gelecktir.

Şark çıbanı ve benzeri hastalıklarda içerisinde gerek tedavisinin, gerekse kontrolunun çok daha zor olması sebebiyle belki de "Malaria"dan sonra ikinci önemli hastalık şark çıbanı olacaktır. Her ne kadar antimonial ilaçlarla tedavi imkanı varsa da yetersiz kalmakta ve insanalrın yüzünde leke bırakmata çirkin bir görüntü oluşturmaktadır.

GAP yöresine daha şimdiden, konu hakkında eğitilmiş uzmanların yetiştirilmesi ve bölgede görev almalarının sağlanması, yeterli yardımcı sağlık personelinin bulunması, gerekli çevre düzenlemelerı ve hijyenik şartların iyileştirilmesi, kurumlar arası koordinasyonunun sağlanmasını temine çalışmak zaruridir.

Şanlıurfa'da yaygınlaşan şark çıbanına her yüz insandan birinde rastlama mümkün hale gelmiştir. Şanlıurfa Şağlık Müdürlüğü teşhis ve tedavi merkezleri kurmuşsa da bu tedbir adına yterli olmamıştır. İstatistiklere göre şark çıbanı çıkaran hastaların yıllara göre dağılımı şöyle:

1988'de 970 hasta 1989'da 1066, 1990'da 552, 1991'de 601, 1992'de 841, 1993'te 1955 ve 1994 yılının ilk üç ayında 1298 hastaya rastlanılmıştır.

ÇIBANLARA LAHANA:

Bünyesinde bol miktarda karbonhidrat, nebati protein, katı yağ, iz elementler, kauçuk, reçine, A ve C vitamini barındıran beyaz baş lahananın, besleyiciliğinin yanısıra cilt hastalıklarına iyi geldiğini belirten Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ahmet Güncan, lahana kürünün hazırlanışı ve uygulanışını şöyle anlattı: "Taze baş lahananın çürümemiş ve topraksız iç beyaz yaprakları, kaynar suya daldırılır. Tülbentle suyu alınan bu yapraklar, silindirden geçirilerek, yumuşaması sağlanır. Bu şekilde hazırlanan lahana kürü, tedavi edilecek bölüme, bir bant yardımıyla sarılır. Bu işlem yara ve çıban'lar iyileşinceye kadar devam eder. Sargının sabah-akşam değiştirilmesinde, yaranın mikrop kapması açısından büyük yarar vardır."

Çıban

Soru: Merhaba, Benim sorunum eşimin vücudunda çıkan çibanlarla ilgili eşim 30 yaşında herhangi bir kronik rahatsızlığı yok. Eşim sigara içiyordu 2 hafta önce sigarayı bıraktı ve hemen akabinde çıbanlar çıkarmaya başladı çevremizdeki insanlar kuvvetli insanda çıban çıkar diyorlar. Halk dilinde kara merhem denilen kremi kullanıyoruz bu çıbanlarının patlamasına yardımcı oluyor, bu ne kadar doğru? ayrıca sabah uyandığı zaman (sümkürdüğünde) burnundan kan akıyor. Sigarayı bırakması ile ilgili olabilir mi? kötü bir hastalık belirtisimidir. İlginize çok teşekkürler.

Cevap: Çıban olarak tanımladığınız yaraların etkeninin açıklanması erekmektedir. Yara sıvısından mikrobik testler yapılmalıdır. Burundan kan gelmesi de bir KBB muayenesinin gereksinimini göstermektedir. Bu nedenle ilk önce bir aile hekimliği uzmanı veya iç hastalıkları uzmanına danışınız ve onun yönlendirmelerine uyunuz.

Pilonidal sinüs

Çıbanİstanbul’dan “Dertli işçi” rumuzlu okuyucu mektubunda özetle diyor ki:
“Benim kuyruk sokumu kemiğinin üzerinde içinden pis kokulu bir akıntının geldiği çıban şeklinde şişlik var. Belimde ağrı oluyor. Bu akıntının sebebi nedir ve bundan nasıl kurtulabilirim?”
Pilonidal sinüs doğuştan olan ve kuyruk sokumu kemiğinin hemen üzerinde orta hatta bulunan bir boşluktur. Ağzı dışarı açılır. Böylece içinde herhangi bir şey birikmez. Eğer ağzı kapanacak olursa bu kistin içinde sıvı toplanır. Büyümeye ve gerilmeye başlar. Bunlar da ağrıya yol açar. Toplanan sıvı mikrop kapacak olursa apseleşmeye başlar. O bölgede kızarıklık, ağrı, şişme olur. Hareket halinde bel ağrısı olabilir. Apsenin boşaltılması ve antibiyotik ile tedavi edilmesi gerekir. Bu bölgedeki şişmeler ve apseleşmeler sık sık tekrar ederse, ateşlenmelere ve devamlı akıntılara yol açarsa cerrahi tedavi uygulanır. Ameliyat ile bu sinüs dediğimiz kisti almak lazımdır. Ameliyat kolay olup 3-4 gün içinde düzelmeye başlar, bir hafta-10 gün içinde de işbaşı yapabilirsiniz. Bir genel cerrahi uzmanına muayene olmanızı tavsiye ederim.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp