Tansiyon (düşük Tansiyon) Ortostatik Hipotansiyon

Tansiyon (düşük Tansiyon) Ortostatik Hipotansiyon : İnsan vücudu, sürekli değişen dış koşullara karşı iç dengesini sabit tutmaya çalışır. Örneğin otururken ya da yatarken ayağa kalktığımızda vücuttaki kan yerçekiminin etkisiyle ayaklara doğru hareket eder.Ayağa kalkınca kanın aşağı hücum etmesi ve vücudun üst yansındaki kanın azalması atardamar basıncının düşmesine ve yerçekimi etkisiyle kanın bacaklarda göllenmesiyle vücudun öteki bölümlerinin kansız kalmasına neden olur. Bu durumda vücudun üst yansının, özellikle beynin kansız kalmasını önleyecek bir mekanizma devreye girer. Küçük damarlar büzülerek kanın yerçekimi nedeniyle aşağıda birikmesini önler. Böylece ayağa kalkıldığında, kan bacaklarda göllenmek yerine vücudun dört bir yanına dağılmayı sürdürür.

Atardamar basıncının, küçük tansiyonda hafif bir artışla birlikte, normal değerlerde tutulması ve dolaşımda dengeyi sağlamak için kalp atışları hızlanır. Bu önlem yetersiz kalırsa kişi ayağa kalkınca fenalaşır, rengi solar, terlemeye başlar ve gözleri kararır. Beyindeki görme merkezinin bulunduğu artkafa lobunun kabuk bölgesi oksijen yetersizliğine en duyarlı bölgelerden biri olduğundan,göz kararması ilk ortaya çıkan belirtilerden biridir. Aynca baş dönmesi, halsizlik ve bazen bayılma görülür.Bu belirtiler nasıl ortaya çıkar? Başlıca neden çevrel damarların büzülmesindeki yetersizlik sonucunda tansiyonun düşmesiyle beyne yeterli kan gide- memesidir. Bu olay tehlikeli olmasa da önüne geçilemez.

Düşük tansiyonlu kişiler yavaş hareketlerle ayağa kalkarak vücutlarına uyum sağlaması için yeterli zamanı vermelidir.Bayılan ya da bayılmak üzere olan hastayı başı ayaklarından ve vücudundan daha aşağıya gelecek biçimde yatırmak yeterlidir. Başın altına kesinlikle yastık konmamalıdır. Böylece hasta kısa sürede toparlanır ve beyne yeterince kan gitmeye başlayınca kendine gelir.Ortostatik hipotansiyonla birlikte görülen başka bir bozukluk da Shy- Drager sendromudur. Bu hastalarda ortostatik hipotansiyon, idrarı tutamama, cinsel iktidarsızlık ve terlemeyle birlikte görülür. Yapılan çalışmalar bu belirtilerin görüldüğü hastalarda beyin sapı, bazal gangliyonlar (beyindeki dört önemli sinir düğümü) ve öbür merkez sinir sistemi yapılarında belirgin nöron kaybının olduğunu göstermiştir.

Hastalık genellikle 5-7 yılda ilerleyerek hastayı yatağa bağımlı kılabilir. Belirgin ortostatik hipotansiyonla birlikte taşikardi (hızlı kalp atımı) yerine bradikardi (dakikada 60 atışın altına inen yavaş kalp atımı) gelişir. Bu hastalarda da tedavi belirtilere yöneliktir.Bacaklarda kan göllenmesini önlemek için özel çorapların kullanılması yararlı olabilir. Daha ilerlemiş ve dirençli olgularda tuz alımı ya da fludrohidrokor- tizon önerilir. Aynca amfitamin ve efedrin gibi ilaçlar da kullanılabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp