Stres Ve Kalp Çarpıntısı

Stres ve Kalp Çarpıntısı

İş yaşamı, çocuk bakımı, gelecekle ilgili kaygılar daha doğrusu yaşamın kendisi stres kaynağıdır. Ayrıca kalp yetersizliği tanısı sizin ve aileniz için de stres kaynağı olabilir. Düşük düzeyde stres yaşamın itici gücüdür.
 
Ancak stres ve gerilim düzeyinin artması...
 
V Kalbin hızlı çalışmasına,
 
V Kalbin kanı pompalamada zorlanmasına,
 
V Tansiyonun yükselmesine,
 
V Kalbi besleyen damarların daralmasına,
 
V Kandaki kolesterol düzeyinin yükselmesine neden olur.
 
Ayrıca stres ve gerilim ruhsal çöküntüye de neden olur. Bunun sonucunda;
 
• iştah azalması veya aşırı yemek yeme,
 
• Uyku bozukluğu,
 
• Cinsel isteksizlik,
 
• Hayattan zevk alamama,
 
• Huzursuzluk gibi ruhsal çöküntü, belirtileri de ortaya çıkar.

Durmaksızın çalıştığı halde, normalde kalbimiz kendini unutturur ve onun nasıl attığını, nasıl çalıştığını hissetmeyiz. Oysa bazı kişiler zaman zaman, göğüs ya da karın bölgelerinde, kalbin hızlı, güçlü veya düzensiz attığını belirgin şekilde hissederler ve bu durma çarpıntı denir. Aslında yaygın bir şikayettir ve her zaman ciddi bir hastalığa işaret etmez ama yine de olağan dışı bu his endişe vericidir. Bu endişeden dolayı çarpıntı süresi daha da uzayabilir. Çünkü psikolojik nedenler de çarpıntıya neden olur.

Kalp çarpıntısı genellikle psikolojik bir nedenden veya beslenme ile ilgili sorunlardan kaynaklanır. Bazen de çarpıntı kahveyi fazla kaçırdığınızın işareti olabilir. Öte yandan psikolojik nedenlerin dışında, kalbin kendisinden veya diğer bir hastalıktan kaynaklanan çarpıntılar da vardır. Kalp çarpıntısı kalp hastalıkları belirtileri arasındadır ancak bu tip hastalıklarda çarpıntının yanı sıra başka şikayetler de görülür. Göz kararması, halsizlik, göğüste sıkışma, nefes almakta zorlanma, baş dönmesi gibi belirtilerin de çarpıntıya eşlik ettiği durumlarda bir doktora başvurulması gerekir.

Stres ve Kalp Sıkışması

Uzun süre stres altında kalınması sonrasında vücudun çeşitli uyarı sinyalleri vermeye başladığını belirten Arslandağ, “Bazen bu davranışsal, duygusal ve sezgisel belirtiler görmezden gelinebilir. Bu belirtiler hissedildiği zaman daha yavaş ve dikkatli davranılmalı, stres kaynağından uzaklaşılmalıdır. Stres nedeniyle vücut halsizliği, baş ağrısı, ellerde terleme-titreme, yorgunluk hissi, mide şikayetleri, dikkat eksiklikleri, hafıza sorunları, cinsel problemler, kızgınlık, ağlama, depresyon, hızlı duygusal durum değişiklikleri, aşırı duyarlılık, negatif düşüncelerde olma, sinirlilik, üzgünlük, aşırı aç kalma ya da yemek yeme, aşırı reaksiyon verme, alkol ve uyuşturucu madde kullanamaya başlama, aile ve arkadaş ilişkilerinde kopmalar görülecektir” şeklinde konuştu.

Stresle başa çıkmak için profesyonel yardım alınması gerektiğini kaydeden Arslandağ, “Bu tablolar geliştiği takdirde temel olarak amaç bu şikayetleri kontrol altına almaktır. Bazı yöntemleri insan kendi kendine geliştirmektedir, bazen de profesyonel yardım alması gerekmektedir. Dengeli yeme-içme, alkol tüketimini sınırlama, düzenli egzersiz yapma, sigarayı bırakma, günün bazı saatlerinde kendini dinlendirme, mükemmeliyetçilikten uzaklaşma, hobi edinme, kendine yeterince zaman ayırma gibi önlemler alınabilir” ifadelerini kullandı.

Stres Kalp Sorunlarına Yol Açabiliyor

1. Farklı stres çeşitleri var mı?
Tıp dalında iki çeşit stresten bahsediliyor. Pozitif olarak yaşanan stres, kişide olumlu duygulara yol açıyor, hatta bağışıklık sistemini bile güçlendirebiliyor. Pozitif stres, stresli bir ortamdan pozitif olarak çıkma durumunda hissediliyor. Mesela iyi geçen bir sınav veya doğum sonrası gibi. Negatif stres durumunda ise olumsuz duygular uyanıyor. Sürekli yaşanması durumunda fiziksel veya ruhsal problemlere yol açabiliyor.

2. Sürekli stres altında kalan kişilerin sağlığı tehlike altına girer mi?
Kişi stres altında olduğu zaman vücut bolca cortisol hormonu üretir. Bu hormon düşünme, öğrenme ve konsantrasyon sağlamada engel teşkil edebiliyor. Yorgun, sinirli ve depresyona girmeye müsait bir ruh hali yaratıyor. Bağışıklık sistemi zayıfladığından kişi hastalıklara karşı daha güçsüz oluyor ve daha kolay hastalanabiliyor. Kalp frekansı ve kan basıncı düşüyor. Bunun yanında kalp krizi geçirme riski de büyüyor. Bunların dışında stres ayrıca hazımsızlıkla ilgili sorunlara da yol açabiliyor. Bunun sonucunda ise kişi ülser oluyor.

3.'Burn-out' sendromu nedir?
'Burn out' İngilizce tamamen yanmış anlamına geliyor. Bu terim vücudun hem fiziksel hem de ruhsal olarak çöktüğünü ve yanıp kül olduğu anlamını taşıyor. Bu durum sürekli olarak stres altındaki kişilerde meydana geliyor.

4.'Burn out' sendromunu ele veren belirtiler var mı?
Genellikle sinsice ilerleyen ve hiç fark edilmeyen bu hastalık, kişinin kendisini yorgun ve işine karşı ilgisiz hissetmesiyle başlar. Özel hayatta ise fiziksel ve ruhsal olarak kişiler kendilerini güçsüz hissettiklerinden dolayı çoğu davetler iptal edilir. Kişi, kendini çok çalışıyor fakat bunun karşılığında gittikçe daha az şey elde ediyormuş bir konumda görüyor. Bu belirtiler kişi tarafından ciddiye alınmadığı taktirde mide, bağırsak ve kalp gibi rahatsızlıkların yanı sıra sırt ağrılarına da yol açıyor.

5. Bu sendrom nasıl tedavi ediliyor?
Konuşma terapisi ile burn-out sendromuna yol açan nedenler konuşularak ortaya çıkarılmaya ve çözülmeye çalışılır. Ayrıca fiziksel şikayetlerin de giderilmesi gerekir. İlaçların yanı sıra şifalı bitkilerde kullanılabilinir.

Stres ve Kalp Ağrısı

Gergin, stres altındaki insanlarda kalp damarları ile alakalı olmayan buna karşılık aynı kalp ağrısını andıran, sırta ve sol kola yayılan ağrılar görülebilir. Sinirsel kökenli ağrılar bayanlarda daha sık görülür. Birlikte her iki elde uyuşma ve çarpıntı, ağız kuruluğu gibi panik atağı düşündüren diğer bulgular olabilir. Hastalar ağrılı bir nöbetin arkasından ağlayarak rahatlayabilirler. İstirahatte, otururken, uzanmış TV seyrederken tam kalbinizin üzerine gelen ve iğne bıçak ucu batması gibi olan ağrılardan korkmayın.

Sinirsel ağrıları gerçek kalp ağrılarından ayırmak için küçük bir ipucu daha vereyim; ağrıyan yeri parmak ucunuz ile göstermeniz ağrının kalpten olmadığını gösterir. Angina pectoris dediğimiz kalp damarlarının darlığına bağlı ağrılar bir noktada değil el ayasından geniş bir bölgede hissedilir. Keza, sıkıntı hissi, göğüste veya sırtta ağrı olmadan sadece elde uyuşma olması da genellikle kalp hastalığının belirtisi değildir.

Kalp Krizi

Kalp krizi kalbi besleyen damarlar olan koroner damarlarda tıkanıklık olduğunda bu tıkanıklığın kalpte beslediği kalp kası bölgesinde ölüm infaktüs olmasıyla ortaya çıkar. Yani kalp krizi olması için önceden kalbi besleyen damarlarda darlık olması bu darlığın ilerleyerek damar duvarını hemen hemen hiç kan geçmeyecek kadar tıkaması gerekir. Kalbi besleyen damarlar olan koroner damarlar damar sertliği=aterosikleroz hastalığı ile tıkanırlar.

Damar sertliği=aterosikleroz ise belirli risk faktörlerinin biraraya gelmesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu risk faktörleri de: Sigara, kan yağlarının yüksek olması (kolesterol yüksekliği) , tansiyon yüksekliği ( hipertansiyon), şeker hastalığı, aile öyküsü, A tipi kişilik, şişmanlık,erkek cinsi, menapoz, yaş( 40 yaş üstü ), stres gibi faktörlerdir. Dolayısıyla bir kalp krizinin ortaya çıkması için öncelikle daralmış bir kalp damarı gerekmektedir. Bu da yıllar içerisinde gelişmektedir. Zaten daralmış bir damarda susuzluk, sıcak, hafif bir stres ya da ağır bir yemekle bir miktar büzülme bile o damarın beslediği kalp kası bölgesinde ölüme yol açabilir. Buna kalp krizi denmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp