Normal Bir Bayılma Ne Kadar Sürer

Normal Bir Bayılma Ne Kadar Sürer

Bayılma beyin kan akımının geçici olarak azalması sonucu gelişen geçici şuur ve duruş kaybı olarak tanımlanır. Yani hastanın bayılma sırasında şuuru kaybolduğundan olup biteni hatırlayamaz ve duruş kaybı olduğundan düşer. Hasta düştüğü zaman yer çekimi ile beynin kanlanması düzelir ve bilinç yerine gelir. Yani düşmeye bağlı yaralanma ve buna ait problemler olmazsa bayılma sonrasında hasta tam olarak kendine gelir.
Bayılmanın kendisi bir hastalık değildir. Altta yatan bir nedenin görünen yüzüdür. Bayılma, kalbe bağlı veya kalp dışı nedenlerden oluşabilir.

Bayılma Tedavisi

Bilincin ve ayakta durma yeteneğinin geçici olarak kaybolması ve ardından bu durumun kendiliğinden düzelmesi ile bayılma oluşmaktadır. Eski yıllarda bayılmanın sadece isteğimiz dışında çalışan otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik altkollarındaki fonksiyon bozukluğundan kaynaklandığı düşünülürdü. Ancak görüldü ki bayılma yalnızca bu yolla değil, kalp ve özellikle toplar damarların yetersiz fonksiyonu, kansızlık, metabolik hastalıklar ve damarlardan salınan biyokimyasal faktörler de burada rol oynamaktadır.

Beyin sapına olan kan akımının düşmesi ile yaklaşık 10 saniye içinde şuur kaybı gerçekleşir. Bu hadise vasovagal refleks, kalp ritminde düzensizlikler, otonom sistemin yetersizliği, beyin akımını ve oksijenasyonunu azaltan her koşul ile ortaya çıkmaktadır. Vagal uyarılarla pankreastan salınan polipeptidler bireylerde bayılmadan önce oluşan sindirim sistemi belirtilerine yol açar, göz dolaşımının azalması ile de görmede bulanıklık oluşur.

Bayılmanın hangi sınıfa sokulacağını teşhis etmek sıklıkla karmaşık olmaktadır, çünkü bayılmaya yol açan mekanizmalar komplikedir ve sıklıkla bir çok mekanizma hadisede rol almaktadır. Başlıca 3 mekanizma bayılmadan sorumlu tutulmaktadır:

Özellikle gençlerde en sık rastlanan bayılma, sıklıkla uzun süreli ayakta kalma ya da dik oturur konumda görülür, çünkü bu yolla bir litreye yakın kanın aşağıda, karın ve bacaklarda göllenmesi 3-5 dakikada gerçekleşir ve kalbe geri dönen kan miktarı azalır (ortostatik bayılma). Kalbin ve damarların da bu hadisede rol aldığını vurgulamak için bu şekilde bayılmalar vasovagal veya nörokardiyojenik bayılma olarak da adlandırılırlar.

Vasovagal bayılmanın karakteristik olarak bayılma öncesinde terleme, solgunluk ve fenalık hissi belirtileri vardır ve ölüm riski oldukça düşüktür. Bu ad altında toplanan bayılma, uzun süre ayakta durmaya bağlı, boyundaki atar damar üzerindeki reseptörlerin ileri derecede duyarlı olmasına bağlı, sindirim sisteminin ileri derecede aktif olması, şiddetli öksürük, idrar ve ıkınma sonrası ortaya çıkmaktadır.

Refleks yolla kalbin alt yüzündeki alıcılar uyarılarak kalp ve damar sisteminde parasempatik sistem aktivasyonu olur, yani tansiyon düşüklüğü ve nabız yavaşlaması oluşarak hadise şuur kaybı ile sonlanır. Yatar durumdan ayağa kalkma ile 1 dakika içinde ortalama kan basıncında geçici olarak 25-30 mmHg'lık bir düşme olmaktadır ki, bu da sağlıklı kimselerde dahi geçici göz kararması ve baş dönmesine sebep olmaktadır.

Ayrıca su boşaltıcı ilaç alanlar ve sporcular gibi çokça sıvı kaybedip, yeterli sıvı almayanlarda, uzun süre sauna gibi sıcak ortamlarda kalanlarda ve beklenmedik bir haber alanlarda da benzer mekanizmalarla ve atardamarlarda da genişleme ile bilinç kaybı olmaktadır. Bu türde ayağa kalkma ile oluşan baş dönmelerini engellemek için vücudumuzun otonomik sinir sistemi ve kas pompası olarak nitelenen mekanizmaları vardır. Vasovagal bayılmada bu mekanizmaların yeterli çalışmadığı bilinmektedir.

Karotis sinüsün aşırı duyarlılığı: kimi insanlarda (özellikle yaşlılarda) beyne giden damarların boyundan geçen kesimi üzerindeki reseptörler aşırı derecede hassastır. Bu olgularda bahsi geçen reseptörlere, traş olma ya da boynun aşırı öne eğilmiş şekilde, 5 saniye kadar basınç uygulanırsa kalp ritminin 3 saniyeden uzun durduğu gözlenir. Bu testle normal kişilerin %40'ında da ritim yavaşlaması görülmektedir. Böyle bir test 3 ay içinde geçici veya kalıcı felç geçirenlere veya boyun damarında üfürüm olanlara yapılmamalıdır. Bu hastalar kalıcı kalp pili uygulamasından çok fayda görürler.

Bayılmaların önemli bir kısmı kardiyak (kalp) kökenlidir. Hastanın kalp ritminin önemli derecede yavaşlaması veya hızlanması tansiyon düşüklüğü ve beyin dokularının az kanlanması ile gider (kardiyojenik bayılma). Başlangıç anidir, otonom sistem aktivasyonuna ait ön belirtiler yoktur. Hasta ayakta veya yatar durumdadır ve nabız alınamaz. Bu durumun uzun sürmesi ile hastada kasılmalar ve idrar ve dışkının kaçırılması gözlenebilir. Nabzın geri gelmesi ile hastanın kısa sürede toparlandığı, yüzünde kızarıklık ve bilincin geri geldiği sıklıkla müşahede edilir. Daha az olmakla birlikte hareketli kalp içi tümörler (miksoma) veya hipertrofik kardiyomiyopati olarak adlandırılan kalp kas hastalıklarında da kalbin kanı ileriye pompalaması kısıtlanarak bayılma görülmektedir.

Bayılmanın Nedenleri

Bayılma, aynı zamanda senkop da denir, bir çok neden bağlı olabilir. Birden fazla neden de bayılmaya neden olabilir. Bazı durumlarda ise bayılma nedeni bulunamayabilir.

Bayılma sıklıkla görülebilir. Genellikle ciddi olmamakla beraber bayılma sırasındaki düşmeden kaynaklanan yaralanmalardan endişelenilir.
Kan aracılığı ile beyine yeterli miktarda oksijen taşınmadığı zaman bayılam görülebilir. Bilinç kaybı veya “iç-geçme” birkaç dakika gibi kısa bir süre devam edebilir.

Kan basıncındaki ani düşüş de bayılmaya neden olabilir. Bazı anlarda kalp hızı ve kan damarları vücudun oksijen gereksinimlerine uygun olarak hızlı cevap veremeyebilir. Bu durum yaşlı insanlarda daha sık görülür.
  • Bayılma durumu
  • Ayağa hızlı kalkıldığında,
  • Aşırı sıcak havada çalışma veya oyun oynandığında,
  • Hızlı veya derin nefes alıp verildiğinde (hiperventilasyon),
  • Üzülme durumunda, kan basıncını kontrol eden sinirler etkilenir,
  • Yüksek tansiyon için ilaç alınıldığında görülebilir.
Öksürme, idrar yapma ve gerinme beyine giden oksijen miktarını etkileyebilir ve bayılma nedeni olabilir. Bu durumların herhangi birisinde bayılma görülür ise endişelenecek durum olma olasılığı azdır. Ancak, birden fazla durumda tekrarlanması durumunda hekime danışılması gerekmektedir.
Eğer, baş hareketleri ile birlikte bayılma görülürse boyun kemikleri beyine giden kan damarlarına baskı yapıyor demektir. Bu durumun yaşanmasında hekime danışılmalıdır.

Kan şekeri düzeyindeki düşme de bayılma nedeni olabilir. Bu durum şeker hastalarının uzun dönem yemek yememesi ile gelişebilir. Bazı reçetelenmiş ilaçlar bayılmaya neden olabilir. Eğer, kullandığınız ilaçlardan kaynaklanan bayılmadan şüpheleniliyorsa hekime danışılmalıdır. Alkol ve kokain de bayılmaya neden olabilir.

Bayılmanın ciddi nedenleri arasında sara nöbetleri, kalp sorunları ve beyine giden kan damarları ile ilgili sorunlar sayılabilir.

Bayılınılacağı hissedildiğinde ne yapılmalıdır?
Yere yatmak yeterlidir. Eğer, bu yapılamıyorsa, oturup öne eğilmeli ve baş dizlerin arasında alınmalıdır. Böylelikle kanın beyine gitmesine yardımcı olunulacaktır. Ayağa kalkmakta acele edilmemelidir.

Bayılma durumunda hekime danışılmalı mıdır?
Eğer bir kez bayılma görülmüş ve belirgin bir sağlık yakınması yoksa hekime danışmaya gerek görülmeyebilir. Ancak, özellikle kalp ile ilişkili, yüksek kan basıncı ve şeker hastalığı gibi ciddi sağlık durumlarında hekime danışılmalıdır. Aşağıdaki durumların mevcudiyetinde hekime kesinlikle danışılmalıdır:
  • Düzensiz kalp atımı,
  • Göğüs ağrısı,
  • Nefes darlığı,
  • Uyarıcı belirti olmadan ani gelişim,
  • Görme bulanıklığı,
  • Konuşma güçlüğü,
  • Düşünce güçlüğü,
  • Başın çevrilmesi ile bayılma,
  • Aydan birden fazla bayılma.
Bu bilgi bayılma hakkında genel bilgi vermektedir ve herkes için geçerli olmayabilir. Bu bilginin sizin için geçerliliği konusunda aile hekiminize danışınız ve gerekirse ek bilgi alınız.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp