Nefrotik Sendrom İncelemeler
Nefrotik Sendrom İncelemeler : Nefrotik sendromda klinik belirtilerin yanı sıra tanı açısından son dereceönemli laboratuvar bulgulan da vardır, td n r tahlilinde en önemli bulgu yüksek düzeyde protein çıkmasıdır. Lipoit nefretik sendromda idrarla çıkan proteinler hemen tümüyle albüminlerden oluşur, öteki glomeriilonefritlerde, globalin gibi molekül ağırlığı daha yüksek ve hastalığın glomerüllerde neden olduğu değişiklikler sonucunda çıkan- lan proteinler de görülür. İdrar çökeltisinin (sediment) mikroskopla incelenmesinde, nötr yağ damlacıklar, çift kı- nlmah yağ cisimcikleri, oval yağlı cisimler, başta hiyalin ve mumsu olanlar olmak üzere çok sayıda silindirler saptanırken, alyuvarlar ya az görülür ya da hiç yoktur.Kanda böbrek işlevini gösteren kreatinin ve azot düzeyi tıormal bulunur.
Plazma protein düzeyi ise 7 gr/ 100 ml'den 3 gr/100 ml'nin de altına düşmüştür. Normal olarak kanda en az bulunan protein türü albümindir (3-4 gr/100 mİ); hastalık sırasında bu oran 1 gr/100 ml'nin altına düşebilir.Nefrotik sendromda alfa-2 globülin ile bir ölçüde beta globülinin artması beklenir.Bu değişiklikler, proteinlerin bir elektrik alana göçünü temel alan ve proteinlerin tipi ile miktarının belirlenmesini sağlayan serum elektroforez yöntemiyle saptanabilir.Hemen her zaman kandaki yağ oranı artmıştır (hiperlipemi). Görünürde en fazla lipoit nefrotik sendromda bu klinik tablo ortaya çıkarsa da, öteki glomerülonefritler de bu değişikliklere neden olabilir. Bu tiplerin gidişi ve tedavisi birbirinden farklı olduğundan, mutlaka kesin tanıya varılmalıdır. İdrarda çıkan proteinlerin incelenmesi, durumu bir ölçüde aydınlatır; yukarıda belirtildiği gibi, lipoit nefrotik sendromda yalmz albümin gibi düşük molekül ağırlıklı proteinler çıkarken, öteki glomeriilonefritlerde molekül ağırlığı yüksek proteinler de (globülin) çıkmaktadır.
Tam daha kesin olarak böbrek biyopsisiyle elde edilen böbrek dokusu örneğinin incelenmesiyle konabilir. Böbrek biyopsisi böbrek hastalıklarının belirlenmesinde büyük önem taşır. Böbrekten alman küçük bir parçacık özel olarak boyanıp işlemlerden geçirildikten sonra mikroskopla incelenir. Biyopsi körlemesine yapılabilir; başkabir deyişle, iğne böbreğe sokularak, böbrek dokusundan küçük bir parça kesilir ve iğne boşluğundan dışarı çıkarılır. Bu girişim sırasında yerel anestezi uygulanır; hasta bir yatağın üzerinde yüzükoyun yatar, derin bir nefes alarak böbreğin hareketsiz kalmasını sağlar. "Açık" uygulamada ise deri ve kaslar böbreği ortaya çıkaracak biçimde kesilir, inceleme için gerekli doku örneği ya daha önceki teknikle ya da bir bisturiyle almır. Böbrek yetmezliği, pıhtılaşma bozukluğu ya da yüksek tansiyonu olmayan hastalarda uzmanlarca yapılan böbrek biyopsisi genellikle komplikasyona yol açmaz.
Bazı hastalarda ise girişim sonrasında idrarla kan kaybı olabilirse de, birkaç gün içinde sona erer. Çok ender olarak atardamarlar ve toplardamarlar arasında olağandışı bir bağlantı (arteriyovenöz fıstül) bulunabilir.Lipoit nefrotik sendrom olgularında optik mikroskopta böbrek dokusu normaldir. Özellikle glomerüllerde değişiklik hiç yoktur ya da çok küçük değişiklikler vardır. Flüoresanla işlemden geçirilmiş antikorlarla işaretlenen doku immünflüoresan mikrosko- puyla incelendiğinde antikorların glomerüllerde tutulduğu görülemez; öteki glomerül hastalıkların tümünde antikorlar tutulur. Burada değişiklikler ancak elektron mikroskopu ile gözlenebilir.