Larenks Sifilisi

Larenks sifilisi doğuştan veya sonradan olabilir.'Doğuştan tip ülserasyonsuz, ünifoıın, simetrik enfiltrasyon veya hiperplazi şeklindedir. Ayni görünüş farenkste de olabilir.Sonradan olanın birinci, ikinci, üçüncü devre’ye ait tezaliürleri larenkste lo- kalize olabilirse de primer lezyon (şankr) çok nadirdir. İkinci devre lezyonları da seyrek görülür.

Larenks sifilis’ine erkeklerde kadınlara nazaran daha çok rastlanır. Sifili- tik vak’aların % 1-15 ini larenks, % 10 kadarını farekns ve °/o 3 kadarını burun sifilisi teşkil eder. 20 - 50 yaşlar arasında sık görülür. Doğuştan tip ya hayatın ilk bir kaç aylık devrinde veya püberte çağında meydana çıkar. Doğuştan hemen sonra meydana çıkan vak’aların umumiyetle ikinci devir lezyonları bulunur, ikinci devrin intra - uterin hayatta tamamlandığı vak’alarda üçüncü devir lezyonları yıllarca sonra (2-15 yıl) meydana çıkar.

PATOLOJİ — Çok nadir olarak epiglot üzerinde veya dil kaidesinde şankr görülebilir, ikinci devir lezyonları eritem (sifilitik katar) veya plâk müközler- dir. Seyrek rastlanır. Teşhis umumiyetle ayni lezyonların fareknste de bulunmaları ve Wassermann reaksiyonu ile konulur.Larenkste eıı çok rastlanan üçüncü devir lezyonlarıdır. Bu lezyonlar gom, ülserasyon, perikondritis, nekroz, post sifilitik endürasyon, nedbeler ve adez- yonlar şeklinde görülebilir.

1. GOM — Etrafındaki dokudan aşikâr bir hudutla ayrılmış, lokalize, mahdut gom şekline larenkste seyrek rastlanır. Yuvarlak, düzgün satıhlı, koyu kırmızı veya erguvan renklidir. Yaygın veya nodüler gommöz enfiltrasyon daha sık bulunur. Ülserasyonsuz yaygın hiperplazi olabilir. Her iki şekil birlikte bulunabildiği gibi ülserasyon başlayıncaya kadar her şekilde dikkati çekmeyebilir. Gommöz enfiltrasyon bir kaç yerde ayrı ayrı lokalize olabilir. Epiglottis- de, aritenoidlerde, diğer larenks bölümlerinde lezyon yerleşebildiği gibi larenk- sin bütün iç yüzünü enfiltre edebilir. Sifilitik larenjitisin bu şekli daha ziyade eksik tedavi gören veya hastalığın tekrarladığı vak’alarda görülür.

2. ÜLSERASYON — Farenkste sık görülen sathi ülserasyon larenkste çok nadirdir. Derin ülserasyon daima gom veya yaygın gommöz enfiltrasyon neticesi husule gelir, intizamsız, krater şeklinde, zımba ile kesilmiş gibi kenaarları keskin olup etrafında iltihaplı bir çevre bulunur. Ülserin dibi kirli beyaz veya sarı nekrotik birikinti ile örtülüdür. Ülserasyon en ziyade epiglottisde yer alır, ağrısız olabilir.

3. PERİKONDRITÎS VE NEKROZ —- Sifilitik arijinli perikondritis her hangi bir larenks kıkırdağında başlayabildiği gibi gommöz ülserasyonun kıkırdağa kadar nüfuz etmesile de vukua gelebilir. Bu sonuncu şekil daha sık görülür. Perikondritis kıkırdağın nekrozuna sebep olabilir. En çok epiglottis zarar görür. Aritenoidler veya diğer kartilaj parçaları ekispirasyonla dışarıya atılırlar. Perikondritis larenkste büzülmeler yapan nedbe dokusuna, aritenoid oynağının ankilozuna sebep olabilir.

4. POST - SÎFÎLÎTİK ENDURASYON — Bazan da larenkste tedaviye inat eden, skleroz ve kontraksiyona meyil gösteren sifilitik orijinli hipertrofik laren- jitis görülür, parasifilitik larenjitis adını alır (Fournier). Yaygındır, larenkse enfiltrasyon görünüşü verir. Bazan da muayyen bölgelere lokalizedir. Ses şeritlerinin arka nihayeti, aritenoidler arası mesafesi başlıca lokalizasyon gösterdiği yerlerdir. Oldukça simetriktir. Ses şeritleri üzerinde pakidermiye benzer. Ekseriya aritenoidler lirası mesafede pakidermatöz kalınlaşma bulunur. Bazı vakalarda granülomatöz bir tümör, sifilom teşekkül edebilir

5. NEDBE VE ADEZYONLAR -— Lezyon epiglottisde ise ön kenarı dil kaidesine yan kenarları farenks arka duvarına yapışabilir. Aritenoidler ve vant- riküler bandlar kıvrılmış, deforme kalabilir. Ses şeritleri arasında bilhassa ön tarafta, sikatrisiel bir perde husule gelebilir.

BELİRTİLER — I .ezyonun lokalizasyoııuna, genişliğine, şiddetine göre değişir. Umumiyetle ses kısık ve kabadır. Afoni olabilir. Konuşma tüberkülozda olduğu gibi ağrıya sebep olmaz. Larenks sifilisinde ağrı aşikâr belirti değildir, ancak sür'atle eriyen gomlar ağrı yapar. Eğer gom epiglottis veya dil kaidesinde, farenks yan duvarında derin iilserasyonlaıa sebep olursa disfaji yapar.Dispne glottik veya sub - glottik mesafelerin istilâya uğrama ve ses şeritlerinin fiksasyoııu derecesine göre değişir.

DİYAGNOSTİK — Larenksteki bulgulara, viicudün diğer bölümlerinde, mevcut lezyonlara, tedaviden alınan neticeye istinat eder. Sifilitik bir hastada spesifik olmayan iltihaplı bir lezyon veya tüberküloz, fena tabiatlı tümör bulunabileceği unutulmamalıdır. Bundan başka larenkste sifilitik lezyon tüberküloz ve kanserle birlikte bulunulabilir.

Tecrübe tedavisi, Wassermann reaksiyonu, biyopsi ayırım diyagnostikte yardımcıdırlar. Aritenoid fiksasyonunu n. re- currens paralizisiııden ayırmalıdır. Bununla beraber sifilis larenkste miyopatik paralizi husule getirebildiği gibi bulbustaki çekirdekleri, herhangi bir noktada siniri de istilâ edebilir, periferik neuritis husule getirerek, n. recurrens paralizisi- ne sebep olabilir.

PROGNOS — Erken tedavi edilen vak’alarda iyidir. Fakat ses cihazında ekseriya bir arıza kalır, ses normale dönmez. İlerlemiş vak’alarda uzun tedaviye dispnenin arttığı vak’alarda trakeotomiye ve teessüs etmiş stenozların ameliyatla tashihine lüzum hasıl olur.TEDAVİ — Genel tedavi, ses istiralıati ve antisifilitik tedavidir. Iodürler verilirken ihtiyatlı davranmalıdır. Larenkste fazla iritasyon, katar ve hattâ ödem yapabilir.Lokal tedavide önemlidir. Ülserasyonlar üzerine önce alkalen solüsyonlar püskürtülür, sonra iodoform tozu pülverize edilir. Ağrı ve disfaji hallerinde anestezin, pontocain ensüflasyonları yapılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp