Hiv Belirtileri

Hiv Belirtileri : HIV ("Human Immunodeficiency Virus", insan Immun Yetmezlik Virusu) infeksiyonu, etken virüsün etkisiyle bağışıklık sisteminin giderek baskılandığı kronik bir infeksiyon hastalığıdır.

Hastalığın etkeni olan virüs (HIV), lentivirus ailesine mensup bir retrovirüstür. Retrovirüsler, tek sarmallı RNA içeren zarflı viruslardır. Reverse transkriptaz enzimi aracılığı ile genetik materyellerini çift sarmallı DNA'ya çevirip konakçı kromozomuna integre etme özelliklerine sahiptir.
insan lenfositlerinin yüzeyinde, hücre aktivitesi ve fonksiyonunda rol alan spesifik glikoproteinler mevcuttur. CD4 hücre yüzey antijeni taşiyan lenfositler, immunolojik reaksiyonlara yardim eden hücrelerdir. CD4 + lenfositler ayni zamanda HIV infeksiyonun primer hedefleridir. HIV infeksiyonun seyri boyunca CD4 +T hücre sayisi giderek azalir buna bağli olarak da AIDS için karakteristik firsatçı infeksiyonlar ve kanserler ortaya çıkar.

Virüs alındıktan sonra hastalık belli evrelerle seyreder. Aşağıda önce hastalığın bu seyri, sonra hastalık sırasında görülen farklı organ sistemlerine ait klinik bulgular ve hastalığın tedavisi anlatıldı.

I. HIV INFEKSİYONUNUN KLİNİK SEYRİ

HIV infeksiyonunun doğal seyri yedi evreye ayrılarak incelenmektedir.
1. Virüsün bulaşması
2. Primer HIV infeksiyonu ( Akut HIV infeksiyonu )
3. Serokonversiyon (Antikor oluşmasi)
4. Asemptomatik Dönem
5. Erken Semptomatik Dönem
6. Geç Semptomatik Dönem ( AIDS )
7. İleri Evre

1. Virüsün Bulaşması:

HIV/AIDS esas olarak üç önemli yolla bulaşır.:


a. Cinsel yolla bulaşma:
HIV/AIDS her türlü cinsel temasla ( homoseksüel, heteroseksüel, oral, vajinal veya anal ) bulaşır. Bulaş için virüsü taşıyan kişiyle yapılacak tek bir cinsel temas bile yeterlidir. HIV ile infekte kişilerle yapılan cinsel temas sayısı arttıkça, bulaş olasılığı artmaktadır. Birden fazla cinsel eşi olanlar, sık eş değiştirenler, damar içi madde kullanma alışkanlığı olanlar, hemofili, diğer kanama bozukluğu, kronik böbrek hastaliği gibi hastaliklari nedeniyle sık kan verilmek zorunda olan kişilerle yapılan cinsel temasda bulaş riski daha yüksektir. Oral, vajinal ve anal yolla yapılan cinsel temaslar bulaş riski açısından farklılık gösterir, anal cinsel temasda risk daha fazladır.

b. Kan ve kan ürünleri ile bulaşma:
Virüsün kanda yoğun miktarda bulunması nedeni ile, virüsü taşıyan kişilerden alınan kan ve kan ürünlerinin başka bir kişide kullanılmasi ile hastalık bulaşabilir. Ancak 1985 yılında viruse karşı oluşan antikorlarin kanda tespit edilmeye başlanmasıyla, kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi yasal zorunluluk oldu. Bu nedenle sonraki yıllarda bu yolla bulaşın son derece azaldı.
Ancak damar içi madde alışkanlığı olan kişilerin aynı iğne/enjektörü paylaşmaları ile bulaş giderek artan oranlarda görülmektedir.

c. Anneden bebeğe bulaşma:
HIV, gebelik boyunca, doğum sırasinda ve emzirme ile anneden bebeğe geçebilmektedir. Ancak %20-30 olan bu oran HIV pozitif anneye antiretroviral (virusu baskilayan) ilaç başlanmasi, doğumdan sonra ise bebeğe aynı ilacin verilmesi ve elektif sezaryen uygulanmasi ile % 8-10'lara düşürülebilmektedir.

2. Primer HIV infeksiyonu: ( Akut HIV infeksiyonu )

HIV, vücuda alindiktan 1-6 hafta içerisinde ilk çoğalma döneminde akut infeksiyona neden olur. Bu dönemde klinik bulgular, HIV infeksiyonuna özgü değildir ve değişkendir. Semptomlar ve görülme sikliklari şu şekilde belirtilmektedir: Ateş (%96), lenf bezlerinde büyüme (lenfadenopati) (%74), farenjit (%70), deri döküntüleri (%70), kas veya eklem ağrisi (%54), ishal (%32), baş ağrisi (%32), bulanti ve kusma (%27), karaciğer ve dalak büyümesi (%14), pamukçuk (%12). Bir kisim vakada menenjit, ensefalit gibi sinir sistemi bulgularina rastlanir. Bütün bu bulgular 2-4 hafta içerisinde tedavi gerektirmeden geçer. Akut infeksiyon döneminden itibaren kişi bulaştiricidir.

3. Serokonversiyon:

Virüsün vücuda girişini takiben, % 95 vakada 6-12 hafta içerisinde HIV'e karşi antikorlar gelişir. Bu antikorlarin hastaliğin ilerlemesini engelleyici etkileri yoktur, ancak hastaliğin teşhisi açisindan önem taşirlar. Bu döneme "serokonversiyon dönemi" denmektedir. Antikorlar gelişene kadar geçen sürede, kanda virüs mevcuttur ve hasta bulaştiricidir.

4. Asemptomatik Dönem:


Serokonversiyon döneminden sonra infekte kişiler "Asemptomatik Dönem"e girerler. Bu dönemde kişilerde hiçbir belirti ve bulgu yoktur, ama bulaşticidirlar. Asemptomatik dönem 6.5-13 yil (ortalama 8-10 yil) sürer. Ancak vakalarin %20-30'u ortalama 1.5-5 yil içerisinde bir sonraki döneme geçebilmektedir. Bu süreyi etkileyen faktörler virüsün alinma yolu, hastanin yaşi ve virüsün virülansidir. Transfüzyon yolu ile alanlarda virüs yükü daha fazla olduğundan süre 6 yil olmakta, virüsü cinsel temasla alan homoseksüel erkeklerde ise bu süre 10-12 yila uzamaktadir.

Fizik muayene bu dönemde genellikle normaldir. %40-50 vakada fizik muayenede yaygin lenfadenopati saptanabilir. Lenf bezi büyümeleri HIV infeksiyonu dişinda değişik hastaliklarda da görülebilmektedir. HIV infeksiyonundan olduğunun belirlenebilmesi için lenf bezi büyümelerinin kasik dişinda en az iki ayri bölgede olmasi, büyüklüklerinin 0.5-2 cm çapinda olmasi ve 3 aydan daha uzun bir süre büyük kalmasi gerekmektedir. Klinik yönden bu dönem latent bir dönemdir. Ancak lenfatik dokularda virüs çoğalmaya devam etmekte ve CD4 hücre sayisi progresif olarak azalmaktadir.

5. Erken Semptomatik Dönem:

Hastalarda ilk kez doktora başvurmalarina neden olan belirtilerin başladiği dönemdir. Halsizlik, baş ağrisi, vücut ağirliğinin %10'undan fazla kilo kaybi, nedeni bulunamayan ateş, bir aydan daha uzun süren ve tedavi edilemeyen ishal, deride pullanmalarla seyreden bir hastalik olan seboreik dermatit, yaygin ve sik herpes virüs infeksiyonlari, ağizda mantar infeksiyonlari en sik karşilaşilan belirti ve bulgulardir..
. CD4 hücre sayimi ile beraber kandaki virüs miktarini gösteren viral yük tayininin yapilmasi ve tedavinin bu parametrelere göre planlanmasi gerekir.

6. Geç Semptomatik Dönem: ( AIDS )

Bu dönemde bağişiklik eksikliği iyice belirgin bir hale gelir, firsatçi infeksiyon veya kanserler ortaya çikabilir. Yaygin kullaniminda HIV ile ilgili tüm hastaliklar genel olarak AIDS adi ile anilmakta ise de aslinda virus vücuda alindiktan sonra geçirilen tüm dönemler HIV infeksiyonu, bunun son basamaği da AIDS dönemidir. AIDS'i belirleyen hastaliklar, bağişiklik sistemi sağlam kişilerde hastalik yapmayan ya da bazi özel durumlarda çok seyrek hastalik yapabilen, parazit, virus ve mantarlarin neden olduğu bazi infeksiyon hastaliklari ile, Kaposi sarkomu, beyin lenfomasi gibi bazi özel tür kanser hastaliklaridir.
özellikle bu dönemde firsatçi infeksiyonlarin tanisi, tedavisi ve profilaksisi (önleyici tedavisi) önem taşimaktadir.

7. İleri Evre

Gözün retina tabakasinin virüse bağli infeksiyonu olan sitomegalovirüs (CMV) retiniti görülebilir. Bu evreye gelmiş hastalarda, antiretroviral tedaviye rağmen ortalama 2 yil içerisinde yeni bir AIDS göstergesi hastaliğin ortaya çikişi engellenememektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp