çiçek hastalığı tedavisini kim buldu

Çiçek Hastalığı Tedavisi :

Çiçek Hastalığı Nedir ? Hastalık Hakkında Genel Bilgiler

Çiçek (smallpox), Poxviridae ailesi üyesi variola virüs tarafından oluşturulan görüldüğünde uluslar arası bildirilmesi zorunlu bir enfeksiyon hastalığıdır.
Çiçek hastalığı 3000 yıldan beri bilinmektedir. Enfeksiyon hastalıkları tarihinin bilinen en ölümcül hastalıklarındadır.
Etken virüs ısıya ve ışığa duyarlıdır. Yatak takımları ve elbiseler de bir hafta kadar bulaştırıcılığını koruyabilir. Bulaşma için 10-100 kadar az sayıda virüs yeterlidir.
Çiçek hastalığı sadece insanlarda görülür. Bulaş zinciri insan-insan-insan şeklinde uzanır.
Hastalık yakın temasla ve damlacık yoluyla bulaşır. Döküntü başladıktan sonraki ilk hafta içinde daha fazla bulaştırıcıdır. Hasta lezyonları tümüyle kabuk ayrılıncaya dek bulaşıcı olabilir. Nadiren giysiler, ortak kullanılan eşyalar ve yatak takımları ile bulaşabilir. Geçmişte olan olgularda genellikle daha önce bir hastayla yakın temas öyküsü vardır. İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa’da oluşan olgularda da hep bir hastayla temas öyküsü alınmış ama tren, otobüs, uçakta temas saptanmamıştır. Bir hasta çevresindeki ortalama 10 kişiye hastalığı bulaştırabilir. Kızamık ve suçiçeği çiçekten daha bulaşıcıdır. Çünkü kuluçka döneminde değil, döküntü döneminde bulaşıcı olması ve bu devrede hastaların yatakta kalarak bir açıdan izole olmaları yakın temaslılar dışında bulaşma riskini azaltır.

Hastalık kış ve erken ilkbaharda daha sık görülür.

Hastalığın bugün için etkin bir tedavisi yoktur. Sidofovir in vitro etkili bulunmuştur. Destek tedavi ve ikincil enfeksiyonların tedavisi önem kazanmaktadır. Hastalığın variola major tipi %30 oranında ölümcül seyretmektedir. Küçük çocuklar, yaşlılar, bağışıklığı baskılanmış kişiler ve gebelerde daha ağır seyretmektedir.
Yaygın toplum aşılaması sonrasında çiçek eradike edilmiştir. En son olgu (hastane aşçısı) 1977’de Somali ve 1978′de İngiltere Birmingham’da (iki laboratuvar kökenli olgu) görülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1980 yılında çiçek hastalığının tüm dünyada eradike olduğunu ilan etmiştir. Eradike edilmesi nedeniyle DSÖ çiçek aşısının rutin uygulamadan çıkarılmasını önermiştir. ABD 1971′den itibaren aşı uygulamamaktadır. Ülkemizde de 1980 sonrasında çiçek aşısı uygulanmamaktadır. Aşı uygulamaları sadece benzer virüslerle çalışan laboratuar çalışanlarına uygulanmasıyla sınırlı kalmıştır. 1982′de sivil kullanım için aşı üretilmesi durdurulmuş, ABD askerlerinin aşılanmasına da 1990′da son verilmişti.
Aşı günümüzde son terör olayları nedeniyle oluşan biyoterörizm tehdidi nedeniyle yeniden gündeme gelmiştir. Vaccinia virüs kökeninin kullanıldığı dana veya koyunda üretimle elde edilen birinci kuşak aşılar %95 oranında koruyucu olmuştur. İlgili aşı canlı bir virüs aşısıdır. Aşının koruyuculuğu 5-10 yıl olarak kabul edilmektedir. Daha önce aşılanmışlarda çiçek hastalığı gelişse bile hafif bir seyir göstermektedir.
Aşının günümüzde diğer aşılarla karşılaştırılması yapılınca yan etkileri olağan koşullarda kabullenilemeyecek derecede yüksektir. Yaygın lokal reaksiyonlarının yanı sıra bir milyon olguda 13-52 oranında ciddi yan etkilere neden olmaktadır (aşı sonrası ensefalit, jeneralize vaccinia, ekzema vaccinatum, perikardit, Steven Johnson Sendromu gibi).

Kullanılan aşı suşuna göre değişmekle birlikte ortalama bir milyonda 1-5 oranında da ölüme neden olabilmektedir.

Bağışıklığı baskılanmış olanlar günümüzde çok daha fazla sayıdadır. Bu grup hastalar, HIV/AIDS enfeksiyonları, küçük çocuklar ve gebelerde aşı çok daha riskli durumlara yol açabilmektedir. Aşılananların yakın temaslılarında da ortalama iki hafta kadar risk oluşturmaktadır. Bu nedenle günümüzde hiçbir olgu yokken kitle aşılamaları önerilmemektedir. Dünyada hiçbir olgu yokken yapılacak kitle aşılaması yarar/zarar oranı göz önüne alındığında yan etkileri daha fazla sorun yaratacaktır.
Günümüzde bir ülkede oraya çıkacak bir olgu bile tüm dünyanın sorunu olacağından, DSÖ ihtiyaç duyulduğunda aşı teminini taahhüt etmiştir. Ayrıca mevcut aşı daha önce stoklarda saklanan bir aşıdır. Bu aşının üretimi diğer aşılara göre daha kolaydır. Geçmişte ülkemizde de aşı konusunda deneyim elde edilmiş ve Vaccinia Ankara suşu da en attenue suşlardan biri olmuştur. Olgular ilk tespit edildiğinde temaslıların ilk dört gün içinde aşılanması gereklidir. Günümüzde hücre kültürleri kullanılarak ikinci kuşak aşılar üretilmiş, yeni aşılar üzerinde çalışılmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri 11 Eylül 2001 sonrasında terör olaylarının en büyük hedefi olduğunu ve terör amacıyla biyolojik silahların kullanılabileceğini düşünerek alarm haline geçmiş başta şarbon ve çiçek hastalığı konusunda yoğun hazırlık önlemleri almış, bu kapsamda kendi popülasyonuna yetecek miktarda aşı stoğu yapmış, olası saldırıya karşı idari altyapı hazırlıklarını tamamlamıştır.
11 Eylül 2001 sonrasında A.B.D.’de postacıların hedef alındığı münferit şarbon saldırıları yaşanmış ve aynı dönemde bizim ülkemizde de bir panik havası oluşmuştur.
Ülkemizde başta şarbon olmak üzere biyolojik savaş aracı olabilecek diğer mikroplarla bulaşan hastalıklar konusunda tanı ve tedavi noktasında Sağlık Bakanlığı kurumları ve Tıp Fakültelerinde gerekli alt yapı mevcuttur. Biyolojik savaş veya biyoterör aracı olarak kullanılabilecek mikroplarla oluşan hastalıklar, özellikle şarbon konusunda yeterli birikime sahip 1000’in üzerinde enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanının varlığı ülkemiz için güven vericidir.
Günümüz dünya siyasetindeki gelişmeler göstermektedir ki biyoterör, teröristler veya devletler tarafından fiziksel ve psikolojik saldırı veya tehdit aracı olarak kullanılabilmektedir.

Öneriler

Belirlenmiş bazı bölge hastanelerinde olası bir çiçek hastalığı şüphesi ile başvuru durumunda bu hastanın tanısı, tedavisi ve bakımı ile ilgilenecek bir ekip tespit etmek, bu ekip üyelerini ve aşıyı uygulayacak kişileri aşılamak, aşı uygularken de yan etkileri azaltmak için öncelikle daha önce aşılanmış olanları (1976 dan önce doğanlar) aşılamak uygun olacaktır.
Aşı yapılan kişilerde aşı yeri steril gaz ve bunun üzerinde şeffaf drape ile korunmalı, bunun da üzerinde giysi olmalı, aşı yerinden gelecek eksüda, bu yara örtüsünün sık sık değiştirilmesi suretiyle uzaklaştırılmalıdır. Aşı suşunun hasta bakımı sırasında hastalara bulaştırılmaması için temas izolasyon yöntemine sıkı uyum sağlanmalıdır. Aşı yapılan kişilerin hasta bakımından uzaklaştırılması gerekmez. Aşı yapılan personelin yara örtülerinin değiştirilmesi için bir personel tayin edilmeli ve bu kişi de aşılanmalıdır. Aşılanan kişi 21 gün süreyle; aşılı kişi ile ciddi teması olan kişiler ise 14 gün süreyle kan donörü olmamalıdır.
Hazırlık programı kapsamında 18 yaşın altındakiler aşılanmamalıdır. Çiçek aşısı atopik dermatit, egzama, diğer kronik cilt hastalıkları, inflamatuar göz hastalıkları, gebelik, 1 yaş altındaki bebekler, HIV enfeksiyonu, bağışıklık baskılanması veya yetmezliği, ve gebelik durumlarıdır. Bu kontrendikasyonlar aşılanacak kişinin ev halkı için de geçerlidir.
Bir çiçek salgını olduğunda bunu önlemenin en etkin yolu hastayı izole etmek ve temaslılarını (ev içi temaslılar ve yakın temaslılar) ve bu temaslılar hastalık geliştirirse bunların da temaslılarını aşılamaktır. Salgının olduğu bölgede temaslıların izinin sürülmesi ve temas olasılığı olanların aşılanması (ring vaccination) salgının diğer bölgelere yayılmasını önleyecek, diğer yandan kitle aşılama uygulaması sonucu oluşabilecek çok sayıda aşı yan etkisini azaltacaktır.
Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları uzmanları her zaman için aşıyla korunabilecek hastalıklarda aşının yapılmasından yana olmuşlardır. Ama bir noktaya dikkat ederek: yarar/zarar oranı Hem bireysel, hem toplumsal olarak bu noktaya dikkat edilmelidir.
Arzu edilmeyen bir biyolojik terör tehdidi halinde en etkili korunma yolunu toplumca hazır olma sağlar. Biyolojik teröre karşı hazırlık ise yeterli bir halk sağlığı alt yapısı ile yetkili ve ilgili kurumlarla toplum arasında iyi örgütlenmiş bir haberleşme ağının kurulmasını içerir. Bir tehdit varlığı söz konusu olduğunda ya da böyle bir değerlendirilme yapıldığında yetkili makamlarca kamunun açıkça aydınlatılması, alınan ve alınacak önlemlerin açıklanması ve yurttaşların nasıl davranacakları konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirilmeleri gereklidir. Burada üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan biri de yapılacak açıklamalar ve her tür yayının yaratılmış olan kaos ortamına katkıda bulunmamasına özen gösterilmesi gerektiğidir.

Otuz gram Kefeki Kremasını yarım litre suda çözündürün. Soğuduğunda kısa aralıklarla için. Kesin ve asla başarısız olmayan bir ilaçtır ve yaklaşık 3 günde iyileştirir. Bu denemiş insanlar tarafından böyle bilinir. Hiçbir iz bırakmaz, asla körlüğe sebep olmaz ve her zaman hastalığın kalıcı olmasını önler. Zararsızdır. Bu bir gazete makalesinden kopyalanmıştır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp