Böbrek Kanseri Nedir

Böbrek kanseri nedir,böbrek kanseri hastalığı ve bu hastalık hakkında tüm bilgiler bu makalemizde yer almaktadır.Böbrek kanseri hastalığı hakkında bilmek istediğiniz tüm bilgilere ulaşmak için aşağıdaki makalemize göz atmanızı öneririz.

BÖBREK KANSERİ NEDİR ?
Böbrekler, karın üst bölgesinde bulunan ve idrarı oluşturan bir çift organdır. Oluşan idrar üreter adı verilen iki ince borucuk aracılığıyla idrar kesesine aktarılır. Böbrekler sırtta göğüs kafesinin iki yanında yer alırlar ve kuvvetli sırt adaleleri ve alt kaburga kemiklerince dış etkilere karşı korunurlar. Etrafında Gerota kılıfı adı verilen kalınca bir kılıfla kaplı olup ayrıca da üst yüzeyi tıpkı bir elmanın dış kırmızı kabuğu gibi bir zarla kaplıdır.

Böbrekler kandaki atık maddeleri ve vücuttaki fazla su ve tuzu temizlemekten sorumlu olan organlardır. Bunun yanı sıra kan basıncını (tansiyon) ayarlamada ve kan yapımında da rol oynarlar. Buradan kaynağını alan kanserlere böbrek tümörü adı verilir.

KAÇ TİP BÖBREK TÜMÖRÜ VARDIR ?
En sık görüleni böbrek hücreli kanserlerdir (% 85oranında). Bunun haricinde böbreğin toplayıcı bölümünde ortaya çıkabilen değişici epitel hücreli kanserler % 6-7 oranında görülür. Çocuklarda ise % 5-6 oranında Wilm's tümörü adını alan daha farklı bir böbrek kanseri ortaya çıkabilir.

Bunun dışında nadir olarak görülen böbrek sarkomları, böbrek adenomları, onkositomlar ve anjiomiyolipomlar sayılabilir.

BÖBREK KANSERİNİN NEDENLERİ NELERDİR ?
Böbrek kanseri genellikle 50-70 yaşları arasında ortaya çıkar. Erkekte kadına göre 2- 3 kat daha fazla görülür. Böbrek kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak, araştırmacılar böbrek kanseri gelişmesi açısından bazı risk faktörleri belirlemişlerdir. Ancak,bu risk faktörlerine sahip olan herkes böbrek kanserine yakalanmayacağı gibi her böbrek kanserli hastada da bu faktörler bulunmayabilir.

Sigara: Araştırmalar sigara içenlerde böbrek kanseri görülme riskinin iki kat fazla olduğunu göstermektedir. Bu risk günde içilen sigara miktarı ve sigara içme süresiyle daha da artar. Sigara bırakıldığında artmış olan risk zamanla geriler.

Aile öyküsü: Ailede böbrek kanserli bir akrabanın olması böbrek kanserine yakalanma riskini artırmaktadır.

Diet: Yüksek kalorili diet ve kızartma türü yiyecekler riski artırmaktadır.

Yüksek tansiyon: Bazı çalışmalarda yüksek tansiyonlu hastalarda 3 kat fazla böbrek kanseri geliştiği gösterilmiştir.

Şişmanlık: Fazla kilo özellikle kadınlarda böbrek kanseri riskini arttırabilir.

Mesleki risk faktörleri: Çelik endüstrisi, petrol, kadmiyum, kurşun endüstrisi çalışanları ve asbestoza maruz kalanlarda böbrek kanseri riski artmaktadır.

Radyasyon: Daha önce tedavi amacıyla radyasyon almış ya da başka bir nedenle radyasyona maruz kalmış kimseler artmış risk taşırlar.

Diyaliz: Kronik böbrek yetmezliği nedeniyle uzun süreli hemodiyaliz programında olan hastalarda böbrek kisti ve böbrek kanseri riski daha fazladır.

Genetik: Von Hippel-Lindau hastalığı genetik geçişli bir hastalık olup beraberinde iki taraflı böbrek ve diğer bazı organlarda kanser ortaya çıkması söz konusu olabilir. Bu hastalar ve ailesi yakından izlenmelidir.

BÖBREK KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Başlangıç aşamalarında böbrek kanseri çok belirgin bir yakınmaya sebep olmayabilir. Ancak, tümör büyüdükçe ve yayıldıkça tedavi olasılıkları azalmaktadır. Görülme sıklığına göre aşağıda sıralanan belirtilerden bir veya birkaçı ortaya çıkabilir;

İdrarda kan: Zaman zaman çıplak gözle görülebilir, bazen kaybolabilir. Bazı durumlarda ise sadece idrar analizlerinde çıkabilir.

Böbrek bölgesinde kitle
Ağrı
İştahsızlık
Genel hastalık hali
Kilo kaybı
Tekrarlayıcı yüksek ateş
Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
Kansızlık (anemi)

Kanser yayılmışsa ( metastaz ) yayıldığı organla ilgili bulgular görülebilir. Örneğin akciğerlere yayıldıysa öksürük, nefes darlığı, kanlı balgam çıkarma olabildiği gibi kemik yayılımı olan hastalarda kemik ağrıları, beyin yayılımı olanlarda baş ağrısı, felçler, şuur kaybı gibi bulgular olabilir.

Bu yakınmalar böbrek kanserinin belirtisi olabileceği gibi enfeksiyon gibi başka problemlerden de kaynaklanabilir. Bu yakınmalara sahip olan insanlar mutlaka bir üroloji uzmanına görünmelidirler.

BÖBREK KANSERİ TEŞHİSİ VE TEŞHİS YÖNTEMLERİ ;

Anamnez (hasta sorgulaması)-Fizik Muayene; Ailede böbrek kanseri hikayesi var mı? Başka risk faktörleri var mı? Karında ele gelen kitle var mı?

Kan analizleri: Böbrek kanserine eşlik etmesi beklenen belirtiler bulunmakta mı? Anemi (kansızlık) ya da kanda yüksek kalsiyum, karaciğer fonksiyonlarında bozulma …vb

İdrar analizinde: İdrar da kanama var olup olmadığı ortaya konulmalıdır

Görüntüleme yöntemleri;
1-İntravenöz Pyelografi IVP (İlaçlı böbrek filmi);
Kalsifikasyon adı verilen birikimler bu filmlerde beyaz lekeler halinde gözlenebilir. Yine intravenöz pyelogramda böbrekte kitleye bağlı itilme veya renal pelviste (böbrekteki büyük havuz) dolma defekti şeklinde yer kaplayan lezyonlar olarak görülebilir. İntravenöz pyelografinin tek başına doğruluk oranı %75‘dir.

2-USG; üriner sistemi görüntülemede kullanılan non invaziv, ucuz ve doğruluk oranı yüksek bir yöntemdir. Böbrekte yer kaplayan lezyonun büyüklüğü, solid-kistik ayrımı, böbrek komşuluğundaki dokulara ait hastalıkların tespit edilmesinde oldukça başarılıdır.

3-Bilgisayarlı tomografi; Enine kesitlerle tüm karın içi organların aynı anda değerlendirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca özellikle damardan verilen kontrast madde ile, böbrekte ultrasonografi ile belirlenen kitlenin o kontrast maddeyi tutup tutmadığı ve kitlenin damarsal zenginliği açısından da fikir edinilir. Ayrıca kitlenin böbrek içindeki lokalizasyonu, boyutları kesin olarak vurgulanırken, bu detayları, planlanacak cerrahi tedavi açısından önemlidir.

Böbrek dış kenarına yakın yerleşimli, ana damarlarla yakın ilişkisi olmayan sınırlı bir böbrek tümöründe sadece tümörün alınarak geride kalan sağlam böbrek dokusunun kurtarılması çok önemlidir. Özellikle iki taraflı böbrek kanseri vakalarında gerideki sağlam böbrek dokusunun kurtarılması hastanın diyalize ihtiyaç duymaması için hayati önem taşımaktadır.

4-MR Görüntüleme; Yan etkilerinin az olması, kitlelerin yapısını yüksek doğrulukla göstermesi, böbrek yetmezliği ve kontrast madde alerjisi olanlarda uygulanabilir olması, renal ven ve vena cava trombüslerini kontrast madde gereksinimi olmadan göstermesi en önemli avantajlarıdır.

5-Sintigrafi; Sintigrafi kemik ağrıları ve alkalen fosfataz yüksekliği olan hastalarda metastazların saptanması için kullanılır. Kontrast alerjisi olan hastalarda böbrek sintigrafisi böbrek fonksiyonlarını ve kitlenin damarları hakkında bilgi verir.

6-PET(pozitron emisyon tomografisi); Özellikle metastatik böbrek tümörlerinde tedaviye cevabı değerlendirmede kullanılabilir.

7-Biyopsi; Bazı vakalarda teşhis konusunda çok şüphe varsa gündeme gelebilir ve genellikle bilgisayarlı tomografi rehberliğinde yapılabilir. Ancak biyopsinin değerlendirilmesinde sıkıntıları vardır. Bunlardan en önemlisi patolojik değerlendirme için alınan materyal genellikle yeterli olamamakta ve bu nedenle de teşhiste kesinlik söz konusu olmamaktadır. Böbrekteki kitlenin, metastaz şüphesi, abse ve lenfoma gibi, böbrek tümörü dışında bir sebepten kaynaklandığı düşünülen olgularda, tedavinin yönü değişeceğinden biyopsi faydalı olabilir. İşlemin olası yan etkileri tümörün yayılması, akciğer yaralanması, kanama ve enfeksiyondur.

KLASİK TIPTA BÖBREK KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ ;

Cerrahi: Böbrek tümöründe esas tedaviyi oluşturur. Cerrahi yaklaşımlarla çıkarılmadan büyük bir böbrek tümörü varlığında yaşama şansı çok düşüktür. En sık uygulanan cerrahi şekli radikal nefrektomi dir. Bu ameliyatta böbrek ve çevresindeki tüm dokular çıkarılır. Bunun dışında böbreğin sadece bir noktasında yerleşmiş ve küçük tümörlerde veya sadece tümörlü olan tek böbreği olanlarda böbreğin tümünün çıkarılması yerine bugün parsiyel nefrektomi adı verilen sadece tümörlü doku ve bu dokunun hemen çevresinden 1 cm lik sağlam dokunun çıkarılması işlemi de yapılabilmektedir.
Bu işlemin tüm böbrek tümörlerinde yapılması mümkün olamamaktadır. Eğer hastalık akciğer veya büyük damarlarına sıçramışsa bu bölgelere de müdahale edilmesi gerekebilir. Büyük bir ameliyat olan böbrek tümörü ameliyatını her bünye taşıyamayabileceğinden bu konudaki kararın doktor, hasta ve hasta yakınlarının beraberce vermeleri gerekir.

Kemoterapi: Kanser ilaçlarının ağızdan veya damarlardan hastaya verilmesi demektir. Ne yazık ki böbrek tümörü, kanser ilaçlarından fazla etkilenmez. Bu nedenle böbrek kanseri için standart bir kemoterapi yoktur.

Radyoterapi: Işın tedavisi- Radyasyon ışınları kanser hücrelerini öldürür. Radyasyon tedavisi cerrahi uygulanan larda ek tedavi olarak veya genel durumu cerrahi tedavileri kaldıramayacak durumda olanlarda esas tedavi olarak uygulanır. İleri evrelerdeki kanserlerde yayılmalar( metastazlara) bağlı olarak ortaya çıkan kanama, ağrı gibi şikayetlerin tedavi edilmesinde de kullanılmaktadır.

Hormon tedavisi: Hormonlarla hücrenin büyümesi kontrol altına alınmaya çalışılır. Hormon tedavisi ilerlemiş böbrek kanserlerinde kullanılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp