Böbrek Kanseri Ameliyatı

Böbrek kanseri ameliyatı,böbrek kanseri rahatsızlığının tedavisi ve ameliyatı hakkında bilgiler aşağıdaki makalemizde yer almaktadır.Böbrek kanseri tedavisi ve ameliyatı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız aşağıdaki makalemize göz atmanızı tavsiye ederiz.

Böbrek Kanseri:
Böbrekte bir çok farklı kanser türü gelişebilir. Bu kanser türleri iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki gruba ayrılır. Böbrekte en sık görülen kitle genellikle rastlantısal olarak ortaya çıkan basit böbrek kistleridir. Böbrek kistleri çoğu zaman tedavi gerektirmezler, yalnızca izlemek hemen daima yeterli olur. Böbrek kanseri İse kötü huylu bir kitle olup, böbrek kistlerinin aksine insan yaşamı için tehdit oluşturabilmektedir.

Her yıl yaklaşık 10 bin kişiden birinin böbrek kanserine yakalandığı, 30 bin kişiden birinin de bu hastalıktan kaybedildiği sanılmaktadır. Erken tanı konulduğu takdirde böbrek kanserli hastaların yaşam oranları %70 İle %100 arasında olabilmektedir. Renal hücreli kanser yetişkinlerde en sık karşılaşılan böbrek kanseri olup, böbrekte kanı süzen ve idrar oluşturan dokulardan köken alır. Böbrek kanseri büyüdükçe etrafında yer alan lenf bezleri, karaciğer, kalın bağırsak ve pankreasa yayılabilir. Bunun yanında, ana tümörden kopan tümör parçaları vücudun diğer uzak bölgelerine giderek yerleşebilir (Metastaz).

Yaş: Genellikle 50-70 yaşları arasında görülür.

Cinsiyet:
Erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha fazla görülür.

Risk faktörleri:
Böbrek kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir.

Sigara:
Araştırmalar sigara içenlerde böbrek kanseri görülme riskinin iki kat fazla olduğunu göstermektedir. Sigara bırakıldığında artmış olan risk zamanla geriler.

Aile öyküsü: Ailede böbrek kanserli bir akrabanın olması böbrek kanserine yakalanma riskini artırmaktadır.

Diyet: Yüksek kalorili diyet ve kızartma türü yiyecekler riski arttırmaktadır.

Yüksek tansiyon: Bazı çalışmalarda yüksek tansiyonlu hastalarda 3 kat fazla böbrek kanseri geliştiği gösterilmiştir.

Şişmanlık: Fazla kilo özellikle kadınlarda böbrek kanseri riskini arttırabilir.

Mesleki risk faktörleri: Çelik endüstrisi, petrol, kadmiyum, kurşun endüstrisi çalışanları ve asbestozamaruz kalanlarda böbrek kanseri riski artmaktadır.

Radyasyon: Daha önce tedavi amacıyla radyasyon almış ya da başka bir nedenle radyasyona maruz kalmış kimseler artmış risk taşırlar.

Diyaliz: Süreğen böbrek yetmezliği nedeniyle uzun süreli hemodiyaliz programında olan hastalarda böbrek kisti ve böbrek kanseri riski daha
fazladır.

Genetik: Von Hippel Lindau hastalığı genetik geçişli bir hastalık olup beraberinde iki taraflı böbrek ve diğer bazı organlarda kanser ortaya çıkması söz konusu olabilir. Bu hastalar ve ailesi yakından izlenmelidir.

Belirti ve bulgular:
Başlangıç aşamalarında böbrek kanseri çok belirgin bir yakınmaya neden olmayabilir. Yine de görülme sıklığına göre aşağıda sıralanan belirtilerden bir veya birkaçı ortaya çıkabilir;

İdrarda kan: Zaman zaman çıplak gözle görülebilir, bazen kaybolabilir. Bazı durumlarda ise sadece idrar analizlerinde çıkabilir.

Böbrek bölgesinde kitle
Ağrı
İştahsızlık
Genel hastalık hali
Kilo kaybı
Tekrarlayıcı yüksek ateş
Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
Kansızlık (anemi)

Kanser yayılmışsa yayıldığı organla ilgili bulgular görülebilir.
Rastlantısal olarak saptanabilen böbrek kanserleri çoğunlukla iyileşebilir nitelik taşımaktadır. Bir başka deyimle erken tanı konulduğunda tedavi hem daha kolay olmakta, hem de kanserden tamamen kurtulma olasılığı artmaktadır. Ancak, tümör büyüdükçe ve yayıldıkça (metastaz) tedavi olasılıkları azalmaktadır.

Tanı:
Hastanın yakınmaları ve geçmişi hakkında doktorun yapacağı araştırma ve fizik muayene tanıya ulaşma yolunda ilk adımdır. Muayenede özellikle karın bölgesinde böbreklere uyan bölgede normal dışı sertlik ya da kitle olup olmadığı araştırılır.

Daha sonra kan ve idrar testi yapılabilir. Böbrek tümörlü hastalarda bazen idrarda gizli kan yakalanabilir.Ultrasonografi, böbrekte tümör olup olmadığını belirlemek için çok yararlıdır. Bu tetkiklerde elde edilen görüntülerde böbrek tümörü gösterilmiş ise ya da şüphesi varsa bilgisayarlı tomografi (BT)
İncelemesi yapılmalıdır. Aksi ispat edilene kadar böbrekte saptanan her kitle kanser olarak kabul edilmeli ve İleri İncelemelere gidilmelidir.

Tedavi:
Böbrek tümörünün tedavisi hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve kanserin yayılım derecesine (evre) göre belirlenir.Cerrahi, böbrek kanserlerinin tedavisinde standart metodudur. Kanserin evresi, büyüklüğü ve sayısına göre değişmek üzere ya radikal operasyon ile böbrek, böbrek üstü bezi ve etrafındaki zar ve yağ tabakaları ile birlikte tamamen çıkartılır (radikal nefrektomi) ya da kısmi olarak yalnızca tümörün çıkarılması (parsiyelnefrektomi) söz konusu olabilir.

Cerrahi teknik cerrah tarafından belirlenmek üzere açık operasyon ya da laparoskopik denilen kapalı yöntemle olabilir.Kalan böbrek normal ise, hastalıklı böbreğin alınması böbrek fonksiyonları açısından her hangi bir sorun yaratmaz. Çıkarılan örnekler hisopatoloji yöntemiyle (mikroskopta) incelenir ve tümörün cinsi, karakteri ve yayılım derecesi belirlenir. Bu, hem tanıyı kesinleştirir hem de yayılım hakkında bilgi verir. Kanserin yayılım derecesine göre bazen cerrahi sonrası ek tedaviler gerekebilir.

Arteriyel embolizasyon, böbreğe kan götüren damara özel maddeler enjekte edilerek onun tıkanmasının sağlanması yöntemidir. Bu işlem tümörün küçülmesini sağlar. Büyük boyutlu tümörlerde cerrahiyi kolaylaştırmak için bazen ameliyattan önce yapılır. Aynı zamanda ağrı ve kanamayı önlemek için de yapılabilir.

Ek Tedaviler:
1. Radyasyon tedavisi:
Radyasyon tedavisi vücut dışındaki radyoaktif bir kaynaktan gelen yüksek enerji içeren ışınların kanser hücrelerini öldürmek için kullanılmasına dayanır. Böbrek kanseri radyasyon tedavisinin az etkilediği kanserlerden biridir. Bu nedenle böbrek kanserinin kesin tedavisinde yerinin olmadığı kabul edilmektedir.

2. Biyolojik tedavi (immunoterapi): Interleökin-2 ve interferon-alfa, biyolojik tedavide kullanılan ve aslında vücutta da doğal olarak üretilen savunma sisteminin silahları olarak nitelendirilebilecek maddelerdir. Dışarıdan vücuda verilmek suretiyle biyolojik yapının daha iyi kullanılması ve güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Yayılmış kanserli hastaların yaklaşık %20′si bu tedaviye yanıt vermektedir. Biyolojik tedavi sırasında yan etkilerin izlenebilmesi için çoğu kez hasta hastanede kalır.

3. Kemoterapi: Kemoterapi kanserli hücreleri öldürmek için ilaç kullanılmasıdır. Diğer bir çok kanserde etkili olmasına rağmen böbrek kanserinde çok sınırlı bir etki gösterir. Buna rağmen araştırmacılar yeni ilaç ve ilaç kombinasyonlarını denemektedirler.

4. Deneysel tedavi yöntemleri: Yukarıdaki tedavi yöntemlerine ek olarak henüz araştırma aşamasında olanotolenfosit tedavisi, allojenik kök hücre nakli, aşı tedavisi gibi deneysel tedavi yöntemleri de bulunmaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp